Son dakika haberleri: İsrail-Hamas savaşında son durum... Netanyahu'dan bir ilk! İsrail'in 'savaş sonrası' Gazze planı ortaya çıktı! İsrail'de Alpinist depremi
Güncelleme Tarihi:
İsrail ablukasındaki Gazze'den son dakika haberleri gelmeye devam ediyor... Aylardır 'savaş sonrası' atılacak adımlar konusunda isteksiz davranan Netanyahu'dan beklenen hamle geldi. Netanyahu Gazze'nin savaş sonrası yönetimine ilişkin planını Güvenlik Kabinesine sundu. Ülke basını bu planına ulaştı ve madde madde Tel Aviv'in hedefini dünyaya duyurdu. Haaretz ise İsrail askerlerinin Netanyahu'ya gösterdiği tepkiyi yazdı.
İsrail - Hamas savaşında yaşanan son dakika gelişmeleri...
Tüm dünyanın tepkisine rağmen sivilleri hedef alan İsrail güçleri, Filistinlilerin sığındığı bir binayı hedef aldı. Gazze Şeridi’nin merkezindeki Deir el-Balah kentinde Ebu Zuaiter ailesine ait olduğu öğrenilen binaya düzenlenen saldırıda çoğu kadın ve çocuk olmak üzere en az 24 Filistinli hayatını kaybetti. Saldırıda çok sayıda Filistinli de yaralandı.
ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, G20 Dışişleri Bakanları Toplantısı'na katılmak üzere geldiği Arjantin’in basın toplantısı düzenledi. İsrail’in Batı Şeria’da yeni yerleşim yerleri inşa edeceğini duyurmasına değinen Blinken, “Hayal kırıklığına uğradık. Hem Cumhuriyetçi hem de Demokrat yönetimler altında yeni yerleşimlerin kalıcı bir barışa ulaşılmasına engel olduğu uzun zamandır süregelen bir ABD politikasıdır. Ayrıca uluslararası hukuka da aykırıdır” dedi.
ABD yönetiminin yerleşim alanlarının genişletilmesine kesin bir şekilde karşı olduğunu ve Gazze Şeridi’nin topraklarının küçültülmemesi gerektiğini vurgulayan Blinken, “Bize göre bu durum İsrail’in güvenliğini güçlendirmez, sadece zayıflatır. Gazze terörizm için bir platform olamaz. İsrail'in Gazze'yi yeniden işgali söz konusu olmamalıdır. Gazze topraklarının büyüklüğü azaltılmamalı” ifadelerini kullandı.
ALMANYA’DAN İSRAİL’E KINAMA
Almanya Dışişleri Bakanlığı Sözcü Yardımcısı Kathrin Deschauer de, Berlin’de düzenlediği basın toplantısında, İsrail’in Batı Şeria'da binlerce yeni yerleşim yeri inşa etme planlarını kınadı. Deschauer, “Yerleşim yeri inşası konusundaki tutumumuzu biliyorsunuz. Bu uluslararası hukuka aykırıdır ve bu durum yeni inşaat projelerinde de geçerlidir” diye konuştu.
Hollanda’nın Lahey kentinde bulunan Uluslararası Adalet Divanı’nda (UAD) “İsrail'in işgal ettiği Filistin topraklarındaki uygulamalarının hukuki sonuçlarına ilişkin danışma görüşü” duruşmaları 5. gününde de devam ediyor.
Barış Sarayı’nda düzenlenen bugünkü duruşmada konuşan Birleşik Krallık’ın Dışişleri Bakanlığı Hukuk Genel Direktörü ve UAD nezdindeki temsilcisi Sally Langrish, İsrail işgalinin yasadışı olduğunu kabul ederken, iki devletli müzakere edilmiş bir çözüm çağrısında bulundu.
Birleşik Krallık’ın 242 (1967) ve 338 (1973) sayılı Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kararlarının uygulanmasına yönelik ilkeler konusundaki tutumu ve sınırlar konusunda bir anlaşmaya varılması gerektiği konusunda net olduğunu vurgulayan Langrish, “İki devletin sınırları için 1967 sınırlarına dayanan ve taraflar arasında eşit toprak takaslarını içeren bir anlaşma yapılmalıdır. Filistinliler için güvenlik düzenlemeleri egemenliklerine saygı göstermeli ve İsrail için güvenliğini korumalıdır. Mülteci sorununa adil, üzerinde anlaşılmış ve gerçekçi bir çözüm sağlanmalı ve iki tarafın da Kudüs'e yönelik arzuları, Kudüs'ün her iki devletin gelecekteki başkenti olarak statüsü müzakereler yoluyla oluşturulmalıdır” dedi.
