Güncelleme Tarihi:
Independent'ta yer alan habere göre 237 basın mensubu, Davie'ye yazdığı mektupta Gazze konulu haberlerde İsrail yanlısı bir tutum bulunduğu eleştirisi yaptı.
BBC'yi tarafsız ve korkusuz şekilde Gazze haberlerine yaklaşmaya çağıran imzacılar, BBC'ye bazı alanlarda adımlar atması çağrısı yaparak, İsrail'in Gazze'ye yabancı gazetecileri sokmamasını hatırlattı.
Atılacak adımlar arasında İsrail'in iddialarını kanıtlayacak yeterli delil bulunmadığını açıkça söylemek, İsrail'in suçlu olduğu noktaları manşetlerde açıkça belirtmek, Gazze konulu haberlerde Ekim 2023 öncesini haberlerdeki bağlama dahil etmek, İsrailli siyasi ve askeri yöneticilere söyleşilerde zorlayıcı sorular sormak da sayıldı.
İmzacılar mesajlarını doğrudan BBC'ye yöneltse de ITV ve Sky gibi önemli İngiliz yayın kuruluşlarına da çağrıda bulundu.
İmzacıların 72'si isminin açıklanmasını isterken 237 basın mensubu arasında 101 BBC çalışanı da yer aldı.
BBC'den mektuba ilişkin yapılan açıklamada Gazze içeriklerinin, kutuplaştırıcı yönüyle haberleştirilmesi en zor konular arasında yer aldığı kaydedildi.
Gazetecilik standartlarının en üst derecede uygulandığı belirtilen açıklamada, kullanılan kelimelerden doğrulamaya kadar haberlerin pek çok süzgeçten geçtiği ifade edildi.
BBC'nin tek bir dünya görüşünü yansıtmadığı kaydedilen açıklamada, İsrail yanlısı olmak ve karşıtı olmakla ilgili neredeyse eşit sayıda şikayet geldiği belirtildi.
Independent'a konuşan imzacılardan birisi BBC'nin tutumuyla ilgili, "6 yaşındaki Hind Receb, yardım için yaptığı telefon görüşmelerinin ardından Gazze'de ölü bulundu." başlığını hatırlattı.
İmzacı, "Bu tanrının bir işi değildi. Faili İsrail. Bu nedenle açıkça belirtilmeli ve açıkça öldürüldüğü ifade edilmeliydi." değerlendirmesini yaptı.
Başka bir imzacı ise "Filistinliler her zaman güvenilmeyen kaynak gibi görülürken olayların İsrail versiyonu, İsrail ordusunun yalan söyleme konusundaki güçlü geçmişine rağmen sürekli olarak verildi." ifadelerini kullandı.
İsmini vermek istemeyen imzacı, "Mümkünse İsrail'i manşetten çıkarmayı ve hava saldırısının sorumlusu hakkında şüphe uyarmayı tercih ediyoruz." yorumunu yaptı.
Başbakanlık ofisinden yapılan yazılı açıklamada, Mikati'nin, Şemal (Kuzey) vilayetine bağlı Betrun ilçesinde İmad Emhez isimli Lübnanlının kaçırılması olayıyla ilgili bilgi almak için Lübnan Genelkurmay Başkanı Joseph Avn ve Birleşmiş Milletler (BM) Lübnan Geçici Barış Gücü (UNIFIL) komutanlarıyla görüştüğü ifade edildi.
UNIFIL komutanlarının Mikati'ye, konuyla ilgili gerekli soruşturmanın yürütüldüğü ve ordu ile koordinasyon kurulduğu bilgisini verdiği aktarıldı.
Olayla ilgili soruşturmanın hızlandırılması gerekliliğini vurgulayan Mikati'nin, Dışişleri Bakanı Buhabib'den konuyla ilgili BMGK'ya acil şikayette bulunmasını istediği belirtildi.
Öte yandan, Lübnan Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Ali Hamiye, Emhez'in kaçırılması olayında Lübnan sahillerini korumakla görevli olan UNIFIL'ın sorumlu olduğunu ima etti.
