Güncelleme Tarihi:
İsrail, Gazze Şeridi'nde bir kez daha BM aracını hedef aldı. BM Genel Sekreteri Antonio Guterres'in sözcüsü Stephane Dujarric, İsrail güçlerinin, dün akşam İsrail Savunma Kuvvetleri (IDF) ile koordineli şekilde yapılan konvoydaki BM aracına 10 el ateş ettiğini duyurdu.
Dujarric, “IDF ile tamamen koordine edilmiş bir konvoyun parçası olan ve açıkça işaretlenmiş bir BM insani yardım aracı, ön camları da hedef alınmak üzere IDF ateşiyle 10 kez vuruldu” ifadelerini kullanarak, araçta bulunan 2 personelin zarar görmediğini açıkladı. Dujarric, Gazze'de zırhlı araçlara duyulan ihtiyaçtan daha önce bahsettiklerini hatırlatarak, araçtaki 2 personelin araçlarının zırhlı olması sayesinde saldırıdan sağ kurtulduğunu belirtti.
Dujarric, "Bu olay, koordinasyon için kullanılan sistemlerin çalışmadığını gösteren son olaydır ve bu tür olayların bir daha yaşanmaması için IDF ile birlikte çalışmaya devam ediyoruz" dedi.
Filistin Kızılayı, İsrail ordusunun geniş çaplı saldırılarını sürdürdüğü işgal altındaki Batı Şeria'da bulunan Nur Şems Mülteci Kampı'na sağlık ekiplerinin girmesine izin vermediğini ve tıbbi yardım sağlamalarına engel olduğunu duyurdu.
Filistin Kızılayının Tulkerim'deki Müdür Yardımcısı Ahmed Zehran, AA muhabirine yaptığı açıklamada, "Dün akşamdan bu yana İsrail ordusu Nur Şems Kampı'nın tüm girişlerini kapalı tutuyor ve sağlık ekiplerinin girişine izin vermiyor." dedi.
Nur Şems'te hastaların, diyaliz hastalarının ve doğum vakalarının olduğuna dair bildirimlerin kendilerine ulaştığını söyleyen Zehran, sağlık ekiplerinin tedaviye ihtiyaç duyan hastaları hastaneye ulaştıramadığını söyledi.
Zehran, "Sağlık ekiplerinin işini kolaylaştırmak için Uluslararası Kızılhaç Komitesi ile iletişim kurduk ama durum değişmedi." şeklinde konuştu.
İsrail ordusunun Tulkerim'deki hastaneleri kuşattığına, ambulanslarda arama ve kimlik kontrolü yaptığına dikkati çeken Zehran, sağlık ekiplerinin çalışmalarının aksadığını ifade etti.
Filistin Kızılayının X sosyal medya hesabından yapılan açıklamada da İsrail ordusunun sabah saatlerinden bu yana işgal altındaki Batı Şeria'da başlattığı geniş çaplı saldırılarda 10 Filistinlinin hayatını kaybettiği, 22'sinin de yaralandığını duyurdu.
İşgal altındaki Batı Şeria ve Doğu Kudüs'te de 7 Ekim 2023'ten bu yana İsrail askerleri ile Filistin topraklarını gasbeden İsraillilerin saldırılarında 662 Filistinli hayatını kaybetti.
Batı Şeria'nın kuzeyindeki kentler ve buradaki mülteci kampları, 7 Ekim'den beri İsrail'in yoğun şiddetine ve bölgede sivil halkın cezalandırıldığı altyapı yıkımına maruz kalıyor.
Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Ofisi Sözcüsü Ravina Shamdasani, İsrail ordusunun işgal altındaki Batı Şeria'da başlattığı "geniş çaplı" saldırılara tepki göstererek, saldırıların Filistin topraklarında felaket seviyesinde olan durumu daha da kötüleştirme riski taşıdığını bildirdi.
Shamdasani, İsrail ordusunun Batı Şeria'da başlattığı saldırılara ilişkin yazılı açıklama yaptı.
İsrail ordusunun, işgal altındaki Batı Şeria'da gerçekleştirdiği geniş çaplı saldırıların, Filistin topraklarında felaket seviyesinde olan durumu daha da kötüleştirme riski taşıdığını belirten Shamdasani, "İsrail'in bugün Cenin, Tubas ve Tulkerim'deki saldırılarında 2'si çocuk en az 9 Filistinli öldürüldü. Bu, Batı Şeria'daki 7 Ekim 2023'ten bu yana ölü sayısı 637'ye çıktı." ifadelerini kullandı.
