Güncelleme Tarihi:
FRANSA Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un, Suriye bağlantılı gelişmelere ilişkin olarak ABD’nin takındığı tavır ve Türkiye’nin ülkenin kuzeydoğusunda Barış Pınarı harekâtını düzenlemesi nedeniyle yaptığı, “NATO’nun beyin ölümü gerçekleşti” şeklindeki açıklaması ittifakı ciddi bir stres testiyle karşı karşıya bıraktı. Müttefik ülke liderleri 3-4 Aralık’ta Londra’da NATO’nun kuruluşunun 70’nci yılını kutlamaya hazırlanırken, dışişleri bakanları Macron’un açıklamalarının yarattığı çatlağın gölgesinde Brüksel’de bir araya geldi. NATO bir yandan birlik mesajları verirken diğer yandan da yeni adımları devreye sokuyor.
Türkiye’yi Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun temsil ettiği toplantıda NATO’nun Avrupalı üyeleriyle Kuzey Amerika arasındaki transatlantik bağın zayıflamasının ittifaka yararı olmayacağı gibi Avrupa’ya da zarar vereceği mesajı öne çıktı. NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg tarafından da gündeme getirilen, Avrupa Birliği’nin, ABD’nin desteği olmaksızın Avrupa’yı koruma kapasitesine sahip olmadığı görüşü de genel kabul görüyor. ‘NATO’nun alternatifinin bulunmadığı’ toplantıda verilen ortak mesajlar arasında yer alırken ABD de Macron’un NATO konusundaki değerlendirmelerini paylaşmadığını net şekilde ortaya koydu. Çavuşoğlu, “Hemen hemen tüm konuşmacılar Macron’un açıklamalarına karşı, NATO’nun hâlâ canlı olduğu ve bölge ile müttefiklerin güvenliği için en önemli teşkilat olduğunu, bundan sonra da önemini devam ettireceğini vurguladılar” dedi.
TARTIŞMALAR ALEVLENDİ
Macron’un fikirlerine destek çıkmasa da yaptığı açıklamalar NATO’nun stratejik karar alma mekanizmasına yönelik tartışmaları alevlendirdi. Hem Fransa hem de Almanya bazı yeni önerileri gündeme taşıdı. Paris, NATO’nun değerleri odaklı ‘vizyon tartışması’ için küçük bir akil adamlar grubu oluşturulmasını önerdi. Berlin de Jens Stoltenberg liderliğinde NATO içinde uzmanlardan oluşan bir grup kurulmasından ve ittifakın stratejik karar alma mekanizmasına ilişkin siyasi tartışma başlatılmasından yana. Almanya Dışişleri Bakanı Heiko Maas, NATO’nun 70 yıldır Avrupa’nın yaşam sigortası olduğunu belirterek, bu sürede ittifakı güçlü kılanın ‘sarsılmaz transatlantik bağ’ olduğunu hatırlattı. NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg de NATO’nun anlaşmazlıklara rağmen gücünü koruduğunu vurguladı.
ÇİN HEDEFTE
Küresel sınamalar karşısında kendisini günün koşullarına adapte etme çabasını sürdüren NATO, bu bağlamda Çin’i mercek altına alma politikasını devreye sokuyor. ABD’den sonra savunmaya en fazla yatırım yapan ikinci ülke olan ve son beş yılda donanmasına 80 yeni gemi katan Çin’in askeri hedefleri bu ülkeye yönelik yeni bir politika üretilmesini kaçınılmaz kıldı.
ÇAVUŞOĞLU: İKİYÜZLÜ TUTUMUN YENİ BİR ÖRNEĞİ
NATO Dışişleri Bakanları Toplantısı’na katılmak için geldiği Brüksel’de Avrupa Parlamentosu (AP) Başkanı David Sassoli’yle görüşen Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, görüşmenin içeriğine yönelik AP kanadından verilen mesajlara sert tepki gösterdi. Sassoli’nin görüşmenin içeriğini çarpıttığını belirten Çavuşoğlu, bu durumdan hicap duyduğunu söyledi. Sassoli, Türkiye’nin talebi üzerine gerçekleştirilen ve planlanandan uzun süren görüşme sonrasında yayımladığı yazılı açıklamada, Barış Pınarı hârekatı, Doğu Akdeniz’deki sondaj çalışmaları ve mülteciler konusunda sert ifadeler kullandı. Bakan Çavuşoğlu da bu açıklamalar sonrasında Twitter’dan paylaştığı mesajında, “AP Başkanı’nın yüzüme karşı dile getiremediği hususları gerçekmiş gibi paylaşması Avrupa Birliği’nin samimiyetsiz ve ikiyüzlü tutumunun yeni bir örneğidir. Avrupa halklarını temsil eden birinin AB kurumunda yapılan görüşmenin içeriğini çarpıtarak vermesinden hicap duyuyorum” açıklamasını yaptı.
ABD İLE DİYALOĞA DEVAM
ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo ile de bir araya gelen Çavuşoğlu, Türkiye ile ABD arasında bazı konularda görüş ayrılığının sürdüğünü, ancak diplomasi ve diyalog kanallarının açık tutulmasının önemli olduğunu söyledi. Görüş ayrılığı bulunan konulardan birinin S-400 hava savunma sistemleri olduğunu hatırlatan Çavuşoğlu, bu konuda cuma günü Ankara’da bir toplantı gerçekleşeceğini söyledi.
UZAY ADIMI
NATO aylar süren müzakereler sonrasında hava, kara, deniz ve siberin ardından uzayı da operasyonel alanları arasına katma kararı aldı. Rusya ve Çin’in uzay faaliyetleri de dikkate alınarak atılan bu adım hem savunma hem de caydırıcılık açısından önem taşıyor. NATO, erken uyarı, iletişim ve navigasyon açısından büyük önem verdiği uzayı silahlandırma doğrultusunda bir adım atma niyetinde değil. Bununla birlikte özellikle askeri operasyonlar açısından yaşamsal öneme sahip uyduların korunması öncelikli hedeflerden biri olacak. Rusya ve Çin’in navigasyon ve iletişim uydularının işleyişini sekteye uğratma kabiliyetine ve uyduları vurma kapasiteli yerden havaya füzelere sahip olmaları NATO müttefiklerini endişelendiren unsurlar arasında yer alıyor.