Güncelleme Tarihi:
BELARUS ile Polonya arasında sıkışıp kalan binlerce mülteci dondurucu soğukta yaşam mücadelesi verirken, Belarus lideri Aleksandr Lukaşenko dünkü açıklamalarıyla krizi yeni bir boyuta taşıdı. Sınırda kurdukları çadırlarda bekleyişlerini sürdüren mültecilerin “silaha sarılmaya hazır” olduğunu iddia eden Lukaşenko, Avrupa’nın ortasının savaş alanına dönebileceği tehdidinde bulundu.
‘SİLAH BULURLARSA SAVAŞ ÇIKAR’
Başkent Minsk’te konuşan Lukaşenko, ülkesindeki mültecilerin Ukrayna’nın ayrılıkçı Donbas bölgesinden Polonya sınırına kaçak silah sevk etmeye başladığını iddia etti. Lukaşenko, “Polonya sınırını geçmeye çalışan mültecilerin kamplarına silah ve patlayıcı madde sevkıyatı yapıldığını öğrendik. Rusya lideri Putin ile bu kaçak silah meselesini yakından takip ediyoruz. Durum kontrol altında. Kaçak silahların kaynağı olduğu sanılan Donbas bölgesiyle de temas halindeyiz. Polonya sınırına dayanan mülteciler genelde Kürtlerden oluşuyor ve savaşın ne olduğunu iyi biliyorlar. Ellerine silah geçerse Polonya’nın güç gösterisine uzun süre kayıtsız kalmayacakları ortada. Durup dururken bir bakarsın savaş patlak verir” ifadesini kullandı. Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov da “En ufak bir kıvılcım sonu ne olacağı bilinmeyen süreçleri tetikleyebilir” diyerek askeri çatışma ihtimaline dikkat çekti ve Rusya’nın çözüm için çaba sarf ettiğini anlattı.
‘VANAYI KAPATIRIM’ TEHDİDİ
Kaygı verici bir diğer gelişme de enerji güvenliği alanında yaşandı. Avrupa ülkeleri Belarus sınırını kapatmayı gündemlerine alınca Lukaşenko, Rusya’dan Avrupa’ya doğalgaz taşıyan “Yamal-Avrupa” boru hattını kapatma tehdidinde bulundu. Belarus lideri, “Avrupalıların artıları, eksileri iyi tartması gerek. Sınırımızı kapatırlarsa biz de boru hattının vanasını kapatırız. Bu işten kimin zararlı çıkacağını hep birlikte görürüz” dedi. Söz konusu açıklama halihazırda enerji krizinin etkilerinin hissedildiği bir dönemde geldi. Böyle bir adım atılması durumunda Avrupa’da elektrik ve ısınma faturalarının kış boyunca daha da yükseleceği öngörülüyor.
AVRUPA’YI ÇILDIRTAN ‘BATKA’
‘Baba’ anlamına gelen ‘Batka’ lakabıyla anılan ve 1994 yılından bu yana Belarus’u yöneten Aleksandr Lukaşenko (67), Ağustos 2020’de yapılan cumhurbaşkanlığı seçimlerini yüzde 80 oy ile altıncı kez kazandığını ilan etti.
Sonuçların hileli olduğunu söyleyen muhalifler geniş katılımlı protesto gösterileri düzenlemeye başladı. Sert polis müdahalesi günlerce sürdü, çok sayıda kişi tutuklandı. Lukaşenko’nun otomatik tüfek ile verdiği pozlar çok konuşuldu.
AB ve ABD, sık sık ‘Avrupa’nın son diktatörü’ olarak anılan Lukaşenko’nun galip çıktığı seçim sonucunu tanımadı.
Mayıs ayında Yunanistan’dan Litvanya’ya gitmekte olan bir yolcu uçağı muhalif bir gazeteciyi tutuklayabilmek için sahte bomba ihbarı ile zorla Minsk’e indirilince Batı ile ipler iyice koptu.
AB’nin yaptırım açıklaması üzerine Lukaşenko, Avrupa ülkelerine gitmek isteyen mültecileri durdurmayacaklarını ilan etti. Ve mülteci krizi giderek yükselmeye başladı.
TÜRKİYE: KRİZİN TARAFI DEĞİLİZ
DIŞİŞLERİ Bakanlığı, Polonya ve Belarus sınırındaki göçmen krizinde, Türkiye’nin, tarafı olmadığı bir konuda sorunun parçasıymış gibi gösterilmeye çalışılmasını reddettiğini bildirdi. Bakanlıktan yapılan yazılı açıklamada, üçüncü ülke vatandaşlarının Belarus toprakları üzerinden Polonya, Litvanya ve Letonya’ya yasa dışı geçişi konusunda gerekli önlemlerin alınmadığının ve sınır bölgelerinde zor durumda bırakıldıklarının üzüntüyle görüldüğü belirtildi. Açıklamada, “Şeffaf şekilde bilgi paylaşılmasına rağmen, Türk Hava Yolları gibi küresel çapta saygınlığa sahip bir şirketimizin hedef alınmasını kasıtlı buluyoruz. İlgili tarafların sorunu itidalle çözmesini ümit ediyor ve Türkiye olarak sorunun aşılmasında her türlü desteği vermeye hazır olduğumuzu vurguluyoruz” ifadelerine yer verildi. THY, kurallara uygun bir şekilde yolcu taşıdığı halde Belarus’a sefer yaptığı gerekçesiyle suçlamalara muhatap oluyor.