Güncelleme Tarihi:
Suriye'nin kuzeyindeki Halep ilinin batı kırsalında 27 Kasım'da Esed rejimi güçleriyle, rejim karşıtı silahlı gruplar arasında çatışma başlamıştı.
30 Kasım'da Halep'in merkezinin büyük bölümünü rejim güçlerinden alan rejim karşıtı gruplar, aynı gün tüm İdlib genelinde hakimiyet sağlamıştı.
Gruplar, şiddetli çatışmaların ardından 5 Aralık'ta Hama kent merkezini rejim güçlerinden almıştı.
Rejim karşıtı gruplar, başkent Şam'a açılan stratejik önemdeki Humus ilinin bazı yerleşim yerlerini ele geçirerek burada ilerlemeye başlamıştı.
Suriye rejimi, başkent Şam'da da kontrolü büyük ölçüde kaybetti.
İşte Suriye, Gazze ve Lübnan'da yaşanan tüm gelişmeler...
Suriye devlet televizyonunda yayınlanan videoda, Beşşar Esed'in devrildiği ve cezaevlerindeki tüm tutsakların serbest bırakıldığı duyuruldu.
Suriye'de 1963'de iktidara gelen Baas Partisinin 61 yıllık kanlı iktidarı, 2011'de özgürlük talebiyle başlayan halk hareketlerinin şiddetle bastırılmak istenmesiyle patlak veren iç savaşta, başkent Şam'ın rejimin kontrolünden çıkmasıyla çöktü.
Arap Sosyalist Baas Partisi Suriye'de 1963'te darbeyle iktidara geldi. 1970'de yılında parti içi darbeyle Beşşar Esad'ın babası Hafız Esad iktidarı ele geçirerek, 1971'de Suriye Devlet Başkanı oldu.
Beşşar Esad ise, babasının ölümü üzerine 2000'de Baas rejiminin başına geçti.
Esad ve Baas iktidarı, rejim karşıtı grupların başkent Şam'a girmesiyle sona erdi.
Suriye'de 2011 yılında özgürlük talebiyle halk hareketleri başlarken rejim kitlelere şiddet kullanarak müdahale etti.
Binlerce kişinin öldürüldüğü rejim müdahaleleri, süreci iç savaşa dönüştürdü.
Silahlı muhalif gruplar uzun bir mücadeleye girerken, rejim uluslararası baskılara rağmen sorunun diplomasi ve barışçıl yollardan çözümüne yanaşmadı.
Suriye'de 27 Kasım'da yoğunlaşan çatışmaların ardından ülkede Halep, İdlib, Hama'dan başlayarak pek çok bölgede kontrolü kaybetti.
Son olarak başkent Şam'da halkın da sokaklara dökülmesiyle rejim güçleri, kamu kurumları ve sokaklardan çekilmeye başlarken rejim karşıtı gruplar kent merkezinde kontrollerini artırdı.
61 yıllık kanlı Baas rejimi ve 53 yıllık Esad ailesi iktidarı sona ermiş oldu.
ÇÖKEN REJİMİN BAŞBAKANINDAN AÇIKLAMA
Beşşar Esad iktidarının Başbakanı Muhammed Gazi el-Celali, sosyal medya hesabından paylaştığı video mesajında, "Suriye'de halkın seçeceği bir hükümetle çalışmaya hazır olduklarını ve her türlü desteği sağlamaya hazır olduklarını" belirtti.
Kamu mallarına zarar verilmemesi çağrısında bulunan Celali, "Kimseye dokunmayacağını söyleyen ve bize elini uzatan muhaliflere elimizi uzatıyoruz." dedi.
Celali, "Suriye tüm Suriyelilerin. Bu ülke normal bir ülke olabilir, bu ülke komşularıyla ve dünyayla iyi ilişkiler kurabilir. Bu tercih, Suriye halkının seçeceği yönetime kalmış. Biz, seçilecek yeni yönetimle işbirliğine hazırız. Onlara her türlü desteği sağlayıp devlet dosyalarını kolayca onlara aktarmaya hazırız." ifadelerini kullandı.
HEYET TAHRİR ŞAM LİDERİ AHMET EŞ-SERA'DAN AÇIKLAMA
Rejim karşıtı silahlı grup Heyet Tahrir Şam'ın (HTŞ) lideri Ahmed eş-Şera (Ebu Muhammed el-Culani), sosyal medyadan yaptığı açıklamada, Şam'da kamu kurumlarına yaklaşılmaması konusunda uyarıda bulunarak, "Bu kurumlar resmen devredilene kadar eski Başbakanın gözetimi altında kalacaktır." dedi.
