"Nereden nereye geldik, biliyor musun?"

Güncelleme Tarihi:

Nereden nereye geldik, biliyor musun
Oluşturulma Tarihi: Aralık 07, 2010 23:04

Gençliği Amerika'da geçen, emekliliğini de burada sürdüren bir tanıdığım WikiLeak skandalını yakından izliyor : ''Artık gerçekten Orta Doğu'da lider bir ülke olduğumuza kanaat getirdim. Avrupa'nın da hatırı sayılır ülkelerinden biri olduk.'' WikiLeak ile lider ülke bağlantısının ne ilgisi var?'' Cevabı hazır: Türkiye'yi yönetenlerin skandal nedeniyle eli ayağı birbirine dolaşmamış:'' Başbakan Erdoğan 'Eteklerindeki taşları döksünler de görelim.' diye mesaj gönderdi Batılı yöneticilere. Cumhurbaşkanı Gül, bazı bakanlar da benzeri beyanatları yaptılar. Hiç kimseden çekinmiyoruz. Türkiye artık gücünün farkında.''

Haberin Devamı

Tanıdığım, diaspora Türklerinin de dışardan farkında olduğu bir noktaya parmak basıyor. Ülkemiz artık hazinenin 75 cent'e muhtaç olduğu 70'li yılları çok geride bıraktı. Başbakan Turgut Özal, Houston'da geçirdiği bir ameliyatın nekahat döneminde birlikte çay içerken çeyrek asırda nereden nereye geldiğimiz özetleyen bir anısını hatırlıyorum: '' Devlet Planlama Teşkilatı başkanı olarak bir heyetle kış ortasında Liechtenstein (nüfusu 34 bin) da bir bankaya borç almaya gittik. Binaya girişte kapaklı pencereyi açan yaşlı kadın listesine baktı, ''Randevunuz 09.00'da. Daha 10 dakika var, etrafta tur atıp gelin diyerek pencereyi yüzümüze kapattı. Yabancı paraya ihtiyacımız çok büyük. Başka çare yok, soğukta bir kaç tur attık, tam saatinde bankaya geldik.''

Haberin Devamı

Özal çayından bir yudum alarak sordu: '' Banka bize ne kadar borç verecekti, biliyor musun?'' Hayır. ''Bir milyon dolar. Bugün köşe başındaki bakkalımızda dahi bu kadar para var.''

Türkiye çok yol katetti geçen çeyrek asırda.25 yılda. Tanıdığım, görüşlerine katıldığımı görünce '' Bir 20-30 yıl daha geçsin AB'ye gireceğiz, yeni kuşaklarımız Fransa, İngiltere ve kuzey ülkelerine çalışmaya, yaşamaya gidecekler, ırklarımız kaynaşacak, tam Avrupa'lı olacağız.'' diye heyecanla kehanette bulundu. Arkadan Boğaziçi lokantalarının görkemini, alışveriş merkezlerinin lüksünü, Bodrum klüplerinin güzelliğini anlatmaya başladı. Bu ziyaretimde İstanbul'un ihtişamı, Bodrumun yaşama koşulları beni de etkilemişti. Ama ırk kaynaşması nedir, nasıl olur, fikrim yok. Herhalde bir Türk'le bir Danimarka'lının evlenmesinden, çocuklarının çift ırklı olmasından söz ediyor olmalı. Bu iş bu kadar kolay mı?

Türk kimliğinin yerine oturması hayli zaman almış. Anadolu topraklarından 10 yüzyılda pek çok uygarlık gelip geçmiş. İyonya, Roma, Hititler derken Bizans ve Osmanlı imparatorlukları 1058 ve 624 yıl egemen olmuşlar. Geriye baktığımız zaman Truva, Sardis, Pergamon, Efes, Kapodokya'dan başlayıp düzinelerle tarihi uygarlık kalıntılarını görüyoruz. Dünyanın yedi harikasından ikisi Efes (Meryem Ana'nın Evi ) ile Halikarnas Anadolu topraklarında. Dünyanın en eski yerleşim yeri Çatalhöyük de Anadolu'da. Şair Homer, Karun gibi zengin tanımıyla anılan Kral Midas, Tarih'in Babası Herodot, Hz. İsa'nın havarisi Aziz Paul'un da doğum yeri bizim topraklarımız.

Haberin Devamı

Peki ırk ve din konusu ne oluyor? 75 milyonluk Türkiye nüfusunun yüzde 98'i müslüman. Anadolu'ya gelip geçenler başka ülkelerde değişik din ve ırktan uluslar oluşturmuşlar. Yoldan geçen insanlarımıza baktığımızda '' Bunlar bizden, biz bunlardanız.'' diyoruz rahatça. Ne İsveç'li, Fransız, İngiliz bize, ne de biz onlara benziyoruz. Biz Doğu'luyuz, onlar Batı'lı. Hindistan doğumlu İngiliz yazarı Rudyard Kipling yıllar önce ''Doğu doğudur, Batı batı. Bu ikisi asla buluşmayacak.'' demiş.

Buluşmaya razıyım ama kimliğimizi kaybettirecek kaynaşmaya karşıyım. Zaten Türkler yabancı uluslar içinde eriyecek bir ırk değil. Türkiye içinde veya dışında uluslararası bir maç izleyin, ne dediğimi anlarsınız.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!