Son dakika... Hamas'tan Trump'a rest: Gülünç ve hiçbir değeri yok... Refah Sınır Kapısı açıldı
Güncelleme Tarihi:
Hamas yöneticilerinden Sami Ebu Zuhri, ABD'nin Gazze Şeridi'ndeki Filistinlileri yerinden etme projesini tekrar tekrar dillendirmesinin, "İsrail'in Gazze'de işlediği suça ortak olmadaki ısrarını" gösterdiğini belirtti. Öte yandan İsrail ile Hamas arasında gerçekleşen 4. esir takasının ardından Gazze'de önemli bir gelişme yaşandı. Yetkililer, Gazze'nin Mısır'a geçiş güzergahı olan Refah Sınır Kapısı'nın yeniden açıldığını bildirdi.
Filistin resmi ajansı WAFA'nın haberine göre, İsrail ordusuna ait İHA'nın Cenin kentinin doğusundaki mahallede bir motosiklete yönelik hava saldırısı sonucu 2 kişi hayatını kaybetti.
İsrail'e ait bir diğer İHA'nın Cenin'in güneyindeki Kabatiye kasabasının merkezinde caddede bir aracı bombalaması sonucu da 2 kişi yaşamını yitirdi, çok sayıda kişi yaralandı.
Filistin Sağlık Bakanlığından yapılan yazılı açıklamada da İsrail'in Cenin'in doğu semtini hedef alan hava saldırısı ile Kabatiye'de bir araca düzenlenen hava saldırısında 2'şer kişinin hayatını kaybettiği belirtildi.
Bu kişilerle birlikte İsrail'in Cenin kenti ve Cenin Mülteci Kampı'na yönelik saldırılarında 12 günde yaşamını yitirenlerin sayısı 24'e yükselirken, onlarca kişi de yaralandı.
Beyaz Saray'dan telefon görüşmesine ilişkin yazılı açıklama yapıldı.
Açıklamada, Sisi'nin, Trump'ı arayarak tebrik ettiği, Trump'ın da dostluğu için Sisi'ye teşekkürlerini ilettiği aktarıldı.
Görüşmede Gazze'deki esirlerin serbest bırakılmasında Mısır'ın rolünün de ele alındığı vurgulanan açıklamada, Sisi'nin, "Trump'ın liderliğinin, Orta Doğu barışında altın döneme öncülük edeceğinden emin olduğunu" belirttiği kaydedildi.
Hamas'tan yapılan yazılı açıklamada, "Bugün işgal devletinin hapishanelerinden çok sayıda kahraman esirin, maruz kaldıkları kötü muamele ve işkencelerden dolayı tedavi edilmek üzere hastanelere kaldırılmaları, maruz kaldıkları çirkinliğin kanıtıdır." ifadeleri kullanıldı.
Uluslararası topluma, müdahale etme çağrısında bulunulan açıklamada, "İsrail hapishanelerinde Filistinli esirlere yönelik işlenen korkunç ihlaller, savaş suçu teşkil ediyor. Uluslararası toplumun ve BM'nin, bunları durdurmak ve faillerini hesaba çekmek için derhal müdahale etmesi gerekiyor." denildi.
Hamas'ın, Filistin direniş gurupları ile direnişe devam edeceği vurgulanan açıklamada, Filistin halkının, özgürlük ve bağımsızlık yolundaki hedefleri gerçekleşene kadar direnişin süreceği bildirildi.
Mısır'ın başkenti Kahire'de toplanan Arap ülkeleri dışişleri bakanları, Trump'ın planına ilişkin ortak yazılı açıklama yaptı.
