Güncelleme Tarihi:
Filistin resmi haber ajansı WAFA'da yer alan habere göre, Abbas, Suudi Arabistan'ın başkenti Riyad'da Bin Selman'la bir araya geldi.
İşgal altındaki Filistin topraklarında yaşanan son gelişmelerin ele alındığı görüşmede, İsrail'in Gazze Şeridi ve Batı Şeria'daki saldırılarının durdurulması yönünde sarf edilen bölgesel ve uluslararası çabalar konuşuldu.
Bin Selman'la görüşmesinde, İsrail makamlarının Filistin'deki Müslümanların ve Hristiyanların kutsallarıyla ilgili kışkırtıcı açıklama ve uygulamalarının tehlikesine dikkati çeken Abbas, özellikle de İsrail'in aşırı sağcı Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir'in Mescid-i Aksa'da sinagog inşa etme yönündeki açıklamasının tehlikeli olduğu uyarısını yaptı.
Filistin yönetimindeki diğer yetkililerle birlikte İsrail saldırıları altındaki Gazze Şeridi'ne gitme girişimine dair Bin Selman'a bilgi veren Abbas, söz konusu girişimin Gazze'ye yönelik İsrail savaşını durdurmanın yanı sıra Filistin devleti olarak Batı Şeria ve Gazze Şeridi'ne hükmetme yetkisine sahip oldukları mesajını verdiklerinin altını çizdi.
Bin Selman da Suudi Arabistan'ın Filistin davasına destek verme tutumlarının değişmediğine dikkati çekerek, Gazze Şeridi'nde derhal ateşkesin gerçekleşmesi gerektiğini vurguladı.
Filistin Sağlık Bakanlığından yapılan yazılı açıklamada, Batı Şeria'nın kuzeyinde yer alan Cenin kentine İsrail askerlerinin baskın düzenlediği belirtildi.
Açıklamada, İsrail'in düzenlediği baskında 1 kişinin öldürüldüğü ve 3 kişinin yaralandığı ifade edildi.
Filistin devlet radyosunun haberinde de İsrail askerlerinin Cenin kentine düzenlediği baskından sonra çatışma seslerinin geldiği aktarıldı.
İşgal altındaki Batı Şeria ve Doğu Kudüs'te, 7 Ekim 2023'ten bu yana İsrail askerleri ile Filistin topraklarını gasbeden İsraillilerin saldırılarında hayatını kaybeden Filistinlilerin sayısı 653'e yükseldi.
İsrail ordusunun Gazze Şeridi'ne saldırı başlattığı 7 Ekim 2023'ten bu yana, işgal altındaki Batı Şeria ve Doğu Kudüs'te de Filistinlilere yönelik gözaltı, baskın ve saldırılarda artış yaşanıyor.
BM Genel Sekreter Sözcüsü Dujarric, günlük basın toplantısında, Gazze'deki insani durum hakkında gazetecileri bilgilendirdi.
Dujarric, "O bölgedeki (Gazze'nin kuzeyindeki) hastanelere yakıt sağlama planları, son bir haftada 5 kez erişimin reddedilmesiyle sonuçlandı ve bazı hastaneler 10 günden fazla bir süre boyunca yeni yakıt tedarikinden mahrum kaldı." dedi.
İsrail'in tahliye kararları aldığını hatırlatan Dujarric, sürekli yerinden edilmeler sonucu, Gazze'nin güneyinde aşırı kalabalık oluştuğunu aktardı.
Dujarric, ayrıca çocuk felci aşılarının uygulanması kapsamında 1000'den fazla sağlık çalışanı ve gönüllüyü bölgedeki 11 sağlık merkezine yerleştirme ve eğitme çalışmalarının sürdüğü bilgisini paylaştı.
Sözcü, aşı kampanyasının ilk turunda Gazze'deki 10 yaş altı 640 binden fazla çocuğun en az yüzde 95'ine ulaşılmasının hedeflendiğini belirtti.
İnsan Hakları İzleme Örgütünün (Human Rights Watch) Filistinli sağlık çalışanlarının işkence ve gözaltına alınmasıyla ilgili raporu hakkındaki soruya Dujarric, "Bunu son derece dikkatli bir şekilde takip edeceğiz." sözleriyle cevap verdi.
Dujarric, "7 Ekim'den bu yana sivillere yönelik tüm ihlallerin hesap verebilirliğinin sağlanması gerektiğini" vurguladı.
BM, GÜVENLİK KONSEYİNİN REFORM SÜRECİNİ SONUCA ULAŞTIRACAĞINDAN UMUTLU
BM Genel Sekreter Sözcüsü Stephane Dujarric, BM Güvenlik Konseyinin üye sayısının artırılması ile ilgili soruya, "Genel Sekreter (Antonio Guterres), üye devletlerin, bilgelikleriyle, Güvenlik Konseyi reform sürecini bir sonuca ulaştıracaklarından çok umutlu." diye cevap verdi.
Dujarric, Guterres'in, son zamanlarda, reform ihtiyacı konusunda, özellikle de Güvenlik Konseyinde "Afrika ülkeleri için bir koltuk bulma ihtiyacı konusunu yüksek sesle" dile getirdiğini belirtti.
Güvenlik Konseyinin daimi üyelik yapısının "1945 dünyasının bir yansıması" olduğunu hatırlatan Dujarric, o dönemde Afrika ülkelerinin çoğunun "sömürge yönetimleri altında acı çektiğini", bu nedenle Konsey mimarisi müzakere edilirken "masada olmadıklarını" ve mevcut yapıda temsil edilmediklerini kaydetti.