"BİNLERCE FİLİSTİNLİ KEYFİ OLARAK GÖZALTINA ALINDI VE İŞKENCE GÖRDÜ"
Shamdasani, saldırılarda çok sayıda çocuğun İsrail askerlerine taş attıkları iddiasıyla öldürüldüğünü kaydederek, herhangi tehdit oluşturmayan diğer Filistinlilerin de öldürüldüğünü bildirdi.
Bu tür gereksiz veya orantısız güç kullanımı ile hedef gözetilerek öldürmelerdeki artışın endişe verici olduğunu vurgulayan Shamdasani, "Binlerce Filistinli keyfi olarak gözaltına alındı ve işkence gördü. Onlar acımasız yerleşimci şiddetine maruz kaldı, hareket ve ifade özgürlüğüne yönelik ciddi kısıtlamalarla karşılaştı. Filistinlilerin evleri ve malları tahrip edildi veya el konuldu, onlar zorla yerlerinden edildi." ifadelerini kullandı.
Shamdasani "işgalci güç" olarak İsrail'in uluslararası hukuk kapsamındaki yükümlülüklere uyması gerektiğinin altını çizerek, İsrail saldırılarının insan hakları normları ve standartlarını ihlal ettiğini belirtti.
Sözcü Shamdasani, "İddia edilen hukuk dışı öldürmeler kapsamlı ve bağımsız şekilde araştırılmalı, sorumlular hesap vermeli." değerlendirmesinde bulundu.
- İsrail ordusunun Batı Şeria'da başlattığı "geniş çaplı" saldırılarda en az 9 kişi öldü
İsrail ordusunun, bu sabah işgal altındaki Batı Şeria'da başlattığı "geniş çaplı" saldırılarda en az 9 Filistinlinin öldüğü, bazılarının durumunun kritik, çok sayıda kişinin yaralandığı bildirilmişti.
İsrail ordusu Batı Şeria'nın Cenin ve Tulkerim kentlerinde eş zamanlı saldırılar düzenlemişti.
Ordu, Batı Şeria'nın kuzeyindeki Tubas kenti yakınlarında yer alan El-Faria Mülteci Kampı'na, Kalkilya kentine ve başka bazı beldelere de baskınlar yapmıştı.
ABD, Filistin’in Batı Şeria bölgesindeki Filistinlilere yönelik şiddet olaylarına karışan Yahudi yerleşimcilere yönelik yaptırımlarına devam ediyor.
ABD Başkanı Joe Biden yönetimi, Yahudi yerleşimcilerle ilgili 6’ncı yaptırım paketini açıkladı. Biden yönetimi, İsrailli bir sivil toplum örgütü olan Hashomer Yosh ile Yinon Levi, Neriya Ben Pazi, Zvi Bar Yosef ve Yitzhak Levi Filant adlı kişileri yaptırım listesine aldı.
ABD Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, Batı Şeria'daki Khirbet Zanuta'da yaşayan 250 Filistinlinin tamamının geçtiğimiz ocak ayında yaşadıkları köyü terk etmek zorunda kalmasının ardından Hashomer Yosh üyelerinin köyün etrafını çitle çevirerek geri dönmelerini engellediği ifade edildi.
Açıklamada, Batı Şeria'daki Yitzhar yerleşiminin sivil güvenlik koordinatörü olan Yitzhak Levi Filant'ın rolünün bir güvenlik veya kolluk kuvveti görevlisine benzese de, yetki alanının dışında kötü niyetli faaliyetlerde bulunduğu belirtilerek, Şubat 2024'te, silahlı yerleşimcilerden oluşan bir gruba, yollara barikatlar kurmaları ve Filistinlileri topraklarından zorla çıkarmaları için liderlik ettiği aktarıldı.
Biden, geçtiğimiz şubat ayında yayınladığı kararnameden bu yana İsrailli 11 kişi ve 11 kuruluşa yaptırım uyguladı.
Dışişleri Bakanlığı, İsrail’in Batı Şeria’ya yönelik saldırıları hakkında açıklama yaptı.
Bakanlık şu ifadeleri kullandı:
"İsrail’in Batı Şeria’da başlattığı yasa dışı operasyonu ve İsrail Dışişleri Bakanının Gazze’deki uygulamaları Batı Şeria’ya da taşıyacakları yönündeki açıklamasını şiddetle kınıyoruz.