Hamiye yaptığı yazılı açıklamada, bir kaptan olan Emhez'in yaşadığı yerden 100 metre uzaklıkta kaçırıldığını, güneydeki Nakura kasabasından kuzeydeki El-Arida kasabasına kadar Lübnan sahillerinin periyodik olarak UNIFIL tarafından denetlenmesi nedeniyle de olayda UNIFIL'le temasın söz konusu olduğunu öne sürdü.
UNIFIL'den yapılan açıklamada ise "UNIFIL'in herhangi bir adam kaçırma veya Lübnan egemenliğinin başka herhangi bir şekilde ihlal edilmesini kolaylaştırmakla ilgisi olmadığı" ifade edildi.
Lübnan resmi ajansı NNA dünkü haberinde, Şemal (Kuzey) vilayetine bağlı Betrun ilçesinde "kimlikleri belirlenemeyen askeri güçlerin" 1 Kasım'da denizden çıkarma yaptığı belirtilmişti.
Silahlı askeri güçlerin kıyı şeridinde yer alan Şaleyh bölgesine intikal ettiğine işaret edilen haberde, "Askeri güçler, Şaleyh bölgesinde Lübnanlı bir kişiyi kaçırarak kıyıya geri döndü ve hızlı bir botla bölgeden ayrıldı." ifadeleri kullanılmıştı.
Lübnan medyasının emniyet kaynaklarına dayandırdığı haberlerde ise Betrun bölgesine denizden çıkarma yapan askeri güçlerin İsrailli olduğu iddia edilmişti.
Heyetten yapılan yazılı açıklamada, "İsrail hapishanelerindeki binlerce Filistinli tutuklu, akrabalarını kaybettiği haberini aylar sonra alıyor. Bunların başında da Gazze'den tutuklu olanlar geliyor." ifadelerine yer verildi.
Filistinlilerin, akrabalarına veda etmekten mahrum bırakıldıklarına dikkat çekilen açıklamada, bu adımın İsrail'in Filistinlilere yönelik sistematik mahrumiyet politikalarının bir parçası olduğu vurgulandı.
İsrail'in Gazze Şeridi'ne saldırı başlattığı 7 Ekim 2023'ten beri işgal altındaki Batı Şeria ve Doğu Kudüs'te de Filistinlilere yönelik gözaltı, baskın ve saldırılarda artış yaşanıyor.
Filistin Esirler Cemiyeti'nin açıklamasına göre, İşgal altındaki Batı Şeria ve Doğu Kudüs'te 7 Ekim'den bu yana gözaltına alınan Filistinlilerin sayısı 11 bin 500'ü geçti.
İsrail ordusundan yapılan açıklamada, Givati Tugayından Yair Hanania (22) ve Itai Parizat (20) isimli askerlerin Gazze'nin kuzeyindeki çatışmalarda öldüğü belirtildi.
Aynı bölgedeki çatışmalarda 1 subayın da ağır yaralandığı ifade edildi.
Gazze Şeridi'ne saldırılarının başladığı 7 Ekim 2023'ten bu yana ölen İsrail askerlerinin sayısı, 368'i karadan işgal sürecinde olmak üzere 780'e yükseldi.
İsrail'in 7 Ekim'den bu yana Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırılarda yaklaşık 17 bin 210'u çocuk, 11 bin 742'si kadın olmak üzere 43 bin 314 Filistinli öldü, 102 bin 19 Filistinli yaralandı.
Enkaz altında halen binlerce ceset olduğu bildirilirken, halkın sığındığı hastane ve eğitim kurumları hedef alınarak sivil altyapı da tahrip ediliyor.
Mısır Dışişleri Bakanlığından yapılan yazılı açıklamaya göre, Abdulati, Kuveyt Dışişleri Bakanı el-Yahya ile telefonda görüştü.
7 Ekim 2023'ten bu yana Gazze Şeridi'nde devam eden İsrail soykırımına ilişkin gelişmelerin ele alındığı görüşmede, Mısır'ın ateşkes sağlama çabaları ve Gazze Şeridi'ne insani yardım girişi konuşuldu.
Görüşmede ayrıca, "iki kardeş ülke arasındaki ikili ilişkilerin tüm yönleri" ele alındı.
Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi, 27 Ekim'de İsrail'in saldırılarını sürdürdüğü Gazze Şeridi'nde "İsrailli 4 esir ile alıkonulan bazı Filistinlilerin takası için 2 günlük ateşkes teklifinde bulunduklarını, gelecek 10 gün içinde geçici ateşkesi kalıcı ateşkese dönüştürmek için müzakereler yapılacağını" söylemişti.
Katar Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Macid el-Ensari, 29 Ekim'de Doha'da düzenlediği basın toplantısında, Gazze'de ateşkes için ara buluculuk çabalarını sürdürdüklerini belirtmişti.
Lübnan resmi ajansı NNA'nın haberinde, Lübnan Çevre Bakanlığının İsrail saldırıları ve ülkedeki duruma ilişkin raporuna yer verildi.
İsrail ordusunun son bir günde Lübnan'ın farklı bölgelerine yönelik 109 hava saldırısı gerçekleştirdiği aktarılan raporda, söz konusu saldırıların güney ve doğu bölgelerine yapıldığı ifade edildi.
Raporda, böylece İsrail'in 8 Ekim 2023'ten beri yaptığı hava saldırıların sayısının 11 bin 876'ya çıktığı belirtildi.
İsrail ordusunun saldırıları nedeniyle yerinden edilen vatandaşlar için 1133 sığınma merkezinin açıldığı kaydedilen raporda, sığınma merkezlerine şu ana kadar 190 bin 83 kişinin yerleştirildiği vurgulandı.
İsrail'in bombardımanı nedeniyle göç dalgalarının sürdüğüne dikkat çekilen raporda, Lübnan Emniyet Genel Müdürlüğü verilerine göre, 23 Eylül-2 Kasım tarihleri arasında Lübnan'dan Suriye'ye 539 bin 164 kişinin geçiş yaptığı bilgisi paylaşıldı.
Bunlardan 361 bin 300'ünün Suriyeli ve 177 bin 864'ünün de Lübnan vatandaşı olduğu belirtilen raporda, İsrail'in 8 Ekim 2023'ten beri Lübnan'da düzenlediği saldırılarda 2 bin 968 kişinin öldüğü ve 13 bin 319 kişinin yaralandığı hatırlatıldı.
Lübnan Sağlık Bakanlığından yapılan yazılı açıklamada, İsrail ordusunun devam eden hava saldırılarında yaşanan can kayıplarına ilişkin bilgi verildi.
İsrail ordusunun dün Lübnan'ın birçok bölgesine düzenlediği saldırılarda 71 kişinin öldüğü, 169 kişinin yaralandığı kaydedildi.
Açıklamada, İsrail'in 8 Ekim 2023'ten bu yana Lübnan'a düzenlediği saldırılarda yaşamını yitirenlerin sayısının 2 bin 968'e, yaralı sayısının da 13 bin 319'a yükseldiği belirtildi.
Hizbullah ile 8 Ekim 2023'ten beri kontrollü çatışmalara devam eden İsrail ordusu, 23 Eylül'de Lübnan'ın güney kentlerinin yanı sıra Bekaa ve Baalbek bölgelerine yoğun hava saldırısı başlatmıştı.
İsrail bombardımanı nedeniyle Lübnan'da 100 binlerce kişinin yerinden olduğu tahmin ediliyor.
Ülkenin güney kesimlerinden başkent Beyrut'a ve kuzeye göç dalgası devam ederken, Lübnan hükümeti yerinden edilen kişilerden 518 binden fazlasının Suriye’ye göç ettiğini açıklamıştı.
Hamas Siyasi Büro üyesi İzzet er-Rişk, Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi'nin duyurduğu Gazze Şeridi'nde İsrailli 4 esir ile alıkonulan bazı Filistinlilerin takası için 2 günlük ateşkes girişimi önerisine ilişkin açıklamada bulundu.
Hamas yetkilisi, birkaç günlük ateşkes tekliflerinin aldatmaca olduğunu zira Gazze'deki saldırıların durması, İsrail ordusunun çekilmesi ve yerinden edilenlerin evlerine dönmesini içermediğini ifade etti.
Hamas olarak saldırıların durmasını ve İsrail güçlerinin çekilmesini içeren fikir ve tekliflere olumlu yaklaştıklarını aktaran Rişk, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun vakit kazanmak için oyalama taktiği uyguladığını ve saldırıları sürdürmek için müzakereleri kılıf olarak kullandığını dile getirdi.
