Oluşturulma Tarihi: Ocak 06, 2006 00:00
ABD’nin 2000 yılının Şubat ayında İran’ın nükleer silah programında ne kadar ileri gittiğini anlamaya çalışırken düzenlediği casusluk operasyonu ile Tahran’a atom bombası ateşleme sistemiyle ilgili kılavuz verdiği ortaya çıktı. 2004’teki bir başka fiyaskoyla da İran’daki bütün ajanları deşifre olan ABD, bu ülkedeki gelişmeleri takip edemediğinden telaşa kapılıyor.
WASHINGTON yönetiminin bir süredir İran’ın nükleer silah programı konusunda niye büyük telaş yaşadığı anlaşıldı. New York Times gazetesi muhabiri James Risen’in yeni çıkan "State of War" isimli kitabında yer alan iddialara göre Amerikan istihbaratının peşpeşe yaşadığı fiyaskolar yüzünden ABD, İran’a nükleer silah sırlarını kaptırdığı ve şimdilerde ne aşamaya geldiklerini göremediği için tedirginlik yaşıyor.
Yeni piyasaya çıkan kitaba göre CIA, eski bir Rus mühendisi aracılığıyla İran’ın nükleer silah programında ne kadar ileriye gitmiş olduğunu ölçmek istedi. Kod adı "Merlin" olan operasyona göre Rus mühendis, Viyana’daki Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu’nda görevli İranlılara Rus atom bombasının "TBA 480 yüksek voltaj bloku" isimli zincirleme nükleer reaksiyon yaratacak ateşleme sisteminin kılavuzunu satacaktı. Aylık 5 bin dolara Amerikan istihbaratı için çalışan Rus mühendis, operasyon öncesinde San Francisco’daki bir lüks otelde CIA yetkilileriyle bir araya gelerek ayrıntıları görüştü. Rus işbirlikçiye korkulacak hiçbir şey olmadığını, İranlılara verecekleri planda hatalar olduğunu, Tahran’ın bu projeye göre hareket etmesi halinde patlama sonucunda bir mantar bulutu yerine sıradan bir bulutun oluşacağını söylediler. Rus mühendis de plan ve formüllere göz attığında yanlışlığı hemen fark etti. Rus’a işi veren CIA ajanı, patronlarının bu sırrı mühendisle paylaşmasından rahatsız olmuştu, ancak üstleri endişelenecek bir durum olmadığını savundular.
San Francisco seferinin ardından CIA ajanı, Rus işbirlikçiye içinde nükleer sırların bulunduğu mühürlü zarfı teslim ederek, açmadan İranlılara ulaştırması talimatını verdi. Ancak Rus, oyunu kendi kurallarına göre oynamaya kararlıydı. İranlıların gelecekte kendisiyle iş yapmak istemeyeceğini düşünerek zarfın içine koyduğu bir notta, kılavuzda bazı eksiklikler olduğunu, bunların bulunmasına yardım edebileceğini söylüyordu. 2000 yılının Şubat ayında Rus mühendis, Viyana’daki 19 Heinstrasse adresindeki beş katlı binadaki İranlıların bürosuna zarfı teslim etti. Birkaç gün sonra Amerikan istihbaratı, Viyana’daki İranlı yetkililerin programını değiştirerek Tahran’a gitmek üzere uçak bileti rezervasyonu yaptırdıklarını
haber veriyordu.
İran’daki CIA ajanları deşifre olmuş2000 yılının Şubat ayındaki Merlin fiyaskosu, ABD’nin İran’la yaşadığı tek casusluk fiyaskosu değildi. 2004 yılında da bir kadın ajan İran’dan CIA’nın Amerika’daki merkezine şifreli mesaj yollamaya çalışırken yanlışlıkla bu mesajı Amerikalılar için çalışan bir İranlı’ya geçmişti. İranlı iki taraflı çalışıyordu ve bu sayede İran’da ABD için çalışan pek çok ajanın kimliği deşifre oldu. Amerika için çalışan kimi İranlı ajanlar tutuklanıp, hapse atıldı, kiminden bir daha haber alınamadı. İşte bu fiyasko da ABD’nin İran’da miyoplaşmasına yol açarken 2005 yılının Şubat ayında CIA’nın yeni başkanı Porter Goss, Beyaz Saray’da ABD Başkanı George Bush’a verdiği brifingde, istihbarat örgütünün gerçekte İran’ın nükleer silah üretmeye ne kadar yakın olduğunu bilemediğini itiraf ediyordu.