Şera, "Kamu kurumlarına yaklaşmak kesinlikle yasaktır. Bu kurumlar, resmen devredilene kadar eski Başbakanın gözetimi altında kalacaktır. Havaya ateş açılması da yasaktır." ifadelerini kullandı.
Suriye'nin başkenti Şam'da göstericilerin kilit öneme sahip yerleşkelere girmesiyle Beşşar Esed rejimi kentin kontrolünü büyük ölçüde kaybetti.
Suriye'de silahlı grupların Şam'ın güney banliyölerine girmesinin ardından rejim güçleri pek çok noktadan çekilmeye başladı.
Göstericiler akşam saatlerinde başkentin birçok mahallesinde rejime karşı ayaklanırken rejim güçleri, Savunma Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı ve uluslararası havalimanından çekildi.
Kritik öneme sahip bu yerleşkelere göstericilerin girmesiyle rejim, başkentte büyük ölçüde kontrolü kaybetti.
Şam'da rejimle özdeşlesen ve işkenceleriyle bilinen Sednaya Hapishanesi'ndeki tutsaklar da cezaevini basan göstericiler tarafından kurtarıldı.
Suriye'nin başkenti Şam'a açılan Humus ilinde Beşşar Esed rejimi karşıtı güçler, kent merkezine hakim oldu.
Esed rejimi güçleriyle 27 Kasım'dan bu yana çatışan Heyet Tahrir Şam'ın (HTŞ) başını çektiği rejim karşıtı gruplar, ilerlemeye devam ediyor.
Gruplar, Humus'ta şiddetli çatışmaların ardından iç kesimlere girerek kent merkezinin kontrolünü sağladı.
Şam'a açılan stratejik önemdeki Humus'ta taraflar arasındaki çatışmalar, bu sürede kaydedilen en yoğun çatışma olarak kayıtlara geçti.
Rejim güçleri, grupların ilerlemesini durdurmak için yoğun hava saldırıları düzenledi.
Şiddetli çatışmaların ardından, çok sayıda kayıp veren rejim güçleri kent merkezinden çekildi.
İsrail Genelkurmay Başkanı Herzi Halevi, ordunun 27 Kasım'da Suriye'de başlayan olayları yakından takip ettiğini belirtti.
The Times of Israel gazetesinin haberine göre Halevi, işgal altındaki Golan Tepeleri'ne gerçekleştirdiği ziyarette Suriye'deki gelişmeler üzerine değerlendirme toplantısı yaptı.
Halevi, toplantıda, "Olanları yakından takip ediyoruz. Asıl önemli olan, İran'ın (Suriye'den) çıkışını görmek. İkinci olarak, bölgeyi ele geçiren yerel unsurların ne yaptıklarını, nasıl davrandıklarını, nasıl caydırıldıklarını görmek ve (kafalarının) karışıp bizim istikametimize dönmediklerinden emin olmak." ifadelerini kullandı.
Ayrıca işgal altındaki Golan Tepeleri'nde konuşlu 210. Başhan Bölge Tümeni'ndeki üst düzey subaylarla yaptığı değerlendirme toplantısında "saldırı ve savunma planlarını" onaylayan Halevi, "saldırı ve savunmada yüksek hazırlık, sınırda kuvvetlerin yoğunlaşması ve (Suriye'deki) gelişmelerin sürekli izlenmesi"nin üzerinde durdu.
İsrail'in "Suriye'deki olaylara müdahil olmadığını" vurgulayan Halevi, sadece "bölgedeki tehditleri engellemek amacıyla çalıştıklarını ve çeşitli olasılıklar için planlar hazırladıklarını" öne sürdü.
İsrail ordusu, dün Suriye'deki gelişmeler nedeniyle, işgal altında tuttuğu Suriye toprağı Golan Tepeleri'ndeki birliklerine takviye yaptığını duyurmuştu.
Suriye'nin başkenti Şam'a açılan Humus ilinde Beşşar Esed rejimi karşıtı güçler, kent merkezine hakim oldu.
Esed rejimi güçleriyle 27 Kasım'dan bu yana çatışan Heyet Tahrir Şam'ın (HTŞ) başını çektiği rejim karşıtı gruplar, ilerlemeye devam ediyor.
Gruplar, Humus'ta şiddetli çatışmaların ardından iç kesimlere girerek kent merkezinin kontrolünü sağladı.
Şam'a açılan stratejik önemdeki Humus'ta taraflar arasındaki çatışmalar, bu sürede kaydedilen en yoğun çatışma olarak kayıtlara geçti.
