Güncelleme Tarihi:
Hamas Hareketi, İsrail'in Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki 3 hastanenin tahliye edilmesi yönündeki uyarısını, "sürgün planını uygulamaya yönelik suç teşebbüsü" olarak nitelendirdi.
Hamas’tan yapılan açıklamada, şunlar belirtildi:
"İsrail ordusunun Kemal Advan, Endonezya ve El Avde hastanelerinin tahliye edilmesi yönündeki tehditleri ve uyarıları, (İsrail) hükümetin gerçekleştirmeye çalıştığı sürgün planlarını uygulamaya yönelik suç girişimidir. Hastanelere yönelik bu terör tehdidi ve hastanelerin bombalama, saldırı ve doğrudan hedef alma baskısı altında tahliye edilmesi, aralarında kadınlar, yaşlılar ve çocukların bulunduğu binlerce hasta ve yaralı için bir ölüm hükmüdür."
Hamas, "Birleşmiş Milletler ve tüm uluslararası kurumları bu suçu durdurmak için derhal harekete geçmeye, tıbbi merkezleri ve hastaneleri korumak için önlemler almaya, ayrıca bu merkezlere yakıt, ekipman ve tıbbi malzeme temin edilmesi için çalışmaya" çağırdı.
Filistin Sağlık Bakanlığı, İsrail ordusunun Gazze'nin kuzeyindeki Kemal Advan, Endonezya ve El Avde hastanelerinin boşaltılmasını talep ettiğini, İsrail ordusunun Şifa Hastanesi'nde olduğu gibi bu hastanelerin tahliye edilmemesi durumunda "öldürme, yıkım ve tutuklama" tehditleri savurduğunu açıklamıştı.
İsrail’in Lübnan’a yönelik saldırılarının bilançosu ağırlaşmaya devam ediyor. Lübnan Sağlık Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, son 24 saatte İsrail’in gerçekleştirdiği saldırılarda 36 kişinin daha hayatını kaybettiği, 150 kişinin daha yaralandığı bildirildi. Son gelişmelerle birlikte 8 Ekim 2023'ten bu yana İsrail saldırılarında ölenlerin sayısının 2 bin 119’a yükseldiği kaydedilirken, yaralı sayısının ise 10 bin 19’a ulaştığı aktarıldı.
“EN AZ 181 BİN KİŞİ BARINAKLARDA KALIYOR”
Lübnan Çevre Bakanı Nasır Yasin ise, son 24 saat içinde İsrail’in farklı bölgelere 137 hava saldırısı gerçekleştirdiği bilgisini paylaştı. "Yerinden edilmiş insanların barınması için 990 merkez açıldı” diyen Yasin, bunlardan 781'inin maksimum kapasiteye ulaştığını söyledi. Yasin, en az 181 bin 700 yerinden edilmiş kişinin barınaklarda kaldığını da sözlerine ekledi.
Birleşmiş Milletler'in (BM) kadın ve kız çocuklarına yönelik şiddet konularındaki Özel Raportörü Reem Alsalem, AA muhabirinin, "Sizce İsrail kadın ve çocukları sistematik olarak hedef alıyor mu?" sorusunu yanıtlarken açıklamalarında sıklıkla Filistinli kadınlar, çocuklar ve genel olarak sivillerin maruz kaldığı şiddete değindiğine işaret ederek, sadece kadınların değil, Filistinli erkeklerin de cinsel şiddet gördüğünü dile getirdi.
"Gazze'deki soykırımda üremeye yönelik şiddet uygulanıyor." diye konuşan Alsalem, Filistin halkının üremesini engellemek için kadınlara yönelik acımasızca saldırılar yürütüldüğünü söyledi. Alsalem, aynı zamanda yeni doğanların ölüme terk edilmeleri, fertilite kliniklerinin vurulması, hamile ve emziren kadınların aç ve susuz bırakılmaları ve tedavilerin yapılacağı hastanelere düzenlenen saldırıların bunun bir parçası olduğunu ifade etti.
Alsalem, saldırıların kasıtlı bir şekilde gerçekleştiğinin kesin olduğunu belirterek, Filistinli kadın ve çocukların hem İsrail hükümeti hem de İsrail toplumunun büyük bir kısmı tarafından "insan gibi görülmediğini" dile getirdi.
Gazze'yi ziyaret edip etmediğine ilişkin ise Alsalem, bunun için talepte bulunduğunu, Filistin hükümetinin talebini memnuniyetle karşıladığını ancak İsrail'in izin vermediğini bildirdi.
Alsalem, halihazırda İsrail'in izni olmadan Gazze ya da işgal altındaki Batı Şeria'ya giriş yapmanın mümkün olmadığına dikkati çekti.
İsrail basınında çıkan haberlerde, Gallant'ın yarın yapacağı bir günlük Washington ziyaretinin bilinmeyen bir tarihe ertelendiği belirtildi.
Gallant'ın ziyaretinin Netanyahu'nun öne sürdüğü şartlar nedeniyle ertelendiği ifade edildi.
Savunma Bakanı Gallant'ın İsrail'in İran'ın füze saldırısına vereceği karşılığı görüşmek için bu akşam ABD'ye hareket etmesi planlanıyordu.
İsrail basını, Netanyahu'nun kendisinin ABD Başkanı Joe Biden ile telefonda konuşmadan ve İsrail Güvenlik Kabinesinin İran'a verilecek yanıta onay vermeden Gallant'a ABD'ye gitmemesini söylediğini yazmıştı.
Ordu Sözcüsü Daniel Hagari, düzenlediği basın toplantısında gündeme ilişkin soruları yanıtladı.
Netanyahu'nun Safiyuddin'i öldürdükleri yönündeki açıklaması sorulan Hagari, İsrail Başbakanının iddiasını doğrulamadı.
Hagari, 3 Ekim'de Beyrut'a düzenledikleri saldırıda Hizbullah'ın "istihbarat merkezini vurduklarını ve Safiyuddin'in de bombalanan yerde olduğunu" iddia etti.
Sözcü, saldırının sonuçlarının araştırılmaya devam ettiğini belirtmekle yetindi.
Netanyahu, akşam saatlerinde yaptığı açıklamada, Nasrallah'ın muhtemel halefi olarak gösterilen Safiyuddin'i öldürdüklerini iddia etmişti.
Hasan Nasrallah, 27 Eylül'de Beyrut'un güneyindeki Dahiye Mahallesi'nde düzenlenen İsrail hava saldırılarında hayatını kaybetmişti.
Hizbullah, Nasrallah'ın yerine geçecek kişiyi henüz açıklamasa da Genel Sekreterlik için Safiyuddin'in ismi öne çıkıyor.
İsrail basını, İsrail ordusunun 3 Ekim gecesi Beyrut'un güneyine düzenlediği hava saldırısında Safiyuddin'in hedef alındığını yazmıştı.