Lübnan Hizbullahı'ndan yapılan açıklamaya göre, Gazze Şeridi'ndeki Filistin halkıyla dayanışmak ve İsrail'in Lübnan'da Mecadil bölgesine düzenlediği saldırıya karşılık vermek için sınıra birkaç kilometre mesafedeki Beyt Hillel'deki asker ve subayların bulunduğu nokta patlayıcı yüklü İHA ile hedef alındı.
İsrail ordu sözcülüğünden yapılan açıklamada, İsrail'in kuzeyinde yabancı hava cismi uyarısıyla saldırı uyarı sirenlerinin çalmasının ardından Beyt Hillel'e isabet eden İHA sonucu bir askerin hafif yaralandığı ve tedavi için hastaneye kaldırıldığı belirtildi.
İsrail ordusu, sınırın bitişiğindeki Adaysit Marcaiyun bölgesinde Hizbullah "hücresi" olduğunu ileri sürdüğü bir noktaya hava saldırısı düzenledi. Bunun yanı sıra İsrail ordusunun Şeba ve Yarin beldelerini topçu atışına tuttuğu aktarıldı.
İsrail ve Hamas, arasında ateşkes için diplomatik çabalar devam ediyor. Adı açıklanmayan İsrailli yetkililere dayandırılan haberlerde, İsrail heyetinin yarın Gazze Şeridi’nde ateşkes ve esir takası anlaşmasına ilişkin müzakereler için Katar’ın başkenti Doha’ya gideceği iddia edildi.
İsrail heyetinin, Doha’da ABD’li, Katarlı ve Mısırlı yetkililerle bir araya gelerek, ateşkes anlaşmasında “kalan boşlukları kapatmak üzere” görüşmelere devam edeceği belirtildi. Hamas, son iki müzakereye heyet göndermedi.
Hamas, 15 Ağustos’ta Katar’da ve 22 Ağustos'ta Mısır'da yapılan müzakerelere heyet göndermemişti. Hamas, Mısır’daki müzakerelerin ardından arabulucularla bir araya gelerek bilgi almış, İsrail’in ateşkes için sunduğu yeni şartları reddettiğini açıklamıştı. Hamas, 2 Temmuz'da ABD Başkanı Joe Biden tarafından açıklanan ve BM Güvenlik Konseyi tarafından kabul edilen ateşkes teklifine bağlı olduğu vurgulamıştı.
Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik ve Emniyetten Sorumlu Genel Sekreter Yardımcısı Gilles Michaud, yazılı açıklamasında, "BM, Filistinli sivillere hayat kurtarıcı yardımları ulaştırmak için onlarla birlikte Gazze'de kalmaya kararlıdır. İnsani yardım dağıtımı devam ediyor. Tahammül edilebilir riskin en üst sınırlarında faaliyet gösterdiğimiz göz önüne alındığında bu muazzam bir başarıdır." ifadelerine yer verdi.
İnsani yardım görevlilerinin, BM kayıtlarına "en ölümcül kriz dönemi" olarak geçen bu süre boyunca "hedef tahtasında" olduklarını kaydeden Michaud, İsrail'in toplu tahliye kararlarının "dayanılmaz tehdit listesinin en sonuncusu" olduğunu belirtti.
Gilles Michaud, "Bu hafta sonu İsrail Savunma Güçleri (IDF), 200'den fazla BM personelini Deyr el-Balah'taki önemli bir insani yardım merkezi olan ofislerinden ve yaşam alanlarından çıkarmak için sadece birkaç saat önceden bildirimde bulundu." ifadesini kullandı.
"PERSONELİMİZ İÇİN GÜVENLİ ALANLARIMIZ TÜKENİYOR"
Gilles Michaud, Gazze Şeridi'nde Filistinliler gibi BM çalışanları ve yardım kuruluşları için de neredeyse hiç güvenli alan kalmadığını ifade etti.
"Gazze'deki çoğu Filistinli için olduğu gibi kendi personelimiz için de güvenli alanlarımız tükeniyor." diyen Michaud, bu durumda çocuk felci aşısı için yapılacak çalışmaların zorluğuna dikkati çekti. Michaud, şöyle devam etti:
"Zamanlama bundan daha kötü olamazdı. Önümüzdeki hafta büyük bir çocuk felci aşılama kampanyasının başlaması planlanıyor ve bunun için çok sayıda personelin Gazze Şeridi'ne girmesi gerekecek. Ancak IDF'nin bu hafta sonu yaptığı eylemler mevcut güvenlik tehditlerini daha da kötüleştiriyor ve güvenli bir şekilde teslimat yapma hızımızı ciddi şekilde etkiliyor. Bu kısıtlamalar bizim kontrolümüzün dışında."
İnsani yardım ulaştırmak için hayatlarını riske atan çalışanların "güvenli ve sabit bir yere" ihtiyaç duyduğunu vurgulayan Michaud, tüm tarafları uluslararası hukuka ve BM Tüzüğü kapsamındaki taahhütlerine saygı göstermeye çağırdı.
UNRWA tarafından yapılan açıklamada, UNICEF, DSÖ ve ortaklarının Gazze Şeridi'ndeki 640 binden fazla çocuğa çocuk felci aşısı yapılması konusunda hazır olduklarını duyurdu.
Fakat çocuk felci aşılarının yapılabilmesi için insani gerekçelerden dolayı bölgede çatışmalara insani ara verilmesi gerektiği kaydedildi.
