Son dakika...İsrail Adalet Divanı'nda hesap verecek! Türkiye soykırım davasında müdahil oluyor

Beyaz Saray Ulusal Güvenlik İletişim Danışmanı John Kirby, telekonferans yoluyla düzenlediği basın brifinginde, Orta Doğu'daki artan tansiyonu ve Gazze'de ateşkes sürecini değerlendirdi.

Kirby, Gazze'de ateşkesin bir an önce olması için çok çalıştıklarını ve müzakerelerde "hiç olmadığı kadar sonuca yakın" olduklarını vurguladı.

Hamas'ın yeni Siyasi Büro Başkanı Yahya Sinvar'la ateşkes müzakerelerinin nereye evrilebileceğiyle ilgili bir soruyu yanıtlayan Kirby, ABD yönetiminin son dönemdeki açıklamalardan farklı çelişkili bazı değerlendirmelerde bulundu.

Kirby, ABD Başkanı Biden'ın duyurduğu 3 aşamalı Gazze'de ateşkes anlaşmasını bugüne kadar Hamas'ın kabul etmediğini ve topun Hamas'ın sahasında olduğunu savunan ABD'li yetkililerin söylemlerinden farklı bir yorum yaptı.

"ANLAŞMA KABUL EDİLMEDİ ÇÜNKÜ HİÇBİR TARAF HENÜZ MUTABIK OLMADI"

"Anlaşma kabul edilmedi çünkü hiçbir taraf henüz mutabık olmadı. Biz iki tarafın da bir sonuca ulaşmak için burada bazı nihai dokunuşlar yapması gerektiğini düşünüyoruz." şeklinde konuşan Kirby, sadece Hamas'ın değil, aynı zamanda İsrail'in de henüz anlaşmaya onay vermediği konusundaki ısrarlı sorulara muhatap oldu.

Kirby, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun da ateşkes anlaşmasını kabul edip etmediğiyle ilgili soruya şu şekilde yanıt verdi:

"Masada bir öneri var ve bu iyi bir öneri. Bu öneri bize 6 haftalık ateşkes getirecek ve en hassas esirlerin serbest bırakılmasını sağlayacak. (Anlaşmayla ilgili) Boşlukların doldurulacak kadar dar olduğuna inanıyoruz. Uygulamayla ilgili üzerinde konuşulması gereken bazı detaylar var. Biz iki tarafın da bunlar üzerine düşünmesini ve anlaşmanın sağlanmasını istiyoruz. Bu konunun acil olduğunu düşünüyoruz ve aynı hissiyatın tüm taraflarda da olması gerektiğine inanıyoruz."

Daha sonra söz alan bir muhabir, Biden'ın açıkladığı anlaşmanın bugüne kadar "İsrail'in önerisi" olarak lanse edildiğini, bugün ise İsrail'in de henüz anlaşmayı kabul etmediğinin söylendiğini ve bunun bir ikilem olup olmadığını sordu.

Kirby, önceki cevabının geçerli olduğunu ve ekleyecek bir şeyinin olmadığını söylerken, Biden'ın duyurduğu anlaşmanın ABD'ye mi İsrail'e mi ait olduğu yönündeki soruyu ise cevapsız bıraktı.

ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, dünkü açıklamasında, Gazze'de ateşkesle ilgili sorumluluğun Hamas'ın yeni Siyasi Büro Başkanı Sinvar'ın omuzlarında olduğunu ve sürecin gidişatına onun karar vereceğini ifade etmişti.

Hamas'tan yapılan yazılı açıklamada, Türkiye'nin UAD'ye müdahillik beyanını sunmasının, "Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ve kardeş Türk halkının, Filistin davasında adaletin sağlanması ve 10 aydan uzun süredir devam eden acımasız soykırım saldırılarına maruz kalan Filistin halkının haklarına verdiği desteğin bir teyidi olarak görüldüğü" kaydedildi.

Türkiye'nin UAD'da İsrail aleyhindeki soykırım davasına müdahillik başvurusunun memnuniyetle karşılandığı aktarılan açıklamada, "Başta Arap ve İslam ülkeleri olmak üzere tüm dünya ülkelerini, UAD'da açılan davaya katılarak acil adım atmaya ve işgal altındaki Filistin topraklarındaki Nazi işgaline ve İsrail'in bölgenin barışı için oluşturduğu tehdide son vermek için birleşik bir cephe oluşturmak için çalışmaya çağırıyoruz." ifadelerine yer verildi.

