Güncelleme Tarihi:
Filistin'in BM Daimi Gözlemcisi Riyad Mansur, Uluslararası Adalet Divanı’nın (UAD) İsrail’in Filistin topraklarındaki işgali ve bu topraklardaki uygulamalarının hukuki sonuçlarına ilişkin danışma görüşünü bildirmesinin ardından açıklamalarda bulundu. UAD’nin kararına “minnettar” olduğunu söyleyen Mansur, “Karar, bu yasadışı işgale karşı direnmeye devam etmek için sahip olduğumuz cephaneliğe ek bir güç” dedi.
Lahey’de açıklama yapan Mansur, “Halkımız bu işgale son vermek istiyor. Bugün yaşananlar işgalin sona erdirilmesi ve Filistin halkının kendi geleceğini tayin hakkı, devlet olma hakkı ile mültecilerin geri dönüş hakkı da dahil olmak üzere devredilemez haklarının elde edilmesi yönünde atılmış önemli bir adımdır” ifadelerini kullandı.
Mansur, Filistinli yetkililerle birlikte kararı “tüm ayrıntılarıyla” inceleyeceklerini belirterek, “Bir plan geliştireceğiz ve sonunda UAD’nin bu tarihi kararı doğrultusunda Genel Kurul’da tarihi bir karar ortaya koyacağız” ifadelerini kullandı.
"İSRAİL İŞGALİNİN YASADIŞI OLDUĞUNU TEYİT EDEN BİR ADALET ZAFERİ"
Filistin Devlet Başkanlığı tarafından yapılan açıklamada ise, memnuniyetle karşılandığı belirtilen UAD’nin görüşü, “İsrail işgalinin yasadışı olduğunu teyit eden bir adalet zaferi” olarak nitelendirildi.
Açıklamada, “Başkanlık, UAD kararını Filistin halkının kendi geleceğini tayin hakkının, topraklarının ve devlet olma hakkının yeniden teyidi olarak görmektedir. UAD kararının Kudüs de dahil olmak üzere Gazze ve Batı Şeria'da devam eden İsrail saldırganlığı ve soykırımının ortasında, halkımızın sömürgecilikten arınmış bir gelecek, mutlak ve tartışmaya kapalı kendi geleceğini tayin etme ve özgürleşme hakkını elde etme yolundaki umutlarını tazelediğini vurguladı” ifadelerini kullandı.
Bakan Tunç, sosyal medya hesabından, UAD'nin İsrail'in Gazze, Kudüs ve Batı Şeria'da işgalci güç konumunda olduğunu vurguladığı son kararına dair paylaşımda bulundu. UAD'nin açıkladığı karar ile İsrail'in Filistin'de işgalci olduğu ve Filistinlerin davasında haklı olduğu bir kez daha tescillendiğini vurgulayan Tunç, İsrail’in haksız işgali ve yaptığı katliamın asla kabul edilemez olduğun uluslararası yargı tarafından da gözler önüne serildiğini kaydetti. Tunç, 7 Ekim’den bu yana Gazze’de 40 bine yakın Filistinlinin hayatını kaybetmesine ve yaklaşık 90 bin Filistinlinin yaralanmasına neden olan İsrail'in alınan kararlara uyması ve hain saldırılarına bir an önce son vermesi gerektiğini ifade ederek, "Uluslararası mekanizmalar ve insan haklarına inanan ülkeler, katliam yapan İsrail’in işgal ettiği Filistin topraklarından en kısa sürede geri çekilmesi için daha etkin rol üstlenmelidir. İnsan haklarını yok sayan, uluslararası hukuku görmezden gelen İsrailli yetkililer, insanlık vicdanında mahkum oldukları gibi uluslararası yargı önünde de hesap verecek ve mahkum olacaktır. Türkiye olarak daima Filistinli kardeşlerimizin haklı davalarında yanlarında yer almaya devam edeceğiz" dedi.
Almanya Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock, yaptığı yazılı açıklamada, "Gazze'deki bu savaş nihayet sona ermeli. Gazze'de siviller için güvenli bir yer yok." ifadelerini kullandı.