Mısır Cumhurbaşkanı Sisi, 27 Ekim'de, İsrail'in saldırılarını sürdürdüğü Gazze Şeridi'nde "İsrailli 4 esir ile alıkonulan bazı Filistinlilerin takası için 2 günlük ateşkes teklifinde bulunduklarını, önümüzdeki 10 gün içerisinde geçici ateşkesi kalıcı ateşkese dönüştürmek için müzakereler yapılacağını" söylemişti.
Katar Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Macid el-Ensari, 29 Ekim'de Doha'da düzenlediği basın toplantısında, Gazze'de ateşkes için arabuluculuk çabalarını sürdürdüklerini belirtmişti.
Filistin resmi haber ajansı WAFA'ya göre, İsrail ordusu Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Deyr el-Belah kentinde Bureyc Mülteci Kampı'nın giriş kısmında bulunan bir grup Filistinliyi insansız hava aracıyla (İHA) hedef aldı.
Saldırıda biri çocuk 6 kişi yaşamını yitirdi, birkaç kişi yaralandı. Ölü ve yaralılar Aksa Şehitleri Hastanesi'ne nakledildi.
İsrail ordusunun Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cibaliya'ya "Quadcopter" tipi dronla düzenlediği saldırıda da 2 kişi hayatını kaybetti, birkaç kişi yaralandı.
Lübnan Sağlık Bakanlığı, İsrail'in başkent Beyrut'un güneyinde düzenlediği saldırıda 11 kişinin yaralandığını açıkladı.
Lübnan Ulusal Haber Ajansı, saldırının Karout Alışveriş Merkezi yakınlarında meydana geldiğini söyledi. Saldırı öncesinde İsrail tarafından bir tahliye uyarısı yapılmadı.
Hamas sözcüsü Sami Ebu Zuhri, ateşkes önerilerinin "İsrail saldırganlığının durdurulmasını, İsrail askerlerinin geri çekilmesini ve yerlerinden edilen Filistinlilerin geri dönmesini içermediğini” söyledi.
Zuhri, İsrail Başbakanı Netanyahu'nun zaman kazanmak için oyalandığını ve müzakereleri Gazze'deki saldırılarını sürdürmek için bir kılıf olarak kullandığını
Zuhri ayrıca, İsrail'in aynı şeyi Lübnan ile olan ateşkes görüşmelerinde de yaptığını söyledi.
İsrail ordusunun Lübnan'ın doğusundaki Baalbek kentine düzenlediği saldırılarda ölenlerin sayısı 57'ye yükseldi. Saldırılar sonucu hedef alınan binalar yıkılırken çevredeki yapılar da hasar gördü.
ABD medyasının önde gelen gazetelerinden New York Times, “Orta Doğu hala istikrarsız bir belirsizlik içinde” ifadelerini kullandığı “İran ve İsrail yeni bir denge bulunabilir mi?” başlıklı analiz yazısı yayımladı.
İsrail ve İran arasında gerçekleşen karşılıklı füze saldırılarının ardından misilleme döngüsünün devam edeceğinin açıklandığı aktarılan analizde, bölgedeki belirsizlik ve saldırganlığın topyekûn savaşa dönüşme tehdidi barındırdığı belirtildi.
Analizde, ABD seçimlerinin belirsizliğinin bölgedeki dengelerin yeniden kurulması ihtimalini daha da uzaklaştırdığına değinildi.
İbrani Üniversitesi profesörü Daniel Sobelman, bölgedeki istikrarın ve barış ortamının sağlanmasının bir ülkenin hakim güç olmasına dayandığını söyledi.
İran ve İsrail’in “karşılıklı anlaşılabilir bir dil” geliştirmeleri gerektiğini ifade eden Sobelman, “yeni kırmızı çekilmeli” değerlendirmesinde bulundu.
Hamas yöneticilerinden Mahmud Merdavi, yaptığı yazılı açıklamada, "Aşırılık yanlısı işgal hükümeti ve yerleşimci çetelerin Batı Şeria'daki Filistin köylerinde insanları yerlerinden etmeye yönelik planlarının tehlikesi konusunda uyarıyoruz." ifadesini kullandı.