Türkiye, Uluslararası Adalet Divanı'nda (UAD) İsrail aleyhindeki soykırım davasına müdahillik beyanını Divan'a sunmuştu.

Türkiye böylece Nikaragua, Kolombiya, Libya, Meksika, Filistin ve İspanya’nın ardından UAD'deki Güney Afrika-İsrail arasındaki soykırım davasına müdahillik bildiriminde bulunan yedinci ülke oldu.

Türkiye, bu zamana kadar müdahillik bildiriminde bulunan en önemli bölge ülkesi olarak öne çıkıyor.

İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant, Lübnan'ın başkenti Beyrut'ta üst düzey komutanlarından birinin öldürülmesinin ardından Hizbullah ile artan gerilimin savaşa dönüşebileceğini savundu. Savunma Bakanlığından yapılan açıklamaya göre, Gallant, İsrail ordusunun düzenlediği tatbikatta gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Lübnan sınırında yaşanan gerilime değinen Gallant, Hizbullah lideri Hasan Nasrallah'ın "Lübnan'ı çok ağır bir bedel ödemeye sürükleyebileceğini" ileri sürdü. Gallant, Hizbullah ile yaşanan gerilime işaret ederek, "Bu bir savaşa dönüşebilir. Teorik değil, bu gerçek." yorumunda bulundu. İsrail ordusunun harabeye çevirdiği Gazze Şeridi'ndeki durumu örnek vererek Hizbullah'ı tehdit eden Gallant, "Neler olabileceğini hayal bile edemezler. Gazze'nin fotoğrafını çekseler (neler olabileceğini) anlayacaklar." ifadelerini kullandı.

İsrail polisinin, aralarında Başbakan Binyamin Netanyahu'nun oğlunun bulunduğu, gerekli koşulları karşılamayan isimlere diplomatik pasaport verildiği gerekçesiyle yürütülen soruşturmada, bakanlık ofisindeki bazı evraka el koyduğu bildirildi.

Kanal13'ün haberine göre, gizli soruşturma kapsamında polisin ilgili birimi, sabah saatlerinde Batı Kudüs'teki Dışişleri Bakanlığı binasındaki ofislere baskın düzenledi. Polis kaynakları, önceki Dışişleri Bakanı Dışişleri Bakanı Eli Cohen döneminde Yair Netanyahu ve Likud Partisi'nden yerel yöneticilere usulsüz diplomatik pasaport verildiği gerekçesiyle bazı dokümanlara el koyulduğunu paylaştı.Polis sözcülüğü, konuyla ilgili gizli soruşturmanın birkaç hafta önce açıldığını duyurdu ancak soruşturmanın hangi isimleri kapsadığını açıklamadı.Haaretz gazetesinin haberine göre, Başbakan'ın çocukları ancak 18 yaşına kadar diplomatik pasaport alabiliyor. İsrail Dışişleri Bakanlığı, mayıs ayında "ulusal güvenlik" gerekçesiyle diplomatik pasaport alanların sadece yüzde 3'lük listesini yayınlamış, bunlar arasında Yair Netanyahu da yer alıyor.

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan resmi sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, "İsrail aleyhine açılan soykırım davasına müdahillik başvurusunu Uluslararası Adalet Divanı'na az önce sundu. İşlediği suçların cezasız kalmasından cesaret alan İsrail, her geçen gün daha fazla masum Filistinliyi öldürüyor. Soykırımı için uluslararası toplum üzerine düşeni yapmalı; İsrail ve destekçileri üzerinde gerekli baskıyı kurmalıdır. Türkiye, bu yolda elden gelen her türlü çabayı gösterecektir." ifadelerini kullandı.

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Numan Kurtulmuş Türkiye'nin UAD başvurusu ile ilgili sosyal medya hesabından açıklama yaptı. Kurtulmuş açıklamasında şu ifadelere yer verdi;

"İsrail'in Uluslararası Adalet Divanında (UAD) soykırım suçuyla yargılandığı davaya müdahil olmak üzere TBMM Adalet Komisyonu Başkanı Cüneyt Yüksel, Avrupa Birliği Karma Parlamento Komisyonu Eş Başkanı İsmail Emrah Karayel, Anayasa Komisyonu Üyesi Cahit Özkan'dan oluşan heyetimiz başvurusunu yapmıştır.Türkiye'nin Uluslararası Adalet Divanına yapmış olduğu bu başvuru, Filistin davasının geleceği açısından somut ve tarihi bir adım olmuştur. İsrail'in, soykırım suçu için uluslararası mahkemelerde yargılanması, Netanyahu ve çetesinin işlediği suçlar karşısında hak ettiği en ağır cezayı alması için çalışmalarımızı sürdüreceğiz.Millî davamız olarak gördüğümüz Filistin davasını her platformda savunmaya, başkenti Kudüs olan özgür Filistin devleti kurulana kadar tüm insanlık cephesiyle birlikte mücadele etmeye devam edeceğiz."