Açıklamada, Kahire'deki toplantıya, Mısır Dışişleri Bakanı Bedir Abdulati, Ürdün Dışişleri Bakanı Eymen es-Safedi, Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Faysal bin Ferhan, Katar Başbakanı ve Dışişleri Bakanı Muhammed bin Abdurrahman Al Sani, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) Dışişleri Bakanı Abdullah bin Zayid Al Nahyan'ın yanı sıra Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) Yürütme Konseyi Sekreteri Hüseyin eş-Şeyh ile Arap Birliği Genel Sekreteri Ahmed Ebul Gayt’ın katıldığı belirtildi.
Toplantıya katılan ülke temsilcilerinin, Orta Doğu'da iki devletli çözüm esasında adil ve kapsamlı bir barışın sağlanması için ABD Başkanı Trump ve yönetimi ile çalışmaya istekli olduklarına dikkat çekilen açıklamada, "Katılımcılar, Filistinlilerin vazgeçilmez haklarına yönelik ihlallerin reddedilmesi konusunda mutabakata varmış bulunmaktalar." ifadelerine yer verildi.
Açıklamada, Gazze Şeridi'nde ateşkesin sağlanması ve esir değişimi anlaşmasının memnuniyetle karşılandığı belirtilerek, bu bağlamda Mısır ile Katar'ın çabaları ile ABD'nin oynadığı rolün takdir edildiği kaydedildi.
Katılımcıların, üç ülkenin (Mısır, Katar ve ABD) anlaşmanın tüm aşamaları ve hükümlerinin uygulanmasını sağlamak, tam bir sükunete ulaşmak için sarf ettiği çabaları desteklediği ve ateşkesin sürdürülmesinin önemini vurguladığı aktarılan açıklamada, İsrail güçlerinin (Gazze Şeridi'nden) tamamen çekilmesi ve Gazze Şeridi’ni bölmeye yönelik her türlü girişimin tamamen reddedilmesi ve Filistin Yönetimi'nin Gazze Şeridi'ndeki görevlerini üstlenebilmesi için çalışılmasının öneminin altı çizildi.
UNRWA’nın rolüne vurgu
Açıklamada, Birleşmiş Milletler Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı'nı (UNRWA) rolünün vazgeçilmez ve yeri doldurulamaz merkezi rolüne işaret edilerek, UNRWA'yı devre dışı bırakma veya rolünü sınırlama girişimlerinin kategorik olarak reddedildiği belirtildi.
Gazze Şeridi'nde kapsamlı bir yeniden yapılanma sürecini planlamak ve hayata geçirmek için uluslararası toplumunun ortak çabalarının önemine değinilen açıklamada, Filistin halkının toprakları üzerindeki kararlılığına ve meşru haklarına tam destek verildiği bildirildi.
Açıklamada, tehcir ve sürgün etme yoluyla Filistin halkının vazgeçilmez haklarına dokunulmasının kabul edilemez olduğuna vurgu yapılarak, bunun istikrarı tehdit ettiği, çatışmanın bölgeye daha fazla yayılmasına yol açtığı, halklar arasında barış ve bir arada yaşama şansını zayıflattığı uyarısında bulunuldu.
Mısır'ın, Birleşmiş Milletler (BM) ile Gazze Şeridi'nin yeniden inşası için uluslararası bir konferans düzenleme niyetini memnuniyetle karşıladıkları aktarılan açıklamada, uluslararası toplum ve bağışçılara bu çabaya katkıda bulunma çağrısı yapıldı.
Açıklamada, katılımcıların uluslararası topluma, özellikle uluslararası ve bölgesel güçler ile BM Güvenlik Konseyi'ne iki devletli çözümün fiilen uygulanması çağrısında bulunduğu ifade edilerek, uluslararası koalisyonun iki devletli çözümü hayata geçirme çabalarının desteklenmesi ve Suudi Arabistan ile Fransa'nın başkanlığında Haziran 2025'te yapılması planlanan Filistin sorununun çözümü ve iki devletli çözümün hayata geçirilmesine yönelik uluslararası konferansa katılımın önemi vurgulandı.