IRNA'nın haberinde, "Siyonist rejim Şeyh Saad Mahallesi'nde bir sivil yerleşim birimini hedef aldı." ifadelerine yer verildi.IRNA'nın haberinde, "Siyonist rejim Şeyh Saad Mahallesi'nde bir sivil yerleşim birimini hedef aldı." ifadelerine yer verildi.
Haberde, saldırıda hedef alınan binanın İran'ın Şam Büyükelçiliği yakınlarında olduğu bilgisi verildi.
Suriye rejiminin ajansı SANA'nın haberinde ise "Şam semalarında patlama sesleri duyulduğu, hava savunma sistemlerinin düşman hedeflerine karşı koyduğu" belirtildi.
Haberde, "Şam’daki Mezze mahallesinde bir apartman binasını hedef aldı ve ilk bilgilere göre yaralılar var." ifadesine yer verildi.
Gazze'deki Filistin Sağlık Bakanlığı tarafından yapılan yazılı açıklamada, hastaneyi kuşatan askerlerin yönetim ofisine ateş açtığı kaydedildi.
İsrail askerlerinin hastanenin boşaltmasını istediği, aksi takdirde "Şifa Hastanesi'nde yaşanan yıkım, ölüm ve tutuklamaların burada da olacağı" yönünde tehditte bulunduğu vurgulandı.
Ayrıca, İsrail askerlerinin hastanedeki yoğun bakım hastalarından birinin nakline yardım eden ambulans çalışanlarından birini alıkoyarak götürdüğü kaydedildi.
Sağlık Bakanlığı açıklamada, özellikle Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki sağlık kuruluşları ve çalışanlarının can güvenliğinin sağlanmasının zorunlu olduğunu vurguladı.
IRNA'nın haberinde, "Siyonist rejim Şeyh Saad Mahallesi'nde bir sivil yerleşim birimini hedef aldı." ifadelerine yer verildi.
Haberde, saldırıda hedef alınan binanın İran'ın Şam Büyükelçiliği yakınlarında olduğu bilgisi verildi.
İsrail basınında yer alan haberlere göre, Netanyahu, Gallant ile gerçekleştirdiği görüşmede Savunma Bakanı'nın ABD'ye yapmayı planladığı bir günlük ziyareti ele aldı.
Netanyahu, öncesinde kendisinin ABD Başkanı Biden ile telefonda görüşmek istediğini ve Gallant'ın bu görüşme olmadan ABD'ye hareket etmesine karşı olduğunu Savunma Bakanı'na iletti.
Buna ek olarak Netanyahu, Gallant'tan İsrail Güvenlik Kabinesi, Tel Aviv'in İran'a vereceği yanıtı onaylamasından sonra ABD'ye hareket etmesini istedi.
Gallant'ın, İran'ın füze saldırısına verilecek yanıtı görüşmek için bir günlük ziyaret kapsamında bu akşam Washington'a hareket etmesi ve yarın da ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin ile bir araya gelmesi planlanıyordu.
Netanyahu'nun talebi doğrultusunda Gallant'ın ABD'ye hareketinde gecikme yaşanabileceği belirtiliyor.
Lübnan Sağlık Bakanlığından yapılan yazılı açıklamada, İsrail ordusunun 8 Ekim 2023'ten bu yana sürdürdüğü ve son dönemde şiddetini artırdığı saldırılara ilişkin bilgi verildi.
Son 24 saatte İsrail ordusunun Lübnan'a düzenlediği saldırılarda 36 kişinin daha hayatını kaybettiği, 150 kişinin de yaralandığı belirtildi.
İsrail'in 8 Ekim 2023'ten bu yana Lübnan'a düzenlediği saldırılarda yaşamını yitirenlerin sayısının 2 bin 119'a, yaralananların sayısının da 10 bin 19'a çıktığı kaydedildi.
İSRAİL'DEN LÜBNAN'A SON 24 SAATTE 137 HAVA SALDIRISI
Öte yandan İsrail ordusunun Lübnan'a son 24 saatte 137 hava saldırısı gerçekleştirdiği bildirildi.
Lübnan hükümetine bağlı Acil İşler Komisyonundan yapılan açıklamada, İsrail ordusunun Lübnan'a son 24 saatte 137 hava saldırısı gerçekleştirdiği ve 8 Ekim 2023'ten bu yana Lübnan topraklarına düzenlenen hava saldırısı sayısının 9 bin 400'e ulaştığı kaydedildi.
Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mao Ning, 1-8 Ekim tarihlerindeki Ulusal Gün haftası tatilinin ardından Pekin'de düzenlenen ilk basın toplantısında, Gazze'deki duruma ilişkin değerlendirmede bulundu.
Gazze'de bir yılı aşkın süredir devam eden saldırıların çok sayıda can kaybına ve eşi görülmemiş bir insani felakete yol açtığını, krizin yayılmasının bölgedeki gerilimi artırdığını ifade eden Sözcü Mao, Çin'in, saldırıların devam etmesinden ve barış ihtimalinin uzaklığından derin kaygı duyduğunu belirtti.
Mao, "askeri operasyonların" ve şiddetin geçer yol olmadığının, acıları artırmak ve barış ile istikrarı daha erişilmez hale getirmekten başka işe yaramadığının bir kez daha görüldüğüne dikkati çekerek, Filistin halkının meşru ulusal haklarının hayata geçirilmesi ve İsrail'in makul güvenlik kaygılarının giderilmesi gerektiğini vurguladı.
Çin'in Gazze'deki krizin çözümü için üç adımlı bir inisiyatif önerdiğine işaret eden Mao, ateşkes ve insani yardımın "acil öncelik", Filistin'i Filistinlilerin yönetmesinin kriz sonrası Gazze'nin yeniden inşasının "temel prensip" ve iki devletli çözümün krizden çıkışın "temel yolu" olması gerektiğinin altını çizdi.
Sözcü Mao, Arap ve Yahudi halklarının uyum içinde yaşayacağı, Filistin ve İsrail'in bir arada var olduğu iki devletli çözüm için takvim ve yol haritasını formüle etmek üzere kapsamlı, yetkili ve etkin bir uluslararası barış konferansı toplanması çağrısını yineledi.
Netanyahu, yayımladığı İngilizce görüntülü mesajda, Lübnan halkına seslenerek, mevcut duruma ilişkin iddialarda bulundu.
Lübnan'ın içinde bulunduğu durumdan dolayı İran'ı suçlayan Netanyahu, yaşananlardan İsrail'in değil Tahran'ın sorumlu olduğunu savundu.
Netanyahu, Hizbullah Genel Sekreteri Nasrallah'ın yanı sıra muhtemel halefi olarak gösterilen Safiyuddin'i de öldürdüklerini öne sürdü.
