Güncelleme Tarihi:
İŞGALİN başından beri geçen 34 günde sahada istediği ilerlemeyi kaydedemeyen Rusya’nın hedef küçülttüğü, Ukrayna’nın doğusu ile güneyindeki bölgelere odaklanarak bir çıkış stratejisi oluşturmaya çalıştığı iddia ediliyor. Ukrayna istihbarat şefi Kirilo Budanov geçtiğimiz günlerde, Rusya’nın yeni hedefinin ülkeyi tıpkı Kore gibi ikiye bölmek olduğunu söylemişti. Rusya tarafından da geçen hafta operasyonun asıl amacının Donbas bölgesi olduğuna işaret eden açıklamalar geldi.
TAKTİK BİR HAMLE
Son olarak Ukrayna Genelkurmay Başkanlığı, iki Rus birliğinin Belarus’a döndüğünü belirtirken uzmanlar bu hamlenin ne anlama geldiğini deşifre etmeye çalışıyor. Ukraynalı askeri uzmanlar, “Rusya, kuvvetlerini yeniden yapılandırmak için Kiev’den bir adım geri attı” tezini savunuyor. Bu görüşe katılan Ukrayna Savunma Bakan Yardımcısı Anna Malyar, Kiev savunmasında görev alan personelin rehavete kapılmaması gerektiğini söyledi. Katıldığı bir TV programında Malyar, “Düşmanın Kiev’i ele geçirme fikrinden vazgeçtiğini düşünmüyoruz. Başkent etrafındaki Bucha, Gostomel ve Irpin’den geri çekilmelerini taktik bir hamle olarak değerlendiriyoruz. Önümüzde daha uzun bir mücadele var” dedi.
ÇİN SINIRINDAN TAKVİYE
Ukrayna Genelkurmay Başkanlığı ayrıca Rusya’nın, kuzeyde Belarus istikametindeki kuvvetlerini yeniden yapılandırma sürecine girdiğini duyurdu. İstihbarat verilerini paylaşan Ukrayna Genelkurmayı, “Rusya, Çin sınırında yer alan birliklerden Ukrayna cephesine takviye güç aktarmaya başladı. Vladivostok ve Habarovsk askeri bölgelerindeki birlikler savaşa hazır olacak şekilde donatılıyor, önümüzdeki günlerde yola çıkacaklar. Mayıs ayı başlarında Ukrayna cephesinde savaşa katılmalarını bekliyoruz” bilgisini verdi.
KİEV’DE ‘ONLİNE’ DERS BAŞI
Ukrayna’nın kısmen kuşatma altındaki başkenti Kiev’de dün okullar yeniden açıldı. Kent idaresinden yapılan açıklamaya göre; ortaokul ve liseler ile yüksek öğrenim kurumlarında çevrimiçi derslere başlandı. Savaş koşullarında uzaktan eğitime başlanmasının temelde yeni bilgi edinmekten çok “psikolojik destek, iletişim, çocukların dikkatini başka yöne çekmek” olduğu belirtildi. Açıklamada, şehirdeki okulların korona karantinası süresince çevrimiçi eğitim konusunda tecrübe kazandığına da vurgu yapıldı.
ÇERNOBİL’DE KORKUTAN ORMAN YANGINI
1986 yılındaki kaza sonucu kapatılan Çernobil nükleer santralı etrafındaki ormanlık arazide, askeri faaliyetlerin etkisiyle orman yangını çıktı. Ukraynalı yetkililer 31 noktada toplam 10 bin hektardan fazla alanın alevlerden etkilendiğini iddia ederken, Rus güçlerinin bölgedeki varlığının yangına müdahaleyi olanaksızlaştırdığını bildirdi.
RADYOAKTİF KİRLİLİK
Rüzgârın da etkisiyle alevlerin, komşu Avrupa ülkelerini de tehdit edecek düzeyde radyoaktif hava kirliliğine yol açtığını söyleyen Ukraynalı yetkililer, Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu’nu (UAEA) yangınla mücadele için itfaiye ve ekipman göndermeye çağırdı. 2020 yılında santral etrafında çıkan orman yangını, bölgede radyasyon seviyesini 16 kat arttırmıştı. Radyasyon tehlikesi nedeniyle bazı bölgelere itfaiye sevk edilemezken, Çernobil’e 100 km mesafedeki Kiev’de bir olumsuzluk yaşanmamıştı. 1986 yılındaki kaza sonucu kapatılan santral, Kasım 2016’da dev çelik bir kubbeyle koruma altına alınmıştı.
MARİUPOL KENTİ HALEP’E DÖNDÜ
“Mariupol yeni Halep’tir.” Bu sözler Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Yves Le Drian’a ait. Katar’ın başkentinde düzenlenen Doha Forumu’nda gazetecilere konuşan Le Drian, Ukrayna’daki durumun bir kuşatma savaşına dönüştüğünü ve sivil kayıpları arttırdığını söyledi. Bakan, “Gördüğünüz gibi Mariupol ikinci Halep” diyerek Suriye savaşında en ciddi yıkımın yaşandığı kent ile Ukrayna’nın liman şehrindeki durumu karşılaştırdı.
‘ŞEHİR TOZA DÖNDÜ’
Mariupol, Rusya’nın Kırım’a karayoluyla ulaşımı önündeki son engel. İngiliz istihbaratına göre Rus güçleri kentin güneyinde alan kazanırken Ukrayna yönetimi şehrin adeta ‘toza’ döndüğünü açıkladı. Savaştan önce 450 bin kişilik nüfusa sahip kentte tüm tahliye çabalarına rağmen hâlâ 170 bin sivilin sıkışıp kaldığını belirten Ukrayna Dışişleri, karadan, denizden ve havadan bombardımanın şehri ‘toza’ çevirdiğini; gıda, su ve ilaç eksikliğinin ‘felakete’ neden olduğunu bildirdi. Şehirdeki sivil yapıların yüzde 80’inin yıkıldığı belirtilmişti. Kiev yönetimi, Mariupol’den 40 bin sivilin zorla Rusya’ya götürüldüğünü de iddia ediyor.