Güncelleme Tarihi:
Keskin yüz hatları, kumral saçları ve mavi gözleriyle kadınların kalplerinde taht kurdu.Kimi zaman playboy tiplemesiyle kimi zamanda yalnız yaşamayı tercih eden karizmatik ve ciddi erkek karakteriyle buluştu sinemaseverlerle. Ama akıllarda kalan, izlenme rekorları kıran ‘Bridget Jones’un Günlüğü’ filminde kendisine aşık olan kadını önüne çıkan her cazibeli kadınla aldatan çapkın, kafası karışık işadamı rolüydü. Sonunda ne mi oldu? Bridget Jones’un Günlüğü’nü seyredenler hatırlayacaklar, playboy karakterli adam aşık olduğunu, kadın ellerinden kayınca anlamıştı...
Herhalde, azımsanmayacak çoğunluktaki kadın seyirci içlerinden kocaman bir “ ohh iyi oldu ” çekti, Hugh Grant’a!!! Ama, bu sefer 30’lu yaşlardan sonra kafa karışmanın artık çok doğal olduğu bir çağda, Bridget Jones’un da kafası karıştı. Ve, biran önce yuva kurup mutlu olmak isteyen hanım kız Bridget Jones, iki erkek arasında kaldı.
İlgisiz ve çapkın bir adam bir yanda..Öte yanda iyi bir aileden gelen aradığı kadını bulamayan paylaşımcı, hassas erkek..
Ve, Bridget Jones’un 30’undan sonra hızla artan ritmiyle, artık düzenli ve sağlıklı bir ilişki isteyen ‘kadın kalbi’...
Aslında, anlatmak istediğim Bridget Jones’un Günlüğü filmi değil. Kafası karışık erkeklerin nasıl olup da hem kendi hem de karşısındakinin kafasını karıştırdığı.Sonra da kendi hayatlarında çıktıkları yörüngesiz seyahatler.
Dünyanın en çekici erkeklerinden biri kabul edilen Hugh Grant, 9 Eylül 1960 tarihinde Londra’da doğdu. Geleneksel bir İngiliz ailesinin üyesi olan Grant çok iyi bir eğitim alarak Oxford Üniversitesi’ni bitirdi. Oyunculuk kabiliyeti henüz 22 yaşındayken belliydi. İlk olarak “ Privileged” adlı filmde oynadı, sonraki çıkışı ise 1994 yılında Andie McDowell ile başrolünü paylaştığı “ Dört Düğün ve Bir Cenaze” filmiyle oldu. Hugh Grant’ın, Notting Hill, Mickey Blue Eyes, About a Boy(Bir çocuk hakkında), Love Actually(Heryerde Aşk) filmlerindeki o hafif kararsız hali, zaman zaman yüzüne asılı kalan zoraki gülümsemeyle birleşince ortaya bazı hemcinslerimize ilginç gelebilecek ‘ huysuz ama çekici’ adam profili çıktı.
Kadınlar bazen hatta çoğu zaman zor olanı isterler. Ama, yorulunca oturup şöyle bir düşünürler...Mevcut ilişkilerini büyük bir cesaret ve gizlilikle gözden geçirirler. Sonra da beyinden. Ve bu sorgulamada en son durak, faturayı ağır ödeyen kalptir. Hugh Grant, doğal ve rol yapmayan haliyle dünya kadınlarını düşündürttü. Belki kendisine aşık etti. Belki de aşık oldukları ama ulaşamadıkları ‘ zor’ erkeklerin yerine koydular kadınlar Grant’ı.
Grant, gerçek yaşamında da zordu. İngiliz basını, Hugh Grant’ın, ünlü model Elizabeth Hurley ile olan ilişkisini sağlam olarak görüyordu. Şov dünyasının tüm sağlam olarak adlandırılabilecek ilişkileri gibi, oldukça mutlu görünüyordu çift.Elizabeth Hurley, kendisine dünya çapında ün getirecek marka yüzü olmadan önce, erkek arkadaşı Hugh Grant’ın kolunda film galalarına giydiği meşhur Versace marka kıyafetlerle adından söz ettirmeye başladı.Çiftin evlilik yolundaki ilişkileri, Grant’ın 1995 yılında Hollywood Bulvarı’nda Divine Brown adlı hayat kadınıyla bir arabanın içinde kaçamak yapmasıyla son buldu. Aslında, Elizabeth Hurley dünya basınında kaçamak yaparken boy boy fotoğrafları çıkan erkek arkadaşından, “ Hugh benim için çok değerlidir.Ama onunla asla evlenmeyeceğim” açıklamasıyla ciddi bir intikam almıştı...