Hizbullah'a "darbe vurduklarını ve zayıflattıklarını" savunan Netanyahu, Lübnan halkını Hizbullah'a karşı tutum almaya çağırdı.
NETANYAHU, LÜBNANLILARI GAZZE'DEKİLERİN BAŞINA GELENLERLE TEHDİT ETTİ
Netanyahu, Lübnan halkına İsrail saldırıları altındaki Gazze'deki Filistinlilerin başına gelenlerle tehdit ederek, "Gazze'de gördüğümüz gibi yıkıma ve acıya yol açacak uzun bir savaşın uçurumuna düşmeden önce Lübnan'ı kurtarma fırsatınız var. Öyle olmak zorunda değil." ifadelerini kullandı.
Hasan Nasrallah, 27 Eylül'de Beyrut'un güneyindeki Dahiye Mahallesi'nde düzenlenen İsrail hava saldırılarında ölmüştü.
Hizbullah, Nasrallah'ın yerine geçecek kişiyi henüz belirlemezken Genel Sekreterlik için Safiyuddin'in ismi öne çıkıyor.
İsrail basını, İsrail ordusunun 3 Ekim gecesi Beyrut'un güneyine düzenlediği hava saldırısında Safiyuddin'in hedef alındığını yazmıştı.
Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres, BM'de gazetecilere, Gazze ve bölgedeki genel duruma ilişkin açıklamalarda bulundu.
Gazze'de kabusun ikinci yılına girdiğine işaret eden Guterres, "Bu yıl Gazze'de krizler yılı oldu. İnsani, siyasi, diplomatik ve ahlaki krizler yılı." dedi.
Guterres, 7 Ekim'in ardından Gazze'nin tahayyül edilemeyecek düzeyde acının merkezi haline geldiğini belirterek, siviller, gazeteciler, insani yardım çalışanları ve BM personelinin öldürüldüğünü anımsattı.
Gazze'nin kuzeyinde durumun özellikle çok kötü olduğunu vurgulayan Guterres, İsrail'in bölgede "askeri operasyonlarını" yoğunlaştırdığını bildirdi.
BM Genel Sekreteri, İsrail'in burada konut alanlarına saldırdığını, hastaneleri boşalttırdığını ve elektrikleri kestiğini belirterek, "Yine 400 bin kişi güneye gitmeye zorlanıyor. Güney aşırı kalabalık, kirli ve temel yaşam gereksinimlerinden yoksun." diye konuştu.
Guterres, "Gazze'de tüm insan hakları ihlallerini şiddetle kınıyorum." ifadesini kullandı.
NETANYAHU'YA, UNRWA İLE İLGİLİ UYARI MEKTUBU
Tüm bu karmaşa arasında BM Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansının (UNRWA) hiç olmadığı kadar önemli ve ikame edilemez olduğunun altını çizen Guterres, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'ya mektup göndererek, UNRWA'nın İsrail ve Doğu Kudüs'te faaliyetlerini yasaklayan yasa teklifine ilişkin endişelerini ilettiğini bildirdi.
Guterres, söz konusu yasa teklifinin geçmesi halinde Gazze ve işgal altındaki Filistin topraklarında çalışmaların "boğulacağını" belirterek, bunun büyük bir felakete yol açacağı uyarısında bulundu.
Yasa teklifinin aynı zamanda BM Şartı ve İsrail'in uluslararası hukuk uyarınca yükümlülüklerini de ihlal edeceğini söyleyen Guterres, ulusal yasaların söz konusu yükümlülükleri yok sayamayacağını dile getirdi.
BM Genel Sekreteri Guterres, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Şu çok açık ki bu savaşın yürütülme şekliyle ilgili çok ciddi bir hata var. Gidecek güvenli yerleri olmayan sivillere tahliye emri vermek onların güvenliğini koruma altına almıyor. Gazze'de hiçbir yer ve hiç kimse güvende değil."
Uluslararası hukuk kurallarının tartışmaya açık olmadığının altını çizen Guterres, sivillerin her yerde korunması ve ihtiyaçlarının giderilmesi gerektiğini ifade etti.
"ORTA DOĞU, ÇOK SAYIDA TARAFIN ATEŞLEMEYE HAZIR OLDUĞU BİR BARUT FIÇISI"
Guterres, ihtilafın yayılma riskine karşı aylardır uyarı yaptığını anımsatarak, "Orta Doğu, çok sayıda tarafın ateşlemeye hazır olduğu bir barut fıçısı." değerlendirmesinde bulundu.
İşgal altındaki Batı Şeria'nın "kaynama noktasına" geldiğini ve Lübnan'a yönelik saldırıların tüm bölgeyi tehdit ettiğini belirten Guterres, İsrail'in Lübnan'a yönelik saldırılarında 2 binden fazla kişinin öldürüldüğünü bildirdi.
Guterres, Lübnan'da topyekün savaşın eşiğinde olunduğu uyarısında bulunarak, tüm ülkelerin egemenliği ve toprak bütünlüğüne saygı duyulması gerektiğini kaydetti.
Orta Doğu'da durumun her saat daha da kötüleştiğini dile getiren BM Genel Sekreteri, yaptıkları uyarıların da kale alınmadığına dikkati çekti.
Guterres, her bir saldırının barışı zorlaştırdığını belirterek, "Bu nedenle Gazze ve Lübnan'da ateşkes, esirlerin serbest bırakılması ve insani yardımın ulaştırılması çağrılarımızdan vazgeçmeyeceğiz." dedi.
İki devletli çözümden de vazgeçmeyeceklerini vurgulayan Guterres, "Bölgede tüm insanların barış içinde yaşama hakkı var." mesajını verdi.
Ordudan yapılan açıklamada, Lübnan'dan İsrail topraklarına ulaşan ve yaklaşık 10 metre kadar içeri giren bir tünelin tespit edildiği ileri sürüldü.
Söz konusu tünelin yapım aşamasındayken tespit edildiği ve İsrail tarafındaki kısmında çıkış bulunmadığı kaydedildi.
Nerede olduğu belirtilmeyen ve İsrail toprakları içine metrelerce girdiği söylenen tünelin imha edildiği aktarıldı.
İsrail'in Walla haber sitesine göre, "Yön Değiştir" isimli protesto hareketine katılan göstericiler Netanyahu'nun ofisine giden iki girişi kapattı.
Erken seçim talebiyle yollara oy sandıkları yerleştiren İsrailli göstericiler, "Kaçırılan insanları ancak başka bir hükümet geri verecektir" ve "Gazze'yi terk eden geri dönmeyecek" şeklinde sloganlar atarak esir takası anlaşması yapılmasını istedi.
Göstericileri zor kullanarak dağıtmaya çalışan İsrail polisi, 7 kişiyi gözaltına aldı.