Rejim güçleri, grupların ilerlemesini durdurmak için yoğun hava saldırıları düzenledi.
Şiddetli çatışmaların ardından, çok sayıda kayıp veren rejim güçleri kent merkezinden çekildi.
Suriye'deki krizi çözmeye yönelik diplomatik çabalar hız kesmeden devam ederken, Beşar Esad rejimine muhalif grupların ilerleyişi durdurulamıyor. Irak Hükümet Sözcüsü Basim el-Avadi yaptığı açıklamada, yaklaşık 2 bin Suriyeli askerin Irak'a sığındığını bildirdi. El-Avadi, Irak hükümetinin onayıyla bu askerlerin ülkeye girdiklerini söyledi.
FİDAN VE HÜSEYİN GÖRÜŞMESİ
Irak Dışişleri Bakanlığı Basın Ofisi tarafından Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ile Irak Dışişleri Bakanı Fuat Hüseyin görüşmesine ilişkin yapılan açıklamaya göre, Bakan Hüseyin, Suriye'de devam eden gerilimin “ciddi sonuçlara ve bir göç krizine” yol açabileceği konusunda uyarıda bulundu. Suriye'deki silahlı çatışmaların devam etmesinin insani krizleri ve göç dalgalarını daha da kötüleştireceğini belirten Irak Dışişleri Bakanı Hüseyin, bu durumun tüm bölgeyi olumsuz etkileyeceği konusunda uyardı. Suriye halkının yaşadığı insani trajedinin derinleşmesinden duydukları endişeyi dile getiren her iki taraf, bu acıları hafifletmek için uluslararası çabaların artırılması gerektiğini vurguladı. Suriye'nin toprak bütünlüğü ve bağımsızlığını koruyacak kapsamlı siyasi çözümün, sürdürülebilir istikrarın önemi konusunda mutabık olan Fidan ve Hüseyin, Bağdat ve Ankara arasındaki iş birliğini geliştirme, Suriye konusundaki bölgesel ve uluslararası aktörlerle koordinasyonu artırma için adımlar atılması gerektiğini kaydetti.
İtalya Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Antonio Tajani, Suriye'de askeri değil siyasi çözümden yana olduklarını ve Katar'ın başkenti Doha'daki görüşmelere güvendiklerini ve desteklediklerini söyledi.
Tajani, Dışişleri Bakanlığında Suriye'deki İtalyan vatandaşların tahliyesiyle ve bu ülkedeki gelişmelerle ilgili bölgedeki büyükelçileriyle yaptığı görüşmelerin ardından bakanlıktaki kriz masasında İtalyan basın mensuplarına değerlendirmelerde bulundu.
İtalyan basınındaki haberlere göre Tajani, Doha'da Türkiye, Rusya, İran ve Birleşmiş Milletler'in de katılımıyla yapılan görüşmelere atıfta bulunarak, "Bizim desteklediğimiz hedef, Orta Doğu'nun istikrarında önemli bir yer tutan Suriye'de barış ve istikrarı garanti altına alacak, askeri olmayan, siyasi bir çözüm. Doha'da devam eden görüşmelere güveniyor ve destek veriyoruz. Bu toplantıdan siyasi bir çözümle bir anlaşmaya varılmasını umuyoruz ve tüm tarafları bu yönde ilerlemeye teşvik ediyoruz." dedi.
Tajani, Suriye krizine ilişkin olarak G7'deki ortaklarıyla "sürekli temas" içinde olduklarını ifade etti.
İlk kaygılarının Suriye'deki 300 kadar vatandaşına yönelik olduğunu ve onları korumaya çalıştıklarını, vatandaşlarının durumunun kontrol altında olduğunu belirten Tajani, bu kişilerin tahliyesine yönelik çalışmalarının sürdüğünü aktardı.
Bakan Tajani, Şam'daki büyükelçiliklerinin tahliyeleri organize etmeye hazır olduğunu da söyledi.
Tajani, "Çatışmanın taraflarından sivillerin korunmasını istiyoruz." dedi.
Şam, Doha, Tel Aviv, Amman, Beyrut, Tahran, Bağdat, Abu Dabi, Kahire, Riyad, Moskova ve Ankara'daki büyükelçileriyle görüşmeler yaptığını belirten Tajani, bölgedeki durumla alakalı Başbakan Giorgia Meloni'ye de bilgi verdiğini kaydetti.
Suriye Devlet Başkanlığı, Beşşar Esad'ın Şam'ı terk ettiği haberlerini yalanladı.