İnsani aranın ertelenmesi durumunda çocuklar arasındaki çocuk felcinin yayılma riskinin artacağı konusunda uyarıda bulunuldu.
UNICEF’ten yapılan açıklamada ise DSÖ, UNRWA ve diğer ortaklarıyla birlikte Gazze'ye 1,2 milyon doz tip 2 çocuk felci aşısı getirildiği, Gazze'de 640 binden fazla çocuğun aşılanmasının planlandığı belirtildi.
KATAR'DAN GAZZE İÇİN BM'YE 3 MİLYON DOLARLIK DESTEK
Öte yandan UNRWA, Gazze Şeridi'nde ihtiyaç sahibi Filistinlilere hayati yardımın sağlanması için Katar Hayır Kurumu'ndan (Qatar Charity) 3 milyon dolar değerinde destek aldığını duyurdu.
Katar'ın yardımının, UNRWA'nın Gazze Şeridi'nde uygulamayı planladığı çocuk felci aşısı kampanyası öncesinde, kritik bir zamanda geldiği kaydedildi.
Katar Hayır Kurumu'nun, BM ailesinin güvenilir bir ortağı olduğu; dünya genelindeki insani yardım operasyonlarını desteklediği aktarıldı.
Hizbullah tarafından saldırılara ilişkin yapılan iki ayrı açıklamada, Golan Tepelerinin güneyindeki Natur Yahudi yerleşim bölgesinde İsrail askerlerinin kullandığı binaların hedef alındığı ve Lübnan sınırına yakın Dovev yerleşim birimindeki bir vinç üzerine casusluk amaçlı olarak kurulmuş olan teçhizatın kamikaze dronlarla imha edildiği belirtildi.
Açıklamalarda, söz konusu saldırıların İsrail güçlerinin Lübnan'ın güneyindeki köyleri ve sivillerin yaşadığı güvenli evleri hedef almasından dolayı misilleme olarak düzenlendiği vurgulandı.
Öte yandan İsrail tarafından bu bölgelerde saldırı uyarı sirenlerinin çaldığı belirtilirken, yaralı ya da can kaybına ilişkin bilgi paylaşılmadı.
Lübnan haber ajansı NNA'ya göre, İsrail topçuları Meys el-Cebel beldesi yakınındaki Güney el-Merc bölgesini fosfor bombalarıyla hedef aldı.
Burc el-Muluk beldesi çevresindeki Tel en-Nahhas bölgesi de İsrail'in topçu atışlarına maruz kaldı.
Haberde, Sur kentinin doğusundaki el-Mecadil beldesinin İsrail dronları, Nabatiyye beldesi çevresindeki açık alanın ise İsrail savaş uçaklarının hedefi olduğu belirtildi.
Lübnan Sağlık Bakanlığı, Mecadil beldesinde 3, Şihin beldesinde 1 kişinin İsrail saldırıları sonucu yaralandığını açıkladı.
İsrail devlet televizyonu KAN ile Kanal 12 televizyonunun haberine göre Angert, dün akşam X sosyal medya platformunda konuya ilişkin paylaşım yaptı.
Angert, İskenderun Tugayına yeni atanan Besal isimli komutanın göreve gelmesinin ardından askerlerine gönderdiği mesajında, "Tugay'a yeni bir komutan katıldı. Öncelikle savaşçıların soykırım yapmasını umuyorum. Lübnan'ın köyleri ıssız kalacak ve yolları çıkışsız olacak." ifadesini kullandığını açıkladı.
Angert, başka bir paylaşımında da Maliye Bakanı Bezalel Smotrich liderliğindeki aşırı sağcı "Dini Siyonizm" partisine mensup askerleri "ölüm yiyenler mezhebi" olarak tanımladı.
Meclis Anayasa, Hukuk ve Yargı Komitesi Başkanı Simcha Rothman, Savunma Bakanı, Genelkurmay Başkanı ve Dışişleri ve Güvenlik Komitesi Başkanına mektup göndererek Angert hakkında disiplin soruşturması ve işlem başlatılması çağrısında bulundu.
Smotrich de X platformunda yayımladığı paylaşımında, "İsrail ordusu bu kadının hala ordudan ihraç edildiğini duyurmadan bu sabah uyanmamızın bir nedeni var mı?" ifadesine yer verdi.
Kanal 12 televizyonunun haberinde, İskenderun Tugayı askerlerinin 7 Ekim 2023'ten bu yana Lübnan sınırında ve Gazze Şeridi'nde 200 günden fazla yedek asker olarak görev yaptığı ifade edildi.
Angert'in gönderileri X'te paylaştığından beri engellendi, ancak kopyaları hala İsrail medyasında dolaşıyor.
İsrail ordusu, 7 Ekim’den bu yana Gazze Şeridi’nde tutulan 52 yaşındaki Qaid Farhan al-Qadi adlı İsrailli esiri düzenlendiği operasyon ile kurtardı.Ordu tarafından yapılan açıklamada, al-Qadi’nin günün erken saatlerinde Gazze Şeridi’nin güneyindeki bir tünelden Shayetet 13 birimine bağlı komandolar tarafından kurtarıldığı belirtilerek, söz konusu operasyonun İsrail Savunma Kuvvetleri (IDF) Güney Komutanlığı, Shin Bet, IDF'nin 162. Tümeni tarafından yönetildiği aktarıldı.
