Güncelleme Tarihi:
Asselborn, Alman medyasına yaptığı açıklamalarda, “Bu yaklaşım, siyasi ve ahlaki vicdanını dinlemek yerine iktidarını koruma endişesinde olan bir diktatörden beklenen türden” dedi.
Macaristan’da sekiz yıldır iktidar koltuğunda oturan ve nisandaki seçimlerden zaferle çıkma ihtimali yüksek olan Orban, Avrupa’nın mülteci dünyası haline geldiğini savunarak, “Avrupa’nın son umudunun Hristiyanlık olduğunu düşünenlerdeniz. Eğer milyonlarca genç insanın kuzeye hareket etmesine izin verilirse Avrupa üzerinde devasa bir baskı oluşur. Eğer tüm bunlar sürerse Avrupa’daki büyük şehirlerde Müslüman çoğunluk olacak” ifadelerini kullanmıştı. Orban, kendilerini tehdit eden tehlikenin Batı kaynaklı olduğunu savunarak, mülteci kaynaklı gelişmelerden Brüksel, Berlin ve Paris’i sorumlu tuttu.
7’NCİ MADDE VURGUSU
Asselborn, Orban’ın açıklamalarının AB’nin bir üye ülkeye karşı elindeki en etkili yaptırım mekanizması olan 7’nci maddenin devreye sokulmasını gerekli kıldığı görüşünü savundu. AB Komisyonu’nun geçtiğimiz aylarda Polonya için devreye soktuğu 7’nci madde, bir üye ülkeyi oy hakkından mahrum bırakabilecek bir içeriğe sahip. Asselborn, Orban’ın açıklamaları karşısında AB’nin ayağa kalkması ve isyan etmesi gerektiğini söyledi.
Asselborn, geçtiğimiz yıllarda da Orban’ın mülteciler konusundaki olumsuz açıklamalarına tepki olarak Macaristan’ın AB’den atılması gerektiğini belirterek, “Macaristan, neredeyse mültecilerin vurulması emrini verecek” demişti.
Mültecilere desteği iyice zorlaştıracak hatta imkansız hale getirecek yasa tasarıları, Macar Parlamentosu’nun gündeminde.