Katar Dışişleri Bakanlığından yapılan yazılı açıklamaya göre, Başbakan ve Dışişleri Bakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman Al Sani, Gazze Şeridi'nde ateşkes ve Birleşmiş Milletler Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı'nı (UNRWA) desteklemenin yollarını ele almak üzere 6 Arap ülkesinin katılımıyla Mısır'ın başkenti Kahire'de düzenlenen toplantıda konuştu.
Al Sani, "Katar'ın, kardeş Filistin halkını Gazze Şeridi'nden çıkarma girişimlerini tamamen reddettiğini" yineledi.
Katar Dışişleri Bakanı, bu tür çağrıların işgal altındaki Filistin topraklarında çatışmaları yeniden başlatacağını ve Filistin halkının acılarını artıracağını ifade etti.
Trump'tan Gazzelilerin komşu ülkelere gönderilmesi çağrısı
ABD Başkanı Donald Trump, 26 Ocak'ta yaptığı açıklamada, Gazze'deki Filistinlilerin başta Ürdün ve Mısır olmak üzere Arap ülkelerine sürgün edilmesi fikrini ortaya atmıştı.
Trump, Gazze'nin "temizlenmesi için" söz konusu ülkelerin daha fazla Filistinliyi kabul etmesi ve bu kişilerin "farklı yerlerde inşa edilecek konutlara yerleştirilmesi" çağrısında bulunmuş, bunun "geçici" veya "uzun süreli" olabileceğini söylemişti.
Bunun üzerine Ürdün ve Mısır'ın yanı sıra Arap Birliği, İslam İşbirliği Teşkilatı ve Birleşmiş Milletlerden Trump'ın teklifini reddeden açıklamalar gelmişti.
Ancak Trump, Gazzelilerin komşu ülkelere gönderilmesi yönündeki söylemini yineleyerek, Mısır ile Ürdün'ün Gazze'deki Filistinlileri ülkelerine kabul edeceğinden emin olduğunu söylemişti.
Filistin medyası, ABD-İsrail çifte vatandaşı Keith Siegel'in teslimi sırasında Haytam Hawajri'nin de bulunduğunu bildirdi. İsrail Savunma Kuvvetleri (IDF), açıklanan bilginin ardından Aralık 2023'te öldürdüğünü söylediği Hamas'ın Şati Taburu komutanını öldüremediğini kabul etti.
IDF'den yapılan açıklamada, Hawajri'nin 3 Aralık 2023'te hedef alınmasının ardından “IDF ve Shin Bet tarafından yüksek bir olasılıkla ortadan kaldırıldığının tespit edildiği ve ardından IDF sözcüsünün konuyla ilgili bir açıklama yaptığı” belirtildi.
Açıklamada, “Daha sonra yapılan incelemeler sonucunda İstihbarat Müdürlüğü ve İç İstihbarat'ın dayandırdığı bilginin doğru olmadığı ve Hawajri'nin saldırıda ortadan kaldırılmadığı tespit edildi” ifadeleri kullanıldı.
Hamas yöneticilerinden Sami Ebu Zuhri, aptığı yazılı açıklamasında, "Gazze'deki Filistinlileri yerinden etme projeleri gülünç ve hiçbir değeri yok. İşgalci İsrail, güç kullanarak başaramadığını siyasi oyunlarla da başaramayacak." ifadelerine yer verdi.
ABD yönetiminin Filistinlileri Gazze'den çıkarma projelerindeki ısrarının "bölgede daha fazla kaos ve gerginliğin habercisi" olduğunu belirten Ebu Zuhri, ABD'nin Filistinlilerin tehcir edilmesiyle ilgili açıklamalarının "İsrail'in Gazze'de işlediği suça ortak olmakta ısrarcı olduğunu" gösterdiğini ifade etti.