Al-Qadi’nin sağlık durumunun iyi olduğu ve hastaneye nakledildiği ifade edilen açıklamada, güvenlik tedbirleri nedeniyle söz konusu operasyon hakkında daha fazla ayrıntı paylaşılamayacağı belirtildi.
Belçika Kalkınma İşbirliği Bakanı Caroline Gennez, İsrail'in Gazze'ye saldırıları neticesinde bölgede salgın hastalıklar ve çocuk felcinin baş gösterdiğini ifade ederek, derhal ateşkes sağlanması için müzakerelerin yapılması çağrısında bulundu.
Gennez, X hesabından yaptığı video paylaşımda, İsrail'in Gazze'ye yönelik 10 aydır süren saldırıları nedeniyle bölgedeki insani durumun "dayanılmaz bir hal aldığına" dikkati çekerek, "Açlık ve salgın hastalıklar dizginlenemiyor." ifadesini kullandı.Salgın hastalıkların yayıldığı ve çocuk felcinin yeniden ortaya çıktığını belirten Gennez, "Bu arada İsrail ordusu tahliye emirleri vermeye devam ediyor. Bu da krizin patlak vermesinden bu yana ilk kez Filistinlilerin son çaresi olan Birleşmiş Milletler'in artık sahada olmadığı anlamına geliyor." dedi.Gennez, su, gıda ve sağlık hizmetlerine erişimin "savaş silahı olmadığını ve hiçbir koşulda bu maksatla kullanılmaması gerektiğini" vurgulayarak, Gazze'de derhal ateşkes sağlanması için müzakerelerin yapılması çağrısı yaptı.
Birleşmiş Milletler (BM) İnsani İşler Koordinasyon Ofisi (OCHA) Sözcüsü Jens Laerke, Gazze Şeridi topraklarının sadece yüzde 11'inin boşaltılması yönünde talep olmadığını ve bu atmosferde çalışmalarına devam ettiklerini söyledi.
Görgü tanıklarının aktardığına göre, çok sayıda İsrail polisinin eşlik ettiği belediye ekipleri, Doğu Kudüs'ün Silvan beldesindeki El-Bostan Mahallesi'nde Filistinli Yunus el-Avde'nin evini buldozerle yerle bir etti.El-Bostan Mahallesi'nde Filistinlilere ait onlarca ev "ruhsatsız" olduğu gerekçesiyle yıkım tehdidiyle karşı karşıya.Filistin, İsrail ve uluslararası insan hakları kurumları Tel Aviv yönetiminin, Doğu Kudüs'teki Filistinli nüfusunu azaltmak amacıyla şehirde az sayıda inşaata ruhsat verdiğini belirtiyor.Söz konusu kurumlar ayrıca Doğu Kudüs'teki Filistin topraklarını gasbeden İsraillilere verilen inşaat ruhsatlarında ise ciddi artış yaşandığına dikkati çekiyor.
İşgal altındaki Batı Şeria'nın Tulkerim ve Beytüllahim kentlerinde İsrail şiddetini protesto etmek için genel grev ilan edildi.Filistinli siyasi grupların çağrısıyla, Tulkerim ve Beytüllahim'de dün İsrail askerleri ile Filistin topraklarını gasbeden İsraillilerin saldırılarında hayatını kaybeden 6 Filistinlinin yasını tutmak için bugün greve gidildi.Söz konusu 6 Filistinlinin cenaze töreni için hazırlıklar sürerken, Tulkerim ve Beytüllahim'deki grev ekonomik hayatı, ulaşımı, kamu ve sivil kurumlarındaki işleyişi felç etti.
İsrail Ordusu'ndan ismi açıklanmayan bir askeri kaynak Sky News Arapça'ya yaptığı açıklamada İsrail'in İran, Suriye, Lübnan ya da Yemen'deki potansiyel tehditlere karşı önleyici bir saldırı başlatabileceğini söyledi.İsrail'in Pazar sabahı Hizbullah'a yönelik 'önleyici saldırılarına' değinen kaynak, ordunun Lübnan'daki hedeflerin çoğunu imha ettiğini iddia ettiğini, Hizbullah tarafından fırlatılan ve Glilot istihbarat üssünü hedef alan insansız hava araçlarının Hayfa Körfezi'ni geçemediğini öne sürdü.
Saldırı kararının siyasi kademeye bağlı olduğunu vurgulayan kaynak savaşın sonunda İsrail'in kuzey sınırının, asker sayısının artırılması ve güvenlik altyapısının iyileştirilmesiyle tamamen farklı bir yer hale geleceğini açıkladı.
Filistin Kurtuluş Örgütüne (FKÖ) bağlı Filistin Esirler Heyeti, Esirler Cemiyeti, Zamir İnsan Hakları Kurumu ve Şehitlerin Naaşlarını Geri Alma Ulusal Girişimi, "27 Ağustos Şehit Cenazelerini Geri Alma Günü" münasebetiyle ortak bir açıklama yaptı.Açıklamada, “Cenazeleri sayı mezarlıklarında ve buzdolaplarında saklanan şehit sayısı 552. Sayı Mezarlığı'nda 256, buzdolaplarında ise 296 şehit cenazesi bulunuyor.” ifadelerine yer verildi.
Cenazeleri alıkonulanlar arasında, 9 kadın, 32 esir, 18 yaş altı 55 çocuk, 5 İsrail vatandaşı Filistinli ve Lübnan’daki Filistinlilerden 6 kişinin bulunduğu aktarılan açıklamada, İsrail’in 7 Ekim’den bu yana Batı Şeria'da 149 Filistinlinin cenazesine el koyduğu kaydedildi.İsrail’in Gazze Şeridi’nden de yüzlerce Filistinlinin naaşına el koyduğuna dikkati çekilen açıklamada, İsrail makamlarından şu ana kadar henüz gerçekçi bir açıklama yapılmadığı hatırlatıldı.