İsrail'in 7 Ekim 2023'ten bu yana Gazze Şeridi'nde süren saldırılarının durdurulması ve esir takası anlaşması sağlanması için taraflar arasında uzun süredir dolaylı müzakereler yürütülüyor.
İsrail ve uluslararası kamuoyu ise Başbakan Netanyahu'yu siyasi çıkarları için Hamas ile esir takası anlaşması yapmamakla suçluyor.
İsrail devlet televizyonu KAN'ın haberinde, "güvenlik istişare" toplantısının bu akşam Tel Aviv'deki Savunma Bakanlığı yerleşkesinde yapılacağı belirtildi.
Toplantının gündemine ilişkin bilgi verilmezken, İsrail'in İran'ın füze saldırısına misilleme yapacağı yönündeki haberlerin gündemde olduğu bir sırada gerçekleşiyor olması dikkati çekti.
İran, 1 Ekim'de İsrail'e füze saldırısında bulunmuştu. Tel Aviv yönetimi, İran'ın bu saldırısına karşılık verileceğini bildirmişti.
CNN'de yer alan habere göre, ABD'li gazeteci Bob Woodward'ın çıkacak olan "War" isimli kitabında Biden ile Netanyahu arasında son aylardaki görüşmelere ve perde arkalarına ilişkin bilgilere yer verildi.
Kitapta, Biden ile Netanyahu arasındaki ilişkinin bu yılın bahar aylarında oldukça gerildiği ifade edildi. Nisan ayındaki bir telefon konuşmasında Biden'ın Netanyahu'ya Gazze Şeridi konusundaki stratejisini sorduğu, İsrail Başbakanı'nın ise Refah'a kara saldırısı düzenlemeleri gerektiğini söylediği aktarıldı.
Bunun üzerine Biden'ın "Bibi (Netanyahu'nun lakabı) bir stratejin yok." ifadesini kullandığı belirtildi.
İsrail'in mayıs ayında Gazze'nin Mısır sınırında yer alan ve yerinden edilmiş Filistinlilerin sığındığı Refah'a kara saldırısı başlatması üzerine Biden'ın yakın çevresiyle yaptığı konuşmada Netanyahu'ya küfür ettiği kitapta yer aldı.
Kitapta ayrıca Biden'ın sinkaflı kelimelerle Netanyahu için "yalancı ve o kötü bir adam" ifadelerini kullandığı aktarıldı.
ABD merkezli Politico dergisinde de benzer haberler çıkmış ancak Beyaz Saray bunu yalanlamıştı.
İsrail'in aşırı sağcı Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir'in sorumluluğundaki İsrail polisi yaptığı açıklamada, Filistinli kadın öğretmenin gözaltı süresinin uzatıldığını duyurdu.
Ben-Gvir, X sosyal medya sayfasından yaptığı paylaşımda, öğretmenin polis aracında gözleri bağlı fotoğrafını paylaşarak, "Nasıra'daki okulların birinde öğretmenlik yapan kadın, sosyal medya platformunda ekranda 7 Ekim 2023 yazılı olduğu şekilde dans eden bir video paylaştı" ifadelerini kullandı.
Ben-Gvir, paylaşımında videoyu kendisinin kurduğunu belirttiği Sosyal Ağlarda Kışkırtmayla Mücadele Birimi'ne gönderdiğini ve öğretmenin derhal gözaltına alındığını övgü dolu sözlerle aktardı.
İsrail parlamentosundaki Arap milletvekilleri ise öğretmenin gözaltına alınmasını eleştirdi.
Milletvekili Ahmed Taybi, açıklamasında "öğretmen İntisar Hicazi'nin gözaltına alınmasıyla övünen başarısız terörist bakan Ben-Gvir'in yaptığını kınadığını" kaydetti.
Bir başka Arap Milletvekili Yusuf el-Atavne da, kadın öğretmenin 7 Ekim olaylarını kutladığı gerekçesiyle tutuklanmasını kınadığını belirterek "söz konusu gözaltı, halkımızın evlatlarına karşı yürütülen kovuşturma politikasının bir parçasıdır" ifadelerini kullandı.
Atavne, öğretmen İntisar Hicazi'nin derhal serbest bırakılmasını ve ülkedeki Arap vatandaşlara yönelik gelişigüzel kovuşturma politikalarının hemen durdurulmasını istedi.
Öte yandan karara ilişkin basına açıklama yapan kadın öğretmenin avukatı Eşref Hicazi olayın kutlamayla ilişkisi olmadığını öğretmenin bu ve benzeri videoları zaten sık sık paylaştığını ve sosyal medya uygulamasının geçen yıl aynı gün paylaştığı bir videoyu arkada 7 Ekim 2023 tarihi arkaplanında dün vermesi sebebiyle olayın kutlama şeklinde algılandığını söyledi.
Hizbullah'tan yapılan açıklamada, mensuplarının Labbune'ye sızmaya çalışan İsrail askerlerini tespit ettiği ve çıkan çatışmalar sonucunda, İsrail askerlerinin geri çekilmek zorunda kaldığı, İsrail saflarında ölü ve yaralılar olduğu kaydedildi.
Öte yandan İsrail ordusunun resmi sitesinde yayınlanan güncel bilgilere göre, İsrail ordusunun Gazze Şeridi ve Lübnan'daki son 24 saatteki çatışmalarda 48 İsrail askeri yaralandı.
İsrail ordusunun saldırılarının başladığı 7 Ekim 2023'ten bu yana İsrail askerinden yaralananların sayısının 4 bin 640'a yükseldiği belirtildi.
İngiliz Sky News'in araştırması, İsrail'in 6 yaşındaki Hind'in ölümüyle ilgili iddialarını yalanladı. İsrail ordusunun, Hind Receb'i taşıyan aracın vurulduğu gün bölgede bulunmadıkları iddialarına karşın olay mahaline birkaç yüz metre uzaklıkta 15 İsrail askeri aracı olduğu uydu görüntülerine yansıdı.
Sky News'in araştırmasına göre, Hind'le aynı araçta yer alan Layan ve onları kurtarmaya giden ambulans personelinin Filistin Kızılayı ile telefon görüşmeleri top atışlarıyla kesildi.
İsrail ordusunun sosyal paylaşım sitesi X'te yaptığı açıklamaya göre, Rosh Hanikra, Şlomi, Hanita, Adamit ve Arab el-Aramshe beldelerinin saat 22'den itibaren "kapalı askeri bölge" ilan edildi.
Söz konusu bölgelere giriş çıkışların da kesinlikle yasaklandığı belirtildi.
Öte yandan söz konusu açıklamayla eşzamanlı Avichay Adraee de Arap medyasına yaptığı açıklamada, Hizbullah'a karşı kullanmaya hazırlık amacıyla, Lübnanlıları güneydeki ilk nehirden başlayarak Akdeniz kıyısında bulunmamaları konusunda uyardı.
