Güncelleme Tarihi:
'YARIN TAHLİYE OLACAK'
Mehmet Ali Ağca'nın avukatı Mustafa Demirbağ, Kartal H Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu'nda hükümlü bulunan müvekkilinin, yarın tahliye edileceğini bildirdi.
Demirbağ, yaptıkları hesaplamalara göre Ağca'nın tahliyesinin yarın gerçekleşeceğini belirterek, “Yarın sabah saatlerinde tahliye edilecek” dedi. Demirbağ, tahliyenin ardından Ağca'nın askerlik şubesine götürülebileceğini bildirdi.
Bu arada, Mehmet Ali Ağca'nın bugün tahliye edilme ihtimaline karşı cezaevi önünde Türk ve yabancı basın mensupları bekleyişlerini sürdürdü. Bekleyenler arasında Bulgaristan, Finlandiya ve ABD'den yazılı ve görsel medya kuruluşlarının temsilcileri de bulunuyor.
Öte yandan, Pendik İlçe Emniyet Müdürlüğü ile Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğü yetkilileri, cezaevi önüne gelerek yarın Ağca'nın tahliyesi sırasında alınacak güvenlik önlemleriyle ilgili incelemelerde bulundular.
'GERÇEKLERİ ANLATSIN, KORUYALIM'
İtalya'da parlamento bünyesindeki soruşturma komisyonlarından biri olan Mitrokhin Komisyonu'nun Başkanı Paolo Guzzanti, Mehmet Ali Ağca'nın, 13 Mayıs 1981'de Papa İkinci Jean Paul'e yönelik suikast girişimiyle ilgili tüm gerçekleri anlatması karşılığında İtalyan hükümetinin koruması altına alınabileceğini söyledi.
Guzzanti, yaptığı açıklamada, Ağca'nın İtalya'dayken kendisine yazdığı bir mektuba atıfta bulunarak, “Ağca gerçekleri anlatsın, İtalya devletinden koruma garantisi vereyim” dedi. Eski Doğu bloku ülkelerinin gizli servislerinin İtalya'daki faaliyetlerini ve işbirlikçilerini araştırma ve soruşturma amacıyla 7 Mayıs 2002'de oluşturulan Mitrokhin Komisyonu'nun Başkanı Guzzanti, Ağca'yı serbest kaldıktan sonra kendilerine her şeyi anlatmaya çağırarak şöyle konuştu: “Ağca'yı Mitrokhin Komisyonu'na ifade vermeye ve bana cezaevindeyken gönderdiği mektupta verdiği sözü tutarak gerçeğe vefa borcunu ödemeye çağırıyorum. Mektupta, Emanuela Orlandi'nin hayatta olduğunu ve onun bulunduğu yeri bildiğini söylüyordu. Bana verdiği sözü tutsun, ben de ona İtalyan devletinden koruma garantisi veriyorum. Bu resmi bir çağrıdır.”
Guzzanti, tahliye sonrasında Ağca'nın hayatının tehlikede olacağını ileri sürerek, sözlerini şu ifadelerle sürdürdü: “Ağca serbest kalmak üzere ama onun hayatı bıçak sırtında. Zira (Papa'ya) suikast girişimi olayındaki azmettiriciler ve işbirlikçiler, aradan geçen çeyrek yüzyıllık zamana karşın, dün olduğu gibi bugün de gerçeğin öğrenilmesini engellemekte kararlılar. Tüm bu nedenlerle Ağca'yı İtalyan devletinin koruması altına girmeye davet ediyorum. Bugüne kadar susmayı yeğlediği ya da ihtiyaten geri çektiği beyanlarını Mitrokhin Komisyonu'na gelerek anlatsın. Orlandi ailesinin ıstırabına da son versin. Ağca bu sayede, suçların failleri ve ardılları tarafından tarihimizin karartılmış sayfalarını aydınlatsın.”
Ağca'nın tehditler nedeniyle gerçekleri dile getirememiş olduğunu belirten Guzzanti, “Ali Ağca, profesyonel ve kiralık bir katil olarak kendisini kimin kullandığını öteden beri biliyor. Ağca, akli melekeleri mükemmel, soğuk kanlı ve akıllı bir insan. Ancak Roma'da cezaevindeyken hakim kılığında kendisini sorgulayan Bulgar ajanlarından tehdit almasının ardından, kasten deliymiş gibi rol yapmak zorunda kaldı. O ajanlar Ağca'yı ifadelerini değiştirmemesi durumunda ortadan kaldırmakla tehdit etmişlerdi. Emanuela Orlandi bu amaçla kaçırılmıştı. Orlandi ile takas edecekleri Ağca'yı ortadan kaldırmayı planlıyorlardı” dedi.
