Güncelleme Tarihi:
EKONOMİK KRİZDEN TÜRKİYE İLE ÇIKMAK
“Bir süredir üç konuyu ifade ettik. Birincisi; bir büyük ekonomik depremin yaşanıyor. Bundan çıkış için Türkiye gibi güçlü bir ekonomiye ve Türkiye’ye benzer politikaların uygulanmasına ihtiyaç var. Türkiye, büyük bir pazar. Ekonomik sıkıntıya düşen üye ülkelerin bundan çıkabilmesi, AB içindeki yatırım hareketliliğiyle olmaz. Yatırımlar Türkiye’de yapılabilir, buradan elde edilecek katma değeri ülkelerine götürerek yeniden büyümeleri, istihdam yaratmaları mümkün.
İkincisi; mülteci konusu ve çok önemli. Sıkıntı verici boyutlara ulaşabilir. Türkiye’ye gelip, ‘Ne güzel kamplarınız var, mültecileri bize intikal ettirmiyor, güzel güzel misafir ediyorsunuz, size teşekkür ederiz’ diyerek sorunun çözümünü kolaylaştıramayız. Dışişleri Bakanımız ve ben bunları her platformda anlattık, mektuplar yazdık. Bunun sadece çadır ve bir yerde ikamet sorunu olmadığını; eğitim, sosyal entegrasyon, yerleşim bölgelerindeki sosyal tepkinin giderilmesi boyutları bulunduğunu; bir süre sonra sorunun Türkiye’nin taşıyabileceği kapasiteyi aşacağını, bunu AB’ye doğru bir akına neden olacağını anlattık.
KARTLAR YENİDEN DAĞITILMALI
Üçüncüsü; terör örgütleri arasında ayrımın yanlış olduğunu, ‘bana zarar vermeyeceklere dokunulmayabilir, zarar verecekleri kaynağında kurutmalı’ şeklindeki bir yaklaşımın terör bütün Avrupa’ya, dünyaya yayabileceğini söyledik ve tümünde de haklı çıktık. Şimdi içinde bulunduğumuz noktada paradigma değişmiştir. Paradigma değiştiği için kartları yeniden dağıtıp bu ilişkiyi daha sağlıklı bir zemin üzerinde hem de Türkiye ile AB’yi aynı platformda hareket eder, aynı yöne bakar, aynı çözümleri üretir bir şekilde, geleceği planlamamız lazım. Bunu da birbirimizi tehdit ederek, sert tonlarda konuşarak değil, karşılıklı çıkarları olan iki ortak olarak, birbirimizi anlayarak ve güvenerek bu işi ilerletmeliyiz. Önümüzdeki dönemin kilit noktası bu olacak.
5-6 FASIL DAHA AÇILABİLİR
İlerisi için umutluyum. Sanıyorum son yaşananlar, Türkiye’yi tekrar siyasi gündemin içine dahil etmeye imkan verdi. Uzun zamandır zirvelere davet edilmeyen bir Türkiye varken, bizatihi AB-Türkiye zirvesi yapılır oldu. Bu bir sefer değil, sürekli olacak. Müzakerelerin açılması için önemli çabalar var. 17’nci fasıl aralık ayı içinde açılacak, 5-6 fasıl daha açılabilir. Hangi fasıllar olacağı önümüzdeki günlerde telaffuz edilecek. Kıbrıs sorununun çözümü sonrası zaten daha fazla fasıl açılabilir. Biz iki ayda, rekabet ve kamu alımları hariç bütün fasılları açabilecek durumdayız. Yeter ki AB buna hazır olsun. Evet bunu yapabiliriz, rekabet ve kamu alımları fasıllarında ise ülke menfaatini gözetiyoruz. Talep edilen bazı hususlar, bazı sektörlere zarar vereceği için böyle yapıyoruz.