Hamas Siyasi Büro Üyesi Usame el-Hamdan, Aksa Tufanı'nın yıl dönümünün Filistinliler için şanlı bir gün olduğunu belirtti. Hamdan, geçen yıl bu gün dünyanın, Filistin direnişinin sahip olduğu kısıtlı imkanlara rağmen İsrail ordusunun en önemli tümenini (Gazze tümeni) düşürme gücüne tanıklık ettiğini kaydetti.
Hamdan, "Aksa Tufanı'yla unutulmaya yüz tutan Filistin meselesinin yeniden bölge ve dünya siyasetinin gündemine girdiğini söyleyebilirim. Aksa Tufanı, Filistin meselesinin, İslam aleminin ve hatta tüm özgür dünyanın meselesi olduğunu gösterdi." ifadesini kullandı.
Aksa Tufanı'nın, "İsrail'in birçok kişinin düşündüğünden daha kırılgan olduğunu ve bölgede geleceği olmayan bir varlık olduğunu" gözler önüne serdiğini kaydeden Hamdan, bağımsız Filistin devleti kurulmadığı sürece bölgede barış ve istikrar sağlanmasının mümkün olmadığını vurguladı.
Hamas Siyasi Büro Üyesi Hamdan, şunları kaydetti:
"Uzun yıllar boyunca yapılan İsrail propagandası, İsrail'i 'mazlum ve varoluş savaşı veren' bir yapı olarak lanse etti ancak dünya İsrail'in değerlerden yoksun bir canavar olduğunu, demokratik imajının sahte olduğunu ve işgal dışında bir değer sistemi bulunmadığını gördü. Aksa Tufanı olmasaydı bu sonuçların hiç birini elde edemezdik. Sonuçlarla ilgili nihai hükmü vermek için de henüz erken olduğunu düşünüyorum çünkü İsrail savaşı Lübnan'a ve başka cephelere doğru yayıyor. Bu durum, onun, bölgede daimi kriz ve istikrarsızlık faktörü olduğunu gösteriyor."
İran'da Devrim Muhafızları Ordusu'na ait Havacılık ve Uzay Sanayi Fuarı'nda, İran'ın İsrail'e yönelik saldırısında kullandığı füze ve insansız hava araçları sergilendi.
Başkent Tahran’daki fuarda “Gerçek Vaad 1” ve “Gerçek Vaad 2” operasyonunda kullanılan bin 450 km menzilli Hayber Şiken balistik füzesi, bin 400 km menzilli Fettah hipersonik füzesi, bin 700 km menzilli Emad balistik füzesi, bin 800 ile 2 bin km menzilli Kadir balistik füzesi ile 3 Khordad ve Tebes adlı hava savunma sistemleri yer aldı.
İsrail’in muhtemel bir saldırısına karşı İran’ın kullanabileceği değerlendirilen 2 bin km menzilli Hürremşehr balistik füzesi ve bin 900 km menzilli Siccil balistik füzesi de sergilendi.
Fuarda, İran’ın Rusya’ya, Ukrayna Savaşı için verdiği iddia edilen Shaded 136, 131 ve 139 tipi SİHA/İHA'lar sergilenirken ABD'den ele geçirilen RQ-170, MQ-1 ve RQ-4 Global Hawks insansız hava araçları da fuarda yer aldı.
İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant, İsrail'in kuzeyine gerçekleştirdiği ziyarette gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Gallant, son saldırılarla Hizbullah'a "ağır darbe" vurduklarını savundu.
Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah dahil İsrail'in düzenlediği bir dizi suikasta değinen Gallant, "Hizbullah, lideri olmayan bir örgüttür, Nasrallah ortadan kaldırıldı, yerine geçen de (Safiyuddin) muhtemelen ortadan kaldırıldı. Bunun, olan her şey üzerinde dramatik bir etkisi var. Karar verecek kimse yok, harekete geçecek kimse yok." yorumunda bulundu.
Lübnan'daki saldırılara işaret ederek İran'a mesaj veren Gallant, "Lübnan'daki duman dağıldığında, İran da en değerli varlıkları olan Hizbullah'ı kaybettiğini anlayacak." ifadesini kullandı.
Birleşmiş Milletler (BM) Dünya Gıda Programı (WFP) Lübnan Direktörü Matthew Hollingworth, İsrail'in saldırılarını havadan ve karadan sürdürdüğü Lübnan'ın güneyinde çoğunluğu son birkaç haftada olmak üzere bir yılda 1900 hektar tarım arazisinin yandığını ve gıda üretiminin de mevcut durumdan olumsuz etkilendiğini bildirdi.
Hizbullah ve İsrail arasında karşılıklı saldırılar devam ediyor. İsrail Savunma Kuvvetleri (IDF) tarafından yapılan açıklamada, yerel saatle 12.11 ve 12.15 saatleri arasında Lübnan'dan İsrail topraklarına en az 85 roket fırlatıldığı belirtildi.
Saldırı nedeniyle Celile bölgesi ve Hayfa Körfezi’nde siren sesleri duyuldu. Roketlerin büyük bir kısmının İsrail Hava Kuvvetleri tarafından etkisiz hale getirildiği, bazı roketlerin bölgeye düştüğü ifade edildi. Polis açıklamasında ise Hayfa'ya bağlı Kiryat Yam ve Kiryat Motzkin’de hasar meydana geldiği kaydedildi.
IDF tarafından yapılan son açıklamada ise yerel saatle 12.43 ve 12.46 arasında Hayfa Körfezi ve Yukarı Celile bölgelerinde sirenlerin çaldığı, Lübnan’dan Hayfa ve çevresine yaklaşık 20 roket fırlatıldığı bildirildi. Atılan roketlerden bir kısmının etkisiz hale getirildiği bir kısmının ise bölgeye düştüğü belirtildi.
İsrail Ulusal Acil Servisi Magen David Adom (MDA) tarafından yapılan açıklamaya göre saldırılar nedeniyle 70 yaşındaki bir kadın şarapnel parçasının isabet etmesi sonucu yaralanırken, bazı evlerde hasar meydan geldi.
Footage from the site of a rocket impact in the Haifa area in the earlier Hezbollah barrage. pic.twitter.com/Le6PHqKs14
— Emanuel (Mannie) Fabian (@manniefabian) October 8, 2024
Birleşmiş Milletler (BM), İsrail ile Lübnan'ı ayıran Mavi Hat'ın her iki tarafındaki sivillerin özlemini duyduğu ve hak ettiği güvenlik ve istikrarı yeniden tesis etmenin tek yolunun müzakere yoluyla çözüm olduğunu vurguladı.