Başkanlık ofisi yaptığı açıklamada, “Devlet Başkanı Beşar Esad'ın Şam'dan ayrıldığına dair söylentileri ve yalan haberleri” kınayarak Esad'ın ‘işlerini, ulusal ve anayasal görevlerini başkentten takip ettiğini’ belirtti.
Suriye'nin başkenti Şam'ın banliyölerinde sokağa çıkan halk, eski Suriye Devlet Başkanı Hafız Esad'ın heykelini devirdi.
AFP'ye konuşan görgü tanıkları, hükümet karşıtı protestocuların çoğunluğu Dürzi ve Hristiyanlardan oluşan Şam banliyösü Ceramana'da eski Suriye Devlet Başkanı Hafız Esad'ın heykelini yıktığını söyledi.
Hafız Esad'ın heykelini parçalayan protestocular, Beşar Esad karşıtı sloganlar attı.
#Syrie Jeramana banlieue de Damas pic.twitter.com/TleNPhm8yd
— Wassim Nasr (@SimNasr) December 7, 2024
Suriye'de 27 Kasım'da yoğunlaşan çatışmalarda Suriye rejimi güçlerinin alan kayıpları ve çekilmeleri devam ederken, ülkenin güneyinde Ürdün ve Irak sınırında konuşlu ABD destekli muhalif gruplar, hem kuzey hem de başkent Şam yönünde genişliyor.
Irak-Suriye-Ürdün üçgeninde yer alan Suriye toprakları içindeki Tenef bölgesinde ABD desteğiyle varlık gösteren silahlı muhalif grup Suriye Özgür Ordusu (SÖO) güçleri, rejimin hakim olduğu saha üzerinde ilerlemeler kaydetti.
SÖO güçlerinin ilerleyişi, 27 Kasım'dan beri Beşar Esad rejimi güçlerinin Halep, İdlib, Hama ve Humus'ta rejim karşıtı güçlere karşı hızla alan kaybetmesi ve ülkenin doğusunda hakim olduğu alanları terör örgütü PKK/YPG'ye devretmesinin ardından başladı.
Irak-Ürdün sınırında konuşlu oldukları sahadan kuzeye doğru ilerleyen SÖO, Tedmur (Palmira) ilçesini ele geçirdikten sonra yönünü batıda başkent Şam yönüne de çevirdi.
SÖO, kuzey ve batı istikametinde Ammur Dağları ile Hamad Dağları, T2 petrol sahası ile Tibas, Rezuz ve Kasr Hir yerleşimlerini rejim güçlerinden ele geçirdi.
Öte yandan üÜlkenin güneybatısındaki Kuneytra il merkezini ele geçiren silahlı gruplar, Şam merkezine doğru ilerledi. Rejim güçleriyle çatışan silahlı gruplar, başkentin güneyindeki Darayya banliyösüne girdi.
Esad rejimi karşıtı muhalif gruplar ile çatışmalardan kaçan yüzlerce Suriye Silahlı Kuvvetleri askeri Irak'a ulaştı.
AFP'ye konuşan iki güvenlik yetkilisi, Irak makamlarının Suriye Silahlı Kuvvetleri askerlerinin topraklarına girişine izin verdiğini ve askerler arasında yaralıların da bulunduğu söyledi.
Çatışmalardan kaçan askerlerin El Kaim sınır kapısından Irak'a giriş yaptığını ve 2 bin kişilik ekibin subay ve erlerden oluştuğunu belirtti.
Sivil Toplum Kuruluşu Suriye İnsan Hakları Gözlemevi Direktörü Rami Abdülrahman, Suriye ordusunun Şam'a 10 km uzaklıktaki mevzilerden çekildiğini iddia etti.
Abdurrahman, "Rejim güçleri, başkent Şam'a 10 kilometre uzaklıktaki güneybatı Şam kırsalındaki yerel savaşçıların ele geçirdiği kasabalardan çekildi" dedi.
Muhaliflerin komutanı Hasan Abdül Gani, "Kuvvetlerimiz Şam kırsalındaki Kuneytra'ya bağlı Sa'sa' kasabasını kontrol altına almayı başardı. Başkente doğru ilerleme devam ediyor" dedi.
Başkent Şam'ı "kuşatmaya başladıklarını" söyleyen Abdül Gani, "Güçlerimiz başkent Şam'ın kuşatılmasının son aşamasına başladı" dedi.
Suriye Savunma Bakanlığı, Şam kuşatmalarının başladığı iddialarını yalanlayarak "Şam kırsalının tüm bölgelerinde bulunan silahlı kuvvetlerimizin geri çekildiği yönündeki bilgilerin asılsızdır" dedi.