Mesafir Yatta, Ürdün Vadisi, Nablus, Selfit, Ramallah ve diğer Batı Şeria kentlerinin köylerinde yaşananların, Batı Şeria'daki Filistin varlığını hedef alan tehlikeli bir plan olduğunu vurgulayan Merdavi, şunları kaydetti:
"İşgalci (İsrail), demografik gerçekliği değiştirmeyi ve yıllar önce uygulamaya başladığı ve binlerce dönüm yurttaşın topraklarına el koyduğu Batı Şeria'yı ilhak etme planını tamamlamayı amaçlıyor."
İran dini lideri Ayetullah Ali Hamaney, başkent Tahran’da ABD Büyükelçiliğinin işgalinin yıl dönümü dolayısıyla üniversite öğrencileri ile bir araya geldi.
Öğrencilere hitaben yaptığı konuşmada Hamaney, İran'ın "bugün dünya düzenini yöneten küresel kibir ve suç örgütüne karşı koyma çabalarının kesinlikle başarısız olmayacağını" söyledi.
Hamaney ayrıca, "Küstahlığa karşı koymak için, askeri, silahlanma veya siyasi eylemler açısından gereken her şeyi mutlaka yapacağız ve yetkililer de şu anda bunları yapmakla meşgul" ifadelerini kullandı.
İran Meclisi Ulusal Güvenlik Komisyonu Üyesi İsmail Kevseri, İsrail'in saldırısı sonrası İran'ın yapacağı misillemeye dair açıklamalarda bulundu.
Kevseri, "Ulusal Güvenlik Konseyi tarafından Siyonist İsrail rejimine verilecek askeri yanıt hakkında nihai karar alındı ve Konseyin tüm üyeleri İsrail'e askeri yanıt verme konusunda hemfikir. Bu kararın ne zaman uygulanacağı, silahlı kuvvetlerimize bağlı. Operasyonun nasıl ve ne zaman gerçekleştirileceği konusunda planlamalar ise yapılıyor. İsrail'e verilecek yanıt Gerçek Vaad 2 operasyonundan daha yıkıcı olacak ve bu konuda bölgedeki direniş güçleri ile ortak hareket edeceğiz" ifadelerini kullandı.
Hükümet kaynaklarından İran'ın savaş tuzağına çekilmeye çalışıldığı yönünde gelen açıklamaları değerlendiren Kevseri, İsrail'e verilecek yanıta dair kararın Ulusal Güvenlik Konseyini ilgilendirdiğini belirtti.
Kevseri, "Hükümetten bazı yetkililerin görüşleri İsrail'e yanıt verilmemesi yönünde olabilir ancak bu kişilerin alınacak kararda herhangi bir rolleri yok. Siyonist İsrail rejimine verilecek askeri yanıtın kararı Ulusal Güvenlik Konseyinde alınıyor" şeklinde konuştu.
"SİYONİST REJİME YANIT VERECEĞİZ"
İsrail'in İran'a yönelik saldırısı sonrası Tahran'ın karşılık verme hakkı olduğunu ve uluslararası hukuk çerçevesinde meşru müdafaa hakkını kullanacağını belirten Kevseri, "Düşman, İran'a karşı büyük bir kötülük ve yanlış yaptı. Şu an uluslararası hukuk çerçevesinde bizim karşılık verme hakkımız oluştu. Bu şekilde Siyonist rejime karşı yeni bir operasyon düzenleyebiliriz. Bu bizim en doğal hakkımız ve gelecekte Siyonist rejime yanıt vereceğiz" ifadelerini kullandı.
Hizbullah, İsrail İstihbaratına yönelik roketli saldırısının detayını açıkladı.
Hizbullah, "Hayber Operasyonlar" adı verilen saldırıda "özel füzelerin fırlatılmasında, özel rampalar" kullandıklarını duyurdu.
Hizbullah, Saldırının ana hedefinin 8200 Askeri İstihbarat Birimi'nin Glilot üssü olduğunun altını çizdi.