İsrail yönetimi, öldürdükten sonra alıkoyduğu Filistinlilerin naaşını "Sayı Mezarlığı" adı verilen ve üzerinde isimler yerine yalnızca rakamların bulunduğu gizli mezarlara defnediyor.
Lübnan Sağlık Bakanlığından yapılan yazılı açıklamada, İsrail ordusunun, ülkenin güneyindeki Sur kentine bağlı El-Mecadil beldesine düzenlediği hava saldırısında 3 kişinin yaralandığı belirtildi. İsrail ordusunun, Şeyhayn beldesine düzenlediği hava saldırısında da 1 kişinin yaralandığı kaydedildi. Lübnan resmi haber ajansı NNA'ya göre, İsrail ordusu, Sur kentinin doğusundaki El-Mecadil ovasını insansız hava aracıyla (İHA) hedef aldı. İsrail savaş uçakları da En-Nebatiye el-Fevka beldesi çevresindeki açık alana hava saldırısı düzenledi. Ayrıca İsrail ordusunun, sınır bölgesinde yer alan Ayta eş-Şaab beldesine ağır makineli silahlarla ateş açtığı, saldırıların ciddi maddi hasara neden olduğu bildirildi.
Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Sözcüsü John Kirby, Kahire'de yürütülen müzakerelerin “çalışma grubu düzeyinde” devam ettiğini bildirdi.
Görüşmelerin çöktüğü yönündeki iddiaları reddeden Kirby, tam tersine görüşmelerin “yapıcı” olduğunu ve söyledi.
Kirby, müzakere sürecinde anlaşmaya varılıp varılmayacağının "odadakilere bağlı olduğunu" ifade etti.
Gazze'deki Filistin Sağlık Bakanlığından yapılan açıklamada, İsrail'in Gazze Şeridi'ne 326 gündür sürdürdüğü saldırılara ilişkin bilgi verildi.İsrail ordusunun son 48 saatte Gazze Şeridi'nin çeşitli bölgelerinde "3 katliam" gerçekleştirdiği, bu saldırılarda 41 Filistinlinin daha hayatını kaybettiği, 113 Filistinlinin de yaralandığı belirtildi.İsrail'in 7 Ekim'den bu yana Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırılarda yaşamını yitirenlerin sayısının 40 bin 476'ya, yaralı sayısının da 93 bin 647'ye çıktığı kaydedildi.
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile Savunma Bakanı Yoav Gallant, Hamas'la Gazze'de ateşkes ve esir takası anlaşması için yapılan dolaylı müzakerelerin önündeki engellerden biri olarak görülen, İsrail işgalinin sürdüğü Mısır ile Gazze sınırındaki 14 kilometrelik Philadelphi Koridoru konusunda giderek daha fazla ayrışıyor.
Kanal 12'nin haberine göre, Gazze'deki İsrailli esirlerin aileleri dün, Başbakan Netanyahu ve Savunma Bakanı Gallant ile iki ayrı toplantı yaptı.
Görüşmelerde iki isim, İsrail ile Hamas arasında Gazze'de ateşkes ve esir takası anlaşması için yapılan dolaylı müzakerelerin merkezindeki Philadelphi Koridoru konusunda oldukça farklı yaklaşım benimsedi.
Esir ailelerinin Netanyahu ile Gallant arasında gergin ilişkiler nedeniyle toplantıları ayrı ayrı düzenlediği bildirildi.
İlk toplantının yapıldığı Savunma Bakanı Gallant, İsrail'in koridorda "bulunması ila bulunmamasının güvenlik engeli oluşturmadığını" belirterek, anlaşma konusunda koşulların bir buçuk ay önce de şu an da olgunlaştığını aktardı.
NETANYAHU, ORDUNUN KORİDORDAKİ POZİSYONUYLA İLGİLENMİYOR
Netanyahu ise esir aileleriyle görüşmesinde Savunma Bakanı Gallant'ın açıklamalarına işaret ederek, ordunun konuya dair pozisyonuyla ilgilenmediğini ifade etti.
Başbakan, "Philadelphi Koridoru'yla ilgili talebimizden geri adım atmayacağız. (Yahudi) ölse de vazgeçmez." dedi.
Başbakanlık Ofisi tarafından haberin ardından yapılan açıklamada, "Başbakan Netanyahu, rehine aileleriyle yaptığı toplantıda, Philadelphi meselesinde 'güvenlik kurumunun pozisyonunun kendisini ilgilendirmediğini' söylemedi" denilirken, Başbakan'ın, Philadelphi Koridoru'nun ele geçirilmesinin "güvenlik ve aynı zamanda en üst düzeyde siyasi ihtiyaç" olduğunu ifade ettiği bildirildi.
Açıklamada, Netanyahu'nun, İsrail'in Philadelphi Koridoru'ndan şu anda çekilmesi halinde bir daha dönüşün zor olacağı ve "muazzam baskı" ile yüzleşeceğine inandığı belirtildi.
İsrail Başbakanı Netanyahu, İsrail ve uluslararası kamuoyunda siyasi nedenlerle Hamas ile esir takası anlaşması yapmamakla suçlanıyor.