ABD Başkanı Donald Trump, Gazze'nin "temizlenmesi için" Ürdün, Mısır ve diğer Arap ülkelerinin bölgeden daha fazla Filistinli mülteciyi kabul etmesi ve bu kişilerin "farklı yerlerde inşa edilecek konutlara yerleştirilmesi" çağrısı yapmıştı.
Bunun üzerine Ürdün ve Mısır'ın yanı sıra Arap Birliği, İslam İşbirliği Teşkilatı ve Birleşmiş Milletlerden Trump'ın teklifini reddeden açıklamalar gelmişti.
Ancak Trump, Gazzelilerin komşu ülkelere gönderilmesi yönündeki söylemini yineleyerek, Mısır ile Ürdün'ün Gazze'deki Filistinlileri ülkelerine kabul edeceğinden emin olduğunu söylemişti.
Gazze Şeridi ile Mısır arasındaki Refah Sınır Kapısı, hasta ve yaralı Filistinlilerin tahliyesi için 8 ay sonra yeniden açıldı.
Gazze'deki sağlık bakanlığı, İsrail'le varılan ateşkes anlaşmasının bir parçası olarak yeniden açılan Refah Sınır Kapısı'ndan 50 Filistinli hastanın Mısır'a geçtiğini açıkladı.
Mısır devlet kanalı Al-Qahera News'te yer alan habere göre, Gazze hastaneleri müdürü Muhammed Zaqout, “Gazzeli hastaların 50'si Mısır tarafından onaylandı. Bu sayının artmasını umuyoruz. Şu anda transfer edilmeye hazır 6.000 ve tedaviye şiddetle ihtiyaç duyan 12.000'den fazla vaka var" dedi.
İsrail ordusunun Aytarun'dan çekilerek beldenin kontrolünü Lübnan ordusuna bırakması bekleniyor.
Lübnan ordusunun 10 gündür İsrail ordusunun engeli nedeniyle geçiş yapamadığı bölgeye girmeye hazırlandığı, İsrail askeri araçları tarafından kapatılan yolun açılması ve güveliğinin sağlanması için çalışmaların sürdüğü aktarıldı.
İsrail ordusu çekilip güvenlik sağlanana kadar sivillerin beldeye girmesine izin verilmeyeceği duyuruldu.
Lübnan ile İsrail arasında 27 Kasım 2024'te ateşkese varılmıştı. Buna göre İsrail ordusunun 60 gün içinde Lübnan'ın güneyinde işgal ettiği noktalardan çekilmesi gerekiyordu. Ancak İsrail, Lübnan ordusunun ülkenin güneyine "tam olarak yerleşmediğini" ileri sürerek işgal süresini 18 Şubat'a kadar uzatmıştı.
Lübnan Sağlık Bakanlığının açıklamasına göre, İsrail ordusunun 26 Ocak'tan bu yana düzenlediği saldırılarda 28 kişi hayatını kaybetti, 216 kişi yaralandı.
İsrail ile varılan ateşkes kapsamında gerçekleşen esir takasının 4. turunun ardından Hamas, esirlerin serbest bırakılmasıyla ilgili resmi bir açıklama yaptı.
Hamas'ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayı tarafından yapılan açıklamada, serbest bıraktıkları Keith Siegel'e ilişkin "Amerikan vatandaşlığına sahip ve birçok hastalıktan muzdarip tutsağa, zorlu koşullara rağmen gerekli sağlık hizmetini sağlamak için elimizden geleni yaptık" dedi.
Gazze'nin sahil kısmında Kızılhaç tarafından teslim alınan Siegel hakkında Hamas, “Düşman esirlerinin fiziksel ve psikolojik durumlarının iyi olması direnişimizin değerlerini ve esirlere yönelik ahlaki bağlılığını kanıtlarken, suçlu siyonist rejim işgal hapishanelerindeki esirlere karşı en iğrenç ihlalleri gerçekleştiriyor” ifadesinde bulundu.
İsrail, ateşkes kapsamında teslim aldığı 3 İsrailli esir karşılığında 183 Filistinliyi serbest bırakmaya başladı.
