Müslüman yok ama düşmanlık çok

OYSA ki, alınan sonuçlar, çoğulcu demokrasi açısından gerçekten endişe verici, hatta tedirgin edici düzeydeydi.
Sol ve Avrupa yanlısı partiler büyük ölçüde oy kaybına uğrarken, aşırı sağcı, sağ popülist ve Avrupa karşıtı partiler beklentilerin üzerinde oy aldı.
AB ve sığınmacı karşıtı söylemleriyle seçim meydanlarında oy avcılığı yapan milyarder işadamı Andrej Babis’in liderliğindeki ANO (Memnun Olmayan Yurttaşlar Hareketi - ANO, Çek dilinde aynı zamanda ‘Evet’ anlamına da gelmektedir) toplam oyların yüzde 29.6’sını aldı.
Liberal ekonomiyi savunan ama AB’ye karşı olan Demokratik Yurttaş Partisi (ODS) de öyle.
ODS de oy oranını yüzde 3.6 artırarak yüzde 11.3’le ikinci güçlü parti konumuna yükseldi.
“İslam’a hayır! Terörizme hayır! İslam yasaklanmalı!” diyerek seçim meydanlarında bas bas bağıran, babası Japon annesi Çek kökenli olan Tomio Okamura’nın başını çektiği Özgürlük ve Doğrudan Demokrasi (SPD) de yüzde 10.6 oranında oy aldı.
İktidardaki Sosyal Demokrat Parti (CSSD) ise bir önceki seçimlere göre yüzde 13.1 oranında oy kaybederek yüzde 7.2’ye düştü.

***
Oysa ki Başbakan Bohuslav Sobotka’nın liderliğindeki CSSD döneminde Çek Cumhuriyeti’nde işsizlik yüzde 3.8’e düşmüş ve ülke ekonomisi diğer ülkelere nazaran daha hızlı büyümüştü.
Ama belli ki reel politika değil, sağ popülizm bu seçimlerde etkili oldu.
Evet, melez olduğu için hem eski Çekoslovakya’da hem de bir süre yaşadığı Japonya’da dışlanan Tomio Okumara’nın partisi SPD’nin İslam düşmanlığı sayesinde bu kadar seçmenin desteğini alması gerçekten tedirgin edicidir.
Bu aynı zamanda demokrasi açısından çok ciddi bir tehlike sinyalidir.
Resmi verilere göre 10.5 milyon nüfuslu Çek Cumhuriyeti’nde 410 bine yakın, yani toplam nüfusun yüzde 4.6’sı oranında, göçmen kökenli insan yaşamaktadır.
Bunların çok büyük bir bölümü de Ukrayna, Slovakya ve Vietnam kökenlidir.

***
Evet, farklı verilere göre Çek Cumhuriyeti’ndeki Müslüman sayısı 10 bin ile 20 bin arasındadır.
Yani bin kişiden biri veya en fazla ikisi Müslüman’dır.
78 bin 866 kilometrekare büyüklüğündeki Çek Cumhuriyeti’nin sadece Prag ve Brunn kentlerinde Müslümanlara ait iki ibadethane vardır.
Tek minare de Lednice’deki Saray Parkı’ndaki gözetleme kulesidir.
Bu minare görünümlü gözetleme kulesini de, kilise yapılmasına izin verilmediği için Avusturya baronu inşa ettirmiştir.
Mantıklı bir insanın, “Bir veya iki Müslüman, nasıl olur da 999 veya 998 Çek vatandaşını İslamlaştırabilir?” diye sorması gerekmez mi?
Mantıklı bir insanın “İki üç ibadethane ile Müslümanlar acaba Çek Cumhuriyeti’ni nasıl İslamlaştırır? Çekleri nasıl Müslümanlaştırır?” diye sorması gerekmez mi?
Kaldı ki, Osmanlı İmparatorluğu döneminde bile böyle bir girişimde bulunulmamıştır.
Ama nedense Çek Cumhuriyeti’nde insanlar, seçim meydanlarında İslam ve Müslüman düşmanlığı yapan politikacılara sormadılar bunları..
Tabii kendi kendilerine de sormadılar.
Bırakın sormayı, İslam düşmanlığı yapan sağ popülistleri oylarıyla hem güçlendirdiler hem de ödüllendirdiler.