Netanyahu'nun anlaşma teklifine eklediği maddelerin uzlaşıyı zora soktuğu aktarılıyor.
Netanyahu'nun Mısır-Gazze sınır hattındaki "Philadelphi Koridorunda" İsrail'in kontrolünü şart koşan maddeyi anlaşmaya eklemesinin görüşmeleri tıkadığı kaydediliyor. Netanyahu, söz konusu maddede geri adım atmayacağının altını çizmişti.
Hamas, Filistin topraklarını gasbeden İsraillilerin son dönemde işgal altındaki Batı Şeria'da artan saldırılarına ilişkin yazılı bir açıklama yayımladı.
Açıklamada, "Batı Şeria'nın tüm kentlerindeki halkımızı, çatışmaları ve toplumsal öfkeyi sürdürmeye, Yahudi yerleşimcilerle çeşitli şekillerde mücadeleye ve her türlü direnişi harekete geçirmeye çağırıyoruz." ifadelerine yer verildi.
Bugünün bir "öfke ve seferberlik günü" olması gerektiği vurgulanan açıklamada, Filistin topraklarını gasbeden İsraillilerin devam eden saldırılarının İsrail yönetiminin Filistinlilere karşı izlediği "suç" politikasının bir yansıması olduğu belirtildi.
Açıklamada ayrıca İsrail'in Filistin topraklarını gasbeden İsraillilerin saldırılarına teşvik ve koruma sağlamasının hiçbir şekilde Filistinlileri topraklarından ve haklarından vazgeçiremeyeceği vurgulandı.
Uluslararası Af Örgütü Danimarka Genel Sekreteri Vibe Klarup, AA muhabirine yaptığı açıklamada, "Hukukun üstünlüğüyle yönetilen bir ülkede hükümet, uluslararası yükümlülüklerine uyum söz konusu olduğunda ulusal mahkemelerin kendilerini denetlemesini engellemeye çalışmamalı." dedi.
Klarup, İsrail'e F-35 savaş uçakları için parça tedarikini durdurması çağrısıyla Danimarka'ya karşı açılan davaya atıfta bulunarak, Kopenhag yönetiminin bu durumun yasa dışı olup olmadığına yerel mahkemelerin karar vermesine izin vermeyeceğini belirtmesine tepki gösterdi.
Danimarka hükümetinin davanın mahkemede görülmesinden kaçınmaya çalışmasının kendilerini derinden şaşırttığını dile getiren Klarup, "Gazze bekleyemez. Danimarka'nın İsrail'e silah ihracatı devam ederken felaket her geçen gün daha da kötüleşiyor." diye konuştu.
İsrail'de dindar Yahudilerin gazetesi olarak bilinen "Yated Neeman", fanatik Yahudilerin Mescid-i Aksa baskınlarını Arapça yazıyla reddetti.
Yated Neeman gazetesinin manşetinde yer alan Arapça ve İbranice yazıda, "Yahudilerin Tapınak Tepesine (Mescid-i Aksa) çıkması kesinlikle yasaktır." ifadeleri kullanıldı.
"Bu tüm fıkıh ve fetva alimlerinin görüşüdür." denilen uyarı yazısında, "Asırlar boyunca Yahudilerin uyduğu bu görüş değişmemiştir ve halen geçerliliğini korumaktadır." görüşüne yer verildi.
İsrail polisinin koruması altında, zaman zaman Ulusal Güvenlik Bakanı aşı sağcı Itamar Ben-Gvir'in de katıldığı yüzlerce fanatik Yahudi, Mescid-i Aksa'ya sıklıkla baskınlar düzenliyor.
Yahudi inancında Mescid-i Aksa'nın bulunduğu alan ziyaret edilmesi haram bir bölgeyken, Siyonizm yanlısı fanatik Yahudiler Mescid-i Aksa'nın bulunduğu bölgeye "Süleyman Mabedi" inşa etmek istediklerini belirtiyor.
İsrail, Han Yunus Mülteci Kampı'ndaki Ziyade ailesinin evine insansız hava aracıyla (İHA) saldırı düzenledi. Saldırıda 4 Filistinli hayatını kaybederken, çok sayıda yaralanan oldu.
İsrail'in Han Yunus'un batısındaki En-Nimsavi Mahallesinde bir evi hedef alması sonucu 4 Filistinli hayatını kaybetti, çok sayıda kişi yaralandı.
İsrail'in Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah kentinin kuzeyinde bir aracı hedef aldı. Saldırıda 1 Filistinli öldü, yaralananlar da oldu.
İsrail ordusunda görev yapan Tümgeneral Israel Ziv, Gazze'deki savaş devam ederken İsrail'in “baş düşmanı” olarak nitelendirdiği İran ile savaşa girilmemesi konusunda uyarıda bulundu.
Ziv yaptığı açıklamada, "Neredeyse bir yıldır Gazze'deki düşmanımızı bile tam olarak yenemedik" dedi ve Hamas'ın Gazze'de hala 20 bin üyesi olduğuna dikkat çekti.
Ziv, “İran'la başa çıkmamız gerektiği doğru, ancak bunun için bir stratejiye ihtiyacımız var. Gazze'deki operasyonları tamamlayıp İran'a karşı daha anlamlı bir strateji izlememiz gerekiyor” dedi.