Netanyahu Hükümetinin Filistin halkına yönelik soykırımcı politikaları, uluslararası güvenliğe yönelik başlıca tehdittir.
İsrail’in, uluslararası hukuku tamamen hiçe sayan bu eylemlerine karşı gerekli cezai ve zorlayıcı tedbirlerin alınması şarttır.
İsrail’i kayıtsız şartsız destekleyen bir avuç ülkenin, hukuka ve insanlık vicdanına aykırı bu tutumlarından bir an önce vazgeçmesi gerekmektedir."
Filistin Dışişleri Bakan Yardımcısı Ahmed ed-Diyk, AA muhabirine yaptığı açıklamada, İsrail ordusunun işgal altındaki Batı Şeria'daki saldırılarını kınadı.
İsrail Dışişleri Bakanı Yisrael Katz'ın, ordunun Batı Şeria'da "İran destekli gruplara karşı çalıştığı" açıklamasına işaret eden Diyk, "İşgalci İsrail, Nur Şems Kampı sakinlerinden evlerini boşaltmasını istedi. Bu, Katz'ın söylediği şeyin uygulamaya konmasıdır." ifadesini kullandı.
Saldırı ve tahliye tehditlerine tepki gösteren Diyk, "Bu kelimenin tam anlamıyla savaş demektir ve bunun kazanılması gerekir." diye konuştu.
İsrail ordusunun Batı Şeria'daki uygulamasına ilişkin Diyk, "İsrail, operasyon düzenleyerek, evleri yıkarak ve altyapıyı yerle bir ederek yaşama uygun olmayan bir ortam oluşturuyor ve Gazze'de yaptığı gibi Batı Şeria'da da ateş altında halkı evlerini bırakmaya, yerlerinden edilmeye zorluyor." şeklinde konuştu.
Filistin Dışişleri Bakan Yardımcısı, İsrail ordusunun Batı Şeria'nın kuzeyinde düzenlediği saldırıların "tehlikeli" olduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti:
"İsrail, Gazze'de yaptığı bölge sakinlerini yerinden etmeyi Batı Şeria'da da uyguluyor ve yaşanması zor bir ortam oluşturuyor. Sabah saatlerinden bu yana, Filistin Dışişleri Bakanlığı, İsrail'in halkımıza yönelik saldırılarını durdurmak için seferber oldu ve tüm taraflarla iletişim kurmaya başladı. Dünya, İsrail'in işlediği suçları adaletle görmeli."
İSRAİL ORDUSU NUR ŞEMS KAMPININ TÜM GİRİŞLERİNE ASKERİ KONTROL NOKTASI KURDU
Filistinli aktivist Süleyman ez-Zuheyri de AA muhabirine yaptığı açıklamada, İsrail ordusunun Nur Şems sakinlerinden 4 saat içinde evlerini boşaltmalarını istediğini aktardı.
Zuheyri, İsrail ordusunun Nur Şems kampının tüm girişlerine askeri kontrol noktası kurduğunu ve yalnızca belirli bir bölgeden Filistinlilerin çıkışına izin verdiğini söyledi.
Filistinli aktivist, İsrail ordusunun Tulkerim kenti ile Nur Şems Kampı'na "geniş çaplı askeri operasyon" başlattığını ifade etti.
Zuheyri, İsrail ordusuna ait buldozerlerin insansız hava araçlarının koruması altında Tulkerim kenti ve Nur Şems Kampı çevresinde altyapıyı tahrip ettiğini de kaydetti.
İşgal altındaki Batı Şeria ve Doğu Kudüs'te de 7 Ekim 2023'ten bu yana İsrail askerleri ile Filistin topraklarını gasbeden İsraillilerin saldırılarında 662 Filistinli hayatını kaybetti.
Batı Şeria'nın kuzeyindeki kentler ve buradaki mülteci kampları, 7 Ekim'den beri İsrail'in yoğun şiddetine ve bölgede sivil halkın cezalandırıldığı altyapı yıkımına maruz kalıyor.
Hizbullah, Lübnan'ın güneyinde İsrail ile yaşanan çatışmada bir mensubunun daha öldüğünü duyurdu.
Hizbullah'tan yayımlanan taziye mesajında, doğudaki Baalbek kentinden Muhammed Hasan Taha'nın İsrail ordusuyla devam eden çatışmada hayatını kaybettiği belirtildi.
İsrail ile 8 Ekim 2023'ten bu yana süren çatışmalarda öldürülen Hizbullah mensubu sayısı 432'ye çıktı.