Gazze Şeridi'nin yaklaşık yüzde 80'inin İsrail ordusu tarafından tahliye bölgesi ilan edildiğini ve çocuklar, hastalar, yaşlılar ile hamile kadınların buraları terk etmek zorunda olduğunu belirten Baerbock, İsrail ordusu tarafından güvenli bölge ilan edilen aşırı kalabalık yerlerin bile tekrar tekrar vurulduğuna dikkati çekti.
Alman Dışişleri Bakanı, İsrail'in terörizme karşı kendini savunma hakkı olduğunu ancak uluslararası insancıl hukukun her savaşa sınırlar koyduğunu hatırlattı.
"Ordu sivil nüfusu korumakla yükümlüdür. Çünkü insanlar öylece ortadan kaybolamazlar, acilen desteğe ve güvenliğe ihtiyaçları var." ifadelerini kullanan Baerbock, Gazze'de insani bir ateşkesin sağlanması için küresel çabaların artırılması çağrısında bulundu.
Bölgedeki tüm aktörlerin tüm enerjilerini insani ateşkes müzakerelerine odaklamasını isteyen Baerbock, şunları kaydetti:
"(ABD Başkanı) Joe Biden'ın planı masada, BM Güvenlik Konseyi planı destekliyor. İsrail Savunma Bakanı (Yoav) Gallant'ın kısa süre önce yaptığı çağrıda olduğu gibi, bu planı kabul etmenin tam zamanıdır. Böylece rehineler serbest bırakılır, ölümler durur ve nihayet insani bir ateşkes sağlanır."
Yemen'deki İran destekli Husiler, İsrail limanlarına erişim yasağını "ihlal ettiği" için Aden Körfezi'ndeki bir gemiyi füze ve insansız hava araçlarıyla (İHA) hedef aldıklarını duyurdu.
Husilerin Askeri Sözcüsü Yahya Seri, saldırıya dair Telegram ve X sosyal platformundan açıklama yaptı.
Aden Körfezi'ndeki "Lobivi" isimli gemiyi çok sayıda "uygun deniz füzesiyle ve İHA'larla" saldırı düzenlediklerini belirten Seri, isabet alan gemide yangın çıktığını kaydetti.
Seri, saldırının, gemi mürettebatının "uyarı mesajlarını reddetmesinin" ardından gerçekleştirildiğini savunarak, geminin hangi ülkeye ya da kime ait olduğu bilgisine yer vermedi.
Husilere ait güçlerin "mazlum Filistin halkına destek ve yardım etme konusunda dini, ahlaki ve insani görevlerini yerine getirmeye devam ettiğini" ifade eden Seri, İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik saldırıları duruncaya ve Filistin halkına uygulanan abluka kaldırılana kadar Kızıldeniz ve Umman Denizi'ndeki saldırıların süreceğini dile getirdi.
Dünyaca ünlü Filistin kökenli Amerikalı model Bella Hadid, İsrail destekçisi lobi grupları ve kurumların tepkisi nedeniyle marka yüzü olduğu ayakkabı reklamından çıkarıldı.
USA Today’e açıklama yapan, spor giysisi ve eşyası üreticisi Adidas'ın sözcüsü, İsrail karşıtlığıyla bilinen Hadid’in, 1972 Münih Olimpiyatları'nda kullanılan ayakkabının reklamında yer almasının sebep olduğu “üzüntü ve sıkıntı” için özür dilediklerini söyledi.
Hadid’in yer aldığı ayakkabı reklamı nedeniyle “trajik tarihi olaylar”la bağlantı kurulduğuna dikkati çeken Sözcü, ayakkabı reklamının bundan sonraki sürecinin gözden geçirileceğini kaydetti.
Uluslararası Adalet Divanı tarafından yapılan açıklamada, "İşgal altındaki Filistin toprakları parçalanmış ayrı bölgeler değil, tek bir bölgesel birimdir. İsrail, Gazze'de işgalci güç konumundadır" denildi.
Yemen'deki İran destekli Husiler, Tel Aviv şehrine düzenledikleri insansız hava aracı (İHA) saldırısının, İsrail'e karşı saldırılarında "niteliksel bir sıçrama" olduğunu belirtti.
