Mamma mia che traffico!

İlk kez Türkiye’de üretilen bir modelin dünya tanıtımının yine Türkiye’de yapılması bizler için olağanüstü güzel bir duyguydu. Hele�“Su Ada”da yapılan görkemli gece, gelen yabancı konukları fazlasıyla büyüledi.

Hemen şunu da hatırlatayım. Ocak ayında Roma’da yine FIAT’ın “Bravo” modelinin tanıtımı düzenlenmişti. İnanın, tasarımcı ve bu gibi organizasyonlarda yeterince uzman olan İtalyanların şöleni�Boğaz kıyısındakinden çok daha sönük geçmişti. �

 

Dünyanın belli başlı otomobil uzmanları öncelikle 27 bin YTL’den başlayan fiyatlarla ülkemizde piyasaya sunulan�“Linea”nın�İstanbul�Türker İnanoğlu Merkezi’ndeki tanıtımından büyük keyif alarak�FIAT’ın CEO’su Sergio Marchionne’nin “Kankam” olarak tanımladığı Koç Holding’in Başkanı Mustafa Koç’a övgüler yağdırıp “Fabrikamızın zor günlerinde en büyük destek hep Türkiye’den geldi” demesi hararetle alkışlandı.

 

 Marchionne yıllardır Boğaz’da bir dünya lansmanı yapmayı düşlediklerini ve bunun gerçekleştiğini hatırlatırken “Linea”nın�artık “Grande Punto”nun ağabeyi olarak anılacağını ve dünya piyasasında yer alacağını söyledi.�

 

Aslında lansman parkuru çok güzel seçilmişti. “Linea”nın anlamı “Çizgi” demek ve Avrupa ile Asya’yı bağlayan Boğaz Köprüsü’nü anımsattığı için Türker İnanoğlu Merkezi’nde başlayan 103 kilometrelik otomobil testinde dünyanın belli başlı medya uzmanları nefis manzaralar arasından Riva’ya kadar gidecek oradan da Ömerli, Alemdağ güzergahı ile Sarıgaziye çıkarak tekrar Fatih Sultan Mehmet Köprüsü’nden çıkış noktasına döneceklerdi.�Ben testte Süreyya İzgi arkadaşıma co -pilotluk gerçekleştirdim. Riva’ya kadar her şey mükemmeldi. Nefis bir bahar günü yeşillikler arasında “Linea”mız�yolu yutuyordu adeta.�Riva’dan Ömerli’ye saptığımızda da dere boyunca kendin pişin kendin ye salaş�restoranlarının arasında Süreyya sürekli vites değiştirerek “Linea”yı tanımaya çalışıyordu. İşte ne olduysa�Sarigazi’ye geldiğimizde oldu.�

 

İstanbul’un hırçın ve�acımasız trafiği hemen kendini gösterdi. Yol tıkandı. Gıcır gıcır�“Linea”lar peş peşe sıralandı. Süreyya , İstanbul trafiğine alışkın olduğu için birkaç direksiyon sallama ile kendine ilerleyebilecek bir şeridi buldu. Ama ya yabancılar? Bir ara yanımıza yanaşan İtalyan meslektaşım “ Mama mia che traffico! (Aman anneciğim, ne trafik!) diye hayıflandı. Sergio Marchionne ile Mustafa Koç’un Boğaz’daki dünya lansmanı hayali tam kusursuz gerçekleşecekken İstanbul trafiğinin gadrine uğramış oldu.�

 

Özellikle İtalyanlar otomobillerini teslim ederlerken “Pek bir şey anlamadık.�Anormal trafik�otomobile olan dikkatimizi fazlasıyla dağıttı. Biz asıl trafiğin İtalya’da olduğunu sanıyorduk. Burada gerçekten bir kabusmuş. Tanrı sizin yardımcınız olsun” dediler. Her şeyi ile mükemmel olan “Linea”nın tanıtımının İstanbul trafiğine takılması Türkiye’nin tanıtılmasında ise sanırım pek küçümsenmeyecek bir sorun yarattı.              