Güncelleme Tarihi:
Ankara ile yaşanan gerginlik sonucunda, hem Türkiye, hem de Mısır Büyükelçilerini karşılıklı olarak "danışmalar için" geri çekmişti.
"Danışmalar için Büyükelçi çekmek", resmen olmasa da, fiilen diplomatik ilişkilerin seviyesinin düşürülmesi anlamına geliyor. Ancak Türkiye, 4 Eylül'de Kahire Büyükelçisi Hüseyin Avni Botsalı'yı görev yerine geri göndermişti. Mısır hükümeti ise, Ankara Büyükelçisi Abderrahman Salaheldin'i hiç geri göndermedi.
Mısır'ın aldığı "diplomatik seviye düşürme" kararı ile, daha önce "fiilen" düşürülmüş ilişkiler, artık "resmen" maslahatgüzar seviyesine inmiş olacak.
MISIRLI BÜYÜKELÇİ HÜRRİYET'E KONUŞMUŞTU
Mısır'ın Ankara Büyükelçisi Abderrahman Salaheldin, Kahire'de Hürriyet'e 10 Eylül'de yaptığı açıklamalarda, bugün yaşanan krizin işaretlerini de vermişti.
Salaheldin o dönemde “Türkiye’nin Kahire Büyükelçisi Botsalı’nın geri gönderilmesini iyi niyetli bir adım olarak algıladık. Türk hükümetinin, sadece Müslüman Kardeşler’i değil, tüm Mısır halkını kucaklamasını bekliyoruz" demişti. Mısır'da yaşananları "darbe" değil, "ordu destekli halk devrimi" olarak nitelendiren Mısırlı Büyükelçi, şöyle konuşmuştu:
"2011 ve 2013’te Mısır’da iki ayrı darbe oldu. İkisi de ordu destekli halk devrimiydi. İki devrim sırasında da benzer olaylar yaşandı, hemen hemen aynı sayıda kişi öldü. Türkiye ilkini destekledi. 2011’de Mısır halkının tercihinin yanında durdu. 2013’te ise yine Mısır halkı bir tercihte bulundu ancak Türkiye bunun karşısında durdu. Hem Türkiye Cumhurbaşkanı, hem de Başbakanı, 2011’de Muşir Tantavi ile görüştü. Tantavi’nin görevi neydi? Yüksek Askeri Konsey’in başkanıydı. Oysa aynı yetkililer, 2013’teki benzer devrimin ardından, bir öncekinde olduğu gibi davranmadı. Peki nedir 2011’deki devrim ile 2013’teki devrim arasındaki fark? Tek fark Müslüman Kardeşler unsuru.”