Güncelleme Tarihi:
"Türkiye'deki İslamcı siteler, sıkı internet sansüründen kurtulmayı başarıyor" başlıklı haberde, Türkiye'nin geçen yıl Twitter'dan en fazla içerik silinmesini talep eden ülke olduğu hatırlatılarak, "En son bir güzellik kraliçesi, bir gazete yöneticisi, bir aktör ve bir gencin de aralarında bulunduğu onlarca kişi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a hakaret ettikleri için hedef alındı" denildi.
"Aynı sırada, Türklerin IŞİD'e katılmak için forum olarak kullandıkları Takva Haber ise özgürce faaliyet gösteriyor. Aynı zamanda cihatçıların okuduğu popüler bir haber sitesi olan Takva Haber, geçenlerde Irak ve Suriye'de savaşacaklara, ABD öncülüğündeki koalisyon güçlerinin militanlara karşı İHA'larla düzenlediği hava saldırılarından nasıl korunabilecekleri konusunda tüyolar vermişti" ifadesi kullanılan haberde, Ankara'da yaşadığı belirtilen 27 yaşındaki Can isimli Türk'ün şu sözlerine yer verildi:
"Bende merak uyandırdı ve beni insanların örgüte katılım ve lojistik hakkında bilgi edindikleri forumlara yönlendirdi."
IŞİD'e katıldıktan sonra örgütten kaçtığı belirtilen Can, "IŞİD'in Türkiye'deki internet çevresi çok geniş... Herkes burada bir araya gelip, iletişim kuruyor. Sokakta buluşsaydık, insanlar fark ederdi" dedi.
"ONAYLAMAKLA AYNI ŞEY"
Haberde, Türkiye'nin IŞİD politikasını araştıran ABD Dışişleri Bakanlığı eski yetkilisi David L. Phillips'in "IŞİD propagandasının yayılmasına izin vermek, bunu onaylamakla aynı şey" ve Dış İlişkiler Konseyi (CFR) Başkanı Richard N. Haas'ın "Türkiye; IŞİD'den ziyade, Esad ve ayrılıkçı Kürt hareket konusunda kaygılı" şeklindeki görüşlerine yer verildi.
"TÜRK HÜKÜMETİ BİR MASADA OTURUP..."
Türk hükümetinden üst düzey bir yetkili ise New York Times'a yaptığı açıklamada, "internet düzenlemesinin vatandaş şikayetlerinden mahkeme emirlerine kadar çok sayıda faktör içeren oldukça teknik bir konu olduğunu" söyledi.
İsmi açıklanmayan Türk yetkili, "Hükümet büyük bir masanın etrafında toplanıp, neyin engellenip neyin engellenmeyeceğine karar vermiyor" dedi.
"HASSASİYET 'TÜRKLÜK' ÜZERİNEYDİ"
Haberin sonunda ise Türkiye'nin geçmişteki laik ve milliyetçi iktidarlar zamanında "ifade özgürlüğü abidesi" olmadığı vurgulanırken şöyle denildi:
"O dönem de 'Türklük' kavramına hakaretler sürekli suç sayılıyordu. Şimdi ise hükümet İslam'a ya da cumhurbaşkanına hakaret saydığı ya da ateizmi teşvik ettiğini düşündüğü konuşmalara odaklanmış durumda."