Güncelleme Tarihi:
ÇAĞDAŞ Yaşamı Destekleme Derneği’nin davetlisi olarak Almanya’nın Essen kentine gelen mimar, şair ve yazar Cengiz Bektaş, mavi yolculuğun geçmişini ve felsefesini anlattı, şimdiki halini eleştirdi. Bu yolculuğa çıkmak için önce insanın ‘mavi olması’ gerektiğini belirten Bektaş, mavi olmayı da insancıl olmak, ülkesini sevmek, sahip çıkmak, tanımak anlamında kullanıldığını, mavi yolculuk yapanlara da mavi denildiğini hatırlattı.
DANSÖZ OYNATILMASIN
Kendisi de mavi yolculuklar düzenlemiş olan Bektaş, 10 yıldır hiçbir yolculuğa katılmadığını söyledi. Buna sebep olarak mavi yolculukların bir tekne ve gemi gezisine dönüşmüş olmasını, felsefesinden uzaklaşmış olmasını gösterdi. En çok da bu gezilerde dansöz oynatılmasını eleştirdi. “Öyle insanlar var ki, sadece kadın oynatmak için mavi yolculuk yapıyor. Hiç kitap almıyorlar yanlarına, hiç bir seçim yapmadan kim gelirse içeriye alıyorlar. Onlar daha güverteye ayakkabıyla basılmayacağını bilmiyorlar. Tuvaletin nasıl kullanılacağını veyahut da mutfağın başka birisine ne durumda bırakılacağını bilmiyorlar” diyor...
KURAL KOYMAYA KARŞI
Cengiz Bektaş, bu eleştirilerine karşın mavi yolculuk için bir resmi kuruluş kurulmasına ve kurallar konmasına karşı çıkıyor. Belki özel bir kuruluşun bu konuda bir çerçeve koyabileceğini belirtiyor. Başlangıçta, kendisinin de tek tip bir mavi yolculuktan yana olduğunu ancak görüşünün değiştiğini söyledi. Bektaş, kurallar koymak yerine iyi örnekler göstererek mavi yolculuğun felsefesine dönebileceğini düşünüyor.
AVRUPALILAR DA BİLMİYOR
Bektaş, Avrupalıların da mavi yolculuğu bilmediğini, bunun da Türkiye’nin tanıtım yetersizliğinden kaynaklandığını söyledi. Turistlere de Mavi Yolculuğun Akdeniz ve Ege’nin mavi sularında bir gemi gezisi olarak sunulduğunu belirtti. Turizmde son birkaç yıldır yaşanan krizin mavi yolculuğu da etkilediğini hatırlatan Bektaş, krizin bir an önce son bulmasını dileğini vurguladı.