Güncelleme Tarihi:
Katar, Suriye'deki iç çatışmanın başlarında kapatılan Şam'daki büyükelçiliğini 13 yıl sonra yeniden açtı.
Katar bayrağı büyükelçilikte göndere çekilirken Esad rejiminin devrilmesinden bu yana Katar, Suriye'de Türkiye'den sonra büyükelçiliğini resmen yeniden açan ikinci ülke oldu.
Suriyeli lider Ahmed eş-Şera (Muhammed Colani), ABD Dışişleri Bakanlığı Yakın Doğu İşlerinden Sorumlu Müsteşar Yardımcısı Barbara Leaf başkanlığındaki heyetle görüşmesinde, ülkesine uygulanan yaptırımların kaldırılmasını talep etti.
Suriye'de Baas rejimini deviren Askeri Operasyonlar Komutanlığı, oluşumun komutanı durumundaki Suriyeli lider Şera ile ABD heyetinin dün başkent Şam'da gerçekleştirdiği görüşmeye ilişkin yazılı açıklama yaptı.
Leaf başkanlığındaki heyetin ziyaretinden memnuniyet duyulduğu belirtilen açıklamaya göre, Şera, muhataplarına, Suriye'nin her düzeyde toparlanması ve yeniden canlanmasının sağlanması konusunda destek çağrısı yaptı.
Suriye halkının tüm bölgesel taraflara eşit mesafede durduğunu vurgulayan Şera, Suriye'ye uygulanan yaptırımların kaldırılmasını istedi.
Suriye halkına savaşın ve çatışmaların yarattığı yıkımdan kurtulma fırsatı tanınmasının önemli olduğunu belirten Şera, halkın, Beşşar Esad rejiminden kurtularak bölgeyi kaos ve yabancı müdahalelerden korumada önemli rol oynadığını dile getirdi.
Halkın, savaş ve çekişmelerden uzak yeni bir döneme ihtiyacı olduğunu ifade eden Şera, savaş suçlularının ve eski rejimin sembollerinin adalet önüne çıkarılması ve kendilerinden hesap sorulmasının gerekliliğini vurguladı.
Şera, ayrıca Suriye'nin yeni döneminde uygulanacak kurumsallaşma ve kalkınma programının tanıtıldığı görüşmede, Suriye'nin bölgesel barışın sağlanmasında ve komşu ülkelerle stratejik ortaklıklar kurulmasında önemli rol oynayacağının altını çizdi.
ABD heyeti, Suriye'nin özgürlüğüne kavuşmasını tebrik etti
ABD HEYETİNDEN TEBRİK
Suriye halkına ve yeni Suriye yönetimine desteklerini yineleyen heyet, ABD'nin, çözülmesi gereken sorunlar ve zorluklar karşısında Suriye'nin yanında olacağını belirtti.
Heyet, özellikle "Suriye'nin kuzeydoğusundaki meseleler" gibi konularda, istikrarı güçlendirme, ekonomik büyümeyi teşvik etme ve tüm Suriye halkının bileşenlerini kapsayıcı temsil sağlamaya yönelik atılan somut adımlara destek verdiğini kaydetti.
ABD vatandaşı Travis Timmerman da dahil olmak üzere tutukluların serbest bırakılması çabalarını takdir eden heyet, Suriye'de kaybolan Amerikalı gazeteci Austin Tice için sürdürülen arama çalışmalarını memnuniyetle karşıladıklarını aktardı.
Heyet, mevcut dönemin iyi yönetilmesini ve Suriye Savunma Bakanlığı ile Birleşik Suriye Ordusunun oluşturulmasına yönelik atılan yapıcı adımları da takdir ettiğini belirtti. Her iki taraf, yaşananları Suriye halkı için "tarihi bir zafer" olarak tanımladı.
Rejim döneminde bölgeye günlük yaklaşık 70 bin varil petrol tedarik eden ve Suriye'deki baskıcı Baas rejimini çok uzun süre destekleyen İran'ın, rejimin devrilmesinin ardından Suriye'ye yakıt sevkiyatını durdurmasıyla günde 90 bin ila 100 bin varil arasında ham petrol işleyen bölgenin en büyük petrol rafinerisi Baniyas'ın faaliyetleri kesintiye uğradı.
Uluslararası haber kaynaklarına göre, rafinerinin Genel Müdürü İbrahim Musalim, Suriye'nin yeni hükümetinin ülkeye uygulanan yaptırımların kaldırılmasını beklediğini ve bunun, Suriye'nin İran dışı kaynaklardan petrol ithal etmesine olanak tanıyacağını belirtti.
