Memlekete dönüÅŸ ne zaman

Güncelleme Tarihi:

Memlekete dönüş ne zaman
OluÅŸturulma Tarihi: Ocak 06, 2009 13:15

Bu kadar insanın beni özlediğini bilsem geceleri dahi açık bırakırım cep telefonumu.

Haberin Devamı

Biriyle bitiriyorum konuşmayı, ardından bir diğeri. O bitiyor, bir başkası. Hatırlanmak ve aranmak hoş şeyler. Hele diğer seçeneği düşünürseniz. İşin esasına bakarsak aranmaktan şikayet etmiyorum. Ama niye dini bayramlar, yeni yıl arifesi gibi özel tarihlerde? Eş, dost ancak böyle günlerde mi hatırlıyor beni?

Bu kez, yani geçen yılın son günü, sabah kahvemi yudumlarken gelmeye başladı telefonlar Türkiye'den. Yakınlarım yeni yıla nerede, kimlerle gireceklerini, yemek mönüsüne kadar anlattılar. Evlerde geniş katılımlı birliktelikleri de, lokanta-geceklübünde programlı eğlencelerin içeriğini de bu sayede öğrenmiş oldum. Sıra karşı tarafta: '' Sen nerede geçireceksin yılbaşını?''

Bizim yeni yıla giriÅŸimiz üç kiÅŸiyle. Bir de kedimiz Lucy'yi sayarsak dört. Lucy aşırı gürültüye, polis-itfaiye sirenlerine çok duyarlı bir hayvan. Amerika'nın 4 Temmuz bayramı ile yeni yıla girerken havaifiÅŸek gösterileri baÅŸladığında evde kaçıp, saklanacak yer arar. KonuÅŸabilse Noel dahi olsa gürültülü, havaifiÅŸekli bayramlardan nefret ettiÄŸini söyleyeceÄŸine kalıbımı basarım. Ben de bir iki özel durum hariç 31 Aralık geceleri saat 23.00 sıralarında yataÄŸa girerim. Yılbaşını yatakta geçiriyorum dersem yanlış olmaz.Â

Hayatın can damarı Amerika'da böylesine alelade, donuk, sönük yeniyıla giriş olur mu? Dostlarımı hayal kırıklığına uğratmamak da lazım. Küçük bir arkadaş grubuyla yeni açılan bir klüpte Merenge-Salsa'lı müzik eşliğinde eğleneceğimizi, Karayip mutfağının çok övgü alan seçme mezelerini de tadına bakacağımı yarı şaka, yarı ciddi tonda söylüyorum. Aralarında inananlar mutlaka olacak.

Bu yıl bir başka husus daha dikkatimi çekti. Dostlar beni gerçekten özlemiş olmalı. Bir kaçı '' Türkiye'ye ne zaman döneceksin?''diye soruyor. Eskiden laf olsun diye sorarlardı. Oysa bu kez ses tonlarında ciddiyeti fark ediyorum.Bir zamanlar ben de bu soruyu  kendime sorardım. Ama köprüler altından hayli sular aktı o günlerden bugüne. Anavatanda aile yakınları giderek azalırken Amerika'da kök salmaya başladık. Çoluk-çocuk hepsi burada. Onları bir araya toplayıp '' Haydi kalkın Türkiye'ye dönüyoruz.'' diye seslensem iki haftalık yaz tatilinden söz ettiğimi sanıp sevinecekler. Konu temelli dönüş ise sonu gelmez sorun var karşımızda.

Yıllardır yüzyüze gelemeyişimize rağmen beslediğim öz kardeş sevgisi eksilmeyen askerlik arkadaşım Nazım Acar e-posta ile  duygusal bir mesaj göndermiş.
'Selimiye Kışlası'nı ziyarete gittim bugün. Arabayla etrafında tur attım, erlerle konuştum diyerek askerliğe başladığımız Selimiye'yi ardından Harem vapur iskelesini, balıkçıları anlatıyor, İstanbul'un güzelliğini eşsizliğini vurguluyor. Usta flütist 'Beethoven' Nazım ardından ''Kaç yıl önce tanışmışımız, biliyormusun?'' diye soruyor. Verdiği rakam çok yüklü. Hiç düşünmemek daha iyi.

Yurt dışında bayramlar da yeni yıllar da vatanda geçirilenlere benzemiyor. Amerika'daki Türkler için dini bayramların kutlanması farklı. Şeker-Kurban bayramlarında ziyaret edilecek akraba ve yakınlar yok denecek kadar az. Kutlamalar Türkiye'deki yakınlarla telefon hattından yapılıyor. Amerika'nın Şükran Günü, Bağımsızlık Bayramı ve Noel Günü'nde insanlar evlerde, sokaklarda eğlenirken  Türklerin büyük çoğunluğu bu şenliklere katılmıyorlar. Göçmen olarak gelip yerleşen insanlarımızın anane, kültür ve inançlarıyla özdeşleşmiyor yabancı ortamın bayramları.

Gurbette bayram nasıl kutlanmalı, yeni yıla nasıl girilmeli? Birileri öneriler getirip ufkumuzu genişletse iyi olur.

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!