Türkiye, Uluslararası Adalet Divanı'nda İsrail aleyhindeki soykırım davasına müdahillik beyanını, Divan'a sundu.Türkiye’nin Lahey Büyükelçisi ve TBMM Milletvekillerinden oluşan heyet, Türkiye’nin müdahillik beyanını bugün UAD Yazmanlığına iletti.Büyükelçi Selçuk Ünal ve AK Parti İstanbul Milletvekili Prof. Dr. Cüneyt Yüksel, Türkiye-Avrupa Birliği Karma Parlamento Komisyonu Başkanı ve AK Parti İstanbul Milletvekili İsmail Emrah Karayel ile Anayasa Komisyon Üyesi ve Denizli Milletvekili Cahit Özkan’dan oluşan heyet, İsrail'e karşı açılan soykırım davasına Türkiye’nin müdahillik bildirimini teslim etti.

Türkiye böylece Nikaragua, Kolombiya, Libya, Meksika, Filistin ve İspanya’nın ardından UAD'deki Güney Afrika-İsrail arasındaki soykırım davasına müdahillik bildiriminde bulunan yedinci ülke oldu.Türkiye, bu zamana kadar müdahillik bildiriminde bulunan en önemli bölge ülkesi olarak öne çıkıyor.

Divan Statüsü'nün 63. Maddesi kapsamında müdahillik bildirimi yapan Türkiye’nin girişimi hakkında davanın tarafı olan İsrail ve Güney Afrika’nın Divan tarafından bilgilendirmesi ve bu iki ülkenin de Türkiye’nin müdahillik bildirimine ilişkin gözlemlerini Divan’a sunması bekleniyor.

TBMM Adalet Komisyonu Başkanı Cüneyt Yüksel, Türkiye'nin başvurusuna ilişkin yaptığı açıklamada, "-Gazzelileri insan dışılaştırma şeklinde, canavarlar gibi soykırım kastının olduğunu ortaya koydular. Gazze’de sağlık sistemini çökerterek aslında insanların yaşamını sürdürecek bütün imkanları onlardan alarak Gazzelilerin soylarını devam etmesini önleyecek şekilde hareket ettiler. İsrail’İn yaptığı katliamın delileri dosyamızda var. Türkiye davanın en iyi şekilde devam etmesini sağlayacaktır. İsrail’in 75 senelik ayrımcılık rejimi uyguladı. İnsanlığın kabul etmemesi gereken bir rejim. 56 yıllık işgal, 16 yıllık tam abluka ile İsrail’in uygulamış olduğu hukuk dışı uygulamalar oldu. Filistinlilerin haklarını sonuna kadar savunacağız." ifadelerini kullandı.

İran ile gerilim devam ettiği İsrail'de Başbakan Binyamin Netanyahu, ülkesinin hem savunma hem de saldırıya hazırlıklı olduğunu ifade ederek, vatandaşlardan "sabırlı olmalarını ve soğukkanlı kalmalarını" istedi.

İsrail ordusunun Lübnan'ın güneyine yönelik hava saldırısında 2 kişinin öldüğü, 6 kişinin yaralandığı belirtildi. İsrail ordusunun Odeysa ve Rab Talatin beldesi arasındaki Haydari Vadisi'nde bir motosikleti hedef aldığını aktaran Lübnan Sağlık Bakanlığı, saldırıda 2 kişinin öldüğünü, 6 kişinin yaralandığını duyurdu.

Lufthansa'dan yapılan yazılı açıklamada, Orta Doğu'da yaşanan gelişmelerin ardından yapılan güvenlik analizi çerçevesinde bu bölgeye yönelik hizmetlerde değişikliğe gidildiği bildirildi.Bölgede artan gerilim nedeniyle şirketin Tel Aviv, Tahran, Beyrut, Amman ve Erbil'e olan bütün uçuşlarının 13 Ağustos'takiler dahil olmak üzere iptal edildiği belirtilen açıklamada, Lufthansa'nın iptallerden etkilenen yolculara ücretsiz rezervasyon değişikliği veya iptal seçeneği sunduğu kaydedildi.