Söz konusu açıklamalar, bölgedeki yaptırımların gelecek dönemde hafifleyebileceğine yönelik beklentileri kuvvetlendirdi.
BATI YAPTIRIMLARININ HAFİFLETİLMESİ ŞART
Araştırma kuruluşu Energy Aspects Jeopolitik Araştırmalar Bölümü Başkanı Richard Bronze, Suriye'nin petrol üretiminin eski haline dönmesi için çözümün Batı ülkelerinin yaptırımlarını hafifletmesinden geçtiğini belirtti.
AA muhabirine açılaklama yapan Bronze, Baniyas petrol rafinerisinin operasyonlarına devam edebilmesi için yeni bir ham petrol kaynağına ihtiyaç duyacağını belirterek, alternatif bir çözüm bulunmadığı sürece bölgede yakıt sıkıntısının derinleşeceği uyarısında bulundu.
Suriye'nin petrol üretiminin eski seviyelerine ulaşmasının uzun zaman alacağına dikkati çeken Bronze, "Batı yaptırımlarının hafifletilmesi ve kilit petrol üretim bölgelerinde güvenlik durumunun makul bir seviyede istikrar kazanması gerekecek. Ancak bu iki koşul sağlansa bile, uluslararası petrol şirketlerinin Suriye'ye geri dönüp yatırım yapmayı ne kadar cazip bulacaklarını değerlendirmeleri gerekecek." dedi.
Bronze, yeni Suriye yönetiminin bu zorlukları aşmak için uluslararası yardıma başvurabileceğini belirterek, "Kısa vadede sağlanabilecek yardımlar, avantajlı ödeme koşullarıyla sunulacak tedarikler veya satın alımları finanse edecek krediler olabilir. Uzun vadede ise odak, Suriye'nin petrol sektörünün yeniden inşası olacak ve bu süreç, geniş çaplı yeniden yapılanma çabalarının bir parçası haline gelecektir." şeklinde konuştu.
TÜRKİYE DESTEK SAĞLAYABİLİR
Türkiye'nin, Şam'daki yeni yönetime destek amacıyla bu süreçte rol oynayabileceğini vurgulayan Bronze, "Türk şirketleri, yeniden yapılanma fırsatlarını öncelikle ticari açıdan değerlendireceklerdir. Bu değerlendirme ise finansal ve güvenlik durumunun önümüzdeki birkaç ay içinde nasıl şekilleneceğine bağlı olacak." ifadelerini kullandı.
İtalya'da bulunan Ricerche Industriali ed Energetiche'de (RIE) enerji jeopolitiği ve piyasaları alanında araştırma görevlisi Francesco Sassi de İran petrolü olmadan Suriye'nin yeni yönetiminin enerji güvenliğini sağlama kapasitesine dayalı meşruiyetini sürdürebilmesi için alternatif kaynakların bulunması gerektiğine işaret etti.
Sassi, Türkiye'nin Şam'a destek sağlamak amacıyla müdahaleye çağrılabileceğinin altını çizerek, "Ancak Türkiye, İran ya da Irak gibi bol petrol kaynaklarına sahip bir ülke değil. Türkiye, petrol ithal eden bir ülke ancak Baniyas petrol rafinerisine istikrarlı tedarik sağlamak için alternatif anlaşmalara aracılık edebilir." değerlendirmesinde bulundu.
Bu noktada, Suriye'nin petrol arz güvenliğinin sağlanmasının önemine dikkati çeken Sassi, bu konuda başarısız olunması durumunda ülkenin istikrarsızlaşacağını da sözlerine ekledi.
Suriye'de, 61 yıllık Baas rejiminin çökmesinin ardından barış içinde ve eşit bir şekilde yaşayabilmenin umutları arttı.
Şiddet korkuları gün geçtikçe azalan Suriyeliler, on yılı aşkın süre devam eden iç savaşın ardından huzura erdi.
Associated Press'te (AP) yer alan habere göre barışın öncüsü, muhalif grupları birleştirmede etkisini gösteren Heyet Tahrir Şam (HTŞ) ile geldi.
HTŞ'nin, intikam cinayetlerinin yanı sıra yağma ve cinsel saldırıların da azalmasında etkili rol oynadı.
AP'de yer alan haberde, Suriye'nin geçiş hükümetinin sözcüsü Ubeyda Arnut'un, “Toplumsal barışı tesis etmek istiyorsak adalet olmalı ve hesap verebilirlik olmadan adalet de olmaz” sözleri aktarıldı.