Husilerin Yüksek Siyasi Konseyi üyesi Muhammed Ali el-Husi, X hesabından yaptığı açıklamada, Tel Aviv'e düzenlenen saldırıyı değerlendirdi.
Saldırının, Husilerin Gazze'ye desteğinin devam edeceğinin habercisi olduğunun altını çizen Husi, İsrail'in Tel Aviv kentine bu sabah yapılan İHA saldırısının uzun süredir İsrail'e devam eden saldırılarda "niteliksel bir sıçrama" olduğunu kaydetti.
AB Komisyonu'ndan yapılan yazılı açıklamaya göre, Komisyon ve Filistin Yönetimi, acil durum mali desteği ile ekonomik toparlanma ve dayanıklılık programı ilkeleri üzerinde anlaştı.
Planla, Filistin Yönetimi'nin İsrail'in Gazze'ye saldırılarının başlamasından sonra zarar gören ekonomisini istikrara kavuşturmak, reformları desteklemek ve mali sürdürülebilirliğe destek olmak amaçlanıyor.
Plan doğrultusunda öncelikle Filistin Yönetimi'nin en acil ihtiyaçlarını karşılamak ve reform gündemini desteklemek üzere kısa vadeli acil mali destek sağlanacak.
Hibe ve kredilerden oluşan toplam 400 milyon avroluk destek, Filistin Yönetimi'nin reformlarının uygulanmasında kaydedilecek ilerlemeye bağlı olarak temmuz-eylül döneminde 3 taksit halinde verilecek.
İngiltere, Birleşmiş Milletler Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansına (UNRWA) ocak ayında kestiği finansman desteğine devam edeceğini açıkladı.
İngiltere Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamaya göre, Bakan David Lammy, kesilen 21 milyon sterlinlik desteğin UNRWA'ya ödenmeye devam edeceğini belirtti.
Açıklamada değerlendirmelerine yer verilen Lammy, Gazze'ye insani yardımın, yaşanan insani kriz karşısında ahlaki bir zorunluluk olduğunu vurguladı.
İsrailli askeri analist Yoav Zaytoun, Yemen'deki Husilere ait patlayıcı yüklü insansız hava aracıyla (İHA) Tel Aviv kentine düzenlenen saldırının İsrail ordusunda "büyük bir güvenlik açığını ortaya çıkardığını" belirtti.İsrail'deki Yediot Ahronot gazetesi için kaleme aldığı yazısında askeri analist Zaytoun, hava, kara ve denizde konuşlandırılmış radarlar dahil olmak üzere İsrail hava savunma sistemlerinin ülkenin en stratejik hedeflerinden biri olan Tel Aviv'e gönderilen bir İHA'yı tespit edememesini güvenlik eksikliklerinin açık bir göstergesi olarak yorumladı.
Tel Aviv üzerinde bir İHA patlamadan önce hiçbir uyarı sireni çalmadığına dikkati çeken Zaytoun, görgü tanıklarının ise patlamadan hemen önce "vızıltı" benzeri yüksek bir ses duyduğunu aktardı. İsrailli askeri analiste göre yaşanan olay, İsrail ordusunun hava savunma sistemlerindeki büyük başarısızlığı ortaya koydu.
Ordunun ilk açıklamasında kusurunu kabul ettiğini belirten Zaytoun, şu ifadeleri kullandı:
"Görünen o ki karada, havada veya denizde İsrail ordusunun hiçbir radarı, düşman İHA'sını yaklaşırken tespit edemiyor. Bu ihmal, tüm hava savunma sistemlerinin yüksek alarm durumunda olması gereken bir zamanda büyük bir güvenlik açığını temsil ediyor."
Yemen'deki İran destekli Husilerin üstlendiği Tel Aviv'in merkezinde bir kişinin öldüğü insansız hava aracı (İHA) saldırısı nedeniyle İsrail siyasetinde Başbakan Binyamin Netanyahu ve hükümeti eleştirildi.
Aşırı sağcı Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, "Eğer (kuzeydeki) Kiryat Shimona ve (Gazze çevresindeki) Sderot'a roket atılmasını kabul edersen, Tel Aviv'e de ateş edilir. Biz algımızı değiştirebiliriz ve değiştirmeliyiz. İşte sırf bu yüzden İsrail adına kararların alındığı masada olmak için ısrar ediyorum." ifadelerini kullandı.