Hamas, İsrail Dışişleri Bakanı Israel Katz'ın işgal altındaki Batı Şeria'ya ilişkin yaptığı açıklamaların uluslararası hukukun ihlali olduğunu belirterek, uluslararası topluma ABD'ye İsrail'e sağladığı korumayı kaldırması yönünde baskı yapmaları çağrısında bulundu.Hamas Siyasi Büro Üyesi İzzet Er-Rişk, Katz'ın Batı Şeria'ya ilişkin çağrısını kınayan yazılı bir açıklama yaptı.Katz'ın sözlerini "Filistin halkına karşı etnik temizlik, katliam ve yıkım çemberinin genişletilmesini isteyen faşist bir çağrı" olarak niteleyen Rişk, çağrının "Siyonist terör liderlerinin" insanlığa karşı işledikleri suçlardan muaf olduklarının açık bir ifadesi olduğunu kaydetti.Rişk, "Katz'ın bölgenin boşaltılması da dahil olmak üzere Gazze'de olduğu gibi Batı Şeria'ya da aynı muamelede bulunulması gerektiği çağrısı, uluslararası hukukun ihlali konusundaki ısrarını gösteriyor" ifadelerini kullandı.
Rişk açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
"Birleşmiş Milletler ve uluslararası toplum, ABD yönetiminin Siyonist savaş suçlularına sağladığı korumayı kaldırması için çalışmalıdır. Silahsız Filistin halkına karşı işlenen soykırım ve terör suçlarının hesabının sorulması için Katz, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, bu aşırıcı hükümetin yandaşları ve terörist ordu komutanlarının Uluslararası Ceza Mahkemesi'ne sevk edilmesi için gerekli icraatları yerine getirmelidir."
İsrail ordusu, Suriye-Lübnan sınırında seyir halindeki bir araca İHA'lı saldırı düzenledi. Düzenlenen suikast saldırısında, Hizbullah üyesi Faras Kasım hayatını kaybetti.
Filistin resmi ajansı WAFA'da yer alan habere göre, Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, salı günü başlayan Suudi Arabistan ziyareti kapsamında Veliaht Prens Muhammed bin Selman ile görüştü. Abbas'ın, İsrail'in sabah saatlerinde işgal altındaki Batı Şeria'ya başlattığı "geniş çaplı" saldırının ardından Suudi Arabistan ziyaretini yarıda kesmeye ve Filistin'e dönmeye karar verdiği kaydedildi.
İsrail ordusunun baskın düzenlemeye devam ettiği Batı Şeria'daki Cenin mahallesinde, sokağa çıkma yasağı uyguladı.
Al Jazeera'de yer alan habere göre, Filistinlilerin evlerinden çıkmalarını engelleyen İsrail güçleri, bir Filistinli'yi vurdu. Vurulan Filistinli'nin yaralı olduğu bildirildi.
Filistin Ulusal Girişimi (El-Mubadara) Genel Sekreteri Mustafa Barguti, işgal altındaki Batı Şeria'da devam eden İsrail askeri operasyonunun "sadece bir saldırı değil, bir savaş eylemi" olduğunu söyledi.
Al Jazeera'ye konuşan Barguti, Batı Şeria'nın 1967'den bu yana İsrail işgali altında olduğunu vurgulayarak, “İsrail'in yaptığı işgal altındaki insanlara karşı bir savaş yürütmektir ve bu da işgalci bir gücün nasıl davranması gerektiğine ilişkin uluslararası hukukun tamamen ihlalidir” dedi.
“Hava saldırıları, hava kuvvetleri, tanklar, buldozerler kullanıyorlar ve yapmaya çalıştıkları şey Gazze'deki soykırımı ve etnik temizliği Batı Şeria'ya taşımak” diyen Barguti, İsrail güçlerinin Filistin topraklarının altyapısına verdiği zararın miktarının da bölgeyi vatandaşlar için yaşanmaz hale getirme hedeflerini gösterdiğini sözlerine ekledi.
Barguti ayrıca, "Su şebekesini, elektrik hatlarını, evleri, okulları yok ettiler. Ne istiyorlar? Ülkemizde yaşayamayacağımız bir durum yaratmak istiyorlar ve yerleşimcilerin planları da tam olarak bu durumla alakalı. Bu Batı Şeria'nın Yahudileştirilmesi, Batı Şeria'nın ilhak edilmesi ve Filistinlilerin özgür olma ve kendi devletlerine sahip olma fırsatlarının ortadan kaldırılmasıyla alakalı" değerlendirmesi yaptı.
