Güncelleme Tarihi:
AB Dışişleri Bakanları’nın 17 Mart’da Brüksel’de yaptığı toplantıda, Küresel Krizle mücadele kapsamında AB ortak bütçesinde önceki yıllarda kullanılmayan 5 milyar euroluk ekonomiyi canlandırma paketinden, Nabucco çerçevesinde yapılacak harcamaların kapsam dışına çıkarılması kararlaştırıldı. Bu kararda, Almanya Başbakanı Angela Merkel’in, "Berlin’e katkı sağlamayacak bir proje için kamu parası harcanamaz" tutumu etkili oldu.
Söz konusu ödeneğin 3,5 milyar eurosuyla enerji projelerini destekleme kararı alan AB Komisyonu, Nabucco için 250 milyon euro ayrılmasına karar vermiş, daha sonra üye ülkeler arasında daha dengeli dağılımı için destek 200 milyon euroya indirilmişti. Merkel’in Nabucco muhalefeti ile AB, ‘Nabucco projesini destekleyenler’ ve ‘şüpheyle yaklaşanlar’ olmak üzere ikiye bölünürken, Nabucco’nun güzergâhında bulunan Romanya, Nabucco’nun yatırım listesinden çıkarılmasına itiraz etti. Merkel, Almanya’nın yarısına yetecek kadar doğal gazı sağlayacak olan Rus-Alman gaz boru hattı olan Kuzey Akım’ın fon talebinde bulunan projeler arasında yer almasını istiyor.
Ortadoğu ve Hazar Bölgesi doğal gaz rezervlerini Avrupa pazarlarına ulaştırmayı amaçlayan ‘Türkiye-Bulgaristan-Romanya-Macaristan-Avusturya Doğal Gaz Boru Hattı’ diğer bir adıyla Nabucco Projesi, 3300km uzunluğu ve 31 bcma hedef kapasitesiyle güzergah üzerindeki ülkelerin ve diğer ülkelerin doğalgaz talepleri doğrultusunda ihtiyaçlarının karşılamayı planlayan, bölge enerji güvenliği açısından önemli bir doğal gaz boru hattı projesidir. Nabucco, doğu’yu batıya bağlayacak olan en önemli enerji hattı olarak planlanmıştır.
Gürcistan ve İran sınırından başlaması planlanan boru hattının 2000 km’si Türkiye, 400 km’si Bulgaristan, 460 km’si Romanya, 390 km’si Macaristan ve 46 km’si Avusturya topraklarında inşaa edilecektir. Toplam yatırım maliyetinin 8 milyar Avro olacağı öngörülen Nabucco Projesi ile ilgili çalışmalar 2002 yılında başlamış, proje çalışmalarının tek bir merkezden yürütümü amacıyla 2005 yılında proje ortakları tarafından Nabucco Gas Pipeline International Company (NIC) kurulmuştur.
Dünyadaki örneklerinde ve Bakü-Tiflis-Ceyhan Ham Petrol Boru Hattı Projesi’nde olduğu gibi birden fazla ülke topraklarından geçen boru hattı projelerinde sorunların çıkması, boru hattı geçiş ülkelerinin karşılıklı sorumlulukları, projeye ve proje ortaklarına sağlayacakları destek konusunda pazarlıkların oldukça normaldir. Doğal gaz kaynağı ve boru hatlarının transit yolu olarak Rusya Federasyonu’na bağlı olan AB’nin kaynak ve yol konusunda çeşitlenmeye gitmek istediği açık bir gerçektir.
Günümüzde AB’nin doğal gaz açığının bulunmaması, buna karşın Türkiye’nin doğal gaz açığının giderek büyümesi ve 7 Haziran 2009’da AB Parlamento seçimlerinin yapılacak olması Merkel’i Nabocco karşıtı açıklama yapmaya itmiştir. Üstelik, Nabucco’ya halen nereden doğal gaz temin edileceği belli değildir. Azerbaycan’ın henüz açılmayan Şahdeniz 2 doğal gaz kaynakları en gerçekçi kaynaktır. AB, Merkel öncülüğünde Nabucco’yu frenleyerek Türkiye’nin Nabucco doğal gazından faydalanmasının da önünü kesmek istemekte ve hattın sadece Türkiye’den transit geçmesini istemektedir. Türkiye ise Nabocco doğal gazının yüzde 15’ini almak istemektedir.
Merkel’in Nabucco karşıtlığının diğer bir nedeni de 7 Haziran'da yapılacak Avrupa Parlamentosu (AP) seçimleri öncesi Türkiye’nin elini güçlendirmemek istemesidir. Nitekim, Almanya’da iktidardaki koalisyon hükümetinin büyük ortağı Hıristiyan Demokrat Birlik (CDU), Berlin'de düzenlenen Avrupa Kongresi'nde kabul edilen Avrupa Parlamentosu seçim programında Türkiye'nin AB üyeliğine karşı çıktı ve sıkı işbirliğinin sürdürülmesi için 'imtiyazlı ortaklık' teklifini yeniledi.
CDU öncülüğünde AB Hıristiyan Demokratlarını kapsayan Türkiye karşıtı bir deklarasyonun hazırlandığı ve seçimlerden önce bu deklarasyonun açıklanacağı da kulislerde konuşuluyor.
CDU, Türkiye’ye AB’ye kapıları tamamen kapatmak, Türkiye’ye imtiyazlı ortaklığı kabul ettirmek, AB’nin gelecek yirmi yılını belirleyecek bir eylem planı yaptırmak ve sadece Hırvatistan’ı AB üyesi yaparak AB kapılarını tamamen kapatmak istiyor. Nabucco’dan AB üyeliğine kadar uzanan yolda Türkiye’nin Avrupa politikası için 2009 önemli bir yıl olacak gibi görünmektedir.