Yerel kaynaklardan edinilen bilgiye göre, Kuneytra'daki yerel muhalif gruplar, erken saatlerden itibaren rejim güçleriyle çatışmaya başladı.
Çatışmaların ardından muhalif yerel gruplar, il merkezinde kontrolü sağladı. İsrail sınırındaki il merkezinden çekilen rejim güçleri, başkent Şam'a gitti.
Kuneytra, Şam'ın yaklaşık 60 kilometre uzağında yer alıyor.
Suriye'de Esad karşıtı muhalif grupların ilerleyişi sürerken muhaliflerin komutanı Hasan Abdül Gani, Sanamayn'ı ele geçirerek Şam'ın güney kapısına 20 kilometre mesafeye kadar ilerlediğini söyledi.
Ülkenin güneyinde nüfusunun çoğunluğu Dürzi olan Suveyda ilindeki muhalif yerel gruplar, rejim güçleriyle çatışarak ilerledi.
Sabah saatlerinde il merkezini ele geçiren muhalifler, çatışmaların ardından Suveyda ilinin tümünü rejim güçlerinden aldı.
Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamad Al Thani, Doha'da düzenlenen forumda yaptığı konuşmada Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad'ın ülkedeki savaşın durulduğu bir dönemde halkıyla ilişki kuramadığını ve mültecilerin geri dönüşü gibi konuları ele alamadığını söyledi.
Al Thani, “Esad halkıyla ilişkilerini düzeltmek için bu fırsatları değerlendirmedi ve mültecilerin geri dönüşü ya da kendi halkıyla uzlaşma konusunda ciddi bir hareket görmedik” dedi.
Esad rejimi karşıtı muhalif grupların dünyayı "şaşırttığını" söyleyen Al Thani, Esad'ı sert bir şekilde eleştirmeye devam etti ve çatışmaların müzakere yoluyla sona erdirilmesi çağrısı yaptı.
Al Thani, Suriye'deki durumun giderek daha tehlikeli bir hal aldığını ve yoğun bir iç savaşın yaşanabileceği konusunda uyardı.
AFP'de yer alan habere göre, Suriye ordusu, Dera'daki kontrolü kaybetmelerinin ardından Dera ve Suveyda'da yeniden konuşlanlandıklarını bildirdi.
Suriye ordusu tarafından yapılan açıklamada, "Dera ve Suveyda'da faaliyet gösteren güçlerimiz, iki bölgede yeniden konumlanıyor ve güvenlik koridoru oluşturuyor" denildi.
Katar Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamaya göre Al Sani, Ürdünlü mevkidaşı Eymen Safedi ve İran Dışişleri Bakanı Abbas Erakçi ile telefonda görüştü.
Katar ile söz konusu ülkeler arasındaki işbirliği ilişkileri, bunları destekleme ve geliştirme yolları, İsrail saldırıları altındaki Gazze Şeridi ve işgal altındaki Filistin topraklarındaki durumun yanı sıra Suriye'deki son gelişmeler ele alındı.
Katarlı Bakan, ülkesinin Suriye'de son dönemde yaşananları büyük endişeyle takip ettiğini ve sivillerin bu çatışmanın her türlü sonucundan korunması gerektiğini vurguladı.
Irak-Suriye-Ürdün üçgeninde yer alan Suriye toprakları içerisindeki Tenef bölgesinde ABD desteğiyle varlık gösteren silahlı muhalif grup Suriye Özgür Ordusu güçleri, Humus'un doğu kırsalında rejim güçlerine karşı ilerlemeler kaydetti.
Rejim güçleriyle çatışmaların ardından Tedmur'un kontrolünü sağlayan muhalif grup, Humus-Deyrizor arasındaki Sukne beldesi, Karyetin köyü ve Tedmur-Şam yolu çevresindeki stratejik konumdaki Gurab Dağı'nın kontrolünü de ele geçirdi.
İsrail ordusunun Gazze'nin kuzeyinde bir ambulansa makineli tüfekle ateş açtığı belirtildi.
Gazze'deki Sağlık Bakanlığı, konuyla ilgili yayımladığı videoda, yoğun silah sesleri eşliğinde İsrail ordusunun makineli tüfek ateşiyle ambulansı hedef aldığı, saldırı anında araç sürücüsünün de ambulansın içinde olduğu görülüyor
Bakanlık, söz konusu görüntünün, İsrail ordusunun dün Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Kemal Advan Hastanesi önünde ambulansa ateş açtığı anı belgelediğini belirtti.
Esad rejimi güçleri, ülkenin kuzeydoğusunda PKK/YPG'yle işbirliği içinde varlık gösterdiği Haseke il merkezi ve Kamışlı ilçesinden çekildi.
