Merkel’e zorlu rakip: ‘Würselenli Schulz’

PAZAR günü SPD’nin olağanüstü kurultayı vardı. SPD’nin başbakan adayını belirlediği önceki kurultaylarını da izledim. Ama bu kadar heyecan, coşkuya ilk kez tanık oldum. Martin Schulz, sahneye çıkan pop star gibi, çığlıklarla karşılandı. SPD 1998’de Gerhard Schröder’in seçimleri kaybetmesinden bu yana başarıya aç. Her seçimde oy kaybediyor. Hatta bazı eyalelerde sağ popülist parti AfD’nin gerisine düştü. SPD eriyor derken, Martin Schulz’la yeniden yükselişe geçti. SPD tarihinde ilk kez bir aday delegelerin yüzde 100 oylarıyla parti başkanı ve başbakan adayı seçildi. SPD tarihinde bir ilk bu. Martin Schulz, 605 geçerli oydan 605’ini aldı. SPD’nin efsane lideri Willy Brandt’ı bile geride bıraktı. Sonuca, Martin Schulz’un kendisi bile inanamadı. Schulz, geçerli oyların tümünü aldığı anonsunu duyunca, oturduğu yerde öylesine kaldı ve böyle bir sonuca rüyamda bile inanmazdım der gibi kafasını salladı.

ADALET, SAYGI, ONUR

SPD’nin yeni lideri ve başbakan adayı Schulz, partisinde ve kamuoyunda coşkuyu üç sözcükle yaratıyor. Adalet, saygı ve onur. Toplumsal adalet, karşılıklı saygı ve kim olursa olsun, onurun dokunulmazlığı. Bu yanıyla Hıristiyan tarihindeki Aziz Martin’e benzetiliyor. Milattan sonra 4’üncü yüzyılda yaşamış olan Aziz Martin efsaneye göre yolda karşılaştığı çıplak bir dilenciye paltosunu veriyor.
34 bin nüfuslu küçük Würselen kentinde doğan Schulz’u bazıları ise ABD’nin efsane politikacısı Kissinger’e benzetiyor ve Würselenli Kissinger olarak niteliyor.
Schulz kurultaydaki konuşmasına da “Würselenli Martin Schulz” diye başladı. Kendisini taşralı göstermek isteyenlere atfen, taşralı olmaktan gurur duyduğunu ifade etmek için. Okulda çok başarılı bir öğrenci olmadığını, futbolcu olmak istediğini, ancak sakatlanıp bu rüyası gerçekleşmeyince bunalıma düştüğünü, kendisine sunulan ikinci şansı kullandığını anlatan Schulz, halkın içinden geldiği, halkın kaygılarını, korkularını çok iyi bildiği mesajlarını verdi.

DİĞERLERİNDEN FARKI NE?

Kurultayda oyuncu ve yazar Renan Demirkan, Baden Württemberg Eyaleti eski uyum bakanı Bilkay Öney, milletvekili Gülistan Yüksel’le sohbet ettim. Hepsi son derece heyecanlı ve hepsi Martin Schulz’dan son derece umutlu. Bir delegeye “Martin Schulz’un, bu görevi devraldığı Sigmar Gabriel’den farkı ne?” diye sordum. Cevabı ilginçti: “Gabriel daha iyi bir konuşmacı. Schulz ise konuşmasını daha iyi pazarlıyor. Politika böyle bir şey...”
Schulz, kurultayda aslında başbakan aday adayı gösterildiği gün parti merkezindeki söylemlerinden farklı bir şey söylemedi. Toplumsal adaleti sağlamak için nasıl bir vergi politikası izleyeceği, emekli maaşlarını nasıl sabitleştireceği sorusuna henüz somut yanıtlar veremedi. Schulz, bunun için uzmanlar ekibinin çalışma yaptığını, birkaç hafta içinde araştırmanın sonuçlanacağını söyledi. Schulz’un yakaladığı bu coşkuyu devam ettirmesi için şimdi sözlerinin içeriğini doldurması gerekiyor. Aksi halde yıldızı çok hızlı sönebilir.