Dünya kadınları derin bir “ ohh iyi olmuş. Aldatır mısın gül gibi kadını” diyerek kızdılar kafası karışık Hugh Grant’a..Aslında o, belki de bilmeden ya da istemeden kafası karışık erkekleri temsil eder oldu.
Heryerde Aşk adlı filmde Başbakan Tony Blair’i canlandıran Hugh Grant, Şubat ayında Hürriyet’e, “Artık çocuk istiyorum. Sevgilimin çocuklarına tabii ki babalık yaparım ama ben kendi çocuklarımı istiyorum.Yazın, lütfen” demişti.
Şubat ayında son filmi, “ Müzik ve Söz” için görüştüğüm Hugh Grant, artık Pakistanlı ünlü kriketçi ve politikacı İmran Khan’dan 2 çocukla ayrılan aristokrat güzel Jemima Goldsmith’le birlikteydi. Hem de 3 yıldır. Eski sevgili eskimeyen dost Elizabeth Hurley, dünya basınında geniş yer bulan “Pembe Düğüne” hazırlanırken, kafası karışık Hugh Grant’da, Drew Barrymore ile başrolünü paylaştığı son filminin tanıtımını yapıyordu.
Filmin basın toplantısında Drew Barrymore, Hugh Grant’ın ne kadar çekici olduğunu övüp durdu. Aktör ve aktrislerin yalandan da olsa, yeni vizyona girecek filmleri için birbirleriyle alenen flört etmelerinin mübah olduğu şov dünyasında, Hugh Grant oldukça ciddi duruyordu.
Röpörtaj sırasında, artık 46 yaşında “ old grumpy man-yaşlı huysuz adam” olduğunu itiraf eden Hugh Grant, kararsız halinden memnundu. Ama, bu sefer kararlıydı. Çünkü çocuk istiyordu. Bunu da, Hürriyet sayesinde duyurmak istemişti.
Ne güzel...Dünyanın tanıdığı müzmin bir bekar aktörden gelen samimi ve çok özel bir itiraf.
Haber çıktı, iki gün sonra Hugh Grant 3 yıllık sevgilisi Jemima Goldsmith’den ayrıldığını açıkladı. Hani çocuk istiyordu? Belki kafası karışıktı..Ama benim de kafam karıştı..Okuyucuların da...
Sonraki günlerde Hugh Grant’ı hep kafası karışık ve kararsız gördük haberlerde. İngiliz basını Grant’ın peşinde dedektiflik yapmaya başladı.Herkes, eski sevgilisi Elizabeth Hurley’in düğününe katılıp katılmayacağını merak ediyordu.
Grant ve Hurley ile ilgili düğün öncesi yapılacak özel bir haber çok değerliydi.
Liz Hurley, muhteşem bir “ Pembe Düğün”le dünyaevine girdi. Hem İngiltere’de evlendi. Hem Hindistan’da..
Aradan günler geçti, Hugh Grant 1995’teki ilk tutuklanmasından tam 12 yıl sonra tekrar tutuklandı.Bu sefer, bir fotoğrafçıya saldırıp haşlanmış fasulye atmaktan!!!!Londra’nın batısında Chelsea bölgesinde eski sevgilisi Elizabeth Hurley’in kapı komşusu olan Hugh Grant, fotoğrafını çekmek isteyen paparazziye kızıp saldırmış. Hırsını alamayıp eline geçirdiği haşlanmış fasulye kutusunu da fırlatmış. Paparazzinin iddiasına göre, kendisinden izin isteyerek fotoğrafını çekmeye çalışan ve çocukları olduğunu söyleyen adamın çocuklarına da küfür etmişti....
Bilmiyoruz..Bunlar paparazzinin iddiası...
Gerçek olan, Hugh Grant’ın saldırı yüzünden tutuklandığı. Polis Karakolu’nda sorgulandığı. DNA örneği ve parmak izi verdikten sonra para karşılığı serbest bırakıldığı. Soruşturma hala sürüyor.....
Ne demiştim, kafası karışık erkekler bazen hem kendi hem de karşısındakinin kafasını karıştırıyor. Hugh Grant’ın Bridget Jones’un Günlüğü’nde canlandırdığı, ‘ sevdiğini, kadın ellerinden kayınca anlayan kararsız erkek’ tiplemesi gerçek yaşamındaki tavrı mı, bilinmez?
Ama, bazen geç olmadan davranmakta fayda var. Filmlerde seyrettiğimiz o mutlu sonlar gerçek yaşamda kolay yakalanmıyor...