Oluşturulma Tarihi: Kasım 06, 2002 01:55
Dünya basını ve siyasiler AKP lideri Erdoğan'ın ‘‘Biz Avrupalı Hıristiyan Demokratlar'a çok benziyoruz’’ diye gündeme getirdiği ‘‘Müslüman Demokrat’’ kavramını çok tuttular. Türkiye, bugüne kadar hep laik sistemiyle örnek gösterilirken, şimdi ‘‘Müslüman Demokrat’’ hareketinin İslam dünyasına bir model olabileceği tartışılmaya başlandı.
Yorgo Papandreu (Yunanistan Dışişleri Bakanı)
AKP Avrupa'daki Hıristiyan Demokratlar benzeri Müslüman Demokrat görüntüsü veriyor. Tabii ki aynı anda ne kadar Müslüman ve ne kadar demokrat olabileceği görülecek. Helsinki zirvesinde Türkiye için bir çerçeve doğdu. Kamuoyu tarafından kabul edildi ve bir Müslüman parti tarafından dile getiriliyor. Bu çok ilginç. Bu açıdan bakıldığında demokrasi içinde bir deneme olarak değerlendirilebilir.
Daniel Cohn-Bendit: (AP'nin Türkiye'den sorumlu gözlemcisi)
Eğer AKP demokrasiyle İslam'ı bir arada yürütebilirse diğer İslam ülkelerine iyi bir örnek olur. Tersinde ise AB'nin dışında kalır. İki şık var. Laikliğin değerlerini kabul ederse Batı'ya yaklaşır. Ama Türkiye Cumhuriyeti'nin temel egemenliği laikliğe dokunursa Türkiye, Avrupa'yı unutur. Türkiye hiçbir zaman Cezayir olmaz. Erdoğan'ın eline büyük bir fırsat geçti. Şimdi kendisini kanıtlaması gerek.
Noelle Lenoir : (Fransa'nın Avrupa işlerinden sorumlu bakanı)
Hukuk devletine saygı göstererek, dinle demokrasiyi bağdaştırmak mümkün. Türkiye'deki
seçimler özgür ve demokratik bir ortamda yapıldı, bu faktörleri göz önüne alarak, AK Parti'nin kazanması endişe verici değil. Bununla birlikte, AKP'nin programına ve icraatlarına bakarak, AB değerlendirme yapıp Kopenhag'da karar verecek.
AKP, kendini Hıristiyan Demokratlar'ın Müslüman versiyonunu yaratmak isteyen merkez-sağ hareket olarak yorumluyor. Birçok Türk bu platformun başarısızlığa mahkum olduğunu düşünüyor ya da daha köktendinci bir gündemi gizlemek için bir kamuflaj olabileceğini düşünüyor. Türkiye ve Ortadoğu'da bir demokrasi için adil bir şans tanınmalı. Krizde olan Türkiye dış politikada radikal değişiklikleri ya da ülke içinde bir devrimi kaldıramaz. Ordunun ve Türk adaletinin, AKP'ye fırsat vermesi gerekir. Bush Yönetimi'nin de bir yandan ortaklık ararken, öte yandan Türkiye'nin AB üyeliği müzakereleri için AB ülkeleri nezdinde girişimde bulunması gerekir. Belki Erdoğan başarısız olsa bile, Müslüman dünyası için ihtiyaç duyulan demokratik bir model deneyimi yaratabilir.
Erdoğan'ın başbakan olması önündeki engelleri aşacak yolu bulması gerekiyor. Bu yasak emir-komuta zincirinde zorluklar çıkarabilir ve hızlı karar almayı engelleyebilir. AKP'nin İslami etiketi piyasayı tedirgin ediyor ancak tüm göstergeler, Avrupa'daki Hıristiyan Demokratlara benzeyen ılımlı ‘‘Müslüman Demokrat’’tan yana.
AB, Müslüman Türkiye'den çekinmiyor. Osmanlı usulü bir Müslüman Demokrat Parti Türkiye siyasetinde bir yenilik. Hırslı Erdoğan yönetiminde denenecek neo-İslam hareketi saptırılırsa laikliğin nöbetçileri kendisini bir gün bile iktidarda tutmazlar. Erdoğan da bunu çok iyi biliyor.