Güncelleme Tarihi:
Suriye’de muhaliflerin uluslararası temsilcisi konumunda bulunan Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonu Başkanı Hadi el Bahra, Suriye Milli Ordusu (SMO) ve Heyet Tahrir Şam’ın (HTŞ) başlattığı geniş çaplı harekât ve bölgedeki gelişmelerle ilgili Hürriyet’e değerlendirmelerde bulundu. Bahra operasyonların rejim lideri Beşar Esad’ı müzakere masasına getirmek için bir zorunluluk olduğunu söyledi.
İKİ TEMEL HEDEF VAR
27 Kasım’da başlatılan operasyonların nedenleri ve hedefleriyle ilgili soruya, rejim güçlerinin muhaliflerin kontrolündeki bölgelere yönelik saldırıları ve Beşar Esad’ın müzakere masasına gelmeyi reddetmesi olarak sıralayan Bahra şu ifadeleri kullandı: “Bu operasyonların öncelikli amacı, Esad rejimi ve İran’a bağlı militanların son dönemde arttırdığı ve özgürleştirilmiş bölgelerdeki altyapıya ve insanlara ağır zararlar veren saldırıların durdurulması ve mültecilerin dönüşüne uygun güvenli bir ortam yaratılmasıdır.
‘OPERASYONLAR ZORUNLULUKTU’
İkinci olarak da amaç Suriye’nin geri kalanının kurtulması için Esad rejimini 2254 sayılı BMGK kararı çerçevesindeki siyasi çözüm sürecini kabul etmeye zorlamaktır. Rejim, uzun süredir Suriye’de siyasi çözüme katılmayı reddediyordu. Bu sebeple çözüm müzakerelerini askeri operasyonlarla dayatmak bir zaruret haline gelmişti. Temel hedefimiz, Suriyelilerin güven içinde yaşaması ve demokratik bir düzene doğru bir siyasi geçiş sürecinin başlamasıdır.”
Esad’ın müzakerelere tamam yanıtının gelmesi halin de buna da hazırlıklı olduklarını söyleyen Bahra, “Cenevre bildirgesi ve 2254 sayılı Birleşmiş Milletlet Güvenlik Konseyi kararı çerçevesinde, Tam Yetkili Geçici Yönetim Kurulu’nun ülkedeki geçiş sürecini yönetmesini istiyoruz” derken, “bunun dışındaki hiçbir öneriyi kabul etmeyeceklerini” vurguladı.
MENBİÇ’TE HEDEF NE
Koalisyon lideri, sürecin ilk günlerindeki sınırlı operasyon görüntüsünün aksine genişleyen harekâtta terör örgütü PKK/YPG kontrolündeki Menbiç’in hedefler arasında yer alıp almadığı sorusuna, “Askeri operasyonlarla ilgili bilgiler vermek doğru olmayacaktır. Ancak Suriye devriminin ana hedefinin Suriye’yi bütün dini ve etnik gruplarıyla birlik içinde barış içinde yaşayan bir ülke haline getirerek özgürleştirmektir” sözleriyle yanıt verdi. SMO’nun genişleyen harekâtta lojistik imkânlarının yeterli olup olmayacağı sorusunu ise şöyle yanıtladı:
‘REJİMDEN ALINAN SİLAHLAR YETER’
“ Ülkemizi kurtarmak ve demokratik Suriye’yi inşa etmek için hiçbir fırsatı kaçırmayacağız. Kahraman devrimcilerimiz, Suriye halkının özgürlüğü için mücadele ediyor. Bu yüzden lojistik imkânlar bu mücadelenin önünde engel teşkil etmeyecektir. Kuvvetlerimiz, Esad rejiminden ele geçirilen bölgelerde çok büyük miktarlarda silah ve zırhlı araçları da ele geçirdi. Bunlar, bütün Suriye’nin özgürleştirilmesi için yeterli olacaktır.”