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, İsrail Dışişleri Bakanı Katz'ın "tehcir" açıklamalarına tepki gösterdi. İsrailli bakanı Nazi Almanyası Dışişleri Bakanı Ribbentrop'a benzeten Çelik, "Katz'ın, Ribbentrop’u kendisine rol model olarak seçtiğine hiç şüphe yok" ifadesini kullandı.
AK Parti Sözcüsü Çelik, sosyal medyada yaptığı paylaşımda şu ifadeleri kullandı:
"Netanyahu’nun Nazi Dışişleri Bakanı Katz: 'Batı Şeria halkı, Gazze’de yapıldığı gibi topluca zorla yerinden edilmeli' demiş. Katz’ın, Hitler’in Dışişleri Bakanı Ribbentrop’u kendisine rol model olarak seçtiğine hiç şüphe yok.
Bu katliam şebekesinin hedefi tüm insanlıktır. Bu şebeke durdurulmadığı sürece, insanlık tehdit altındadır.
Bu şebeke insanlığa karşı suç işlemekten yargılanmadığı sürece, insanlık adına hiçbir değer hayatta kalamaz.
Dünün Nazileri karşısında susmanın utancını yaşayanlar, bugünün Nazilerine boyun eğmenin utancını tekrar yaşamamalı"
Netanyahu’nun Nazi Dışişleri Bakanı Katz: “Batı Şeria halkı, Gazze’de yapıldığı gibi topluca zorla yerinden edilmeli" demiş. Katz’ın, Hitler’in Dışişleri Bakanı Ribbentrop’u kendisine rol model olarak seçtiğine hiç şüphe yok.
— Ömer Çelik (@omerrcelik) August 28, 2024
Bu katliam şebekesinin hedefi tüm insanlıktır. Bu…
Filistin Kızılayı (PRCS), İsrail askerlerinin Al-Faria mülteci kampına baskın düzenleyerek PRCS çalışanlarını gözaltına aldığını duyurdu. PRCS’nin paylaştığı görüntülerde çalışanların bir duvara sırayla dizilerek askerler tarafından bekletildikleri görüldü.
PRCS’den bugün yapılan açıklamada İsrail askerlerinin Tubas kenti yakınlardaki El- Faria mülteci kampına baskın düzenlediği belirtilerek, “İsrail işgal güçleri, Filistin Kızılay Derneği'nin Al-Far'a mülteci kampındaki tıbbi noktasına baskın düzenledi, ekipleri gözaltına aldı ve onlarla tüm iletişimimizi kesti” denildi. PRCS'nin paylaştığı görüntülerde bir çalışanın baskın düzenleyerek diğer çalışanları gözlatına alan İsrail askerlerini çatıdan gizlice telefon ile kayda aldığı görüldü.
Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, işgal altındaki Doğu Kudüs'te bulunan Mescid-i Aksa'nın statükosunu ihlal eden eylemlerin, bölgesel istikrarı tehdit ettiğini ifade etti. Borrell, X hesabından, Ürdün Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Eymen es-Safedi'nin "Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi ve uluslararası toplumu, İsrail'in işgal altındaki Kudüs'teki tarihi ve kutsal mekanlardaki yasal statükoyu ihlal eden yasa dışı eylemlerini durdurmaya çağırmasına" ilişkin paylaşımına yanıt verdi.
Safedi'nin kutsal mekanların statükosuna ilişkin endişelerini paylaştığını aktaran Borrell, Mescid-i Aksa'ya düzenlenen baskınlara öncülük eden ve buraya sinagog inşa etme yönünde açıklamada bulunan İsrail'in aşırı sağcı Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben Gvir'in ihlale yol açan eylemlerine işaret etti.Söz konusu endişelerin tamamen meşru olduğunu belirten Borrell, uluslararası toplumun bu konuyu ele alması gerektiğini kaydetti.Borrell, "Bölgesel istikrar tehlikededir." uyarısında bulundu.
Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Ofisi, uluslararası hukukun ihlal edildiğini belirterek İsrail ordusunun işgal altındaki Batı Şeria'da artan saldırılarını kınadı.BM İnsan Hakları Ofisi, İsrail ordusu ve Filistinlileri gasbeden İsraillilerin Batı Şeria'da artan saldırılarına ilişkin yazılı açıklama yaptı.
