Nakşi çellocu ve Alman müritleri

Güncelleme Tarihi:

Nakşi çellocu ve Alman müritleri
Oluşturulma Tarihi: Eylül 24, 2006 00:00

Adı Hassan Dyck. Almanya’da küçük bir köydeki Nakşibendi dergahının çellocu şeyhi. Kendisi gibi Müslüman olmuş bir Alman’la evli, 5 çocuk babası. Onun şeyhi ise Kuzey Kıbrıs’ta yaşayan Nazım Kıbrısi. Almanya’da 1000, Avrupa’da 5 bin müridi var.

NAKŞİBENDİ tarikatına bağlı olarak Almanya’nın Euskirchen yakınlarındaki Kall-Sötenich adlı küçük bir köyde "Osmanlı Dergahı" (Osmanische Herberge) adı altında faaliyet gösteren Alman Müslümanları giyinişleri ve davranışlarıyla Afganistan veya Arabistan’da yaşayan Müslümanları andırıyor.

Her perşembe dergahta düzenlenen zikir geceleriyle tüm Alman Müslümanlar bir araya gelip ibadetlerini yerine getiriyorlar. Alman Nakşibendilerin şeyhliğini de bir Alman üstlenmiş durumda. Adı Şeyh Hassan Dyck. Şeyh Hassan cemaatini, çalışmalarını anlatırken şöyle konuştu:

TERÖR İSLAM’I KÖTÜ GÖSTERİYOR

Biz şeyhimize göre yön buluyoruz. Eskiden olduğu gibi her Müslüman’ın bir Sufi Meistere, Türkçe’de buna Sufi velisi derler, ihtiyacı vardır. Onun yardımına gerek vardır. Ancak bugün bu uygulamanın olmaması Müslümanlığı başka yerlere götürmektedir. Bu nedenle bugün terörist grupların çalışmaları İslam’ın toplum içinde kötü görünmesine neden olmaktadırlar.

DAHA ESASLI HIRİSTİYANIM

İslam’ı seçmemle daha az Hıristiyan olduğum veya artık Hıristiyan olmadığım anlamına gelmez. Tam tersine şu anda daha esaslı bir Hıristiyan’ım diyebilirim. Hıristiyanlığın 10 şartını şu anda daha ciddi bir şekilde yerine getiriyorum. Müslüman olduktan sonra bu 10 şartla birlikte İslam’ın diğer tüm şartlarını yerine getiriyorum. Hıristiyanlık İslam’ın içindedir.

FARK ALLAH KORKUSU

Kuran’da her insanın eşit olduğu yazılıdır. Peygamber efendimiz bunu bir saç tarağının tırnakları gibi görür. Farklılık Allah’tan korkma olayıdır. Her insanın duyduğu korku farklıdır.

ŞERİAT TOPLUMU YOK

Şeriat uygulandığı toplum için kabul edilebilir. Ancak şunu da söylemekte yarar var. Bu hem benim özel görüşüm, hem de şeyhimizin görüşüne göre bugün artık dünyada şeriat toplumu yoktur. Zaten bir toplumu şeriatla yönetilmeye zorlayamazsınız. 1980’de İran da olduğu gibi devrimle gelmez.

ŞERİATI HERKES İSTEMELİ

Şeriatın gelmesini tabii isterim ancak bunun kalpten içten gelmesi gerekiyor. Bunu herkesin yani toplumun istemesi gerekiyor. Hz. Muhammed’in yasayı nasıl uyguladığı önemlidir. Sanığın suçlu olup olmadığı en ince detayına kadar incelenirdi.

Şeyhleri Nazım Kıbrısi
/images/100/0x0/55eaf109f018fbb8f8a096ea

Hassan Dyck "Şeyhiniz kim" sorusunu şöyle cevaplıyor: Bizim şeyhimiz Şeyh Nazım Kıbrısi hazretleridir. 84 yaşındadır. Kendisi Kuzey Kıbrıs’ta oturuyor. Onun şeyhi ise 125 yaşında Şam’da ölmüştür. O da Türkiye’de büyümüş ve Türkçe’yi iyi bilirmiş. I. Dünya Savaşı’ndan sonra Şam’a gidip oraya yerleşmiş. Arapça bilmediği için başta Araplar tarafından aşağılanmaya çalışılmış. Araplar gelip kendisine tarikatın ne olduğunu sormuşlar. O da tarikatın şeriat olduğunu söylemiştir. Şeriat kanundur. Nedir bu kanunlar; çalma, yalan söyleme, hırsızlık yapma, öldürme, eşini aldatma.

Artık alıştılar

Alman Müslümanlar giyinişleri ve davranışlarıyla bütün dikkatleri üzerinde topluyor. "Köydeki komşularınızla ilişkiniz nasıl" sorumuzu Hassan Dyck cevaplarken "Başta bize karşı önyargılıydılar. Şimdi artık biraz daha dostça yaklaşıyorlar" dedi. Hassan Dyck yine kendisi gibi Müslüman olmuş bir Alman’la evli, 5 çocuk babası. Almanya’da
/images/100/0x0/55eaf109f018fbb8f8a096ec
müzik eğitimi almış olan çello üstadı Şeyh Hassan, Arapça okuyup yazabildiğini de söylüyor. Alman şeyh giyinişi, düşüncesi ve davranışıyla dergahın içinde herkesin saygınlığını kazanmış durumda.

5 bin müridimiz var

"Otel olarak kullanılan bu binayı 1995 yılında üyelerimizin bağışlarıyla satın alıp kendimize uygun olarak inşa ettik" diyen Hassan Dyck şöyle devam ediyor: Bu yeri Osmanische Herberge, yani Osmanlı Dergahı olarak adlandırdık. Burası Nakşibendi tarikatının bir dergahıdır. Burada dini vecibelerimizin yanı sıra çeşitli etkinlikler düzenleyerek kendimizi tanıtıyoruz. Almanya’da yaklaşık bine yakın müridimiz var. Avrupa’da ise sempatizanları da sayarsak beş bine yakınız.

Biz de Osmanlılar gibi çok kültürlüyüz

"Neden Osmanische Herberge (Osmanlı Dergahı) adını seçtiniz" sorusuna şeyhin verdiği cevap çok ilginç: Bu ismi seçmemizdeki neden Osmanlı İmparatorluğu’nun birçok millet ve kültürü bir çatı altında, barış ve üretkenlik içerisinde birbirlerine karşı saygılı bir biçimde toplamış olmasından kaynaklanıyor. Burayı çeşitli kültürlerin merkezi olarak görüyoruz. Bu yüzden de Hıristiyan, Budist veya Hindu dinlerine mensup kişilerle düşünce alışverişi içerisindeyiz. Ancak ev sahibi olarak Müslümanız. Ağırlıklı olarak Alman Müslümanlarıyız.

Bünyemizde çok sayıda Türk ve Arap da var.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!