Güncelleme Tarihi:
Netanyahu, X hesabından paylaştığı videoda, İsrail'de Başbakanlık Ofisinden sızdırılan gizli belgeleri yayınlayan uluslararası medya kuruluşları hakkında geniş çaplı soruşturma başlatılması talebinde bulundu.
İsrail Başbakanı, sızdırılan belgeleri yayınlayan medya kuruluşlarının "İsrail'in ulusal güvenliğinin altını oyduğunu, dünya nezdindeki imajını çarpıtmaya katkıda bulunduğunu" öne sürdü.
Son sızdırılan belgelerin kabineden çıktığını hatırlatan Netanyahu, "Düşmanlarımıza çok değerli bilgiler sağladı." dedi.
Netanyahu, "Kabine ve (ateşkes için) müzakere ekibinin toplantılarını etkileyen sızıntılar, Hamas'ın konumunu güçlendiren ve İsrail'in güvenliğine büyük zarar veren hassas askeri bilgileri içeriyordu." ifadesini kullandı.
Sızdırılan son belgelerin sıradan olmadığını söyleyen Netanyahu, "şahsi itibarına zarar verme ve üzerinde siyasi baskı oluşturma amaçlı kasıtlı bir girişim" olduğunu öne sürdü.
Netanyahu, "gizli belgelerin sızdırılması" soruşturmada gözaltına alınan yardımcısı Eliezer Feldstein'i savunarak, Feldstein'in İsrail'in güvenliğine zarar vermeyecek vatansever biri olduğunu iddia etti.
İSRAİL'DE "GİZLİ BELGELERİN SIZDIRILMASI" SORUŞTURMASINDA 5 KİŞİ GÖZALTINA ALINMIŞTI
Söz konusu olaya ilişkin yürütülen soruşturmada aralarında Başbakan Binyamin Netanyahu'nun yardımcılarından Eliezer Feldstein'ın da bulunduğu 5 kişi gözaltına alınmıştı.
Hamas'a ait olduğu öne sürülen, üstünde oynamalar yapılmış belgelerin kamuoyunu manipüle etmek amacıyla Başbakanlık Ofisince yabancı basına servis edildiği anlaşılmıştı.
Yabancı basına servis edilen belgeler, Alman Bild ve İngiltere merkezli The Jewish Chronicle gazetelerinde yayınlanmıştı.
Jewish Chronicle’ın belgelere dayandırdığı haberinde, İsrail ordusunun Gazze’de ele geçirdiği öne sürülen belgelere göre, Yahya Sinvar’ın İsrailli esirlerle Mısır üzerinden Gazze dışına kaçmayı planladığı öne sürülüyordu.
Bild gazetesindeki habere göre ise, İsrail güçlerinin Gazze’de ele geçirdiği belgelerde Hamas’ın psikolojik harp taktiği olarak esir takası ve ateşkes görüşmelerini mümkün olduğunca uzatmayı planladığı aktarılıyordu.
İsrail basınında, söz konusu olayın "İsrail güvenlik teşkilatında büyük endişe ve öfkeye yol açtığı ve bunun, Netanyahu ve yakın çalışma arkadaşları ile askeri yetkililer arasında gerginliği yükselteceğinin öngörüldüğü" yorumu yapılmıştı.
İsrail ordusundan yapılan açıklamada, dün İsrail’e gelen CENTCOM Komutanı Kurilla'nın Halevi ile bir araya geldiği belirtildi.
Açıklamada, "Bölgesel istikrarı ve ordular arasındaki koordinasyonu güçlendirme taahhüdümüzden dolayı İsrail ordusu, ABD ordusuyla ilişkisini derinleştirmeye devam edecek." ifadesine yer verildi.
Ayrıca açıklamada, değerlendirme toplantısına Kuzey Komutanlığı Komutanı Ori Gordin ile Operasyonlar Bölümü Başkanı Tümgeneral Oded Basyuk’un da katıldığı bildirildi.