Açıklamada, Batı Şeria ve Doğu Kudüs'te 7 Ekim-27 Ağustos tarihlerinde İsrail ordusu ile Filistinlilerin topraklarını gasbeden İsraillilerin saldırılarında 628 Filistinlinin öldüğü belirtildi.İsrail ordusunun Batı Şeria'da düzenlediği hava saldırılarında 159 kişinin öldüğüne, bunlardan 29'unun çocuk, 3'ünün kadın olduğuna dikkati çekildi.
Batı Şeria'nın kuzeyinde yer alan Tulkerim kentindeki Nur Şems Mülteci Kampı'na 26 Ağustos akşamı insansız hava aracıyla düzenlenen saldırıda biri 13, diğeri 15 yaşında 2 çocuğun öldüğü ifade edildi.Saldırı sırasında bölgede İsrail güçleri ile Filistinli gruplar arasında herhangi bir çatışma yaşanmadığı ifade edilirken, ölen 2 çocuğun hava saldırıları sırasında vurulan evin yakınındaki bir sokaktan geçtiğine işaret edildi.
Filistinlilerin topraklarını gasbeden İsraillilerin Batı Şeria'da artan saldırılarına da dikkati çekilen açıklamada, 26 Ağustos'ta Beytüllahim'in Vadi Rahhal beldesine düzenlenen baskında 37 yaşındaki Halil Salim Halvi'nin öldüğü anımsatıldı.Halvi'nin Filistinlilerin topraklarını gasbeden İsrailliler veya İsrailli yedek askerlerce öldürüldüğünün düşünüldüğü aktarılırken, 3 Filistinlinin yaralandığı saldırıya rağmen İsrail güçlerinin kimseyi gözaltına almadığına dikkati çekildi.
Filistinlilerin topraklarını gasbeden İsraillilerin bazı üst düzey İsrailli siyasetçilerce desteklendiğinin altı çizilen açıklamada, "Halvi'nin öldürülmesi münferit bir olay değil, İsrail’in işgal altındaki Batı Şeria’da uluslararası hukukun ihlali olan yerleşim politikasının doğrudan bir sonucudur. Buna İsrail güçlerinin suç ortaklığı ve halihazırdaki cezasızlık ortamı da dahildir." ifadelerine yer verildi.
Gazze'deki Filistin Sağlık Bakanlığından yapılan açıklamada, İsrail'in Gazze Şeridi'ne 327 gündür sürdürdüğü saldırılara ilişkin bilgi verildi.İsrail ordusunun son 24 saatte Gazze Şeridi'nin çeşitli bölgelerinde "4 katliam" gerçekleştirdiği, bu saldırılarda 58 Filistinlinin daha hayatını kaybettiği, 131 Filistinlinin de yaralandığı belirtildi.İsrail'in 7 Ekim'den bu yana Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırılarda yaşamını yitirenlerin sayısının 40 bin 534'e, yaralı sayısının da 93 bin 778'e çıktığı kaydedildi.
USAID, ABD yönetimi tarafından kurulan geçici limana ilişkin yeni bir rapor yayımladı.Raporda, USAID çalışanlarının geçici limana ilişkin Biden'a, bu projenin "gerçekleştirilmesinin zor olacağına" dair endişelerini dile getirdiği ancak Biden'ın bu endişeleri göz ardı ettiği kaydedildi.
Raporda ayrıca, çalışanların, Müşterek Kıyı Lojistik Mekanizması (JLOTS) olarak bilinen limanın kullanılmasının, "Ajansın, Gazze'ye yardım ulaştırmak için daha etkili ve kanıtlanmış yöntemler olarak görülen kara geçişlerinin açılmasına yönelik savunuculuğunu azaltacağı" yönündeki endişelerini ilettiği belirtildi.
Öte yandan raporda, "Başkan direktifini yayınladıktan sonra Ajansın odak noktası, JLOTS'u mümkün olduğunca etkin şekilde kullanmak oldu." ifadesine yer verildi.
İsrail ordusunun gece Batı Şeria’da 10 Filistinli’yi öldürmesinin ardından Dışişleri Bakanı Katz, halkın Gazze’de yapıldığı gibi topluca zorla yerinden edilmesini gündeme getirdi.
Katz, İsrail ordusunun Batı Şeria'nın kuzeyindeki Cenin ve Tulkerim mülteci kamplarına baskın başlattığını belirterek, "İran'ın Ürdün'den silah kaçırarak burada kapsamlı bir terör yapısı kurmaya çalıştığını" ileri sürdü. Katz, İsrail'in Batı Şeria'daki "tehdide karşı Gazze'deki gibi muamele etmeleri gerektiğini" savunarak buradaki Filistinlilerin de "Gazze'de yapıldığı gibi topluca zorla yerinden edilmesi" gibi tüm adımların atılması gerektiğini, "bunun bir savaş olduğunu ve kazanmaları gerektiğini" dile getirdi.