Hizbullah ayrıca, saldırının Gazze Şeridi'ndeki kararlı Filistin halkının cesur ve onurlu direnişine destek, İsrail'in işgali ile katliamlar yaşayan Lübnan halkını savunmak için düzenlendiğini ifade etti.
Telegram üzerinden açıklama yapan Hizbullah, gece saat 02.30 sularında "Tel Aviv yakınlarındaki 8200 askeri istihbarat biriminin Glilot üssüne roketlerle yaylım ateşi açtığını" belirtmişti.
İsrail'in Tira kasabasında meydana gelen patlama sebebiyle 19 kişi yaralanmıştı.
Hizbullah, İsrail İstihbaratına yönelik roketli saldırısının detayını açıkladı.
Hizbullah, "Hayber Operasyonlar" adı verilen saldırıda "özel füzelerin fırlatılmasında, özel rampalar" kullandıklarını duyurdu.
Hizbullah, Saldırının ana hedefinin 8200 Askeri İstihbarat Birimi'nin Glilot üssü olduğunun altını çizdi.
Hizbullah ayrıca, saldırının Gazze Şeridi'ndeki kararlı Filistin halkının cesur ve onurlu direnişine destek, İsrail'in işgali ile katliamlar yaşayan Lübnan halkını savunmak için düzenlendiğini ifade etti.
Telegram üzerinden açıklama yapan Hizbullah, gece saat 02.30 sularında "Tel Aviv yakınlarındaki 8200 askeri istihbarat biriminin Glilot üssüne roketlerle yaylım ateşi açtığını" belirtmişti.
İsrail'in Tira kasabasında meydana gelen patlama sebebiyle 19 kişi yaralanmıştı.
Filistinlilerin topraklarını gasbeden İsrailliler, işgal altındaki Batı Şeria'nın orta ve kuzey bölgelerinde zeytin toplayan Filistinli çiftçilere saldırdı.
Selfit şehrinin batısındaki Kefr ed-Dik Belediye Başkanı Muhammed Naci, AA muhabirine yaptığı açıklamada, silahlı bir İsraillinin, kasabanın batı bölgesinde zeytin hasadı yapan çiftçilere saldırarak onları kışkırtmaya ve bölgede kalmalarını engellemeye çalıştığını söyledi.
Naci, Filistinlilerin söz konusu İsrailliye karşı koyarak onu oradan kovmayı ve işlerine devam etmeyi başardığını anlattı.
SİLAHLI İSRAİLLİLER, ZEYTİNLİĞE YAKLAŞANLARA ATEŞ AÇTI
Filistinlilerin topraklarını gasbeden İsrailliler, Nablus'un güneyinde bulunan Calud köyünde de zeytin toplayan Filistinlilere saldırdı.
Filistin resmi ajansı WAFA'nın haberine göre, Calud Köy Konseyi Başkanı Raid Hac Muhammad, İsrail ordusunun koruması altındaki bir grup İsraillinin, köyün doğu kesiminde zeytin toplayanlara saldırarak onların zeytin toplamasını engellediğini söyledi.
Hac Muhammed, silahlı söz konusu İsraillilerin, zeytin arazisine yaklaşanlara ateş açtığını belirtti.
FİLİSTİNLİLERİN HAYVANLARINI ÇALMAYA ÇALIŞTILAR
Görgü tanıklarının aktardığına göre Ramallah'ın kuzeyindeki Sincil kasabasında da bir grup İsrailli, kasabanın doğusundaki arazide zeytin toplayan Filistinlilere saldırarak onları bölgeyi terk etmeye zorladı.
Ayrıca İsrail ordusunun koruması altındaki silahlı İsrailliler, Eriha'nın kuzeyindeki El-Avca köyünde bulunan Reşayide Bedevi Arap topluluğuna saldırarak onların hayvanlarını çalmaya çalıştı.
İran dini lideri Ayetullah Ali Hamaney, İsrail'in, 26 Ekim'deki İran'a yönelik misilleme saldırısının ardından açıklama yaptı.
İsrail ve ABD'yi tehdit eden Hamaney, İran'a ve müttefiklerine yönelik saldırılar nedeniyle "yıkıcı bir yanıt" vereceklerini söyledi.