ABD, Lübnan ve Gazze Şeridi'ne saldırılarını sürdüren müttefiki İsrail'e verdiği desteğe paralel olarak, Tel Aviv ile Hizbullah arasında bir ateşkes anlaşması yapılmasına aracılık ediyor.
İsrail ordusu, 30 Eylül'de Lübnan'ın güneyinde Hizbullah'ın altyapısına yönelik sınırlı ve yoğun kara saldırılarına başladığını bildirmişti.
Kassam Tugayları Sözcüsü Ebu Ubeyde, Telegram'dan yaptığı açıklamada, konuya ilişkin bilgi verdi.
Ebu Ubeyde, İsrailli esirleri korumakla görevli kişilerle haftalardır kesintiye uğrayan temasın yeniden sağlanmasının ardından Gazze Şeridi'nin kuzeyinde İsrail ordusunun saldırılarına maruz kalan bölgedeki İsrailli bir kadın esirin öldüğü bilgisinin netleştiğini kaydetti.
Ayrıca bir diğer İsrailli kadın esirin hayatının da tehlikede olduğunu belirten Ebu Ubeyde, İsrailli esirlerin hayatından tümüyle "savaş suçlusu" İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile hükümeti ve ordu komutanlarının sorumlu olduğunu vurguladı.
Ebu Ubeyde ayrıca Netanyahu, hükümeti ve ordu komutanlarının İsrailli esirlerin acı çekmesine ve ölmesine neden olmaya devam ettiğini söyledi.
İsrail ordusu, 5 Ekim'den bu yana Gazze Şeridi'nin kuzeyine yoğun saldırılar düzenliyor.
Hizbullah'tan yapılan yazılı açıklamada, İsrail birliklerinin Deyr Mimas'tan Lübnan'a sızmaya çalıştığının belirlendiği aktarıldı.
İsrail askerleriyle yakın mesafeden çatışmalara girildiği ve söz konusu birliğin füzelerle hedef alındığı kaydedildi.
Yaşanan çatışmalarda İsrail askerlerinden ölen ve yaralananların olduğu belirtildi.
El Halil'deki İnsan Hakları Savunucuları Derneği Koordinatörü Imad Ebu Şemsiyye, AA muhabirine yaptığı açıklamada, cuma günü öğleden sonra Eski Şehir bölgesinin tamamının kapatıldığı, Filistinlilerin çok acil durumlar dışında evlerinden çıkmalarının engellendiğini ifade etti.
Filistin topraklarını gasbeden İsraillilerin, Eski Şehir'de kendi evi de dahil bazı evlere taş ve boş cam şişeler attığını aktaran Şemsiyye, durumun çok tehlikeli olduğunu belirtti.
Şemsiyye, Filistin topraklarını gasbeden İsraillilerin, Harem-i İbrahim Camisinden, Tel Runeyda Mahallesi'ne kadar bölgenin sokak ve caddelerinde yürüyüşler düzenlediğini aktardı.
Eski Şehir sakinlerinden Bedir Temimi ise "Bölgede, Filistin halkını hedef alan korkutma ve sindirme durumu var. Engel ve bariyerlerin artırılması, sokağa çıkma yasağı, Eski Şehir'i cehenneme çevirdi." dedi.
İsrail'in amacının Filistin halkını, bölgenin dışına iterek, Eski Şehir'i boşaltıp kontrolü ele geçirmek olduğunu kaydeden Temimi, "Burada kararlı şekilde duruyoruz ve gitmeyeceğiz." diye konuştu.
Filistin topraklarını gasbeden binlerce İsrailli, aşırı sağcı Ulusal Güvenlik Bakanı İtamar Ben-Gvir'le birlikte dün Harem-i İbrahim Camisi ve çevresine baskın düzenlemişti.
İsraillilerin bu baskını, Chayei Sarah (Sebt Sarah) olarak adlandırdıkları kutlamaların bir parçası olarak gerçekleşiyor.