Ben-Gvir'in, Netanyahu'dan kendisini güvenlik kabinesine almasını istediği Başbakan'ın ise bunu kabul etmediği biliniyor.
Ana muhalefetteki Gelecek Var Partisi lideri ve eski Başbakan Yair Lapid de sosyal medyadan hükümete tepki gösterdi.Lapid, Tel Aviv'deki İHA saldırısının "hükümetin İsrail vatandaşlarının güvenliğini sağlamayı bilmediğinin diğer bir kanıtı olduğunu" vurgulayarak "İsrail hükümetinin bir planının olmadığını, tüm işinin halkla ilişkiler ve kendileri hakkındaki tartışmalar olduğunu" belirtti.
Evimiz İsrail Partisi lideri Avigdor Liberman ise sosyal medya üzerinden kuzeye ve Kızıldeniz kıyısına atılan füzeleri önleyemeyenlerin "Tel Aviv'deki saldırıya şaşırmaması gerektiğini" kaydetti.Tel Aviv'deki saldırının "7 Ekim olaylarından uyanmak istemeyen hükümetin kontrol altına alma ve teslim olma siyasetinden kaynaklandığını" savunan Liberman, "Orta Doğu dünyadaki en vahşi orman. Burada başka türlü hareket etmeliyiz." ifadesini kullandı.
İsrail'de yakın dönemde birleşen muhalefet partileri Meretz-İşçi Bloku'nun lideri Yair Golan ise İHA saldırısının "hükümetin tam fiyaskosunu" ortaya koyduğunu, güvenliğin yeniden tesis edilmesi için seçimlere gidilmesi gerektiğini kaydetti.
Husilerin İsrail'in Başkenti Tel-Aviv'e yaptığı İHA saldırısı sonrası IDF yetkilileri ile değerlendirme toplantısı yapan Savunma Bakanı Yoav Gallant'ın ofisinden yapılan açıklamada "Savunma teşkilatı, sistemlerini derhal güçlendirmek için çalışıyor. İsrail Devleti'ne zarar veren herkesle hesaplaşacağız" ifadeleri kullanıldı
İsrail ordusu, Tel Aviv'e gece düzenlenen insansız hava aracı (İHA) saldırısının ardından Lübnan hava sahasından giren "hava tehdidinin" etkisiz hale getirildiğini bildirdi.İsrail Ordu Sözcülüğünden yapılan açıklamaya göre, sabah saatlerinde Lübnan hava sahasından giren "hava tehdidinin" önlendiği belirtilerek bölgede saldırı alarmlarının, şarapnel parçalarının düşmesi ihtimaline karşı çalındığı belirtildi.
İsrail basını, Yemen'deki Husilerin, başkent Tel Aviv'e insansız hava aracıyla (İHA) saldırı düzenlemesinin, İsrail güvenlik kurumlarını "şoka uğrattığını" bildirdi.
The Jerusalem Post gazetesinde yer alan analizde, Husilerin, Tel Aviv’e düzenlediği saldırının, İsrail’deki askeri güvenlik kurumlarında “şok etkisi” yarattığı ifade edildi.
Yazıda, İsrail’in, düşük irtifada uçan ve radar sistemlerini, hava savunma bataryalarını aşabilen İHA'larını imha kapasitesini geliştirme konusunda ağırdan aldığı eleştirisi yapıldı.
Asıl “korkutucu olan şeyin”, Husilerin Tel Aviv'e gizlice bir İHA gönderebilmiş olmasının olmadığı ancak İsrail güvenlik elitinin, İsraillileri gelecekte benzeri saldırılardan korumak için bir plan üzerine odaklanmaması olduğu kaydedildi.
Yemen'deki Husiler, İsrail'in başkenti Tel Aviv'e insansız hava aracıyla (İHA) saldırı düzenlediklerini açıklarken, "Tel Aviv'i güvenli olmayan bölge" ilan etti.
Husilerin Askeri Sözcüsü Yahya Seri, yaptığı basın açıklamasında, "Tel Aviv radarların tespit edemediği hava savunma sistemlerinin engelleyemediği, Yafa isimli yeni bir İHA'yla hedef alındı." ifadelerini kullandı.