ABD Dışişleri Bakanlığı, İsrail'in aşırı sağcı Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben Gvir'in Mescid-i Aksa'da sinagog inşa etme yönündeki açıklamasının ardından "provokasyonların sadece gerilimi artırdığını" bildirdi.Dışişleri Bakanlığı sözcülerinden biri, AA muhabirinin, İsrailli Bakan Ben-Gvir'in işgal altındaki Doğu Kudüs'te yer alan Mescid-i Aksa'da Yahudiler için bir sinagog inşa etme yönündeki açıklamasıyla ilgili sorusunu yanıtladı.
Sözcü, "Dikkatlerin, rehinelerin serbest bırakılması, ateşkes anlaşmasının sağlanması ve daha geniş kapsamlı bölgesel istikrar koşullarının yaratılması için devam eden diplomatik çabaların üzerine odaklanması gerektiği bu zamanda, provokasyonlar sadece gerilimi tırmandırır." ifadesini kullandı.ABD'nin, tarihi statükonun korunmasına olan bağlılığını sürdürdüğünü dile getiren Sözcü, ülkesinin, İsrail'in güvenliğine zarar veren ve bölgede barış ile istikrarın sağlanmasıyla çelişen tek taraflı adımlara karşı çıkmaya devam edeceğini duyurdu.
Rehine aileleri, Tel Aviv'deki Ayalon Otoyolu'nu kapatarak İsrail Başbakanı Netanyahu'nun anlaşma yapması için eylem yaptı.
Yakınlarının serbest bırakılmasını isteyen aile üyeleri, "Pervasız bir anlaşma yok, sadece terk ediliş var" ve "Netanyahu rehineleri görmüyor" yazılı pankartlar taşıdı.
נתיבי איילון דרום נחסמו כעת לתנועה ע"י בני משפחות החטופים ומוחים ממחאת הנשים. המפגינים קוראים "דורשים עסקה עכשיו! אין עסקה מופקרת, יש הפקרה". (קרדיט: דנור אהרון Danor Aharon ואביב אטלס) @N12News pic.twitter.com/TVW0kNSTVE
— אור רביד | Or Ravid (@OrRavid) August 27, 2024
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun, İsrail'in Hizbullah'ın Pazar günkü saldırılarına sınırlı bir cevap vermesi nedeniyle siyasi tepkilerle karşı karşıya olduğu belirtiliyor. Guardian gazetesine göre, eleştirilerin büyük bir bölümü başbakanın bölünmüş koalisyonun aşırı sağ kanadından geldi. Benny Gantz, hava saldırılarını "çok az, çok geç" olarak nitelendirirken, aşırı sağcı Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir de "İsrail tek bir önleyici saldırıyla yetinmemeli. Kuzeydeki tehdidi ortadan kaldırıp ve sakinlerin güvenli bir şekilde evlerine dönmelerine olanak sağlamak için Hizbullah'a savaş açmalıyız" dedi.
İran Genelkurmay Başkanı Muhammed Bakıri, İran'ın Haniye suikastına vereceği yanıtın “kaçınılmaz” olduğunu söyledi.“İran nasıl ve ne zaman intikam alacağına kendi karar verecek. Direniş Ekseni, kendi plan ve kapasitesine göre İsmail Haniye'nin intikamını alacak." dedi ve Hizbullah'ın gerçekleştirdiği misilleme saldırısına atıfta bulunarak, "Dün gördüklerimiz intikamın sadece bir parçası” ifadelerini kullandı.
ABD Genelkurmay Başkanı Orgeneral Charles Q. Brown ile bir araya gelen İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant ise "İran saldırganlığının şimdiye kadarki en yüksek seviyeye ulaştığı" uyarısında bulundu. Toplantı kayıtlarına göre Gallant İsrail'in güneyde Hamas, kuzeyde ise Hizbullah'tan gelen tehditlerle karşı karşıya olduğunu ve her iki grubun da İran tarafından desteklendiğini belirterek "Bununla mücadele etmek için, tüm alanlarda birlikte çalışmalıyız" dedi.
Birleşmiş Milletler (BM), Gazze'de yardım faaliyetlerinin İsrail ordusunun tahliye emirleri nedeniyle askıya alındığını açıkladı.Basına konuşan kıdemli BM yetkilisi, güvenlik kaygıları nedeniyle BM personelinin bölgedeki çalışmalarını sürdüremediğini aktardı.İsrail ordusunun tahliye emri verdiği ve saldırmaya hazırlandığı bazı bölgeler, Deyr el Balah yerleşim merkezini kapsıyor. BM faaliyetlerinin önemli bir kısmı da bu bölgeden yürütülüyor.Yardım faaliyetlerini yürüten personelin hızla bölgeyi terk ettiği ve ekipmanlarını geride bıraktığı bildirildi.
Filistin devlet radyosunun haberine göre, İsrailli silahlı yerleşimciler, Batı Şeria'nın güneyindeki Beytullahin kentine bağlı Vadi Rahhal beldesine baskın düzenleyerek vatandaşların evlerine ateş açtı.Resmi haber ajansı WAFA'da yer alan haberde de Vadi Rahhal beldesi yakınlarında İsrail bayraklarıyla toplanan silahlı Yahudi yerleşimcilerin, beldeye girişleri engelledikleri ve sivil araçlara ateş açtıkları ifade edildi.
Filistin Kızılayı saldırıda 4 vatandaşın yaralandığı açıklarken Filistin Sağlık Bakanlığı ise yaralılardan birinin yaşamını yitirdiğini duyurdu.İşgal altındaki Batı Şeria ve Doğu Kudüs'te, 7 Ekim 2023'ten bu yana İsrail askerleri ile Filistin topraklarını gasbeden İsraillilerin saldırılarında hayatını kaybeden Filistinlilerin sayısı 652'ye yükseldi.