Lübnan resmi haber ajansı NNA'ya göre, İsrail savaş uçakları, Lübnan'ın doğusundaki Baalbek kentine bağlı Şemsitar beldesinde 3 katlı bir binayı hedef aldı.
İsrail saldırısında 4'ü çocuk, 8 kişinin hayatını kaybetti, 4'ünün durumu "kritik", 9 kişi yaralandı.
Hedef alınan binada enkaz kaldırma ve arama kurtarma çalışmaları sürüyor.
Hizbullah'tan yapılan yazılı açıklamada, Hiyam beldesinin doğusunda konuşlu İsrail askerlerinin çok sayıda füzeyle hedef alındığı belirtildi.
Bunun, sabah saatlerinden bu yana Hiyam beldesinde İsrail askerlerine yönelik 4. saldırı olduğu kaydedildi.
Hizbullah'tan yapılan bir diğer açıklamada da Lübnan'ın güneyindeki Şema beldesinin batısında İsrail ordusuna ait "Merkava" tipi tankın güdümlü füzeyle hedef alındığı belirtildi.
Tankın kullanılamaz hale geldiği, İsrail askerlerinden de ölen ve yaralananların olduğu ifade edildi.
Lübnan resmi ajansı NNA'nın haberinde, İsrail ordusunun, Hiyam beldesine yönelik saldırılarının cuma gecesinden sabahın ilk ışıklarına kadar devam ettiği ve beldenin kontrolünü ele geçirmek için neredeyse her türlü silahı kullandığı ifade edilmişti.
Lübnan'ın güneyindeki Nebatiye kentinin Merciuyun ilçesine bağlı Hiyam beldesi, Lübnan ile İsrail'i ayıran Mavi Hat'a yaklaşık 5 kilometre uzaklıkta ve İsrail ordusunun 10 günü aşkın süredir kontrol altına almak istediği stratejik beldelerden biri konumunda.
İsrail ordusu, Lübnan'ın güneyindeki kara saldırılarında, güneyde Hiyam, orta kesimlerde Bint Cubeyl ve batıda Şema beldeleri olmak üzere 3 noktaya odaklanıyor.
ABD gazetesi New York Times'ın savunma konusunda yetkili kişilere dayandırdığı haberinde, Hizbullah'ın İsrail'e karşı İsrail füzesinin kopyasını kullandığı iddia edildi.
İddianın sahibi İsrailli ve Batılı savunma yetkilileri ve silah uzmanları, 2006 yılındaki İsrail-Lübnan Savaşı sırasında Hizbullah tarafından ele geçirildiğini öne sürdü. Öne sürülen iddiada, Spike tanksavar füzeleri, tersine mühendislik işlemi gördüğüne ve hali hazırda devam eden çatışmalarda kullanıldığına inanıldığı ifade edildi.
Hizbullah'ın Almas adını verdiği füzelerin, İsrail ile girilen çatışmalarda kullanıldığı ve bu füzelerin iletişim sistemlerine, hava savunma rampalarına sorun teşkil edebilecek güçte olduğu belirtildi.
Menzili yaklaşık 15 km'ye kadar çıkabilen Almas füzelerinin, hedefini takip ederek kilitlenmek için gelişmiş güdümler taşıdığı vurgulandı. Orta Doğu silah analisti Mohammed Al-Basha'ya göre Almas füzeleri, "bölgesel güç dinamiklerini temelden değiştiren" unsur oldu.
İsrailli savunma yetkilileri, Almas füzelerinin, İsrail'in yaklaşık iki ay önce Lübnan'ı işgal etmeye başlamasından bu yana ele geçirdiği Hizbullah silah stokları arasında yer aldığını söyledi.
Arapça ve Farsçada elmas anlamına gelen Almas, kara araçlarından, insansız hava araçlarından, helikopterlerden ve omuzdan ateşlenen tüplerden fırlatılabilmesi için doğrudan görüş açısına ihtiyaç duymayan güdümlü bir füze olduğunun altı çizildi.