Seri, İsrail'in merkezini hedef almaya devam edeceklerini ve saldırıların ana hedefi haline gelecek Tel Aviv'in "güvenli olmayan bölge" olduğunu söyledi.
Gazze’deki Sivil Savunma Birimi, İsrail'in Gazze Şeridi'ne sabah saatlerinden bu yana düzenlediği saldırılarda aralarında çocuk ve kadınların da bulunduğu 39 Filistinlinin öldürüldüğünü duyurdu. Açıklamada ayrıca saldırılarda çoğu çocuk ve kadın olmak üzere çok sayıda kişinin de yaralandığı kaydedildi.
İsrail ordusunun, Tel Aviv'e düzenlenen saldırıdaki insansız hava aracını (İHA) tespit ettiği ancak tehdit olarak algılanmadığı için imha etmediği bildirildi.
İsrail ordu radyosunun haberine göre İsrail Hava Kuvvetleri, Tel Aviv'e düzenlenen ve bir kişinin öldüğü İHA saldırısı hakkındaki ön soruşturmasını tamamladı. Hava radar sistemlerinin İHA'yı tespit ettiği ancak "tehdit" olarak sınıflandırmadığı, bu nedenle saldırı sirenlerinin çalmadığı ve İHA'nın imha edilmediği aktarıldı.İsrail Hava Kuvvetlerinin, İHA'nın vurulması gerektiğini, olayın ciddi bir "hata olduğunu" kabul ettiği kaydedildi.
Saldırıda kullanılan hava unsurunun "uzun menzilli bir dron olduğu, saatlerce alçak irtifada uçtuğu, deniz yönünden gelerek Tel Aviv'de patladığı" belirtildi. İsrail ordusunun, saldırıyı üstlenen Yemen'deki İran destekli Husilere işaret etmemesi ise dikkati çekti.
İsrail'in başkenti Tel Aviv'in merkezinde ABD Büyükelçiliği yakınlarında yerel saatle gece 03.00'te İHA saldırısıyla güçlü bir patlama meydana geldi. Patlamada, bir kişi hayatını kaybetti, 4 kişi şarapnel parçaları ve patlamanın etkisiyle yaralandı.
İsrail'in başkenti Tel Aviv'in merkezinde, ABD Büyükelçiliği yakınlarında insansız hava aracı (İHA) nedeniyle meydana gelen patlamada bir kişinin hayatını kaybettiği ve dört kişinin de yaralandığı bildirildi.İsrail'in başkenti Tel Aviv'in merkezinde ABD Büyükelçiliğine yakın noktada gece saatlerinde güçlü bir patlama oldu.
İsrail acil yardım servisi Kızıl Davut Yıldızından yapılan açıklamaya göre, 50 yaşlarında bir adam isabet eden şarapnel nedeniyle hayatını kaybetti. Sağlık ekipleri, ikisi evinde ikisi de sokakta şarapnel ve patlamanın etkisiyle yaralanan dört kişiye müdahale etti.İsrail ordu sözcülüğünden yapılan açıklamaya göre, Tel Aviv'deki patlama "bir hava unsuru" nedeniyle meydana geldi ve uyarı sirenleri çalmadı.
Saldırıyla ilgili soruşturma açıldığı ve güvenlik birimlerinin bölgede çalıştığı belirtildi. İsrail hava kuvvetlerinin, İsrail'in hava sahasını korumak için devriyelerini sıkılaştırdığı ve ordunun vatandaşlara yaptığı güvenlik uyarısında herhangi bir değişiklik olmadığı belirtildi.Öte yandan, Yemen'deki İran destekli Husilerin Askeri Sözcüsü Yahya Seri de X sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, Tel Aviv'e saldırı düzenlendiğini doğruladı ancak ayrıntıları daha sonra açıklayacaklarını belirtti.