Fransa’nın Strasbourg kentindeki Avrupa Parlamentosunda "Orta Doğu’da artan şiddet ve Lübnan’daki son gelişmeler" konulu oturum düzenlendi. AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell yaptığı konuşmada, Gazze’de 1 yıl önce başlayan çatışmaların bölgeye yayıldığını ve halihazırda Lübnan’ın güneyini etkilediğini ifade etti. Borrell, “Hava saldırıları inanılmaz derecede şiddetli. Verilere göre Lübnan nüfusunun yaklaşık yüzde 20’si yaşadıkları yerleri terk etmek zorunda kaldı" dedi. Başta ABD ve Fransa olmak üzere uluslararası toplumun ateşkes sağlama girişimlerine rağmen gerginliğin tırmanmaya devam ettiğini vurgulayan Borrell, “Lübnan, çok istikrarsız bir ülke. Çünkü devlet içinde devlet bulunması söz konusu. Bu, İran’ın kuklası olan Hizbullah’tır. Örgütün sivil kanadı da mevcut ve Lübnan hükümetinde ve parlamentoda üyeleri bulunuyor. Askeri bir kanadı da var ve bunu bir terör örgütü olarak kategorize ediyoruz” dedi. İsrail’in daha önce 1978, 1982, 2000 ve 2006 yıllarında Lübnan’ı işgal ettiğini ve Hizbullah’ın 1982 yılındaki işgal sonucunda ortaya çıktığını vurgulayan Borrell, örgütün bir direniş gücü olarak ortaya çıktığını, ancak daha sonra İran’la güçlü bağlar geliştirerek devlet içinde devlet oluşturan bir yapıya dönüştüğünü öne sürdü. Lübnan’da durumun her geçen gün kötüleştiğini ve yüz binlerce insanın yaşadıkları yerleri terk etmek zorunda kaldığını ifade eden Borrell, diplomatik yollardan ateşkes sağlanmasının büyük önem arz ettiğini söyledi.
Borrell, “Ordu, ülkenin belkemiğidir, ancak Lübnan’da ordu çok zayıf bir yapı. Askerlerine ödeme yapmakta dahi zorlanıyor. Lübnan ordusu, çeşitli yabancı ülkeler tarafından finanse ediliyor ve askeri kapasitesi, Hizbullah’a karşı durmasına yetmeyeceği gibi komşusu İsrail’den gelen bir saldırı karşısında ülkenin toprak bütünlüğünü koruyabilecek durumda değil. Lübnan’da yaklaşık 10 bin UNIFIL (Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Görev Gücü) askeri bulunuyor, ancak bunlar sığınaklarda bulunuyorlar. Zira bir bombardımanın ortasında bu askerlerin kendilerini korumaktan öte yapabilecekleri bir şey bulunmuyor. Şunu vurgulamama müsaade edin, Lübnan toplumu dahilinde, Lübnan halkı liderliğinde gerçekleştirilecek bir siyasi reform yapılmadan hiçbir ilerleme sağlanması mümkün değil” ifadelerini kullandı. Lübnan’daki krizin çözülmesi için UNIFIL’in yetkilerinin artırılması gerektiğini vurgulayan Borrell, “Aksi takdirde .
Filistin Sağlık Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, İsrail ordusunun son 24 saatte düzenlediği 8 saldırıda 56 Filistinlinin hayatını kaybettiği, 278 Filistinlinin ise yaralandığı kaydedildi.
Gazze Şeridi'nde 7 Ekim'den bu yana gerçekleştirilen saldırılarda can kaybının 41 bin 965'e, yaralı sayısının da 97 bin 590'a yükseldiği bildirildi.
Hizbullah, İsrail'in kuzeyindeki askeri tesisleri ve askerlerin yoğunlaştığı bölgelere roket atışı gerçekleştirdiklerini duyurdu. Hizbullah, sosyal paylaşım platformu Telegram üzerinden yaptığı açıklamada, konuya ilişkin bilgi verdi.Açıklamada, Lübnan sınırına yakın El-Merc bölgesi civarında İsrail askerlerinin toplandığı alana roket saldırısı düzenlendiği belirtildi.
İsrail'in kuzeyindeki Dişun beldesinde İsrail ordusuna ait topçu mevzisine de roket atıldığının kaydedildiği açıklamada, Delton kasabasındaki İsrail topçu mevzisinin de hedef alındığı aktarıldı.Açıklamada, saldırıların "Gazze Şeridi'ndeki kararlı Filistin halkını, onların cesur ve onurlu direnişini desteklemek, Lübnan'ı ve halkını savunmak ve İsrail'in barbar işgallerine yanıt olarak" geldiği belirtildi.
"ABD GAZZE'DEKİ SUÇLARIN ORTAĞIDIR"
ABD’nin İsrail’e yönelik desteğine ilişkin konuşan Kasım, "Amerika Birleşik Devletleri'ni Gazze'de işlenen tüm suçlarda önemli bir ortak olarak görüyoruz. ABD’nin desteği olmasaydı, İsrail’in saldırıları bir ay içinde son bulurdu" dedi. Hamas’ın çok daha fazla direnme kapasitesine sahip olduğunu vurgulayan Kasım, "Filistin halkı yenilmezdir ve özgürlüğe layıktır" şeklinde konuştu.
Hizbullah’ın İsrail'in gerçekleştirdiği saldırı ve suikastların ardından İsrail ordusuna direnme kapasitesinin zarar görmediğini belirten Naim Kasım, "Askeri kapasitemiz iyi. Düşmanlarımızın savaş kabiliyetlerimiz hakkında söyledikleri bir yanılgı. Yalan söylüyorlar. Cephedeki savaşçılarımız sağlam. Son 10 günde İsraillilerin acısı arttı. Onlara, daha fazla İsraillinin yerinden edileceğini söylüyoruz. İsrail'in planı, Lübnanlı sivilleri öldürmek ve kaos oluşturmak için köyleri boşaltmak. Ama onlara, çabalarının başarısız olduğunu söylüyorum" diye konuştu.
"YENİ GENEL SEKRETER SEÇİLDİĞİNDE DUYURU YAPILACAK"
İsrail ordusunun henüz bir ilerleme sağlayamadığını belirten Kasım, Hasan Nasrallah’ın öldürülmesinin ardından yeni genel sekreterin seçileceğini ve süreç tamamlandığında duyuru yapılacağını ifade etti.
Hizbullah Genel Sekreter Yardımcısı Şeyh Naim Kasım bugün canlı yayında yaptığı açıklamada "Bu süreç ne kadar uzarsa uzasın, bu halk özgürlüğüne kavuşacak. Bu halk özgürlüğü hak ediyor. Bu halk şu anda vahşi canavarlarla karşı karşıya. Bir sene geçti İsrail amacına ulaşamadığını söylüyor. Daha çok kaybedeceksiniz. Bu size ders olsun, Netanyahu'ya ders olsun. Bizi asla kontrol altına alamayacaksınız. Bu süreç İsrail'in ne kadar tehlikeli olduğunu gösterdi.Bütün bölge ülkelerine saldırabilirler" dedi ve sözlerine şöyle devam etti;
"İran'ın desteğine şüphe duyanlara şunu söylüyoruz. İran direnişe uygun gördüğü şekilde destek veriyor. Peki siz Filistin için ne yaptınız? İran Filistinlilerin Filistin'i savunmalarına yardımcı oluyor. Yemen bu süreçte çok fazla katkıda bulundu, bulanacağına da inanıyoruz."
