Güncelleme Tarihi:
IŞİD'in saldırıları nedeniyle Irak'ın kuzeyinde "soykırım" tehlikesi bulunduğunu aktaran Merkel, hükümet olarak bu tehdide karşı IKBY'ye silah yardımında bulunmayı ele almakta olduklarını belirtti.
Merkel, bu çerçevede PKK'ya da silah verilip verilmeyeceği sorusuna, "Irak merkezi yönetiminin onaylaması halinde bölgesel Kürt yönetimine silahları gönderebiliyoruz. Bu bağlamda PKK'nın silah sevkiyatlarının alıcısı olması söz konusu değil" yanıtını verdi.
Almanya Dışişleri Bakanı Frank-Walter Steinmeier'in bir süre önce IKBY'ye askeri yardım konusunda Bağdat ve Erbil'de temaslarda bulunduğunu hatırlatan Merkel, "Bu konuda çok sarih kurallar var. Bir BM kararı var ve bu karar Irak'a ancak merkezi yönetimin kabul etmesi halinde Irak topraklarına silah gönderilmesini öngörüyor" ifadesini kullandı.
Almanya'nın silah ihracatı ve sevkıyatı konusunda çok dikkatli bir politika izlediğini, Irak'ın kuzeyinde yaşanan son gelişmelerin bugüne kadar görülmeyen olağanüstü bir duruma yol açtığını ve kendilerini askeri yardımda bulunma yönünde karar almaya sevk ettiğini vurgulayan Merkel, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu karar, IŞİD milisleri tarafından tüm gözler önünde gerçekleştirilen bir soykırım bağlamında alındı. IŞİD, kendilerinden farklı düşünen herkese, ister Müslüman ister Hristiyan olsun terör uyguluyor. Terörü bir strateji olarak kullanıyor. Biz, önceliği insani yardımlara verdik. Ardından askeri malzeme yardımı istendiği için bunlar hazırlandı. Bizden silah ve mühimmat istendiğinde bunu reddedemezdik. Çünkü ABD ve diğerleriyle birlikte bu olayları durdurmayı başaran IKBY'ninn savaşçıları oldu. Bu nedenle bu talebi reddetmek bizim için bir seçenek değildi."
Silah göndermenin riskleri
Merkel, Almanya'nın göndermeye hazırlandığı silahların ileride yanlış ellere geçebileceği uyarılarının hatırlatılması üzerine, risklerin farkında olduklarını ifade etti.
"Bu konuyu çok kapsamlı ve derinlemesine değerlendirdik" diyen Merkel, şöyle konuştu:
"Böyle durumlarda yüzde yüz bir garanti yok. Ama sadece iki seçeneğimiz var. Ya şimdi silah gönderir teröristlerin faaliyetlerini son vermelerini sağlamaya katkımız olur, bir soykırımı ya da çok sayıda soykırımı önleriz? Ya da 'yok, bu risk çok büyük' der göndermeyiz. Biz, durumu tarttık şimdi hemen harekete geçmemiz için nedenlerin ağır bastığını değerlendirdik."
Merkel, Katar'ın IŞİD'i destekleyen ülkeler arasında olduğu iddialarına karşılık, "Bendeki bilgiye göre, IŞİD'in finansal kaynağı herhangi bir devletin doğrudan desteğine ihtiyaç duymayacakları kadar güçlü durumda" değerlendirmesinde bulundu.
BND'nin Türkiye'yi dinlediği iddiaları
Merkel, "Dostlar arasında dinleme kabul edilemez" sözü hatırlatılarak, BND'nin NATO müttefikleri Türkiye ile Arnavutluk'a yönelik dinleme faaliyetlerinde bulunduğu iddialarının sorulması üzerine ise şunları kaydetti:
"İlk olarak şunu anlayışla karşılamanızı bekliyorum, işin tabiatı nedeniyle BND'nin faaliyetlerinin ayrıntıları hakkında burada konuşamam. İkinci olarak, 'Dostlar arasında dinleme kabul edilemez' sözüm ABD'nin faaliyetleri bağlamında söylenmiş bir sözdü. Bu bağlam önemli. Bunun dışında şunu söyleyebilirim. BND dışarıda bizim için güvenlik açısından geçerli tüm bilgileri toplamakla görevlidir. İçeride de Anayasayı Koruma Teşkilatı bu görevi yerine getiriyor. Tam da artan tehditler ışığında, istihbarat teşkilatlarının faaliyetlerine ihtiyacımız sürecek. Herkesin bunu anlayacağına inanıyorum."
Almanya Başbakanı Angela Merkel, geçen yıl ABD istihbaratının cep telefonunu dinlediğinin ortaya çıkmasının ardından, ekim ayında yaptığı açıklamada, "Dostlar arasında dinleme kabul edilemez" demiş, dost ülkeler arasında karşılıklı istihbarat faaliyetlerine son verecek bir anlaşma imzalanmasını önermişti.
Der Spiegel dergisinin, Merkel hükümetinin talimatıyla BND'nin 2009 yılından bu yana NATO müttefiki Türkiye'ye yönelik istihbarat ve dinleme faaliyetlerinde yürüttüğünü iddia etmesi, hükümeti kamuoyunda zor duruma sokmuştu.
Der Spiegel dergisi, hükümetin dış istihbarat teşkilatı BND'ye 2009 yılında verdiği talimatta, 80 ülke hakkında istihbarat toplanmasını talep ettiğini yazmıştı. Almanya'nın istihbarat önceliklerinin tanımlandığı çok gizli belgede 30 ülkenin, istihbarat faaliyetlerinin yoğunlaştırılacağı "ana ülkeler" olarak belirlendiği, bu 30 ülke arasında NATO müttefikleri Türkiye ve Arnavutluk'un da bulunduğu bildirilmişti.