Güncelleme Tarihi:
SOSYAL Demokrat Parti (SPD) geçen pazar günü Berlin’deki genel merkezi Willy Brandt Haus’da Martin Schulz’u başbakan adayı olarak tanıttı. Yıllardır SPD’nin genel merkezindeki toplantıları izliyorum. SPD’yi hiç bu kadar heyecanlı ve özgüvenli görmedim. Salon tıka basa doluydu. Almanya’da siyasi toplantılarda genç görmek çok nadirdir. Burada en ön safta gençler vardı.
Martin Schulz sahneye çıkarken, salon “Martin, Martin” tezahüratları ve sevinç çığlıklarıyla yankılandı. Sanki bir starı, seçimi kazanmış bir başbakanı karşılamaya gelmiş gibiydiler. Schröder’den sonra SPD’yi ilk kez bu kadar canlı ve umutlu gördüm. Nedir bu insanları heyecanlandıran? Martin Schulz, bu görevi kendine bırakan SPD lideri Sigmar Gabriel’den aslında çok farklı şeyler söylemedi. Ama sinerji yaydı. Sözleri sık sık sevinç çığlıkları ve alkışlarla kesildi.
OBAMA’YA BENZETTİ
Martin Schulz, akşam bir televizyon kanalından ötekine konuk oldu. Kim bu, şimdiye kadar sadece Avrupa Parlamentosu Başkanı olarak tanınan Martin Schulz? Nasıl biri? Gerçekten başbakan olabilir mi? Her şeyden önce de Başbakan Angela Merkel’den farkı ne?
Sorular ağırlıklı olarak bu yöndeydi. 40 bin nüfuslu Würselen kenti belediye başkanlığı, ardından Avrupa Parlamentosu başkanlığı yapan Schulz, sorulara verdiği cevaplarla öyle sanıldığı gibi tecrübesiz bir devlet adamı olmadığı görüntüsü çizdi. Hükümet tecrübeniz yok sorusuna, “Obama da Beyaz Saray’a seçildiğinde, hükümet tecrübesi yoktu” dedi. Uzun zamandır Avrupa Parlamentosu’nda çalışan biri, sıradan insanların sorunlarını ne kadar yakından tanıyabilir? Schulz, “Ben Würselenliyim. Hemen her hafta sonu oradayım. Oradaki komşularım itfaiyeci, polis, fırıncı. Benim onlarla bağım hiçbir zaman kopmadı. İnsanların sorunları ilk önce belediyeye gelir. Ben belediye başkanlığından geliyorum. Tezgahtan yetiştim” cevabını verdi.
ENDİŞE ETMEME GEREK YOK
ARD kanalında Anne Will, sorularıyla Schulz’u oldukça zorladı. Merkel’den farkını öğrenmeye çalıştı. Schulz’un söyledikleriyle Merkel’in söylediklerini karşılaştırdı. İkisi arasında pek fark yoktu. Anne Will, “O zaman seçmen size niye oy versin, orijinal dururken?” diye sordu. Schulz’un cevabı ilginçti: “Merkel sosyal demokratlaştı. Ama orijinal sosyal demokrat biziz. Sosyal adalet talebinde Merkel değil, ben orijinalim.”
Peki Schulz hiç, “Seçimi kaybedersem ne olur?” diye düşündü mü? Bu soruya da cevabı hazırdı: “Elbette düşündüm. Ama ben mücadeleci biriyim. Anketlerde bir haftada oyumuz arttı. 700 yeni üye kazandık. Böyle giderse, endişe etmeme hiç gerek yok.”
Schulz, tüm ısrarlara rağmen nasıl bir koalisyon sorusunu ise açık bıraktı. Çok dikkatliydi. Bağlayıcı konuşmak istemedi. Sadece sağ popülistler ve aşırı sağla kesinlikle koalisyon kurmayız dedi.
Merkel’in karşısında bu seçimlerde ciddi bir rakip var. Almanya’da bu yıl ki seçimler önceki yıllarda çok sıkıcı seçimlerin tersine çok hareketli geçeceğe benziyor.