Lufthansa, geçen hafta da benzer bir karar alarak bölgeye seferleri iptal etmişti.Lufthansa Grubu, Eurowings, Swiss, Austrian Airlines, Brussels Airlines gibi firmaları da bünyesinde bulunduruyor.

ABD istihbaratına yakın kaynaklar, Suudi Arabistan'ın resmi haber ajansı El Arabiya'ya verdiği demeçte, İsrail'in düzenlediği İsmail Haniye suikastına İran'ın vereceği misilleme yanıtın ABD'nin başta tahmin ettiğinden daha uzun süreceğini söyledi. İsmi açıklanmayan kaynaklara göre İran'dan gelecek saldırı Perşembe ya da Cuma günü bekleniyor. ABD'li yetkililer olası saldırıyı bu haftanın başında pazartesi ya da Salı günü bekliyorlardı.
SALDIRI NEDEN GECİKTİ?

El Arabiya'ya göre İran bugün Suudi Arabistan'ın Cidde kentinde düzenlenecek İslam İşbirliği Teşkilatı Zirvesi'nin sonuçlanmasını bekliyor. Zirvede İran'ın beklenen tepkisinin görüşüleceği belirtiliyor.

Dışişleri bakanlığı Sözcüsü Öncü Keçeli Türkiye'nin UAD'deki soykırım davasına müdahillik başvurusun 16.30’da Divan’a sunulacağını açıkladı:

Sözcü sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı açıklamada, "Uluslararası Adalet Divanı'nda İsrail aleyhine açılan soykırım davasına müdahillik başvurumuz, bugün Türkiye saatiyle 16.30’da Lahey Büyükelçimiz tarafından Divan’a sunulacaktır.Son derece kapsamlı ve ayrıntılı şekilde hazırlanan başvurumuz, Divan Statüsü'nün 63. maddesine dayanmaktadır.Dünyada hiçbir ülke uluslararası hukukun üstünde değildir.Uluslararası Adalet Divanı’ndaki dava, İsrail’in işlediği suçların cezasız kalmaması bakımından son derece önemlidir. Bu vesileyle, Uluslararası Adalet Divanı’nın, İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarını durdurmasına ve Refah sınır kapısının insani yardımlara açılmasına hükmeden ihtiyati tedbir kararlarının bir an önce uygulanması gerektiğini hatırlatmak istiyoruz.BM Güvenlik Konseyi’ni üzerine düşeni yapmaya davet ediyoruz.Türkiye, Filistinlilerin haklı davasına destek vermeyi sürdürecektir." ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'nin Uluslararası Adalet Divanı'nda (ICJ) Güney Afrika'nın İsrail'e karşı açtığı soykırım davasına müdahil olmak için Lahey'e resmi başvuruda bulunacağını açıklamıştı. Dışişleri Bakanı Hakan Fİdan da dosyanın bugün UAD'a verileceğini duyurmuştu.

Diplomatik kaynaklara göre Türkiye'nin başvurusu, ICJ Tüzüğü'nün 63. maddesine dayanıyor.Bu madde, davaya doğrudan taraf olmayan ama Birleşmiş Milletler Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi'ni imzalamış devletlerin de davalara müdahil olmasını sağlıyor.

Bugüne kadar Güney Afrika'nın İsrail'e karşı açtığı davaya katılan ya da katılacağını beyan eden ülkeler Türkiye, Filistin Yönetimi, İspanya, İrlanda, Belçika, Mısır, Meksika, Kolombiya, Nikaragua, Libya, Maldivler, Şili ve Küba.Bu ülkelerin talepleri, henüz ICJ tarafından onaylanmadı.İsrail lehine davaya katılma niyeti beyan eden tek ülke ise Almanya.

Türkiye'nin hamlesi bugün dış basında da dikkat çekti. AP haber ajansı Türkiye İsrail'e karşı 'soykırım' davasına müdahil olma kararını 'Türkiye, Birleşmiş Milletler mahkemesinde İsrail'e karşı açıklan soykırım davasına katılmak için resmi başvuruda bulunuyor' başlığıyla ile okuyucularına aktardı ve Ankara'nın İsrail'e ticari ambargo uyguladığını, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ise katliamı sert sözlerle eleştirdiğini yazdı.