Uluslararası Adalet Divanı'nda (UAD) "İsrail'in işgal ettiği Filistin topraklarındaki uygulamalarının hukuki sonuçlarına ilişkin danışma görüşü" duruşmaları 5’inci günde devam ediyor.
Lahey kentindeki Barış Sarayı’nda gerçekleştirilen oturumlarda konuşmasına İsrail'in işgaline ilişkin acı dolu sömürge tarihini anlatarak başlayan Namibya Adalet Başkanı Yvonne Dausab, mahkemenin İsrail’in Filistin topraklarını işgal etmesini yasadışı olarak tanımasını istedi.
Namibya ve Filistin arasındaki “acı dolu” benzerliğe dikkat çeken Dausab, “Kendilerini yönetme hakkını kullanmak yerine Filistinliler ile Namibyalılar insanlık onurunun kaybına ve topraklarının, doğal kaynaklarının çalınmasına maruz kaldılar” dedi.
Namibya’nın hala uzun ve yasa dışı işgalinden mustarip olduğunu kaydeden Bakan Yvonne Dausab, “UAD, kurtuluş mücadelemizde hayati rol oynadı. Mahkeme, kendi geleceğini tayin hakkını yasal bir zorunluluk olarak teyit ederek 1990 yılında Namibya'nın bağımsızlığına giden yolu açmıştı. Namibya'nın apartheid deneyimi nedeniyle, Filistin halkına karşı işlenen acımasız zulümleri görmezden gelemeyiz. Mahkemeden de görmezden gelmemesini istiyoruz" ifadelerini kullandı.
İsrail ordusunun özel Alpinist birliğinde görev yapan yedek askerler, Perşembe günü birliğin kuzey İsrail'deki karargahını ziyaret eden Başbakan Binyamin Netanyahu ile görüşmeyi reddetti.
Haaretz'te yer alan habere göre, birim üyelerine, Netanyahu'nun ziyaretine gelmeden birkaç saat önce hazırlanmaları talimatı verildi ve bu, birçok kişinin Netanyahu ile görüşmekten vazgeçme talebinde bulunmasına yol açtı. Birim komutanı sonuçta iki ekibin başbakanla görüşmesine karar verdi.
Başbakanlık sözcüsü, Netanyahu'nun İsrail'e yaptığı ziyarete ilişkin bir açıklama yayınladı ve İsrail'in kuzeyinde birliğin askerleriyle buluştuğu görüntülere yer verdi.
Filistin Yönetimi, Netanyahu'nun savaş sonrası planını, Filistin topraklarında İsrail işgalini sürdürmeyi ve bir Filistin devletinin kurulmasını engellemeyi amaçlamakla suçladı.
Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas'ın sözcüsü Nabil Abu Rudeineh, "Gazze, başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız Filistin devletinin bir parçası olacak ve bunun dışındaki her plan başarısızlığa mahkumdur" dedi.
BM Raportörleri, Gazze'de kullanılacağı ve uluslararası hukuku ihlal edeceği gerekçesiyle İsrail'e silah satışının derhal durdurulması çağrısında bulundu.
Filistin Sağlık Bakanlığı, 7 Ekim’den bu yana devam eden saldırılarda hayatını kaybedenlerin sayısının 29 bin 514’e, yaralananların sayısının ise 69 bin 616’ya yükseldiğini duyurdu. Son 24 saatte İsrail tarafından 10 saldırı gerçekleştirildiği kaydedilen bakanlık açıklamasında, bu saldırılarda 104 kişinin hayatını kaybettiği 160 kişinin de yaralandığı açıklandı.
ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin, İsrailli mevkidaşı Yoav Gallant'a, İsrail'in "herhangi bir askeri operasyona başlamadan önce Refah'ta barınan bir milyondan fazla insanın güvenliğini ve desteğini sağlayacak güvenilir bir plana" ihtiyacı olduğunu söyledi. Pentagon açıklamasında, Perşembe günü yapılan bir telefon görüşmesinde Austin'in ayrıca "yağma ve şiddet Gazze'deki insani yardım konvoylarına erişimi engellediği için insani gruplarla çatışmayı çözme sürecini iyileştirme ve Filistinli sivillere daha fazla yardım ulaşmasını sağlama ihtiyacını" da gündeme getirdiği belirtildi.
