Güncelleme Tarihi:
İŞLETME danışmanlığında 19 yılı geride bıraktınız. Geriye baktığınızda nasıl bir döküm çıkarırsınız?
* 1998 yılında işe başladığımda tabii ki hiç düşünmemiştim, bu kadar uzun yıl bu alanda çalışacağımı. Neden bu kadar yıl bu alanda çalıştım! Kendimi bu işte çok rahat hissediyorum, serbest çalıştığım için, ilgimi çekiyor, çok farklılık var, her gün aynı işi yapmadığımızdan dolayı. Çok farklı insanlarla, çok farklı branşlarla tanışıyorum. Bunlar beni her defasında daha da motive etti. Farklı bir alana da gireceğimi sanmıyorum, bu kadar yıldan sonra. Potansiyel var, çevre var, birçok şirketin danışmanlığını yaptım, onların başarısını kendi başarım diye gördüm. Bu beni daha çok motive etti.
Bu hep istediğiniz bir meslek miydi, yoksa bu alanda çalışmaya başlayınca mı sevdiniz?
* Üniversitede hayaller tabii ki farklı, ben de farklı düşüncelerle üniversiteyi bitirdim. Daha çok büyük şirketlerde çalışmayı hedeflemiştim ama o zamanlar maalesef bizim gibi Türkiyeli insanlar için çok zordu iş bulmak. Önyargı çok vardı. İş başvuruları yaptıktan bir süre sonra gördüm ki, gerçekten zor... Yani, iş bulamayacak, istediğim yerlerde çalışamayacaktım. İlk gelen teklifi değerlendirdim, stajyer olarak bir Alman şirketinde işletme danışmanı olarak çalışmaya başladım 1998’de. Daha sonra 1999’da bu şirkete ortak oldum. Zamanla bu işin ilginç olduğunu da gördüm, ilgimi çekti, zevk de almaya başladım. Ayrıca, bir kadın için serbest çalışma çok avantajlı. Ev ve çocuk, artı işi çok güzel organize edebiliyorsunuz. Bu da bir getiriydi benim için tabii.
19 yıl içinde size danışmaya gelenlerin profilinde nasıl bir değişim oldu ya da olmadı?
* “Fazla bir değişiklik oldu” diyemeyeceğim maalesef; gerçekten maalesef. Halen aynı branşlar ve aynı hatalar yapılıyor, “Hiç bir gelişme yok bizim insanlarda” diyebilirim. Son yıllarda biraz hizmet sektörüne yönelen insanlar var ama sayıları çok az. Şirket danışmanlarına gitme sebeplerinde de bir değişim yok. İlk etapta finans sorunlarını çözmek için bize geliyorlar. Şirketini kurmak ya da büyütmek istiyor, teşvik kredisine veya banka kredisine ihtiyacı var. Bizim girişimcilerin bir işletme danışmanına gitmesinin tek sebebi kredi. “Şirket kurmak istiyorum, bana yardımcı olur musunuz ?” Bu 19 yılda hiç değişmedi. “Bana para bul!..” “Bana bilgi ver” değil. Halen bilinçsiz girişimde bulunuyorlar, danışmanın hizmetini halen anlamamış birçoğu. Danışmanın bana getirisi nedir? Ya da başka hangi hizmetleri alabilirim? Bunlarla ilgilenmiyorlar.
KÜÇÜKLER GELECEKTE AYAKTA KALAMAZ
Önermeyeceğiniz ve önereceğiniz sektörler var mı? Varsa hangiledir?
* Türk marketlerinin yavaş yavaş sonlarının geldiğini düşünüyorum. Çok büyük bir alanda olurlarsa belki şansları olabilir. Eskiden bildiğimiz 100 metrekare, 200 metrekare bir alandaki dükkanlar tercih edilmiyor, bunlar ölüme mahkum. En az 500, 600 metrekarelik bir alanda dükkanınız olacak ki, bir şansınız olsun. Ayrıca, çok çeşidiniz olacak, çok güzel bir iç döşemesi olacak. Ancak o zaman piyasadaki büyük marketlerle rekabet şansları olabilir. Bir de üçüncü nesil, artık Türk marketlerinden alışveriş yapmıyor, dördünce nesilde bu tümüyle değişecek. Bir başka nokta, büyük Alman marketleri de artık Türk ürünleri satmaya başladı.
Gastronomi, önerebileceğim sektörlerden. İnsanlar birçok şeyden tasarruf edebilirler, ancak yemekten etmezler. Bu bağlamda dönerde de bir sorun görmüyorum. Çok olmasına karşın iyi olan kalıyor. İyi yer seçmeniz gerek, çok iyi bir konseptle işe başlamanız gerek. Döner sektöründe yenilik gerekiyor, bizim insanlarımız yeniliğe pek açık değil.
Bir başka önerim ise franchising konseptleriyle çalışmaları. Franchisingin getirdiği avantajlar çok, çok iyi hazırlanmış konseptle yola çıkıyorsunuz. Sonra her konuda destek var. Franchising veren şirket tarafından, bankalar da bunun için severek kredi veriyor. Sonuçta her şeyi düşünülmüş, başarılı bir konseptle işe başlıyorsunuz.