Fırat Nehri'nin doğusundan çekilen rejim güçleri, Haseke ve Kamışlı'da kontrol altında tuttuğu bölgeleri terör örgütü PKK/YPG'nin işgaline bıraktı.
Lübnan, başkent Beyrut'un Suriye'nin başkenti Şam'a bağlanan ana sınır kapısı hariç Suriye ile olan tüm kara sınır kapılarını kapattığını açıkladı.
AFP'de yer alan habere göre, Ürdün de Suriye tarafındaki güvenlik durumu nedeniyle Suriye ile olan bir sınır kapısını kapattı.
Yerel kaynaklardan edinilen bilgiye göre, ülkenin güneyinde nüfusunun çoğunluğu Dürzi olan Suveyda ilindeki muhalif yerel gruplar, il merkezinde kontrolü sağladı.
Suveydalı muhalif gruplar, dün rejim güçleri ile yaptıkları görüşmede rejimden il genelinden güçlerini çekmesini istemişti. Gruplar, rejim güçlerine kentten çıkmaları için 24 saat süre tanımıştı.
Suriye'nin başkenti Şam'a yaklaşık 100 km mesafede bulunan Suveyda ilinde, Dürzilerin Esad rejimine karşı mücadeleye katıldığı açıklanmıştı.
İngiliz The Telegraph gazetesi, Suriye'de yaşanan çatışmaların ardından Beşar Esad'ın ailesinin, Esad rejiminin muhalif gruplar ile girildiği çatışmalar başlamadan önce Rusya'ya kaçtığını iddia etti.
Habere göre, Beşar Esad'in İngiltere doğumlu eşi Esma Esad, geçen hafta üç çocuğuyla birlikte Rusya'ya gitti.
Haberde ayrıca, Kremlin'e yakın bir kaynağın Bloomberg News'e "Rusya'nın, Suriye Devlet Başkanı'nı kurtarmak gibi bir planı olmadığı" ifadeleri yer aldı.
Kaynak, “Rusya'nın Esad'ı kurtarmak için bir planı yok ve Suriye Devlet Başkanı'nın ordusu mevzilerini terk etmeye devam ettiği sürece de böyle bir planın ortaya çıkacağını düşünmüyor” dedi.
ABD gazetesi Wall Street Journal'de yer alan habere göre ise, Suriyeli güvenlik yetkilileri ve Arap yetkililer, Esma Esad'in iki kayınbiraderi de Suriye'yi terk ederek Birleşik Arap Emirlikleri'ne gitti.
Haberde, Esad'ın Suriye'de olup olmadığının bilinmediği belirtildi. Esad yanlısı bir TV kanalı, Esad'in İran'a gittiğini öne sürdü ancak daha sonra bu haber yalanlandı.
CNN'e konuşan Suveyda 24 isimli grup, Suriye'nin Dürzi dini azınlığından savaşçıların ülkenin güneyinde Esad rejimine karşı mücadeleye katıldığını söyledi.
Suveyda 24, "Onurlu Adamlar Hareketi ve Dağ Tugayı Birliği'nin olan iki yerel Dürzi grubun birkaç başka grupla birlikte muhaliflerin safına katıldığını" açıkladı.
Grupların, "Hızlı gelişmelerin ardından eyalette genel seferberlik ilan ettiklerini duyurdular" ifadesi yer alan haberde, "Dürzi savaşçıların katılımı güney Suriye'de hazırlanan taarruzu destekleyebilir" denildi.
İran devlet televizyonu, silahlı muhalif grupların şu ana kadar Halep’te hiçbir Şii vatandaşı hedef almadığı yönünde haber yayımladı.
Yayınlarında Suriye’deki rejim muhalifi gruplarla ilgili ifadelerini değiştiren devlet televizyonu, “teröristler”, “terörist gruplar” ve “tekfirci teröristler” yerine gündüz bülteninde “silahlı gruplar” nitelemesini kullandı.
Yerel saatle 14.00 bülteninde sunucunun yanı sıra saha muhabiri de daha önce “tekfirci” diye adlandırdıkları grupları “silahlı gruplar” şeklinde isimlendirdi.
Devlet televizyonunun haber kanalı, 18.00 bülteninde de alt yazılarında aynı adlandırmayı sürdürdü ve “Silahlı muhalif gruplar, bu ana kadar Halep’te hiçbir Şii vatandaşı hedef almadı.” şeklinde altyazı geçti.
Devlet televizyonunun dil değişikliğine gitmesi, sosyal medyada gündem oldu. Bazı kullanıcılar, bu değişikliği eleştirip tepki gösterirken kimi kullanıcılar da İran’ın Suriye’deki değişime ayak uydurmaya çalıştığını ileri sürdü.