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, savaş sonrası Gazze'nin yönetimine ilişkin planını güvenlik kabinesine sundu. Bu, büyük ölçüde savaşın başlangıcından bu yana dile getirdiği bir dizi ilkelerden oluşuyor, ancak bunlar ilk kez resmi olarak kabineye sunuldu.
Netanyahu dört aydan fazla bir süre boyunca sözde "ertesi gün" ile ilgili güvenlik kabinesi görüşmelerini yapmaktan kaçındı ve bunun koalisyonda çatlaklara yol açabileceği korkusuyla hareket etti. Aşırı sağcı bakanlardan bazıları, bu tür toplantıları Gazze'de İsrail yerleşimlerinin yeniden kurulmasını ve Gazze'nin kalıcı işgalini teşvik etmek için kullanmayı amaçlıyor; Başbakan, bu politikalara karşı çıktığını ve kesinlikle İsrail'in bölgede kalan desteğinin de dağılmasına yol açacağını söylüyor.
Times of Israel'de yer alan habere göre, güvenlik kabinesi bakanlarına sunulan ilkeler belgesinde Filistin Yönetimi'nin adı açıkça belirtilmedi veya onun Gazze'nin savaş sonrası yönetimine katılımı göz ardı edilmedi.
Bunun yerine, Gazze'deki sivil işlerin belgede yer verilen ifadelere göre, "idari deneyime" sahip ve "terörizmi destekleyen ülke veya kuruluşlarla" bağlantısı olmayan "yerel yetkililer" tarafından yürütüleceği belirtiliyor.
Gazeteye göre İsrail ordusu, Gazze Şeridi'nin tamamında sınırsız faaliyet gösterme özgürlüğünü sürdürecek; bu, belgede "orta vadeli bir prensip" olarak tanımlanan bir askeri varlık.
Ayrıca İsrail, Gazze Şeridi'nin İsrail sınırının Filistin tarafında bir "tampon bölge" kurma planına da devam edecek ve bu bölge "güvenlik ihtiyacı olduğu sürece" yerinde kalacak.
Netanyahu, uluslararası ve yurt içi yoğun baskılara rağmen, şimdiye kadar savaş sonrası Gazze'ye ilişkin herhangi bir vizyon ortaya koyamamıştı.
Times of Israel'in ismi açıklanmayan bir ABD'li yetkiliye dayandırdığı haberine göre, İsrail, Gazze'deki sivillere yönelik ABD'nin büyük miktarda un sevkiyatına izin verecek.
Yeni düzenlemeyle, Gazze'deki 1,5 milyon Filistinliyi beş ay boyunca doyurabilecek bir un sevkiyatı bölgeye girecek ve bu un, BM'nin Dünya Gıda Programı tarafından dağıtılacak.
ABD Ulusal Güvenlik Konseyi sözcüsü John Kirby, Gazze'de ateşkes ve esir değişimine ilişkin müzakerelerde ilerleme kaydedildiğine dair işaretlerin arttığını söyledi. Kirby, Washington'da şunları söyledi: "Tartışmalar devam ediyor, aktif ve yapıcı olduklarına inanıyoruz."
Bir BM personeli, Gazze'nin güney Han Yunus bölgesinde İsrail güçleri tarafından kuşatılan ve baskın yapılan Nasser Hastanesi'nden ağır hasta hastaları ve aileleri tahliye etmeye yönelik kurtarma misyonunun zorluklarını anlattı.
BM İnsani İşler Koordinasyon Ofisi'nden Dr Sara el-Saqqa, hastanede su ve elektrik olmadığını, tıbbi malzemelerin sınırlı olduğunu ve kuşatma altındaki tıbbi tesiste mahsur kalanlar için gıdanın yetersiz olduğunu anlattı.
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nde konuşan Çin'in BM temsilcisi Zhang Jun, Gazze'de ateşkesin "masum hayatları kurtarmak ve daha geniş bir savaşı önlemek için acil bir zorunluluk" olduğunu söyledi. Elçi "Derhal ateşkes, uluslararası toplumun dile getirdiği ortak istek ve konseyin ezici çoğunluğunun fikir birliğidir" dedi.