İsrail devlet televizyonu KAN'da yer alan haberde, ordunun Batı Şeria'nın kuzeyinde "geniş çaplı operasyon" başlattığı belirtildi.İsrail güvenlik güçlerinin Batı Şeria'nın Cenin ve Tulkerim kentlerinde eş zamanlı harekete geçtiğine işaret edilen haberde, Kara Kuvvetlerine destek için savaş helikopterleri ve insansız hava araçlarının (İHA) kaldırıldığı ifade edildi.
Filistin Sağlık Bakanlığından yapılan yazılı açıklamada, İsrail askerlerinin Cenin kentine düzenlediği baskında 2 kişinin öldürüldüğü ve 3 kişinin yaralandığı bilgisi paylaşıldı.Filistin resmi haber ajansı WAFA'da yer alan habere göre de İsrail ordusu, çok sayıda zırhlı araçlarla Cenin kentine girerek İbn-i Sina Hastanesi yakınına konuşlandı.
İsrail ordusu, Cenin kentinin güneyinde İHA'dan atılan füzeyle bir aracı hedef aldı. Filistin Kızılayı, söz konusu araçta 3 kişinin cansız bedenine ulaştıklarını belirtti.Batı Şeria'nın kuzeyindeki Tulkerim kentine de batıdan giren İsrail güçleri, kentteki hastanelere baskın yaptı ve kuşatma altına aldı. Ambulansların çalıştırılmasına engel olan İsrail askerleri, ambulansların bazılarında arama yaptı.
Tulkerim'deki Nur Şems Mülteci Kampı'na İHA'yla saldırı düzenlendi, saldırı sonucu yaralıların olduğu ancak İsrail'in bölgeyi kuşatmaya aldığı için ambulansların giremediği bilgisi paylaşıldı.Batı Şeria'nın kuzeyindeki Tubas kentinde yer alan Faria Mülteci Kampına da baskın düzenleyen İsrail ordusu, İHA'larla bölgede yoğun uçuşlarını sürdürüyor.
Faria Mülteci Kampına İHA'yla düzenlenen saldırıda da 2 gencin yaşamını yitirdiği ve bazıların yaralandığı belirtilirken, Filistin Kızılayı ekiplerinin de İsrail engelleri nedeniyle bölgedeki yaralılara ulaşmakta zorluk çektiği kaydedildi.İsrail askerleri, Batı Şeria'daki Kalkilya kentine de Filistinlilerin evlerine baskınlar düzenledi.
ABD'li yetkililer, Hizbullah ile İsrail arasında son yılların en yoğun sınır ötesi çatışmalarından sonra iki taraf arasında daha büyük bir çatışma tehdidinin en azından şimdilik önlendiğini düşünüyor. İran'dan gelecek misilleme saldırısına ilişkin endişeler ise devam ediyor. CNN'e göre, ABD, İran'ın bölgedeki en güçlü, en yetenekli ve en bağımsız vekil gücü olan Hizbullah'ın İsrail ile tam ölçekli bir savaş istemediğini değerlendiriyor.
ABD, İran'ın nasıl tepki vereceğine ve verip vermeyeceğine henüz karar verme aşamasında olduğuna inanıyor ancak İran'da gelecek bir saldırı ihtimalini de göz ardı etmiyor.
ABD'li New York Times gazetesi de İran'ın İsrail'e gerçekleştirmesi beklenen misilleme saldırısı ile ilgili dikkat çeken bir analiz kaleme aldı. NYT'ye göre uzmanlar İran saldırısının daha öncekilere benzemeyeceğini düşünüyor ve çok hedefli bir saldırı bekliyor. Gazeteye göre Tahran'ın temel hesabı bölgede savaş gemileri konuşlandırılmış olan ABD'yi içine çekme riski taşımayan bir yanıt bulmak.