Birleşmiş Milletler (BM) Filistin Özel Raportörü Francesca Albanese, Viyana Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Helmut Kriger tarafından üniversitenin AKH kampüsünde düzenlenen "İsrail Savaşı: Kolonyal Bir Etnik Temizlik mi?" başlıklı konferansta konuştu. Albanese, İsrail'in Gazze'de insanlık ve savaş sucu işlediğini söyledi.
Albanese, Gazze'de yaşanana bir savaş denemeyeceğini, savaşların da kuralları olduğunu, burada yaşananın ise tamamen bir imha olduğunu ifade etti.
Yahudilerin uğradığı soykırım başta olmak üzere geçmişte yaşanmış diğer örneklere de değinen Albanese, "Soykırımların temel ve ortak kökeni, ideolojik nefret ve karşıdakinin insan kategorisinden çıkarılmasıdır. Bu tüm soykırımlarda ortak bir unsurdur ve bu soykırımda belirgin olan şey budur. Çünkü 'Filistinliler alt insan, insansı hayvanlar olarak adlandırılmıştır. Gazze'de masum yoktur. Sorumlu olan tüm bir toplumdur' anlayışıyla hareket edilmiştir." değerlendirmesinde bulundu.
Albanese, İsrail'in yer altındaki tünellere ulaşabilmek için tahrip gücü yüksek ve Batı'da çoktan yasaklanmış silahları kullanarak aynı zamanda bir "çevre soykırımı" işlediğini kaydetti.
İsrail'in saldırılarında sivil kavramının tamamen ortadan kalktığına işaret eden Albanese, "İsrail, bu savaşta sivil kategorisini tamamen ortadan kaldırdı ve 'insanlar kalkan olarak kullanılıyor' ifadesini sivilleri öldürmeyi meşrulaştırmak için genel bir argüman olarak kullandı." diye konuştu.
7 EKİM SONRASI BÜYÜK İSRAİL PROJESİ
Albanese, İsrail'in Gazze'de bir milyondan fazla insanın evinden taşınması için tahliye emri verdiğini, bunun tahliye değil etnik temizlik emri olduğunu belirterek, "Mesele şu ki Büyük İsrail Projesi, 7 Ekim'den sonra Filistinlilere karşı şiddeti barındıran, tam bir soykırım motivasyonuyla patlak veren plandır. Filistinliler her zaman savaş suçları ve insanlığa karşı suçlara maruz kalmışlardır." görüşünü paylaştı.
Soykırımın bugün ve gelecekle ilişkili olmadığına, geçmişle alakalı olduğuna dikkati çeken Albanese, Gazze'nin Filistin'de tarihi unsurları barındıran bir bölge olduğunu ve İsrail'in burayı yerle bir ederek bir toplumun kimliğini silmeye çalıştığını dile getirdi.
Francesca Albanese, Gazze'de süren soykırıma karşı içerlemenin ya da bir köşeye çekilip ağlamanın bir anlam taşımadığını vurgulayarak, "Harekete geçme ve bu canavarlığı durdurmak için elimizden gelen her şeyi yapma zamanı." ifadesini kullandı.
İsrail'in soykırım yaptığı Gazze Şeridi'nin merkezine yönelik saldırıda, 6'sı çocuk, 5'i kadın olmak üzere en az 20 Filistinlinin hayatını kaybettiği belirtildi.
Sağlık kaynaklarından alınan bilgiye göre, İsrail ordusu, Gazze Şeridi'nin orta kesiminde bulunan Nusayrat Mülteci Kampı'nda "en-Nadi" ailesine ait bir evi bombaladı.
Saldırıda 6'sı çocuk, 5'i kadın en az 20 Filistinli hayatını kaybetti. Hedef alınan ev ve çevredeki 46 kişi yaralandı.
Görgü tanıkları da İsrail ordusunun savaş uçaklarıyla bombaladığı evin yerle bir edildiğini, yakınındaki evlerin de hasar gördüğünü belirtti.
Gazze Sivil Savunma ekipleri ise saldırının düzenlendiği bölgede kayıp kişilerin arandığını ifade etti.
Lübnan ordusu, İsrail ile Lübnan arasındaki ateşkes anlaşmasının uygulanması ve izlenmesine ilişkin mekanizmanın beş üyeli denetim komitesinin gelecek hafta başında ilk toplantısını yapacağını duyurdu.