Jerusalem Post gazetesi, bir Türk diplomatik kaynağın "Türkiye'nin müdahalesinin uluslararası toplumu Gazze'deki insani krizi tanımaya ve ele almaya zorlayacak" dediğini öne sürerken,Maariv gazetesi Türkiye'nin başvurusunun bugün gerçekleşeceğini okurlarına duyurdu.

İtalyan ANSA ajansının haberine göre, Vatikan'da çarşamba günleri halka açık genel kabul oturumu yapan Papa, burada yaptığı konuşmada, Orta Doğu'daki durumu endişeyle takip ettiğini kaydetti.Durumun "vahim ve sürdürülemez" olduğu Gazze'de ve çatışmaların yaşandığı tüm bölgelerde ateşkes sağlanması çağrısını yineleyen Papa, Orta Doğu'da süren çatışmaların sona ermesi için dua ettiğini belirtti.Papa, 4 Ağustos'ta, Vatikan'da Aziz Petrus Meydanı'nda her pazar icra edilen Angelus duasından sonra yaptığı konuşmasında da Orta Doğu'daki "kanlı çatışmaların daha da yayılmaması" çağrısında bulunmuştu.

Filistin Sağlık Bakanlığı, İsrail’in son 24 saatte düzenlediği 2 saldırıda 24 sivilin hayatını kaybettiğini, 110 sivilin de yaralandığını açıkladı.Bölgede saldırıların başından bu yana ortaya çıkan bilançonun da yer aldığı açıklamada, toplam can kaybının 39 bin 677’ye, yaralı sayısının da 91 bin 645’e yükseldiği bildirildi.

Filistin Esirler Cemiyeti ile Filistin Kurtuluş Örgütüne bağlı Esirler ve Serbest Bırakılanlar Heyetinden yapılan ortak açıklamada, İsrail'in Batı Şeria ve Doğu Kudüs'teki baskınlarını sürdürdüğü belirtildi.İsrail ordusunun gece ve sabah saatlerinde Batı Şeria'da düzenlediği baskınlarda en az 26 kişiyi gözaltına aldığı aktarılan açıklamada, böylece İsrail'in 7 Ekim 2023'ten bu yana Batı Şeria ve Doğu Kudüs'te gözaltına aldığı Filistinlilerin sayısının 10 bine ulaştığı ifade edildi.

İsrail askerlerinin Negev Çölü'ndeki Sde Teiman gözaltı merkezinde tutulan bir Filistinliye cinsel işkence yaptığı anların güvenlik kamerasına yansıyan görüntüleri yayımlandı.Kanal 12 televizyonunda yayımlanan görüntülerde, alıkonulan çok sayıda Filistinlinin tellerle çevrili bir yerde yüzüstü yerde yattıkları görülüyor. Bu esnada, İsrail askerlerinin yerde yatan bir Filistinliyi alarak başka bir bölgeye götürdüğü kameraya yansıyor.

Bazı askerlerin alıkonulan Filistinliye cinsel işkence yapması, diğer askerlerin ise kalkanları kullanarak o anların güvenlik kamerasınca kaydedilmesini engellemeye çalışması dikkati çekiyor. Kanal 12'nin haberinde "(Askerler) Muhtemelen güvenlik kameralarından haberdarlar ve kalkanlarla eylemlerini gizlemeye çalışıyorlar." ifadesine yer verildi. Haberde, İsrail askerlerinin işkencesine maruz kalan Filistinlinin kanlar içinde hastaneye kaldırıldığı kaydedildi.

İsrailli bakanlar cinsel işkence yapan askerlere sahip çıkmıştı

İsrail askeri polisinin, bir Filistinliye cinsel işkence yaptığı suçlamasıyla 10 İsrail askerini gözaltına almak üzere 29 Temmuz'da Sde Teiman'a gelmesinin ardından gözaltına alınacak askerlerin direnmesi sonucu olaylar çıkmıştı. Başta aşırı sağcı Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir ve Maliye Bakanı Bezalel Smotrich olmak üzere bazı İsrailli bakanlar cinsel işkence uygulayan askerlere destek mesajları vermişti.Bu mesajların hemen ardından aralarında milletvekillerinin de olduğu çok sayıda aşırı sağcı İsrailli, Sde Teiman'a baskın düzenlemişti. Benzer gruplar, akşam saatlerinde de gözaltına alınan askerlerin götürüldüğü askeri mahkemenin bulunduğu Beit Lid üssüne zorla girmişti. Aşırı sağcıların bir gün içinde iki askeri üsse baskın düzenlemesi İsrail'de yoğun tartışmalara yol açmıştı.