İran Dışişleri Bakanı Abbas Erakçi, İsrail'in muhtemel saldırısına tereddüt etmeden güçlü karşılık vereceklerini söyledi.Erakçi, Dışişleri Bakanlığı Stratejik Araştırmalar Merkezi'nde (IPIS) düzenlenen, Irak, Yemen, Lübnan ve Suriye'nin Tahran'daki büyükelçilerinin de katıldığı bir programda konuştu.
Hamas'ın 7 Ekim 2023'te İsrail'e karşı düzenlediği Aksa Tufanı operasyonunun Tel Aviv'in aleyhine önemli gelişmelere yol açtığını söyleyen Erakçi, "Geçtiğimiz yıllarda direniş güçleri iniş çıkışlar yaşadı ama her seferinde daha dirençli bir şekilde yoluna devam etti." dedi.
İsrail'in İran'ın altyapısına saldırı tehditlerini de değerlendiren Erakçi, "İsrail'e, İran'ın iradesini test etmemesini tavsiye ediyoruz. Herhangi bir saldırıya daha güçlü yanıt vereceğiz. Cevap vermekte tereddüt etmeyeceğiz." ifadelerini kullandı.
Lübnan resmi ajansı NNA'nın haberine göre İsrail savaş uçakları, başkent Beyrut'un Dahiye bölgesine hava saldırıları düzenledi; Beyrut Uluslararası Havaalanı yakınlarındaki Tahvita el-Gadir, El-Kefaat ve Burc el-Baracine bölgelerini hedef aldı.İsrail savaş uçakları, ülkenin güneyindeki Sur kentine bağlı beldelerin yanı sıra ülkenin doğusundaki Bekaa bölgesine yoğun hava saldırıları gerçekleştirdi, ülkenin doğusundaki Bealbek'in Nebi Şit ve Yunin köyleri başta olmak üzere bazı beldeleri de bombaladı.
İsrail Ordu Sözcüsü Avichai Adraee, dün sosyal medya hesabından yayımladığı mesajda Lübnan'ın güneyindeki bazı bölgelerin boşaltılması çağrısı yapmıştı.Saldırı düzenleyecekleri tehdidinde bulunan Adraee, Lübnan'ın güneyindeki 25 köy ve yerleşim bölgesindeki halktan evlerini terk ederek Eveli Nehri'nin kuzeyine geçmelerini talep etmişti.
Ülkesinde özel bir radyo kanalına gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunan Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro,, Filistin halkıyla dayanışma içinde olduklarını ve Filistin'in özgürleşmesi gerektiğini belirtti.İsrail'in Gazze'de bir yılı aşkındır sürdürdüğü soykırıma değinen Maduro, "Filistin'in yaşam, bağımsızlık ve var olma hakkını savunmak, Venezuela'nın, Latin Amerika'nın ve Karayipler'in var olma hakkını savunmakla aynıdır. Faşizme ve sömürgeciliğe karşı kritik bir savaş veriliyor." dedi.
Orta Doğu'da şiddetin tırmanmasından ABD ve İngiltere'yi sorumlu tutan Maduro, "Filistin halkına yönelik bir imha savaşı yürütülüyor, şimdi de Lübnan'a karşı siyonist saldırılar düzenleniyor. Filistin, insanlığın anavatanıdır. ABD, Avrupa ve İngiltere sömürgeci projelerini bölgede hakim kılana kadar Filistin, dini ve kültürel birlikteliğin merkezindeydi." diye konuştu.Maduro, Venezuela halkının daima Filistin'in yanında olacağını ve haklı davasında onları yalnız bırakmayacaklarını kaydetti.
İsrail ordusundan yapılan açıklamada, Hüseyni'nin İran ile Hizbullah arasındaki silah transferi ve dağıtımı ile bunların finansmanından sorumlu olduğu öne sürüldü.Açıklamada Hüseyni'nin Lübnan ve Suriye'de Hizbullah'ın hassas projelerinin lojistiğinin yönetiminden sorumlu olduğuna değinildi.Hizbullah'tan konuya ilişkin herhangi bir açıklama yapılmadı.
AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, İsrail'e silah ambargosu çağrısı yapan Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'a destek verdi.Borrell, Avrupa Parlamentosu (AP) Genel Kurulu’nda Gazze'de 7 Ekim’in yıl dönümü dolayısıyla düzenlenen oturumda Macron'un ‘İsrail'e silah sevkiyatına son verilmesi çağrısına’ ilişkin açıklamada bulundu. Macron’un çağrsına destek veren Borrell, "Hepimiz çok fazla ölü olduğunu söylüyoruz fakat ölü sayısı artıyor. İşte bu nedenle Fransa Cumhurbaşkanı'nın yakın zamanda aldığı ve kapsamlı tartışmalara konu olan pozisyon gibi bir pozisyon almak çok önemlidir" dedi.
Dışişleri Bakanlığı'ndan konu ile ilgili yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi;
"Lübnan’dan ayrılmak üzere başvuran vatandaşlarımızın deniz yoluyla tahliyesi yarın (9 Ekim) yapılacaktır. Bu çerçevede, Deniz Kuvvetlerimize ait iki gemimizin bugün Beyrut’a doğru yola çıkması öngörülmektedir. Gemilerimizin toplam kapasitesi yaklaşık 2.000 yolcudur.Tahliye işlemiyle ilgili detaylar bugüne kadar Konsolosluk Çağrı Merkezimizle temasa geçmiş olan vatandaşlarımızla ayrıca paylaşılacaktır.Gerekmesi halinde tahliye işlemleri izleyen günlerde devam edecektir.Vatandaşlarımızın ülkemize varışlarında olabilecek ihtiyaçlarının karşılanmasına yönelik hazırlıklar tamamlanmıştır.Tahliye için görevlendirilen gemilerimiz, ayrıca insani yardımlarımızı da Lübnan’a nakledeceklerdir."
İsrail'in İran'ın füzeli saldırısına vereceği cevap günlerdir en çok merak edilen konu haline gelmiş durumda. Çok sayıda lider ve kuruluş Tek Aviv'i İran'ın nükleer tesislerinden uzak durması yönünde uyarırken ABD medyası İsrail güçlerinin 22 yıldır bu anı planladığını yazdı.