Suriye'de, Esad rejiminin devrilmesinde etkili olan Heyet Tahrir Şam (HTŞ) lideri Ahmed eş-Şera (Muhammed Colani), ABD heyetinin Şam'a gelmesinin ardından Suriye'nin "bölgesel barışa" katkıda bulunmak istediğini açıkladı.
Açıklamada, “Suriye tarafı, Suriye halkının bölgedeki tüm ülke ve taraflara eşit mesafede durduğunu ve Suriye'nin her türlü kutuplaşmayı reddettiğini belirtti” denildi.
Açıklamada ayrıca, “Suriye'nin bölgesel barışı destekleme ve bölge ülkeleriyle ayrıcalıklı stratejik ortaklıklar kurma konusundaki rolünü teyit etmek” istedikleri belirtildi.
Filistin'in Batı Şeria bölgesindeki Beytüllahim kentinde yer alan Evanjelist Luther Kilisesinin Papazı Munther Isaac, İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik saldırıları bitene kadar Gazze'nin gündemde tutulması gerektiğini ifade etti.
Beytüllahim Papazı Isaac, sosyal medya hesabından, Noel seremonisindeki vaazının videosunu, "İmparatorlukların son kullanma tarihi vardır" mesajıyla paylaştı.
Isaac, vaazında, Gazze'de yaşananlara yönelik, "On binlerce kişinin öldüğü ve yaralandığı, tamamen yerinden edildiği Gazze'de 440 gündür aralıksız bombardıman ve kıtlık yaşanıyor." ifadelerini kullandı.
İsrail'in Gazze'ye saldırılarının ardından ikinci Noel bayramının geldiğini belirten Isaac, "Ekim 2023'ten bu yana soykırım hala devam ediyor." dedi.
Libya medyasına göre, Hafter'e bağlı İç Güvenlik Teşkilatı, Esad rejiminin düşmesini kutlayan Suriyelilere yönelik gözaltıları meşrulaştırmak için" terör örgütü üyesi oldukları" iddiasını ileri sürdü.
Bingazi kentinde Esad rejiminin düşmesini kutlayan çok sayıda Suriyelinin gözaltına alındığı kaydedilen haberlerde, İç Güvenlik Teşkilatının gözaltına alınanları "Suriye'deki terör örgütüyle bağlantılı, ajan olarak Bingazi'ye sızan ve Suriyelileri silahlandırıp harekete geçirmekle görevli bir hücre" olduğunu iddia ettiği aktarıldı.
Amerika-İslam İlişkileri Konseyi (CAIR), Suriye'de bulunan askerlerinin gerçek sayısını gizleyen ABD Savunma Bakanlığını (Pentagon) kınadı.
ABD'nin en büyük Müslüman sivil hakları ve savunuculuk örgütü CAIR'den yapılan yazılı açıklamada, Pentagon'un Suriye'de, bilinenin iki katından daha fazla (2 bin) asker bulundurduğunu itiraf etmesinin "şaşırtıcı olduğu" belirtildi.
Açıklamada, "(ABD Başkanı) Joe Biden ve yönetimi, asker varlığı hakkında yalan söyleme kararını kimin aldığını, neden yalan söylediklerini ve bu birliklerin Kongre bilgisi veya yetkisi olmadan ne kadar süredir faaliyet gösterdiğini açıklamalıdır." ifadelerine yer verildi.
CAIR yönetimi, ABD'nin seçilmiş başkanı Donald Trump'ı, "ABD askerlerini Suriye'den tamamen çekmeye ve işgal altındaki toprakları yeni özgürleşmiş Suriye halkına devretmeye" çağırdı.
Bu vesileyle, Suriye'de Beşşar Esed diktatörlüğünün yıkılmasından duydukları memnuniyeti dile getiren sivil toplum örgütü, "Suriyeli-Amerikan toplumu, Suriye'nin özgürleşmiş halkı, Müslüman dünyası ve adaleti destekleyenler" için kutlama mesajı paylaştı.
İsrail Savunma Kuvvetleri’nden (IDF) yapılan açıklamada, Yemen'den fırlatılan bir balistik füze nedeniyle ülkenin merkez bölgesinde sirenlerin çaldığı bildirildi. Fırlatılan füzeyi durdurmaya yönelik müdahale girişimlerinin “başarısız olduğu” açıklanırken, füzenin Tel Aviv’deki bir parka düştüğü aktarıldı.
İsrail basını saldırıda en az 18 kişinin yaralandığını duyurdu. Saldırı anı ve sonrasında meydana gelen hasar ise amatör kameralara yansıdı.