İsrail'i İran'ın saldırısına karşı koruyacağını duyuran ABD'nin Orta Doğu'da devreye sokabileceği askeri imkanlar tartışılıyor.İsrail ile İran arasındaki gerilim savaşın eşiğine gelirken, İsrail'i savunacağını yineleyen ABD'nin Orta Doğu'da devreye sokabileceği yaklaşık 45 bin askeri personeli, çok sayıda üssü, güçlü hava ve deniz filolarının olması bölgesel savaş endişelerini artırıyor.

Hamas Siyasi Büro Başkanı Heniyye'nin 31 Temmuz'da İran'ın başkenti Tahran'da uğradığı suikastta hayatını kaybetmesi ve Lübnan Hizbullahı'nın üst düzey komutanlarından Fuad Şükür'ün bir gün önce Beyrut'ta İsrail saldırısında öldürülmesinin ardından gözler Tahran yönetiminin misillemesine çevrilirken, ABD'nin bölgedeki kadim müttefiki İsrail'e hangi araçlarla destek vereceği merak konusu oldu.

Orta Doğu'da askeri üsleri ve varlığı onlarca yıl önceye uzanan Washington yönetiminin askeri personel sayısı 2007'de Irak'ta 160 bini, 2011'de ise Afganistan'da 100 bini aşarak en yüksek seviyesine ulaşmıştı.

ABD, her ne kadar son yıllarda Irak'taki askeri sayısını düşürse ve 2021'de de Afganistan'dan çekilse de İsrail'in 7 Ekim'de Gazze Şeridi'ne başlattığı saldırılardan bu yana savaş gemileri de dahil olmak üzere bölgeye ilave binlerce asker sevk etti.ABD basınında paylaşılan rakamlara göre, Amerikan ordusunun bölgenin çeşitli ülkelerine yayılmış üsleri ve rotasyona tabi yaklaşık 45 bin askerinin olduğu tahmin ediliyor.

Japonya'da aktivistler, Hiroşima'ya atılan atom bombasının yıl dönümünü dolayısıyla kentte düzenlenen anma törenine İsrail'in davet edilmesine tepki gösterdi.Kyodo News'un haberine göre, Hiroşima'da Filistin'i destekleyen yaklaşık 100 aktivist, İsrail'in Tokyo Büyükelçisi Gilad Cohen'in anma törenine davet edilmesini kınadı.Gazze'nin özgürleşmesi çağrısında bulunan aktivistler, nükleer silahsızlanmayı savunan Hiroşima'da anma törenine İsrail'in katılmasını eleştirdi.Filistin'in Japonya Temsilcisi Waleed Siam, "barışın sembolü" olarak nitelendirdiği Hiroşima'da, kurbanların dışlanmasından duyduğu hayal kırıklığı ve hüsranı dile getirdi.Siam, İsrail'in davet edilmesinin Hiroşima'nın temsil ettiği adalet ilkesine ters düştüğünü vurguladı.Aktivistlerden Masae Yuasa, İsrail'in davet edilmesini, kalıcı dünya barışını savunan Hiroşima'nın mücadelesine "ihanet" olarak değerlendirdi.

İsrail Savunma Kuvvetleri (IDF), Gazze Şeridi’nin kuzeyindeki Beyt Hanun bölgesi için tahliye emri verdi. Beyt Hanun, savaşın ilk haftalarında yoğun bombardıman altında kalmıştı.IDF Sözcüsü Avichay Adraee, tahliye emrine ilişkin açıklamasında, “Beyt Hanun bölgesinde, Manshiyya ve Sheikh Zayed mahallelerinde bulunan herkese ve bölgedeki sığınaklarda yerlerinden edilmiş insanlara bir çağrı. Hamas ve terör örgütleri bölgenizden İsrail Devleti'ne roket atmaktadır. IDF onlara karşı derhal ve güçlü bir şekilde harekete geçecektir. Kendi güvenliğiniz için derhal Gazze Şehri'nin merkezindeki bilinen sığınaklara tahliye olun” dedi.

İsrail askerlerinin, işgal altındaki Batı Şeria'nın Cenin kentine baskını sırasında yaraladığı bir Filistinlinin hayatını kaybetmesiyle son 24 saatte öldürdüğü Filistinlilerin sayısı 14'e çıktı.