'SUİKAST GİRİŞİMİ SOVYETLER BİRLİĞİ'NİN İŞİYDİ'
Guzzanti, komisyon olarak yaptıkları araştırmalar neticesinde, 1981'de Papa'yı hedef alan suikastin ardında Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği'nin bulunduğunu ortaya koyabilecek konuma geldiklerini ileri sürerek, “Suikast girişimi Sovyetler Birliği'nin işiydi” diye konuştu.
Senatör Guzzanti, müteveffa Papa İkinci Jean Paul'ün Şubat 2005'te yayımlanan “Memoria e Identita” (Bellek ve Kimlik) adlı yapıtını okumasının ardından, 1981'deki suikast girişimini mercek aldıklarını kaydetti. Guzzanti, komisyonun ulaştığı sonucu ise şu sözlerle özetledi: “Papa İkinci Jean Paul ile yapılmış söyleşiden oluşan kitabı okur okumaz, komisyon başkanı olarak, suikastin azmettiricilerinin kimler olduklarını ortaya koymak için bir soruşturma başlatmıştım. Zira Papa o kitapta ilk kez, kendisine yönelik suikast girişiminin arkasında Sovyetlerin bulunduğunu gayet iyi bildiğini dile getiriyordu. Komisyonumuz o tarihten itibaren topladığı bilgiler neticesinde, suikaste ilişkin pek çok eksik kareyi tamamlamış durumdadır. Bilgilerimiz ışığında, suikastin arkasında SSCB'nin olduğunu kuşkuya mahal bırakmayacak biçimde söyleyebilecek konumdayız. Bunu Beyaz Saray da biliyordu. Ama o dönemde, sonuçları öngörülmesi bile mümkün olmayan uluslararası bir kriz yaşanmaması için ateşin üzerine su serpmeyi yeğlemişlerdi”
Guzzanti, Papa'ya yönelik suikast girişiminde hangi ülke ve teşkilatların rol oynadığına ilişkin tezini ise şu ifadelerle dile getirdi: “Pek çok ipucu ve tanıklıktan hareketle bugün, o dönemde Papa'ya yönelik suikastin mimarının KGB olmadığını söyleyebiliriz. KGB sadece belirli bir rol oynamıştır. Eylemin asıl planlayıcılığını ise Leonid Brejnev'in talebine istinaden bizzat Savunma Bakanı Mareşal Zhivkov'un bizzat emir vermesi üzerine Sovyet Askeri Haberalma Teşkilatı GRU yapmıştır. KGB bilahare eyleme lojistik destek sağlarken, Doğu Almanya'nın gizli servisi STASİ ise suikast girişimi sonrasında delillerin karartılması ve Batı basınında dezenformasyon faaliyetini üstlenmiştir”
İSVİÇRE BASINI: AĞCA YAKINDA SERBEST
İsviçre basını İpekçi cinayeti hükümlüsü terörist Mehmet Ali Ağca’nın serbest kalacak olmasına geniş yer ayırdı. Tribune de Geneve gazetesi "1981 yılında Papa Jean-Paul’e suikast girişiminde bulunan Ağca 25 yıl sonra 47 yaşında serbest kalıyor" diye yazarken, Blick, "Türkiye’de bir mahkeme Ağca’nın serbest kalmasına karar verdi" dedi. "Ali Ağca yakında serbest" başlığını kullanan Le Matin ise şunları yazdı: "1981’de Papa’ya Vatikan’da ateş etmesine rağmen Papa’yı öldürememiş, ancak ağır yaralanmasına sebep olmuştu. Bugüne kadar bu konuda çeşitli spekülasyonlar yapılmasına karşı bu suikastin kimler tarafından organize edildiği ve niçin ve nasıl Ali Ağca’nın bu olaya alet edildiği anlaşılamamıştır. İtalya’daki hapis cezasından sonra 2000 yılından itibaren de Türkiye’de hapis yatan Ağca’nın serbest bırakılmasından sonra neler yaşayacağı merak konusudur."