Ne 'sert' ne 'yumuşak' bir rapor

Güncelleme Tarihi:

Ne sert ne yumuşak bir rapor
Oluşturulma Tarihi: Kasım 06, 2007 15:51

AB Komisyonu, diğer aday ve potansiyel aday ülkelerle birlikte Türkiye İlerleme Raporu, strateji belgesi ve önümüzdeki 4 yıla ilişkin mali yardım çerçevesini açıkladı.

Haberin Devamı

İlerleme Raporunda, siyasi kriterlerle ilgili “Güvenlik güçleri  üzerindeki sivil gözetim” bölümünde, “Ordunun kamuoyuna yaptığı  açıklamalara ve siyasi sürece müdahale çabalarına rağmen 2007 baharında  yaşanan anayasal krizin sonucu demokratik sürecin üstünlüğünü teyit  etmiştir” denildi.

AB Komisyonu belgesinde, “Silahlı Kuvvetlerin (son bir yılda) önemli  siyasi etki yaratmayı sürdürdüğü, Silahlı Kuvvetlerin üst  yönetimindekilerin iç ve dış politikayı ilgilendiren sorunlarda  kamuoyuna açıklama yapmayı hızlandırdıkları” ifade edilerek, Türk  Silahlı Kuvvetleri ve jandarmaya yönelik değerlendirmelere yer verildi.

Türkiye'de son bir yılda yaşanan siyasi ve ekonomik gelişmelerin ve  reform çabalarının ele alındığı raporda, 22 Temmuz seçimlerinin TBMM'de  “ülkenin siyasi farklılıklarının daha iyi temsiline” imkan sağladığı  belirtilerek, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin (AİHM) adil seçimleri  ihlal etmediği yönündeki kararına rağmen yüzde 10 seçim barajının  indirilmesinin “tercih edileceği” kaydedildi.

Haberin Devamı

Belgede, “(Bir önceki) Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, Ombudsmanlık  Yasası, Vakıflar Yasası ve özel eğitim kurumlarını düzenleyen yasa başta  olmak üzere siyasi reformlarla ilgili birçok yasayı veto etti. Ayrıca  Ombudsmanlık Yasası'nın iptali için Anayasa Mahkemesine başvurdu.  Cumhurbaşkanı ve hükümet arasındaki gergin ilişkiler, reform sürecinde  çalışmaların yavaşlamasına katkı sağladı” ifadeleri yer aldı.

“Yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığıyla ilgili endişeler sürüyor.  Anayasa Mahkemesinin, Nisan ayında TBMM'deki cumhurbaşkanı seçimlerinin  ilk ve ikinci turunda milletvekillerinin üçte ikisinin (367) hazır  bulunmasının zorunlu olduğuna karar vererek yapılan ilk tur oylamayı  geçersiz ilan etmesi, mahkemenin bu kararında tarafsızlığını yitirdiği  yönünde güçlü siyasi tepki ve iddialara neden oldu” denilen belgede,  “yargının bağımsızlığını ve tarafsızlığını” güçlendirmek için daha  fazla çaba gösterilmesi talep edildi.

“Türkiye'de yolsuzluğun yaygın olduğu ve yolsuzlukla mücadelede sınırlı  ilerleme sağlandığı” ileri sürülen raporda, yolsuzlukla mücadele  stratejisinin geliştirilmesinde etkin ve iyi koordinasyonlu kurumların  ve güçlü yasal alt yapının önemine vurgu yapıldı.

Haberin Devamı

Türkiye'nin benimsediği “işkenceye sıfır tolerans” politikasının  olumlu sonuç verdiği, işkence ve kötü muameleyle ilgili dava sayısının  azaldığı anlatılan raporda, Adli Tıp Kurumunun bağımsızlığının  güçlendirilmesi ve tıbbi rapor kalitesinin artırılması istendi.

İlerleme Raporunda din ve ibadet özgürlüğü başlığı altında “Aleviler ve  gayri müslimlerin karşılaştıkları temel sorunları çözmede gerçek bir  ilerlemeden bahsedilemeyeceği” görüşü yer aldı.

Belgede, Türkiye'nin Lozan Anlaşması'na dayanarak sadece Rumlar,  Ermeniler ve Yahudiler gibi belirli gayri müslimleri azınlık kabul  ettiği anlatılarak, bu bakış açısının Türkiye'nin “etnik köken, dil ve  dinine dayanarak bazı vatandaşlarına, kimliklerini korumaları için özel  haklar sunmasını engellememesi” tavsiye edildi.

Haberin Devamı

Raporda Kıbrıs başlığı altında “Türk hükümetinin BM gözetiminde  kapsamlı çözüme bağlılığı ifade etmeyi sürdürdüğü” belirtilerek, Kıbrıs  Rum kesimiyle ilişkilerin normalleştirilmesinde herhangi bir ilerleme  sağlanmadığı ve Türkiye'nin Rum kesiminin bazı uluslararası örgütlere ve  anlaşmalara katılımını engellemeyi sürdürdüğü ifade edildi.