İsrail Enerji Bakanı Eli Cohen, Hizbullah'ın İsrail'e yönelik insansız hava araçları ve füze saldırılarını artırması nedeniyle İsrail'in Lübnan'a karşı güçlü bir şekilde harekete geçmesi gerektiğini söyledi. "Burada net bir mesajın iletilmesi gerekiyor. İsrail'e zarar veren herkes ağır bir bedel ödeyecek. Gazze'ye bakın," diyen Cohen kendi açısından kum saatinin dolduğunu vurguladı.

ABD'li Washington Post gazetesinde yer alan habere göre, Beyaz Saray İran'ın misilleme yapmasını önlemeye yönelik diplomatik çabalarının işe yarayabileceğini düşünüyor. Beyaz Saray'dan kaynaklara göre, ABD'nin bölgeye asker göndermesi ve İran'a, misillemenin ciddi sonuçlar doğuracağı uyarısında bulunan mesajlar göndermesinin ardından İran'ın planlarını yeniden gözden geçirebilir.

İran Haniye'nin Tahran'daki bir konukevine atılan bir İsrail füzesiyle öldürüldüğünü iddia etse de Biden yetkilileri, rejimin odasına bomba yerleştirildiğini özel olarak kabul ettiğini ve bunun da İran'ın sert bir yanıt verme planlarını değiştirebileceğini söylüyor.

İsmail Haniye'nin öldürülmesi sonrası yeni liderinin Yahya Sinvar olmasına karar veren Hamas'ın bu hamle ile İsrail'e medyan okuduğu düşünülüyor. İsrail'in uzun süredir peşinde olduğu Sinvar, acımasız, agresif ve karizmatik bir lider olarak tanınıyor. İşte hayatının büyük bir kısmını İsrail hapishanelerinde geçiren Yahya Sinvar'a dair dikkat çeken detaylar...

İran Dışişleri Bakan Vekili Ali Bakıri, bazı Avrupa ülkelerinin İsrail'in bölgedeki saldırganlığını kınamayarak ve Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinde Tel Aviv'e karşı etkili ve caydırıcı karar alınmasına engel olarak fiilen tüm diplomatik kanalları tıkadığını bildirdi.

ABD ve İngiltere'nin Yemen'deki Husi askeri mevzilerini vurduğu bildirildi. Arap medyası, ABD ve İngiltere'nin Yemen'de Husi kontrolündeki bölgelere ortak saldırı düzenlediğini bildiriyor.Husilerin kontrolündeki El-Mesira televizyon kanalı, saldırıların ülkenin güneybatısındaki Taiz bölgesini vurduğunu bildirdi.Sky News Arabic ise ismini açıklamayan kaynaklara dayandırdığı haberinde, saldırıda Kızıldeniz'e füze atılan askeri karakolların hedef alındığını bildirdi.

Washington Post'un Beyaz Saray'dan kaynaklara dayandırdığı haberine göre İsrail, Hamas lideri İsmail Haniye'nin öldürülmesinin hemen ardından ABD'yi suikastın arkasında olduğu konusunda bilgilendirdi.

Gazeteye göre, Biden yönetimi Haniye'nin öldürülmesi kararına öfkelendi ve bunun Gazze'de ateşkes için aylar süren dikkatli müzakereleri altüst edebileceğinden endişe etti.

Washington Post'a göre ABD, İsrail'in Hizbullah ya da İranlı komutanlara suikast düzenlemek için başka operasyonlar başlatmadan önce kendilerine bilgi vermemesine öfkeli. Gazetenin ismini vermediği İsrailli bir yetkili, Başbakan Benjamin Netanyahu ile ABD Başkanı Joe Biden arasında geçen hafta yapılan telefon görüşmesinin "gergin" geçtiğini doğruladı.

ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken ve ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin, “Avustralya-ABD Bakan İstişareleri (AUSMIN) 2024” toplantısı kapsamında Avustralyalı mevkidaşları Penny Wong ve Richard Marles ile ABD’nin Maryland eyaletinin Annapolis kentinde bir araya geldi. Görüşme sonrasında yapılan ortak basın toplantısında Orta Doğu'daki gelişmelerle ilgili açıklamalarda bulunan Blinken, gerilimi düşürmek ve çatışmaların yayılmasını önlemek için yoğun bir şekilde çalışmaya devam ettiklerini söyledi. Birkaç gündür bölgedeki ve ötesindeki ortaklarıyla teması sürdürdüklerini belirten Blinken, “Bu görüşmelerde net bir fikir birliği olduğunu duyduk: Kimse bu çatışmayı tırmandırmamalı” ifadelerini kullandı.