Suudi Arabistan Dışişleri Bakanlığından yapılan yazılı açıklamada, Ben-Gvir'in işgal altındaki Doğu Kudüs'te yer alan Mescid-i Aksa'da Yahudiler için bir sinagog inşa etme yönünde sarf ettiği sözlerine tepki gösterildi. İsrail'in Mecsid-i Aksa'yla ilgili tahrik edici radikal çağrıları reddettikleri vurgulanan açıklamada, Aksa'nın tarihi ve kanuni statükosuna saygı gösterilmesi gerektiğine işaret edildi.
Filistin halkının maruz kaldığı insani felaketin son bulması için uluslararası topluma sorumlulukları gereği harekete geçmesi çağrısı yapılan açıklamada, uluslararası hukuk ve kararları ihlal eden İsrailli yetkililerden de hesap sorulması için ciddi mekanizmaların kurulması talebinde bulunuldu.
BAE Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamada da Ben-Gvir'in Aksa'yla ilgili sözleri şiddetle kınandı.Kudüs'teki Mescid-i Aksa'nın tarihi ve hukuki statükosuna dokunulmaması gerektiğine dikkat çekilen açıklamada, Mescid-i Aksa'nın korunması ve kışkırtıcı ihlallerin son bulması çağrısında bulunuldu.
Mısır Dışişleri Bakanlığından yapılan yazılı açıklamada, Ben Gvir'in sinagog inşa etme çağrısının en güçlü şekilde kınandığı ifade edildi.Filistin topraklarında İslam'a ve Hristiyanlığa ait kutsal mekanlara yönelik söz konusu sorumsuz açıklamaların, bu topraklardaki durumu daha karmaşık ve gergin hale getirdiği ve Gazze'de ateşkes sağlanmasına yönelik çabaları zora soktuğu bildirildi.İsrail'in bir işgal devleti olarak hukuken Mescid-i Aksa'daki statükoya bağlı kalması, İslamiyet ve Hristiyanlık kutsallarını ihlal etmemesi gerektiği vurgulanan açıklamada, gerilimi tırmandırmayı amaçlayan bu tür provokatif açıklamalara son verilmesi istendi.
Filistin yönetimi, İsrail’in aşırı sağcı Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben Gvir'in Mescid-i Aksa'da sinagog inşa etme çağrısına tepki göstererek, "Mescid-i Aksa kırmızı çizgidir ve hiçbir şekilde dokunulmasına izin verilmeyecek." açıklaması yaptı.Filistin Devlet Başkanlığı Sözcüsü Nebil Ebu Redine, yaptığı yazılı açıklamada, "Filistin halkı, Mescid-i Aksa'ya dokunulmasına izin vermez. Aksa kırmızı çizgidir ve hiçbir şekilde dokunulmasına izin verilmeyecek." ifadelerini kullandı.
Mescid-i Aksa'nın statükosunu değiştirme yönündeki çağrıların kabul edilemez olduğunun altını çizen Ebu Redine, "Bu tür çağrılar, bölgede herkesi yakacak bir savaşı çıkarma çabalarıdır." değerlendirmesinde bulundu.Aksa'nın 144 dönümlük alanıyla Müslümanlara ait olduğuna vurgu yapan Ebu Redine, ABD yönetimi ve uluslararası toplumun İsrail'deki aşırı sağcı hükümete karşı harekete geçmesi çağrısı yaptı.Ebu Redine, ABD yönetimini ayrıca Filistin halkına karşı Gazze Şeridi'nde soykırım savaşını sürdüren müttefiki İsrail'i durdurmaya davet etti.
İbranice yayın yapan Maariv gazetesinin haberinde İsrail ordusundan adı açıklanmayan yetkililer, Lübnan'a düzenlenen önleyici saldırıları başarılı kabul etmelerine rağmen, güney cephesinde hala "stratejik ikilem" yaşandığını savundu.Yetkililer, bölgedeki realitenin İsrail ile Lübnan arasında çatışmaların başından bu yana kuzeyden ve güneyden tahliye edilen yaklaşık 120 İsraillinin kuzeydeki evlerine dönmelerine imkan sağlayacak düzeyde değişmediği görüşünde.
Öte yandan Maariv gazetesi akşam saatlerinde Lübnan'dan İsrail'in kuzeyine 20 füzenin fırlatıldığını ve Ayelet Hashahar bölgesinde 3 İHA'nın infilak etmesi sonucu yangın çıktığını duyurdu.İbranice yayın yapan 0404 haber sitesi, İsrail hava savunma sistemlerinin Lübnan'dan fırlatılan İHA'ların ikisini Batı Celil'deki Şalomi semalarında düşürdüğünü yazdı.
İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi, başkent Tahran'ı ziyaret eden Katar Dışişleri Bakanı Muhammed bin Abdurrahman Al Thani ile bir araya geldi. İkili ve bölgesel konuların ele alındığı görüşmede, İran ve Katar arasındaki ilişkinin geliştirilmesi ve bölgesel gelişmeler doğrultusunda iş birliğinin artırılması kararlaştırıldı. Katar'a İsrail ile Hamas arasındaki ateşkes görüşmelerindeki rolü nedeniyle teşekkür eden Arakçi, Gazze'de savaşı sona erdirecek girişimleri olumlu karşıladıklarını belirterek, "Hamas ve Filistin direnişinin onayladığı her türlü anlaşmayı destekliyoruz" ifadelerini kullandı.