Hamaney, “Düşmanlar, ister Siyonist rejim ister Amerika Birleşik Devletleri olsun, İran'a, İran ulusuna ve direniş cephesine yaptıklarına kesinlikle yıkıcı bir yanıt alacaklar” dedi.
İsrail Savunma Kuvvetleri (IDF), Lübnan'ın Sur kentine düzenlediği saldırıda Hizbullah'ın kıyı bölgesi komutanı Moein Musa Izz al-Din'in ve topçu birimi komutanı Hasan Mecid Diyab'ın öldürüldüğünü duyurdu.
IDF'e göre Hasan Mecid Diyab, son bir ay içinde Hizbullah tarafından fırlatılan 400'den fazla roketin sorumlusuydu.
Hizbullah, İsrail'in başkenti Tel Aviv yakınlarındaki bir İsrail istihbarat üssüne roket fırlattıklarını açıkladı.
Al Jazeera'da yer alan habere göre, Telegram üzerinden açıklama yapan Hizbullah, gece saat 02.30 sularında "Tel Aviv yakınlarındaki 8200 askeri istihbarat biriminin Glilot üssüne roketlerle yaylım ateşi açtığını" belirtti.
Hizbullah, sosyal medyada yayınladığı bir fotoğraf ile İsrail'in liman kenti Hayfa'nın yaklaşık 26 km kuzeyinde yer alan Akka kentine İHA ile saldırdığını açıkladı.
İsrail ordusu ise, hava saldırısı alarmlarının aktif hale getirildiğini ve Lübnan'dan gelen “şüpheli bir hava hedefinin” izlenmesine devam edildiğini söyledi.
Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki el-Avde Hastanesinin Müdürü Muhammed Saliha, son derece kısıtlı imkanlarla bir genel cerrahla hizmet verdiklerini belirterek, jeneratörlerin çalıştırılması için gerekli yakıtın yarın biteceği ve hastanedeki hayati hizmetlerin duracağı uyarısında bulundu.
"Acil cerrahi müdahale gerektiren yaralanmaların arttığı bir dönemde El-Avde Hastanesi, Gazze'nin kuzeyinde bir genel cerrahi doktorunun bulunduğu tek hastanedir" ifadesinde bulunan hastane müdürü Saliha, "Hastane, sürekli İsrail'in saldırılarına maruz kalıyor. Bu da hem çalışmaları engelliyor hem de sağlık ekipleri ile yaralıların hayatını tehlikeye atıyor" dedi.
Lübnan Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Ali Hamie, İsrail'in Suriye tarafında saldırı gerçekleştirdi.
Hamie, saldırının ardından Lübnan'ın Kuzey Doğusu'ndaki bir sınır kapısının geçici olarak kapatıldığını duyurdu.
İsrail Acil Servisi, Lübnan'dan atılan ve Tira kasabasında bir binaya isabet eden roket nedeniyle alarm durumuna geçti.
Acil Servis raporlarını aktaran polis, Tira kasabasında 19 kişinin yaralandığını bildirildi.
Lübnan Sağlık Bakanlığından yapılan açıklamada, İsrail ordusunun Baalbek kentini hedef alan saldırılarına ilişkin bilgi verildi.
İsrail'in saldırılarında Baalbek'te 52 kişinin hayatını kaybettiği, 72 kişinin yaralandığı bildirildi.
Lübnan haber ajansı NNA'nın haberinde İsrail ordusunun Baalbek'in el-Alak beldesindeki evi hedef alan saldırısında 4 kişiden oluşan ailenin tümünün yaşamını yitirdiği belirtildi.
İran Dış İlişkiler Stratejik Konseyi Başkanı ve İran Dini Lideri Ayetullah Ali Hamaney’in başdanışmanı Kemal Harrazi Lübnan medyasında açıklamalarda bulundu. İsrail'in İran'ın askeri üslerine yönelik düzenlediği misilleme saldırısını değerlendiren Harrazi, "İsraillilerin bizim füze saldırılarımıza karşı verdikleri yanıt çok önemsizdi. Hava savunma sistemleri de onları durduran etkenlerden biriydi ve bu durum İsrail’de ciddi tepkilere yol açtı. Çünkü beklentileri çok daha yüksekti. Bu nedenle yaptıklarının tamamen orantısız olduğu açıkça görülüyor" dedi.