Ordudan yapılan yazılı açıklamada, 5 üyeli ateşkesi denetleme komitesi üyelerinden ABD Merkez Komutanlığı Özel Kuvvetler'den (SOCCENT) Tümgeneral Jasper Jaffers, Fransız Tümgeneral Guillaume Ponchin ve Lübnan ordusundan Tuğgeneral Edgar Lowndes'in, Lübnan'ın güneyindeki sahanın durumunu görmek amacıyla Litani Nehri'nin güneyindeki alanı helikopter ile havadan gözetlediği belirtildi.
Açıklamada, komite üyelerinin gözetlemeyi, ateşkes anlaşmasının uygulanmasını takip etme mekanizması çerçevesinde yaptığı kaydedildi.
Komitenin ilk toplantısını gelecek haftanın başında yapacağı ifade edilen açıklamada, toplantının yapılacağı tarih ve yer hakkında net bilgi verilmedi.
Suriye'nin Ürdün sınırındaki Dera il merkezi, Beşar Esad rejimi güçleriyle çatışan muhalif grupların kontrolüne geçti.
Ülkenin güneyindeki Dera ilinde rejim güçlerine karşı harekete geçen askeri muhalifler, kırsal kesimde çok sayıda yerleşim yerini ve askeri noktayı ele geçirerek ilerledi.
Şiddetli çatışmaların ardından muhalif gruplar, il merkezinin kontrolünü de rejim güçlerinden aldı.
HALK AYAKLANMALARININ FİTİLİNİN ATEŞLENDİĞİ İL: DERA
Suriye'de 2011 yılında halkın özgürleşme talepleriyle başlayan hareketlerin rejim tarafından şiddetle bastırılmak istenmesi üzerine patlak veren iç savaş sürecinde Dera kenti, rejim karşıtı direnişin doğduğu yerlerden biri olması nedeniyle tarihi bir öneme sahip.
Suriye'nin güneyindeki Dera'da bir grup öğrencinin 15 Mart 2011'de okul duvarına, "Ey doktor (Beşar Esad) şimdi sıra sana geldi" yazmasıyla halk hareketleri başlamıştı.
Dera, 2012-2018 döneminde muhaliflerin hakimiyetindeydi.
İran destekli terörist gruplar ve Rusya'nın askeri müdahalesiyle yeniden güçlenen Esad rejimi, Haziran 2018'de bölgeye kara saldırısı başlattı.
Esad rejimi, Temmuz 2018'de Dera ilinin tümünü ele geçirdiğini ilan etti.
Kentin rejim kontrolüne geçmesi sonrası bölgeden binlerce muhalif ve aileleri, ülkenin kuzeyine göçe zorlanmıştı.
İsrail, Lübnan'ın güneyindeki bölgeleri insansız hava aracı (İHA) ve savaş uçaklarıyla hedef alarak, tanklarla ilerleyerek, topçu atışı, makineli tüfek ve füzelerle saldırarak, evleri havaya uçurarak Lübnan ile ateşkes anlaşmasını 11 kez ihlal etti.
Lübnan resmi ajansı NNA'nın haberine göre, bugünkü ihlaller güneydeki Nebatiye'nin Bint Cubeyl ilçesi, Güney ilinin Sur ilçesi ve Akkar ilinin Akkar ilçelerinde yoğunlaştı.
İsrail, topçu atışları ve füzelerin yanı sıra, İHA ve savaş uçaklarıyla saldırdı, tanklarla ilerledi ve makineli tüfeklerle ateş açtı. İsrail güçleri, Bint Cubeyl ilçesinde şafak vakti ve sabah saatlerinde, başta Ayta eş-Şaab ve Ramiye olmak üzere merkez bölgedeki bazı kasabalara makineli tüfeklerle saldırıda bulundu.
Aynı ilçedeki Ayterun kasabası da evlere çok sayıda top mermisi atılması ve gece makineli tüfeklerle yapılan kapsamlı tarama operasyonları da dahil olmak üzere bir dizi İsrail ihlaline tanık oldu.
Sabah saatlerinde İsrail ordusuna ait araç ve tankların kent içinde dikkat çekici bir hareketinin yanı sıra, fırlatılan füzenin sesi halk arasında tedirginlik ve gerginliğe yol açarak bazılarının evlerini terk etmelerine ve şehirden göç etmelerine neden oldu.
İsrail ordusuna ait bir İHA ilçe merkezi Bint Cubeyl'de bir aracı hedef alma girişiminde bulundu ancak başaramadı. Sur ilçesinin Mecdel Zun kasabasında da İsrail'e ait bir İHA su deposunu hedef aldı. Yarun kasabasında da İsrail ordusu bazı evleri bombalayarak havaya uçurdu.