Güncelleme Tarihi:
İktidar partisi Fidesz (Macar Yurttaş Birliği) milletvekillerince parlamentoya sunulan ve geçen yıl 12 Aralık'ta yasalaşan "fazla mesai" kanunu dolayısıyla Aralık ayında başlayan hükümet karşıtı gösteriler binlerce kişinin katılımıyla devam ediyor.
Muhalefetin itirazlarına rağmen 1 Ocak'ta yürürlüğe giren yeni yasaya göre, halihazırda 250 saat olan yıllık fazla mesai süresi 400 saate çıkarılıyor.
İşsizlik oranın sadece yüzde 3,6 olduğu Macaristan'da, Batı Avrupa'ya göç dolayısıyla iş gücü açığı son dönemde ciddi şekilde artmış durumda.
İktidar, yeni kanunla fazla mesai yapmak isteyenlerin önündeki bürokratik engelleri kaldırdıklarını savunurken, muhalefet partileri ve sendikalar ise hükümeti çok uluslu şirketlerin talebini yerine getirmekle suçluyor.
Hükümeti protesto etmek için cumartesi günü binlerce kişinin katılımıyla düzenlenen etkinlikteki konuşmalarda, eylemcilerin taleplerinin hükümet tarafından kabul edilmemesi halinde 19 Ocak'ta ülke genelinde grev yapılabileceği belirtildi.
Protestocular hükümetten, fazla mesai düzenlemesinin iptal edilmesinin yanı sıra bağımsız mahkemelerin oluşturulması, kamu yayıncılığının bağımsız olması ve Macaristan'ın Avrupa Birliği'nin (AB) ortak Kamu Savcılığı Ofisi'ne (EPPO) dahil olmasını talep ediyor.
Başbakan Viktor Orban ise ülkede geniş katılımlı protestolara neden olan ''fazla mesai'' kanununu protesto eden göstericilerin Macar asıllı Amerikalı iş adamı George Soros tarafından finanse edildiğini iddia ediyor.
Günlük siyasi gazetelerden Magyar Hang Genel Yayın Yönetmeni György Zsombor, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ülkede daha önce de basın özgürlüğü, mahkemelerin durumu gibi özel konularda düzenlenen eylemlerin fazla rağbet görmediğini ancak "fazla mesai" kanununun birçok kişiyi ilgilendirdiği için eylemlere katılımın geniş olduğunu söyledi.
Düzenlenen eylemlere geniş katılımın muhalefeti iş birliğine zorladığına dikkati çeken Zsombor, ''Muhalefet partileri arasında bir iş birliği oluşuyor gibi görünüyor. Daha önce tüm partiler sadece kendi seçmenlerini eylemlere çağırıyorladı. Ne genel seçim öncesi ne de seçim sonrası hiçbir parti ciddi anlamda bir eylem düzenleyemedi. Örneğin; ana muhalefet partisi Jobbik'in bile düzenlediği eyleme sadece 1-2 bin kişi katıldı.'' diye konuştu.
Protesto gösterilerinde hükümet partisi dışında neredeyse tüm siyasi partilerin yanı sıra sivil toplum kuruluşlarının ve sendikaların da yer aldığını belirten Zsombor, eylemlere liberal ve solcuların yanı sıra aşırı sağcıların da destek verdiğini söyledi.
Muhalefet partilerinin son dönemde birbirlerine yaklaştığını, ekim ayında düzenlenmesi beklenen yerel seçimlerde muhalefetin ortak aday çıkarmasının muhtemel olduğuna kaydeden Zsombor, ''Muhalefet partilerinin yerel seçimlerde iş birliğine ihtiyacı olacak. Bu iş birliğinin de bazı büyük şehirlerde şimdiden sinyallerini görebiliyoruz. Muhalefetin Pecs, Eger, Szombathely ve Szeged gibi büyük kentlerde iktidara karşı muhtemelen tek adayı olacak.'' dedi.