Kızıldeniz'deki ticari gemileri hedef alan Yemen'deki Husi savaşçıların geçen hafta vurduğu Sounion adlı petrol tankerinin hâlâ yanmakta olduğu bildirildi.ABD Savunma Bakanlığı Pentagon, 150 bin ton (yaklaşık bir milyon varil) ham petrol taşıyan geminin petrol sızdırıyor olabileceğini duyurdu
.21 Ağustos Çarşamba gününden bu yana saldırıya uğrayan Yunan bandıralı Sounion tankeri, Cuma gününden bu yana yanıyor.Pentagon'un açıklamasında, tankeri kurtarmak için yapılan girişimlerin Husiler tarafından engellendiği de vurgulandı. Tankerin taşıdığı bir milyon varil ham petrol, şimdiye kadarki en büyük petrol sızıntılarından birisine ve büyük bir çevre felaketine neden olabilir.
Sounion, Atina merkezli Delta Tankers şirketine ait Husiler tarafından vurulan üçüncü tanker oldu. Husi militanlar, Delta Tankers'in "işgal altındaki Filistin limanlarına girme yasağını ihlal ettiğini" söyleyerek saldırıyı gerekçelendiriyor. On aylık süreçte Husiler iki gemiyi batırdıklarını, iki mürettebatı da öldürdüklerini açıklamıştı.
Gazze'deki Sivil Savunma Müdürlüğü Sözcüsü Mahmud Basal, yaptığı yazılı açıklamada, İsrail'in dün Gazze Şeridi'ne yönelik hava saldırılarının yol açtığı can kayıplarına dikkati çekti.İsrail ordusunun Gazze vilayetinin farklı noktalarına düzenlediği 5 hava saldırısında 3'ü çocuk en az 18 sivilin yaşamını yitirdiği ve çok sayıda kişinin yaralandığını aktaran Basal, Gazze Şeridi'nin orta kesimine yönelik 4 hava saldırısında da 12 Filistinlinin öldüğünü belirtti.İsrail savaş uçaklarının güneydeki Han Yunus kentinde de 3 noktayı bombaladığına işaret eden Basal, bu hava saldırılarında en az 13 sivilin hayatını kaybettiğini ve çok sayıda kişinin yaralandığını ifade etti.
İsrail'de yayınlanan Yedioth Ahronoth gazetesinin haberine göre, ordu, dış istihbarat teşkilatı Mossad ve iç istihbarat teşkilatı Şin-Bet'ten (Şabak) oluşan İsrail heyeti, Tel Aviv ile Hamas arasında esir takası ve Gazze Şeridi'nde ateşkese varılması için Kahire'de yapılan müzakerelerin ardından Tel Aviv'de istişareler gerçekleştirdi.Uzman heyet istişarelerin ardından müzakereler için yarın Doha'ya gidecek.
Haberde, heyetin, anlaşmanın genel hatlarına ilişkin açık konularda bulunan boşlukların azaltılması amacıyla arabulucularla görüşmelere devam etmesinin beklendiği kaydedildi.Ayrıca heyetin ateşkes anlaşması ve esir takası konusunda İsrail ve Hamas ile müzakerelere devam eden Mısır, Katar ve ABD'li temsilcilerle görüşmesi öngörülüyor.
İsrail devlet televizyonu KAN ile Kanal 12 televizyonunun haberine göre Angert, dün akşam X sosyal medya platformunda konuya ilişkin paylaşım yaptı.Angert, İskenderun Tugayına yeni atanan Besal isimli komutanın göreve gelmesinin ardından askerlerine gönderdiği mesajında, "Tugay'a yeni bir komutan katıldı. Öncelikle savaşçıların soykırım yapmasını umuyorum. Lübnan'ın köyleri ıssız kalacak ve yolları çıkışsız olacak." ifadesini kullandığını açıkladı.
Angert, başka bir paylaşımında da Maliye Bakanı Bezalel Smotrich liderliğindeki aşırı sağcı "Dini Siyonizm" partisine mensup askerleri "ölüm yiyenler mezhebi" olarak tanımladı.Meclis Anayasa, Hukuk ve Yargı Komitesi Başkanı Simcha Rothman, Savunma Bakanı, Genelkurmay Başkanı ve Dışişleri ve Güvenlik Komitesi Başkanına mektup göndererek Angert hakkında disiplin soruşturması ve işlem başlatılması çağrısında bulundu.
Smotrich de X platformunda yayımladığı paylaşımında, "İsrail ordusu bu kadının hala ordudan ihraç edildiğini duyurmadan bu sabah uyanmamızın bir nedeni var mı?" ifadesine yer verdi.Kanal 12 televizyonunun haberinde, İskenderun Tugayı askerlerinin 7 Ekim 2023'ten bu yana Lübnan sınırında ve Gazze Şeridi'nde 200 günden fazla yedek asker olarak görev yaptığı ifade edildi.