‘HTŞ İLE SORUN YOK’
El Bahra, geçmişte karşı karşıya gelen HTŞ ve SMO arasında mevcut operasyonlardaki koordinasyonun ne düzeyde olduğu ve iki grup arasındaki anlaşmazlıkların uzun vadede ne gibi sonuçlar doğurabileceği sorusuna ise, “Önemli bir ihtilaf yok” yanıtını verdi. “Operasyon bütün devrimci grupların katılımıyla yapılıyor. SMO da bu operasyonun içindedir. Bu, belli bir mekanizma üzerinde ittifak kurulmasıyla mümkün oldu. Herkes Suriyeliler üzerindeki zulmün kaldırılmasında, şehirlerin özgürleştirilmesinde, sivillerin korunarak herkesin haklarına saygı duyulmasında ve istikrarın sağlanmasında hemfikirdir. Aradaki ihtilaflara değinecek olursak; bu ihtilaflar devrimci grupların bir araya geldiği hedefe halel getirecek ihtilaflar değildir.”
‘HALEP’İ HALEPLİLER YÖNETECEK’
Uzun süre sonra muhaliflerin eline geçen Halep’te ne gibi idari adımlar atılacağı yönündeki soruya da yanıt veren el Bahra, alınacak kararlarda “kentteki tüm etnik ve dini çeşitliliğin göz önünde bulundurulacağını” kaydetti. “Kentin temel ihtiyaçlarının giderilmesi, güvenlik ve istikrarın sağlanması için çalışmalar yapıldığını” aktaran Koalisyon Başkanı, “Halep’i işinin ehli Halepliler yönetecek. Mevcut devlet kurumlarının çalıştırılması ve buralara eğitimli kişilerin yerleştirilmesine çalışıyoruz. Siyasi çözüm gerçekleşirse bu çalışmaları tüm Suriye’de başlatmayı amaçlıyoruz” diye konuştu.
Bilgi notu: Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin 18 Aralık 2015’te oy birliğiyle kabul ettiği 2254 sayılı kararı, Suriye’de acil bir ateşkesin sağlanması ve ülkede siyasi çözüme ulaşılması çağrısı yapıyor.
‘TÜRKİYE’NİN ROLÜ TAKDİR EDİLESİ’
Suriyeli muhalif lider, Türkiye’nin son yaşanan gelişmelerde oynadığı rol ve Ankara’dan beklentilerinin ne olduğu sorusunu şu sözlerle yanıtladı:
“Suriye halkının desteklenmesi konusunda Türkiye yıllardır takdir edilmesi gereken önemli bir rol oynuyor. Türkiye’den beklentimiz, Birleşmiş Milletler gözetiminde kalıcı bir çözüme kadar bu rolünü sürdürmesidir. Şu anda yaşananlar ise Suriyelilerin ülkelerini özgürleştirmek için verdiği bir mücadeledir. Halkımızın arzularını gerçekleştirene kadar mücadelemiz sürecektir. Bunun tıpkı Türkiye’nin de istediği gibi barışçıl bir süreçle gelecek siyasi bir uzlaşıyla gerçekleşmesini temenni ediyoruz. Ancak bu barışçıl çabalar da başarısız olursa bizler topraklarımızın her zerresini özgürleştirmek için mücadelemizi sürdüreceğiz.”
MUHALİFLERİN ÇATI ÖRGÜTÜ
SURİYE Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonu, Suriye’deki farklı muhalif grupların bir araya geldiği ve uluslararası arenadaki meşru temsilcisi konumunda. Kasım 2012’de Katar’ın başkenti Doha’da kurulan grup, SMO’nun da altında faaliyet gösterdiği Suriye Geçici Hükümeti dahil olmak üzere çok sayıda muhalif kurumun çatı organizasyonu. Geçici Hükümet Başkanı Abdurrahman Mustafa da Mayıs 2018-Haziran 2019 arasında Koalisyon Başkanlığı görevini yürütmüş. Mevcut başkan Hadi el Bahra da Koalisyon’un 2016 Cenevre Suriye’de Barış Görüşmeleri’nde baş müzakerecisiydi.