İşgal altındaki Batı Şeria'da bulunan Ofer Askeri Cezaevi'nden ayrılan Kızılhaç konvoyu Batı Şeria'nın Ramallah kentine ulaşırken, serbest kalan esirler Filistinliler tarafından coşkuyla karşılandı.
Esirlerin serbest bırakılmasının ardından yazılı bir açıklama yayınlayan Hamas, İsrail ile varılan ateşkes anlaşmasına bağlı olduklarını gösterdiklerini belirtti.
Açıklamada, Filistinli mahkumların bir an önce serbest bırakılması da dahil olmak üzere anlaşmanın kendisine düşen kısmını derhal yerine getirilmesi için İsrai'le baskı yapılması çağrısında bulundu.
Kızılhaç görevlileri, Gazze sahiline kurulan ve son ana kadar gizliliği korunan teslim noktasına geldi. ABD-İsrail çifte vatandaşı Keith Siegel'in serbest bırakılmasına ilişkin belgeler Kızılhaç yetkilileri tarafından sahnede imzalandı. Kassam Tugayları'nın sertifika verdiği Siegel, Kızılhaç'ın aracına bindi ve sloganlar eşliğinde İsrail'e doğru yola çıktı.
İsrailli bir savunma yetkilisi, Gazze'deki 2 esiri teslim Kızılhaç'ın 3. esiri alabilmek için yola çıktığını açıkladı.
Açıklamada, Kızılhaç'ın Bibas ve Calderon'un teslim edilmesinin ardından Keith Siegel'i Gazze sahilinde kurulan alandan alacağı belirtildi.
Gazze Şeridi asırlar boyunca Asya'ya ve Afrika'ya açılan bir kapı, dünya için önemli bir merkez, birçok farklı medeniyetin buluşma noktası, bir arada yaşam kültürünün ve farklı dinlerin beşiği oldu.
İsrail 7 Ekim 2023'te başlattığı ve 471 gün devam eden saldırılarında Gazze Şeridi'ni harabeye çevirdi.
Bölgede korkunç bir katliam ve yıkım gerçekleştiren İsrail, mukaddesata da hürmet etmeyerek hem Müslümanlar hem de Hristiyanlara ait cami ve kilise gibi kutsal mekanları tarumar etti.
İsrail, 7 Ekim 2023'ten 19 Ocak 2025'e kadar devam eden saldırılarında Filistin tarihinin zenginliğini ve derinliğini yansıtan çok sayıda tarihi cami, tapınak ve kiliseyi tamamen ya da kısmen yıktı.
Bu kutsal alanlar İsrail ordusunun havadan ve karadan saldırılarının doğrudan hedefi oldu, bu da korkunç yıkımlara ve ağır insan kayıplara yol açtı.
İbadethanelere saldırmakla yetinmeyen İsrail, din alimlerini ve imamları da öldürdü.
Kızılhaç'a teslim edilen Yarden Bibas ve Ofer Calderon, İsrail Savunma Kuvvetleri (IDF) tarafından Gazze'den çıkarıldı. 2 esirin sınırı geçerek İsrail'e ulaştığını belirten IDF, Bibas ve Calderon'un muayeneden geçeceğini ifade etti.
Gazze Şeridi'ndeki Han Yunus kentinde, Uluslararası Kızılhaç Komitesi'ne (ICRC) ait araçlar değişim noktasına geldi.
Hamas, esirlerin serbest bırakılması için hazırlık yaparken Gazze'deki Filistin vatandaşları, değişim noktasında ellerinde bayraklarıyla toplandı.
Hamas'ın askeri kanadı İzzeddin El Kassam Tugayları, İsrailli 2 sivil Ofer Calderon ve Yarden Bibas'ı Gazze'nin güneyindeki Han Yunus kentinde Kızılhaç yetkililerine teslim etti.