Türkiye'nin 1960 anlaşmasındaki garantörlüğüne dayanarak Kıbrıs Rum  kesiminin petrol çıkarmak için Lübnan ile Akdeniz'de münhasır ekonomik  alan paylaşımı anlaşması imzalamasını ve Rum kesiminin Fransa ile  imzaladığı savunma işbirliği anlaşmasını protesto etmesine değinilen  belgede, AB'nin geçen yıl Aralık zirvesinde 8 fasılda müzakereleri  dondurmasına neden olan Türkiye'nin Ek Protokol yükümlülüklerini  (limanların ve havaalanlarının Rum kesiminin kullanımına açılması)  eksiksiz yerine getirmede “hiçbir ilerleme sağlanmadığı” iddia edildi.

Haberin Devamı

İlerleme Raporunda öncelik verilen diğer unsurlar arasında, 301'inci  maddenin AB standartlarında yeniden ele alınması talebi ve dini  azınlıklara bazı haklar tanıması öngörülen Vakıflar Kanunu'nun kabul  edilmesi dikkati çekti.

AB terör örgütleri listesindeki PKK'nın son dönemde artan saldırılarının  Türkiye açısından ciddi bir güvenlik sorunu oluşturduğu kaydedilen  raporda, terörle mücadeleye destek verildi.

Belgede gazeteci Hrant Dink'in öldürülmesinin ardından Türk toplumunun  dayanışma gösterdiği fakat bazı kesimlerin faillere destek verdiği ifade  edilerek, “Polisin ihmali yönündeki iddialar dahil olmak üzere geniş  kapsamlı bir soruşturmaya gerek duyulmaktadır” denildi.

Haberin Devamı

Türkiye'nin geçen yıl 85 milyar avroluk hacimle AB'nin 7'inci büyük  ticaret ortağı haline geldiği hatırlatılan belgede, Türkiye'nin dış  açıklarının (cari açık ve dış ticaret açığı) büyük miktarlara ulaşmasına  rağmen finansman sürdürülebilirliğinin artırıldığı ifade edildi.
         Öte yandan, katılım öncesi mali yardım çerçevesinde önümüzdeki 4 yılı  kapsayan önerisini üye devletlerin onayına sunan AB Komisyonu, bu yıl  497,2 milyon avro tahsis edilen Türkiye'ye 2008'de 538,7 milyon avro,  2009'da 566,4 milyon avro, 2010'da 653,7 milyon avro ve 2011 yılında  781,9 milyon avro ayrılmasını istedi.

AB, önümüzdeki yıl diğer aday ve potansiyel aday ülkelerden  Hırvatistan'a 146 milyon avro, Makedonya'ya 70,2 milyon avro,  Arnavutluk'a 70,7 milyon avro, Bosna-Hersek'e 74,8 milyon avro,  Karadağ'a 32,6 milyon avro, Sırbistan'a 190,9 milyon avro ve Kosova'ya  124,7 milyon avro mali yardımda bulunacak.
       
STRATEJİ BELGESİ
       
AB üyesi ülkelere ve Avrupa Parlamentosuna önümüzdeki bir yıla ilişkin  genişleme stratejisi belgesini sunan AB Komisyonu, Türkiye'de  reformların 2005 yılından bu yana yavaşladığı tespitinde bulunarak,  “siyasi reformların hızlandırılmasını” istedi.

AB Komisyonu belgesinde bu kapsamda ifade özgürlüğü ve dini azınlıkların  haklarıyla ilgili reformlara öncelik atfedilirken, vurgu yapılan diğer  başlıklar arasında yolsuzlukla mücadele, yargı reformu, sendikal haklar,  kadın ve çocuk haklarıyla kamu yönetiminde hesap verilebilirliğin  artırılması yer alıyor. Belgede, “AB Komisyonunun güvenlik güçleri  üzerindeki sivil gözetim başta olmak üzere Türkiye'deki siyasi reform  sürecini yakından izlemesini sürdüreceği” ifade edildi.

Terör örgütü PKK'nın can kayıplarına neden olan silahlı saldırılarının  ardından TBMM'nin sınır ötesi operasyona yetki verdiği hatırlatılan  belgede, Türkiye'nin vatandaşlarını koruma ve terörizmle mücadele  çabasında hukukun üstünlüğü yanında bölgesel barış ve istikrara önem  vermesi istendi.

Belgede, üye ülkelere yönelik çağrıda, “AB'nin (aday ülkelere yönelik)  taahhütlerine bağlı kalması ve teknik hazırlıkları yapılır yapılmaz  ilgili fasılları açarak müzakere sürecini yolunda tutması büyük önem  taşımaktadır” ifadelerine yer verildi.

Kıbrıs Rum kesimine uygulanan “nakliyat araçları kısıtlaması” dahil,  malların serbest dolaşımı üzerindeki engelleri kaldırması talep edilen  belgede ayrıca, Rum kesimiyle “ikili ilişkilerin normalleştirilmesi  beklentisi” dile getirildi.

Strateji belgesinde, “Türkiye, üyelik yükümlülüklerini karşılama  yeteneğini geliştirdi. Malların serbest dolaşımı, mali hizmetler,  trans-Avrupa ağları, bilim ve araştırma başta olmak üzere müzakere  fasıllarında ilerleme sağlandı. Malların serbest dolaşımında, fikri  mülkiyet haklarında, kartellerle mücadele politikasında, enerjide,  istatistikte, işletme ve sanayi politikasında, tüketici ve sağlığının  korunmasında, bilim araştırmada (AB müktesebatına) uyumunu ileri düzeye  taşıdı” ifadelerine yer verildi.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!