Güncelleme Tarihi:
İran'ı günlerdir sarsan gösteriler her ne kadar 1968 öğrenci olaylarına benzese de aslında bu mollalar arasındaki müthiş bir iktidar kavgasının dışa vuran yüzü. Batı basınının ‘ılımlı lider’ olarak yorumladığı Cumhurbaşkanı Muhammed Hatimi'nin iki yıl önce, şimdiki Meclis Başkanı Ali Ekber Natık Nuri'ye karşı kazandığı ezici seçim başarısı halkın ‘değişim isteğinin göstergesi’ olarak değerlendirilmişti. İran nüfusunun % 60'ını oluşturan gençlerin desteğini alan Hatemi ve taraftarları ile ülkenin ‘muhafazakar’ denilen kanadının önderi, dini lider Seyit Ali Hamaney arasındaki mücadele sertleşerek devam ediyor.
Ülkenin büyük kentlerinde ‘Diktatörlüğe hayır’ ve ‘Ya özgürlük ya ölüm’ sloganlarıyla sokağa dökülen onbinlerce gencin tek umudu olan Hatemi de aslında, iktidardaki bir cumhurbaşkanından çok muhalefetteki bir parti liderine benziyor. Batılı uzmanlar, Hatemi'nin eski SSCB lideri Mihail Gorbaçov'a benzediği ama ‘kendi perestroika’sını ve glasnost'unu yapacak güce sahip olmadığı' görüşünde. Ülkede gerçek iktidarın sahibi dini lider Hamaney ile Meclis'in karşı çıktığı Hatimi, yine aynı uzmanlara göre, Batı'nın ve belki de ayaklanan öğrencilerin zannettiği gibi ‘demokratikleşme ve liberalleşme’ peşinde olan bir siyasetçi değil, kendisi de bir molla. İran'da bir açılım uman Batı dünyası ‘Hacetülislam’ Hatemi'nin daha düne kadar propagandadan sorumlu bakan olduğunu unutuyor.
SON ŞANSI
Yabancı ajansların konuştuğu gençlik liderleri ‘Hatemi diyaloga evet dediği için gençlerin hala umudu durumunda. Ama nereye kadar? Bu kriz onun son şansı. Eğer gençleri ve açılımı desteklemezse hem gençleri hem de mollalarla giriştiği mücadeleyi kaybeder’ diyorlar.