Sertifika verilen esirler, takasın gerçekleştirildiği bölgede kurulan sahneye çıkarıldı. Bir Kızılhaç yetkilisi ile Kassam Tugayları mensubu, esirlerin teslimine ilişkin belge imzaladı. Esirler daha sonra Kızılhaç aracına bindirilerek İsrail'e dönmek üzere yola çıktı.
İsrail ordusunun yapılan açıklamada da 2 esirin Kızılhaç tarafından teslim alındığı duyuruldu. Hamas, 3. esir Keith Siegel'i ise Gazze şehrinde serbest bırakacak.
Filistin Esirler Cemiyeti tarafından yapılan yazılı açıklamada, İsrail ordusunun, Batı Şeria ve Kudüs'te serbest bırakılan onlarca Filistinli esirin evine, serbest bırakılmadan önce ve sonra baskın düzenleyerek, kutlama amaçlı etkinlik yapılmaması uyarılarında bulunan bildiriler dağıttığı belirtildi.
Açıklamada, ordunun esirlere ve ailelerine yönelik uygulamaları arasında onlarca kişiye yönelik tehditler, hatta öldürme ve gözaltlar, evlere yönelik vandallık eylemlerinin kayıt altına alınması ve esirlerin serbest bırakılmasından dolayı herhangi bir kutlama etkinliği yapılmaması, herhangi bir bayrak veya flama çekilmemesi yönünde uyarıların yer aldığı dile getirildi.
İsrail'in "terör estirdiği" bu uygulamalarının, ilk grup esirin serbest bırakılmasıyla başladığı kaydedilen açıklamada, İsrail'in amacının, serbest bırakılan Filistinli esirin sembolizmini ve Filistin halkının bilincindeki statüsünü sarsmak olduğu dile getirildi.
İsrail ordusu, silahlı bir grubun tampon bölgedeki İsrail güçlerine ateş açtığını ileri sürdü.
Ordudan yapılan yazılı açıklamada, silahlı 5 kişinin tampon bölgenin kuzeyinde konuşlu İsrail güçlerine ateş açtığı, İsrail güçlerinin de aynı şekilde karşılık verdiği ifade edildi.
Açıklamada, olayda İsrail askerleri arasında herhangi bir yaralanma olmadığı bildirildi.
İsrail ordu radyosunun haberinde ise olayın "alışılmadık" olduğu belirtilerek, İsrail güçlerinin tampon bölgeye ve Suriye'nin güneyine yönelik kara saldırılarının başlamasından bu yana ilk kez hedef alındığına işaret edildi.
Suriyeli yetkililerden İsrail ordusunun iddialarına ilişkin henüz resmi bir açıklama yapılmadı.
Hamas'a bağlı Esirler Medya Ofisinden yapılan açıklamada, 1 Şubat Cumartesi günü serbest bırakılacak Filistinli esirlerin 18'i müebbet, 54'ü ağır hapis cezasına çarptırılmış kişiler ile 111'i de 7 Ekim 2023'ten sonra Gazze Şeridi'nden alıkonulan kişilerden oluşuyor.
Açıklamada, serbest bırakılması planlanan 7 kişinin Filistin dışına gönderileceği belirtildi.
Ayrıca, El-Fetih Hareketinden 54, Hamas Hareketinden 8, İslami Cihad Hareketinden 6, Halk Cephesi'nden 2 ve Demokratik Cephe'den de 2 Filistinli tutuklunun serbest bırakılmasının planlandığı kaydedildi.
Filistin resmi haber ajansı WAFA'da yer alan habere göre, İsrail ordusu, 5 gündür şiddetli saldırılar düzenlediği Tulkerim Mülteci Kampı'nda çok sayıda eve saldırı düzenledi.
En-Nadi Mahallesi başta olmak üzere mülteci kampından çok sayıda patlama sesleri duyuldu, bölgeden yoğun dumanlar yükseldi.