İsrail basınında patlamanın ABD'nin Tel Aviv'deki elçilik binasının çok yakınında meydana geldiğine dikkat çekildi.Sosyal medyada, başkent Tel Aviv'deki güçlü patlamanın sesinin duyulması ve yol açtığı panik anlarının görüntüleri paylaşıldı.Yemen'deki Husiler, İsrail'in Gazze'ye saldırıları karşısında İsrail'e doğu insansız hava aracı ve füzelerle misilleme saldırısı düzenlediğini açıklamış ve bu saldırıların görüntülerini paylaşmıştı.
Suudi Arabistan merkezli El Arabiya, Saldırının Husiler tarafından düzenlendiğini duyurdu ve İsrail'e bir balistik füze dört İHA ateşlendiğini iddia etti.Tel Aviv Belediye Başkanı Ron Huldai, gece yarısı meydana gelen ölümcül saldırının ardından kentin "yüksek alarm durumuna geçtiğini" bildirdi.
Gazze'deki Sağlık Bakanlığından yapılan yazılı açıklamada, Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF) ile koordinasyonlu olarak atık sulardan alınan numunelerde yapılan incelemelere ilişkin bilgi verildi.
Açıklamada, altyapının tahrip olması nedeniyle halkın yaşadığı yerlerde ve çadırlar arasında akan ve biriken sularda çocuk felcine neden olan virüsün tespit edildiği, binlerce kişinin çocuk felcine yakalanma riskiyle karşı karşıya olduğu ifade edildi.
Suyun az ve kanalizasyon suyuyla kirlenmiş olması, tonlarca çöpün birikmesi ve İsrail'in temizlik maddelerinin girişine engel olması nedeniyle gerçek bir sağlık felaketinin yaşanabileceği uyarısı yapıldı.
Açıklamada, İsrail'in saldırılarının derhal sona ermesi, temiz suyun temin edilmesi, kanalizasyon hatlarının onarılması ve yerinden edilenlerin yaşadığı yerlerdeki nüfus yoğunluğunun azaltılması çağrısı yapıldı.
Lübnan resmi ajansı NNA'nın haberine göre İsrail'e ait hava araçları, ülkenin güneyindeki El-Cumeyme beldesindeki 3 katlı bir binaya saldırı düzenledi.Saldırı nedeniyle binanın tamamen yıkıldığı, enkaz altında kalanların kurtarılması için arama çalışmalarının sürdüğü belirtildi.
Hizbullah ise saldırı sonrası yaptığı açıklamada, Ali Cafer Maatuk adlı mensubunun hayatını kaybettiğini duyurdu.Lübnan ve İsrail medyasında yayımlanan haberlerde ise Maatuk'un Hizbullah'ın saha komutanlarından biri olduğu iddia edildi.Lübnan Sivil Savunma Dairesi de yaptığı açıklamada saldırı sonucu 12 kişinin yaralandığını ve bölgedeki çeşitli hastanelerde tedavi altına alındıklarını kaydetti.
İsrail ordusu, Tel Aviv'e gece düzenlenen insansız hava aracı (İHA) saldırısının ardından Lübnan hava sahasından giren "hava tehdidinin" etkisiz hale getirildiğini bildirdi.
İsrail Ordu Sözcülüğünden yapılan açıklamaya göre, sabah saatlerinde Lübnan hava sahasından giren "hava tehdidinin" önlendiği belirtilerek bölgede saldırı alarmlarının, şarapnel parçalarının düşmesi ihtimaline karşı çalındığı belirtildi.
Gazze Şeridi'ndeki Sivil Savunma Birimi, İsrail silahlarının "tuhaf yaralara ve şekil bozukluklarına" yol açtığını belirtti.Açıklamada, "İsrail, Gazze Şeridi'ndeki saldırılarında kişiler üzerinde tuhaf ve çok sayıda yaranın yanı sıra şekil bozukluklarına neden olan silahlar kullanıyor." ifadelerine yer verildi.
Söz konusu silahların yok edici etkisine dair "Bomba ve füzelerin etkisiyle ekiplerimiz bulamadığı için yüzlerce şehidimizin naaşı hâlâ kayıp. Bu bomba ve füzelerin çok sayıda kişinin cesedini hiçbir iz bırakmadan yok ettiğini söyleyebiliriz." ifadeleri kullanılan açıklamada, saldırıların ayrıca birçok kişinin uzuvlarında deformasyonlara ve ampütasyona neden olduğu da vurgulandı.