İran’ın nükleer doktrininde değişikliğe gidebileceği konusunu değerlendiren Harrazi, "Eğer İran, varoluşsal bir tehdit ile karşı karşıya kalırsa nükleer doktrininde değişikliğe gidebilir. Şu anda da nükleer silah üretme kapasitesine sahibiz. Ancak tek engel, dini liderin bu durumu şu anda yasaklamış olması" şeklinde konuştu.
İsral Savunma Kuvvetleri (IDF), Şaron ve Dan bölgelerinde sirenlerin çalmasının ardından Lübnan'dan İsrail'in merkezine doğru üç füze fırlatıldığını açıkladı.
“Önleme çalışmaları yapıldı” denilen IDF açıklamasında, "bölgede bir patlama tespit edildi" ifadesi yer aldı.
Tira kasabasında seyir halindeki bir araç kamerası görüntüsünde, patlama olduğu görüldü.
דיווחים על נפילה בטירה | תיעוד@hadasgrinberg pic.twitter.com/nbSnwy5hKB
— כאן חדשות (@kann_news) November 2, 2024
Lübnan'dan atılan roketler İsrail'in orta kesimlerinde sirenlerin çalmasına neden oldu.
Tel Aviv'in Herzliya bölgesinde ve İsrail'in orta kesimlerindeki diğer yerleşim yerlerinde uyarı sirenleri duyulurken, ordu alarmların Lübnan'dan atılan roketler nedeniyle çaldığını açıkladı.
Hamas'tan yapılan yazılı açıklamaya göre, Kaddumi, İran İstihbarat Bakanı İsmail Hatib ile Hamas'ın başkent Tahran'daki ofisinde bir araya geldi.
Kaddumi burada yaptığı açıklamada, "Aksa Tufanı, siyonist düşmana stratejik bir güvenlik darbesi vurdu. Bu darbe, İsrail tarihindeki en büyük güvenlik zafiyeti olarak siyonistlerin hafızasında yer edecek." ifadesini kullandı.
İranlı Bakan ise "şehit liderlerin kanının, bölge halklarına yönelik adaletsizliğin ortadan kaldırılmasının ve kurtuluş savaşının yakıtı" olacağını dile getirdi.
Hatib, Gazze ve Lübnan halkının kararlılığını övdü ve bunun zaferin işareti olduğunu aktardı.
Gazze'deki Hükümetin Medya Ofisi'nden yapılan açıklamada, İsrail ordusunun Gazze'nin kuzeyinde Şelayil ve el-Gandur ailelerine ait içinde 170 sivilin bulunduğu binaları bombaladığı belirtildi.
Açıklamada, "İşgalci İsrail ordusunun işlediği iki vahşi katliamda 50'den fazlası çocuk 84 kişi hayatını kaybetti, onlarca kişi enkazda kayboldu ve yaralandı." ifadesi kullanıldı.
"İsrail'in Gazze'de soykırım yaptığı" vurgulanan açıklamada, İsrail ordusunun sivillerin ve yerinden edilen Filistinlilerin sığındığı binaları hedef aldığı aktarıldı.
İsrail ordusunun yaklaşık 1 aydır sıkı kuşatma uyguladığı Gazze'nin kuzeyinde sağlık ve sivil savunma ekiplerinin hedef alınmaları sebebiyle görevlerini yerine getiremediği hatırlatıldı.
Açıklamada, İsrail ordusunun Gazze'nin kuzeyinde sağlık sistemini çökerttiği ve hastaneleri hedef alarak hizmet dışı bıraktığı kaydedildi.
Uluslararası toplum ve kuruluşlara "insani görevlerini üstlenme" çağrısı yapılan açıklamada, sivillerin, hastanelerin ve sağlık kurumlarının korunması ve Gazze'deki soykırımı durdurması için İsrail'e baskı yapılması istendi.
Açıklamada, tüm dünya ülkelerine sivilleri, yerinden edilenleri ve çocukları hedef alan bu korkunç katliamları kınama çağrısı yapıldı.
Gazze'de işlenen suçlardan İsrail, ABD yönetimi, İngiltere, Almanya ve Fransa gibi ülkeler sorumlu tutuldu.