Güncelleme Tarihi:
New York Times yazı işleri kurulu tarafından kaleme alınan ve gazetenin bugünkü New York baskısında da yer alan makalede şöyle denildi:
"Türk seçmenler Pazar günkü seçimde demokrasiye olan bağlılıklarını bir kez daha gösterdi. Seçmenlerin yüzde 86'sından fazlası oy kullandı. Bu oran 2012'de düzenlenen ABD seçimlerindeki katılım oranı yüzde 57'nin çok ötesindeydi. Türkler, açıkça giderek otoriterleşen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın daha fazla güç toplamasına izin vermeyeceğini açıkça belirtmiş oldu. Bunu da Erdoğan'ın partisinin mecliste çoğunluk sağlamasına engel olarak ve Kürt azınlığı temsil eden partiye ciddi oranda oy vererek yaptı.
Bu, şu an koalisyon hükümeti kurulmasını sağlama göreviyle karşı karşıya olan Sayın Erdoğan için açık bir ders oldu. Seçimleri kendi hakkındaki bir referanduma çevirdi ve her ne kadar hem cumhurbaşkanı hem de ülkenin en dişli siyasetçisi olarak kalsa da, sonunda ciddi yara aldı."
"DEMOKRASİ YOLUNDAN SAPTI"
"Sayın Erdoğan'ın İslamcı partisi bir zamanlar, demokrasinin ve Müslüman nüfusun çoğunlukta olduğu bir ülkedeki dini azınlıkların haklarının savunucusu olarak farklı bir gelecek sunuyordu. NATO müttefiki Türkiye bir ara Avrupa Birliği üyeliği hedefi doğrultusunda bu özgürlükleri artırmak için önemli adımlar attı" ifadesi kullanılan başyazıda, "Ancak Sayın Erdoğan yetkilerini sınırlama ya da karşı gelme girişimlerini bastırmak için demokrasi yolundan keskin bir dönüş yaptı. 2013'teki barışçıl gösterilere aşırı güç ile tepki verdi ve yolsuzluk skandalıyla karşılaştı. Bölgesel konuları kötü yönetti. Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad'ı devirme takıntısı cihatçıların Türkiye üzerinden bu ülkeye geçerek IŞİD'e katılmasına izin vermesine yol açtı. ABD öncülüğündeki IŞİD karşıtı koalisyona askeri üslerini açmaması ve entegre savunma sistemlerini konuşlandırmayı reddetmesi Türkiye'nin NATO'ya olan bağlılığı konusunda da şüpheler doğurdu" denildi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan için "Türk medyasına gözdağı verme konusunda çok uzun bir geçmişe sahip, fakat seçim kampanyasının son günlerinde, daha gözü dönmüş ve korkunç bir hale büründü" ifadesini kullanan gazete, "Muhalif gazeteler hakkında yapay suç duyurularında bulundu, ilk kez açıkça bir eşcinsel adayı destekleyen Kürt yanlısı Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) teröristler ve homoseksüeller tarafından yönetildiğini ifade etti" diye yazdı.
"BU KEZ MUHALEFETLE KARŞILAŞTI"
Erdoğan, uzun süredir güçsüz siyasi muhalefetten faydalandı. Fakat bu kez HDP, Meclis’te temsil edilmek için gerekenin fazlasını, oyların yüzde 13’üyle 80 sandalye alarak ciddi bir muhalefet ortaya koydu. Parti, yalnızca laikler, kadınlar ve Erdoğan’dan mutsuz olan diğerleri için bir çıkış olmadı, aynı zamanda 30 yıldır devlete karşı kanlı bir isyan sürdüren Kürtlerin siyasal arenada öne çıkıp yeni ve önemli bir rol almasına olanak sağladı.
Önümüzdeki haftalar, muhtemelen istikrarsız ve belirsiz geçecek ve koalisyon hükümeti kurulamazsa yeni seçimler gerekli olabilir.
Bir koalisyon hükümeti kurulsa dahi büyük sorunlar yerinde duruyor: Durağan ekonomi, Türkiye sınırları içinde yaşayan 2 milyon Suriyeli mülteci, hemen ufuk ötesinde Suriye ve Irak’taki IŞİD ve onarılmaya ihtiyaç duyan Türkiyeli Kürtlerle olan sorunlu ilişki. Ülke uzun süreli bir kararsızlığı göze alamayabilir.