ABD'li New York Times gazetesi iki yıl önce, henüz savaş başlamamışken, onlarca İsrail uçağının Akdeniz üzerinde uçarak İran'ın nükleer tesislerine saldırı simülasyonu yaptığını hatırlatarak bunun sadece Tahran'a bir göz dağı olmadığını aynı zamanda ABD yönetimine de bir mesaj olduğunu savundu: İsrail hava kuvvetleri operasyonu tek başına yürütmek için eğitim alıyordu.
ABD Başkanı Joe Biden, cuma günü yaptığı açıklamada, İsrail'in İran'a ne şekilde karşılık vereceği hususunda halen net karar vermediğini kaydederek, "Eğer onların yerinde olsam petrol sahalarından farklı alternatifleri düşünürdüm." ifadesini kullanmıştı. Biden ayrıca, İsrail'in, İran'a ait nükleer tesislere yönelik olası saldırısını desteklemediğini de belirtmişti.
New York Times'a göre İsrail en azından başlangıç aşamasında nükleer tesislere dokunmayı düşünmüyor. Yetkililer, İsrail'in İran'a karşı ilk misillemesinin askeri üslere ve belki de bazı istihbarat merkezlerine odaklanmasının muhtemel olduğunu düşünüyor. Ancak bu nükleer tesislerin tamamen senaryo dışı kaldığı anlamına gelmiyor.
22 yıldır İsrail'in ve Washington'un İran'daki ilgi odağı, çölün yaklaşık üç kat dibine gömülü Natanz nükleer zenginleştirme tesisi oldu. NYT'ye göre İsrail uzun yıllardır burayı yok etmek ya da devre dışı bırakmak için planlar yapıyor. Başkent Tahran'ın 250 kilometre güneyindeki Natanz, İran'ın en büyük uranyum zenginleştirme tesisi. Natanz oldukça kolay bir hedef olsa da, onu vurmak bir savaş eylemi olacaktır. Bu yüzden ABD son 15 yıldır programı çökertmek için bomba yerine diplomasi, sabotaj ve yaptırımlara başvurdu. İsrailliler nükleer tesislerin etrafındaki hava savunmasını etkisiz hale getirebileceklerine inanıyorlar ancak NYT'ye göre Tel Aviv'in bunu ABD mühimmatları ve desteği olmadan yapması şimdilik mümkün görünmüyor.
İsfahan kentine bağlı Natanz bölgesinde yer altında inşa edilen Natanz Nükleer Tesisinin inşaatına 2000 yılında başlandı. Natanz, İran'ın en büyük uranyum zenginleştirme tesisi olarak biliniyor. Natanz'daki tesis, İran'ın nükleer programının en önemli parçası sayılıyor. İran'ın başkenti Tahran'ın yaklaşık 320 kilometre güneyinde yer alan tesis, düşman hava saldırılarına karşı yer altına inşa edildi. Tesis, daha önce biri "Stuxnet" olmak üzere üç kez ABD ve İsrail tarafından sabotajlara uğradı. İranlı yetkililer eylemlerle ilgili İsrail ve ABD'yi suçladı.
2015'te imzalanan anlaşmaya göre İran bu tesiste sadece, enerji santrallerinde kullanıma uygun ama silah yapımına uygun olmayan düşük oranda zenginleştirilmiş uranyum üretecekti. Sadece yüzde 3-4 oranında U-235 içeren düşük düzeyde zenginleştirilmiş uranyum nükleer enerji santrallerinde yakıt olarak kullanılabiliyor. Nükleer silah için gereken uranyumun ise yüzde 90 düzeyinde zenginleştirilmiş olması gerekiyor. İran bu anlaşma ile ayrıca 2026'ya kadar Natanz'da en fazla 5060 adet eski ve düşük etkili santrifüj bulundurmayı, Fordo'daki diğer yeraltı tesisinde de 2031'e kadar zenginleştirme faaliyetinde bulunmamayı kabul etmişti. Fakat ABD 2018'de anlaşmadan çekildiğini açıkladı.
İsrail ordusu, Gazze'de Filistinli gruplarla yaşanan çatışmalarda 1 askerin öldüğünü, 1 askerin de ağır yaralandığını duyurdu. Ordudan yapılan yazılı açıklamada, Bislah Tugayı 17. Taburu'ndan çavuş Noam Israel Abdu'nun pazartesi günü Gazze'nin kuzeyindeki çatışmalarda öldüğü belirtildi. Açıklamada, başka bir askerin de çatışmalarda ağır yaralandığı bilgisi geçildi.
Lübnan'dan İsrail'in orta kesimindeki Büyük Tel Aviv bölgesine 5 füze fırlatıldığı, bunlardan bir kısmının açık araziye düştüğü, diğerlerinin ise etkisiz hale getirildiği belirtildi.
İsrail ordusundan yapılan yazılı açıklamada, Tel Aviv'in pek çok noktasında uyarı sirenlerinin çalmasının ardından Lübnan'dan 5 füze fırlatıldığının tespit edildiği kaydedildi.
Atılan füzelerden bir kısmının etkisiz hale getirildiği belirtilen açıklamada, bir kısmının ise açık araziye düştüğü ifade edildi.
Yedioth Ahronot gazetesi ise etkisiz hale getirilen füzelerden düşen şarapnel parçalarının Petah Tikva kentindeki bir mezarlıkta yangın çıkmasına neden olduğu bilgisini geçti.Bu saldırıyla birlikte İsrail'in orta kesimi pazartesi sabah saatlerinden bu yana üçüncü kez füze saldırısına uğramış oldu.
Beyaz Saray Sözcüsü Karine Jean-Pierre, İsrail'in İran'a vereceği askeri karşılık konusunda Tel Aviv'le görüşmelerin halen sürdüğünü bildirdi.ABD'li sözcü, "İsraillilerle, İran'ın saldırısına verecekleri karşılık konusunda görüşmelerimiz devam ediyor." ifadesini kullanarak İsrail'in güvenliğine bağlılıklarını yineledi.ABD olarak İran karşısında İsrail'e askeri anlamda doğrudan ve dolaylı ciddi destek verdiklerini hatırlatan Jean-Pierre, bu desteği sürdüreceklerini vurguladı.
İngiltere Parlamentosunda 7 Ekim saldırılarının birinci yılı nedeniyle düzenlenen oturumda Başbakan Starmer, milletvekillerinin sorularını yanıtladı.İngiltere Başbakanı Keir Starmer, İsrail'e silah satışlarının tamamen durdurulması görüşüne katılmadığını belirterek, "Tüm satışları askıya almak, savunma amaçlı satışların da olmaması anlamına gelir. Bunları askıya almak, 7 Ekim'in yıl dönümü ve İran'ın yaptığı büyük saldırının günler sonrasında bu hükümetin takınacağı yanlış bir tutum olur. Bunu yapmayacağım." dedi.