ARDI ARDINA REFORMLAR
Biz de bu süreçte reformlar konusunda samimiyiz. Hükümet programında da gördünüz. Ayrıca reformlardan sorumlu bir Başbakan Yardımcısı olması çok önemli adım ve yenilik. Uzun süredir seçim atmosferi var ve Meclis’in altı aydır çalışamaz durumda olması bizim de belimizi büktü, bazı yasaların çıkarılması bakımından. Şimdi Meclis yeniden normal mesaisine başlıyor. Dört bakanlık; Adalet, İçişleri, Dışişleri ve AB bakanları -ki eski tecrübeli bakanlarız- tekrar Reform Eylem Grubu (REG) olarak yeniden görevlendirildi. Bu da ardı ardına paketlerin yolunu açar.
İLGİ SADECE MÜLTECİ KAYNAKLI DEĞİL
(AB’nin yeni yaklaşımı sadece mülteci sorununu çözüm amaçlı olmasın, sorusu üzerine.) Hayır, zirve sonrası yayınlanacak bildiride göreceksiniz, bu sadece mülteci sorunu ile ilgili bir toplantı değil. AB ile Türkiye ilişkilerinin tüm veçhileleri; vizenin kaldırılması, fasılların açılması, siyasi mekanizmaların işlemesi ve ne şekilde işleyeceğine dair bütün unsurlar bildiride yer alacak. Çok kapsamlı bir zirve olacak; mülteci konusunun, kaçak göçmenleri organize eden kişilerle ortak mücadelenin en başlıca sorun olarak ortaya çıkıyor.
‘14 VEYA 15 ARALIK OLABİLİR’
Avrupa Birliği (AB) Bakanı ve Başmüzakereci Volkan Bozkır, ekonomik ve parasal politikalara ilişkin 17’nci faslın Aralık ayının ortalarında açılması kararlaştırıldığını belirterek, “İnşallah 14 veya 15 Aralık tarihlerinde bu faslı Brüksel’de açacağız” dedi. AB Bakanlığında, İtalya’nın Ankara Büyükelçisi Luigi Mattiolo’yu kabul eden Bozkır basın mensuplarına yaptığı açıklamada, 29 Kasım’da Brüksel’de yapılacak Türkiye AB zirvesinde, Türkiye’nin AB üyeliği sürecine ilişkin önemli başlıkların ele alınacağını belirtti.
VİZE DAHA ERKEN KALKABİLİR
Vizenin kaldırılması yeni konu değil, Geri Kabul Anlaşması’yla (GKA) ilgili. 2017 Kasım’ında vizelerin kalkması söz konusu. Kalkmazsa GKA’yı altı ay içinde feshetme hakkımız var. Bizim için vize ne kadar önemliyse AB için de GKA o kadar önemli. Şimdi biz vizenin daha kalkması için çalışıyoruz. Bu konudaki tüm mekanizmalar da görüşüldü. Bazı yasaların Meclis’ten çıkması ve 72 beklentinin karşılanması gerekiyor. Beklentilerin 9’u hariç tümünde ilerleme kat edildi. Ama Kişisel Verilerin Korunması Yasası, Avrupa Konseyi’nin bazı sözleşmelerin onaylanması, insan kaçakçılığının önlenmesi gibi Türkiye’nin yükümlülüğünde olan bazı hususlar var, oralarda da ilerleme lazım. Bunları da en kısa zamanda yerine getireceğiz.
HIZLI BAŞLADIK
İşe de hızlı başladık, kabine ilan edildiğinin ertesi günü Dışişleri Bakanımızla benim ve ilgili bakanlıklardaki arkadaşların katılımı ile geleceğe ilişkin bütün konuları değerlendirdik. Önümüzdeki dönemde ekonomi, gümrük, enerji gibi konuları da hızla ele alacağız. AB’nin Genişlemeden Sorumlu Komiseri ve Yüksek Temsilcisiyle Dışişleri bakanımızla birlikte yapacağımız dörtlü mekanizmayı kısa sürede harekete geçiriyoruz.”