Bu mesajı doğrudan İran'a ve İsrail'e ilettiklerini vurgulayan Blinken, “İsrail'in güvenliğine olan bağlılığımız sarsılmazdır. Tıpkı askerlerimizi savunmaya devam edeceğimiz gibi, İsrail'i terörist gruplardan ya da onların destekçilerinden gelebilecek saldırılara karşı savunmaya devam edeceğiz” şeklinde konuştu. Bölgedeki herkesin, daha fazla saldırının sadece çatışmayı, istikrarsızlığı ve güvensizliği körükleyeceğini anlaması gerektiğinin altını çizen Blinken, “Daha fazla saldırı kimsenin tahmin ve tam olarak kontrol edemeyeceği tehlikeli sonuçların ortaya çıkma riskini arttırır” uyarısında bulundu. “Gerilimi tırmandıracak değil, yatıştıracak kararlar alınmalı”

Filistin haber ajansı WAFA'ya göre, Filistin, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve Savunma Bakanı Yoav Gallant hakkında "yakalama kararı" çıkartılması talebini değerlendiren UCM'nin ilgili ön inceleme dairesine beyanını sundu.Filistin'in sunduğu beyanda, UCM'nin Filistin topraklarında suç işleyen İsrailli yetkililer hakkında yargı yetkisine sahip olduğu vurgulandı.UCM'yi siyasallaştırmaya veya yasal yargı yetkisini baltalamaya yönelik girişimlerin Filistin halkını adaletten mahrum bırakacağına dikkati çekilen beyanda, UCM'den bu tür girişimleri kesin bir şekilde reddetmesi talep edildi.

ABD Savunma Bakanı Austin ile Dışişleri Bakanı Antony Blinken, Avustralyalı mevkidaşları ile Annapolis kentinde yaptıkları toplantının ardından ortak basın toplantısı düzenledi.Austin, burada yaptığı açıklamalarda, Orta Doğu'daki son gelişmeleri yakından takip ettiklerini ve hem İsrail'in hem de Amerikan askerlerinin güvenliğini sağlama konusunda hassas olduklarını söyledi.Irak'ta Ayn El-Esed Üssü'ne yönelik saldırıda bazı ABD askerlerinin yaralandığını hatırlatan Austin, "Şüphesiz ki ABD, bölgede görev yapan askerlerimize yönelik saldırıları tolere etmeyecektir." dedi.

İsrail ordusunun, Gazze'nin güneyinde yer alan, daha önce "güvenli insani bölge" ilan ettiği Mevasi'de zorla yerinden edilen Filistinlilerin kaldığı kampa düzenlediği saldırıda Filistinli bir kadın yaşamını yitirdi, çok sayıda kişi yaralandı.

Beyaz Saray Sözcüsü Karine Jean-Pierre, günlük basın brifinginde, Orta Doğu'da artan gerginliğe ilişkin gündemi değerlendirdi.Sözcü Jean-Pierre, olası İran kaynaklı tehditler karşısında İsrail'e olan desteklerinin aynı şekilde devam edeceğini vurgulayarak, İran konusunda tüm gelişmeleri dikkatle izlediklerini kaydetti.

Jean-Pierre, ABD Başkanı Joe Biden'ın Orta Doğu konusunda hassas olduğunu ifade ederek, "Başkan, bölgede tansiyonun düşürülmesi için çabalarımızı sürdüreceğimiz konusunda çok net. Gerilimin düşürülmesine yönelik çabalarımıza odaklandık ve dün bununla ilgili (Biden'ın görüşmelerine ilişkin) iki açıklama yaptık. Başkan şu anda bunu yapıyor." diye konuştu.

Beyaz Saray Sözcüsü, İran'ın İsrail'e yönelik karşı saldırısına henüz başlamadığını belirterek, "(İran'ın) Karşılığının henüz başladığına inanmıyoruz. Hizbullah'ın bu son İsrail'e saldırısı dahil bölgede şiddetin artmasından endişeliyiz ancak bu görüşmelerimizi sürdüreceğiz ve tansiyonun düşmesi için çalışmaya devam edeceğiz." ifadelerini kullandı.

Jean-Pierre, "İsrail'i savunacağız fakat (İran'la) bu çatışmanın büyümesini veya yayılmasını istemiyoruz." değerlendirmesini yaptı.