Güncelleme Tarihi:
RUSYA hükümeti Fırat’ın doğusunda terör örgütü PKK’nın kolu PYD unsurlarına karşı Türkiye’nin askeri harekât düzenleme planlarıyla ilgili şimdilik “ne evet, ne hayır” politikasını benimsiyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yeni yıldan hemen önce yaptığı “Yakında sayın (Rusya Devlet Başkanı Vladimir) Putin ile bir görüşmem olacaktır” sözlerine de Moskova şimdilik sessiz kalmayı tercih etti. Olası Erdoğan-Putin zirvesinin ilk önce Ankara kaynaklı 12 Ocak tarihinde yapılabileceği ortaya atıldı. Ardından iki ülkenin Suriye’deki işbirliğine ışık tutacak liderler zirvesinin 15 Ocak tarihinde yapılabileceği gayrı resmi kanallardan dile getirildi. Son olarak Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov net tarih vermemekle birlikte Putin-Erdoğan zirvesinin ocak ayı sonuna kadar yapılabilmesi için teatilerin sürdüğünü ilan etti.
WASHINGTON İLE TEMAS
ABD Başkanı Donald Trump’ın Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton Amerika’nın kritik asker çekme kararı sonuçlarını görüşmek üzere Ankara’ya ziyaret gerçekleştirdiği sırada Rusya Genelkurmay Başkanı Valeriy Gerasimov telefonu eline alarak ABD’li meslektaşı Amerikan Genelkurmay Başkanı Joseph Dunford’u aradı. Rusya’da yayınlanan “Nezavisimaya” gazetesi bu telefon görüşmesine “Askerler arasında Menbiç görüşmesi” adını verdi.
MENBİÇ’TE YENİ DURUM
Rus gazetesine göre bu telefon görüşmesinde Gerasimov, Amerikalı mevkidaşı Dunford’u Menbiç’teki mevzilerini Rus askerlerine devretmesi için ikna etti. Hemen ardından Rusya’nın Suriye’deki harekâtlarını organize eden Binbaşı Yusup Mamatov komutasındaki Rus askeri polis birlikleri Menbiç sokaklarında devriye gezmeye başladı. Rusya’daki “Nezavisimaya” gazetesi Rusya ile ABD arasında sağlanan bu taktik anlaşmaya “Türkiye’yi Menbiç’te frenleme adımı” olarak tarif etti.
‘İŞBİRLİĞİ DEVAM EDER’
Moskova’nın Putin-Erdoğan liderler zirvesini öteleyerek Menbiç’te bu adımı atması Suriye konusunda işbirliğinin sona ereceği anlamına gelmeyeceği yorumunu da yapan Rus gazetesi, “Aslında Menbiç hamlesiyle Rusya Suriye’nin bir bölgesinde daha Kürtlerin bölgesinde üzerine ek sorumluluk almış oluyor. Moskova benzer şekilde Halep eli geçirilirken de ön plana çıkmıştı. Ancak günümüzde Halep’teki problemlerin çözüme kavuştuğunu söylemek hayal olur. Rusya bu bölgede askeri varlık göstermek zorunda kalarak her gün maddi zarara uğruyor. Suriye krizinin siyasi çözümü ise çok çok uzakta” ifadelerine yer verdi.
‘MOSKOVA PYD İLE TEMASA GEÇTİ’
Rusya’nın ABD ve Türkiye yanı sıra PYD’nin bel kemiğini oluşturduğu Suriye Demokratik Güçleri (SDG) ile de yoğun görüşmeler başlattığı bildirildi. Önceki gün Moskova’yı ziyaret eden PYD hayati hakkında basına açıklama yapan Rusya Bilimler Akademisi Şarkiyat Enstitüsü yöneticisi Vitaliy Naumkin, “Doğru. Bizim Türk dostlarımızın terörist saydığı PYD Kürt heyeti gerçekten görüşmelerde Moskova’yı ziyaret etti. Benimle fikir alışverişi yaptıktan sonra Rusya Dışişleri Bakanlığı ile görüştüklerini de söyleyebilirim” dedi.
‘ESAD REJİMİ KALICI SİYASİ ÇÖZÜMDEN YANA DEĞİL’
Rusya Uluslararası İlişkiler Enstitüsü yöneticisi Stanislav İvanov ABD’nin 2018 yılı sonunda attığı taktik Suriye’den çekilme kararının acı bir gerçeği ortaya koyduğunu dile getirerek, “Suriye’de yaşanan gelişmeler Esad rejiminin kalıcı siyasi çözümden yana olmadığını gösteriyor. Ne Cenevre ne de Astana süreçleri çözüm için yol haritası belirlemiş değil. Bunu BM’nin yeni Suriye Özel Temsilcisi Geir Pedersen da geçtiğimiz günlerde bayrağı Staffan de Mistura’dan devralırken açık ve net biçimde dile getirdi. Netice olarak Esad, Rusya’yı kullanıyor. Rejimini muhafaza etmek istiyor. Bu hedefine ulaşmasında müttefiki ise İran. Suriye’nin Esad’ın bu tutumuyla yeniden yapılanması mümkün değil” görüşünü ortaya attı.