Güncelleme Tarihi:
Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un haziran ayında parlamentoyu feshetmesi sonrası ikinci turu 7 Temmuz’da gerçekleşen erken seçimlerden 7 hafta sonra Fransa’da başbakanlık görevine eski Dışişleri Bakanı ve Avrupa Birliği’nin (AB) Brexit Başmüzakerecisi Michel Barnier atandı. İki hafta önce parlamentodaki farklı siyasi grup temsilcileri ve liderleriyle müzakere maratonu yapan Macron’un sandıktan birinci çıkan solcu Yeni Halk Cephesi (NFP) ittifakının adayı Lucie Castets’i başbakan olarak atamayı reddetmesi, Fransız parlamentosundaki hükümet krizinin devamı anlamına gelebilir. Ancak aşırı sağcı Ulusal Cephe’nin (RN) lider figürü Marine Le Pen’den olumlu bir açıklama gelmesi, Barnier’in güven oylamasından çıkabileceği sinyalini veriyor.
SOLDAN TEPKİ VAR
Görevi önceki gün halefi Gabriel Attal’dan devralan merkez sağdaki Cumhuriyetçiler’in tecrübeli siyasetçisi Barnier, ilk konuşmasında halkın “öfkesine” yanıt verme sözü verdi. Eğitim, güvenlik ve göç kontrolünün öncelikleri arasında olacağını söyleyen Barnier, “Bahsettiğiniz zorluklara, öfkeye, acılara, terk edilmişlik hissine; şehirlerimizde, mahallelerimizde ve kırsal bölgelerimizde çok fazla yaşanan adaletsizliğe elimizden geldiğince yanıt vereceğiz” dedi.
Seçimlerden birinci çıkan NFP ittifakı ise Barnier’in atanmasına tepki gösterdi. İttifakın en büyük partisi Boyun Eğmeyen Fransa’nın (LFI) lideri Jean-Luc Melenchon, Macron’un Barnier’yi başbakan atayarak “kendi kararı ile gittiği erken genel seçimlerin sonuçlarını reddettiğini” savundu. Sosyalist Parti (PS) Genel Sekreteri Olivier Faure da Macron’u “demokrasiyi inkar etmekle” suçladı.
AŞIRI SAĞA MUHTAÇ
Macron yanlısı Ensemble ittifakı ile merkez sağ Cumhuriyetçilerin toplam sandalye sayısı 213. Sol koalisyon NFP 193, aşırı sağcı RN’nin ise 144 milletvekili bulunuyor. Parlamentodaki mutlak çoğunluk için gereken sandalye sayısı 289. NFP’nin muhalefetini açıkladığı Barnier’in güvenoyu alarak başbakan olabilmesi için RN’nin desteğine ihtiyacı var. Le Pen ilk yaptığı açıklamada yeni hükümette yer almayacaklarını söylese de “farklı siyasi güçlere saygılı ve RN’ye hitap edebilecek biri” diyerek Barnier’in başbakanlığına yeşil ışık yaktı. Ancak seçim süresince aşırı sağa karşı birlik ve sandığa gitme mesajları veren Macron’un, yeni hükümeti RN’nin desteğine muhtaç bırakmasının kendi kampı içinde eleştirilere neden olduğu belirtiliyor.
MACRON’UN HESABI NE
Kulislerde önce muhafazakâr Xavier Bertrand’ın ismi öne çıkarken, Macron ve Le Pen arasında gerçekleşen telefon görüşmelerinin ardından Barnier’in atanması, bu tercihinde RN’nin desteğini alma hedefi güttüğü yönünde yorumlanıyor. Macron’un tartışmalı emeklilik yaşı yasası ya da göç yasasını tersine çevirme ihtimali düşük görülen Barnier bu açıdan Macron’un cumhurbaşkanlığına da tehdit teşkil etmiyor. Ayrıca daha önce iki kez AB komisyon üyeliği yapan ve AB’nin Brexit Başmüzakerecesi olan Barnier’in Brüksel mekanizmasına hâkim olması ve AB’ye güven verici bir isim olması da Macron’un tercihinde etkili olan etmenlerden.