İsrailli yetkililer, Almas'ın Lübnan sınırı yakınlarındaki İsrail birliklerini ve teçhizatını tehdit ettiğini söylerken, mühimmat inceleme grubu CAT-UXO, Almas'ın iki farklı türde savaş başlığı taşıyabildiğini söyledi.
Ayrıca Hizbullah'ın, dördüncü nesil Almaslar kullandığı ve bunun en yeni nesil olduğu, fırlatılan füzenin gidişinin net görüntüsünü sağlayabildiği, takılan başlıklardan birinin iki aşamada patlatarak zırh delebildiği, diğerinin ise ateş topuna dönüşerek patlayabildiği belirtildi.
Suudi Arabistan'ın El Arabiya gazetesinin haberine göre, İsrail'in gece yarısı Beyrut'un merkezinde düzenlediği hava saldırısının hedefi Hizbullah'ın üst düzey komutanlarından Muhammed Haydar oldu.
Haberde, Muhammed Haydar'ın hayatta olup olmadığı ifade edildi.
Filistin topraklarını gasbeden İsrailliler, aşırı sağcı Ulusal Güvenlik Bakanı İtamar Ben-Gvir'le işgal altındaki Batı Şeria'nın El Halil kentindeki Harem-i İbrahim Camisine baskın düzenledi.
İsrail güçleri, kentteki eski şehir bölgesinde Filistinlilere yönelik sokağa çıkma yasağı uyguladı. Fanatik Yahudiler, bugün ve yarın geceyi geçirmek üzere cami çevresine çadırlar kurdu.
Gazze'deki Sağlık Bakanlığından yapılan açıklamada, İsrail'in Gazze Şeridi'ne 414 gündür sürdürdüğü saldırılara ilişkin bilgi verildi.
İsrail ordusunun son 48 saatte Gazze Şeridi'nin çeşitli bölgelerinde gerçekleştirdiği katliamlarda 120 kişinin hayatını kaybettiği, 205 kişinin yaralandığı belirtildi.
İsrail'in 7 Ekim 2023'ten bu yana Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırılarda yaşamını yitirenlerin sayısının 44 bin 176'ya, yaralı sayısının da 104 bin 473'e yükseldiği kaydedildi.
İnsani felakete yol açan İsrail, "uzun vadede kontrol uygulamaya hazırlık" amacıyla Gazze'yi bölmeyi, bölge halkını tecrit ve yerinden etmeyi amaçlayan siyasetinin parçası olarak kentleri birbirinden ayıran askeri koridorlar kurmaya devam ediyor.
KİSSUFİM KORİDORU
İsrail ordusu, 12 Kasım'da, gerekli çalışmaların yapılmasının ardından Gazze Şeridi'ne yardım girişi sağlama iddiasıyla Kissufim Sınır Kapısı'nın yeniden açıldığını duyurdu.
Gazze Şeridi'nin doğusunda, Deyr el-Belah ve Han Yunus şehirleri arasındaki noktada yer alan Kissufim, İsrail'in çekilmesinden önce Gazze'deki en büyük yasa dışı Yahudi yerleşim birimi Gush Katif için merkezi bir koridordu.
İsrail, 8 Kasım'da Kissufim Sınır Kapısı'nın yeniden açılmasından önce bölgedeki çalışmaların fotoğraflarını yayımladı.
MEFALSİM (CİBALİYA) KORİDORU
İsrail medyası, 10 Kasım'da İsrail ordusunun, Beyt Lahiya, Beyt Hanun ve Cibaliya beldelerinden oluşan Gazze'nin kuzeyini Gazze kentinden ayıran yeni bir koridor kurma çalışmalarını gösteren yeni bir harita yayımladı.
Söz konusu haritada "Mefalsim" adı verilen koridor, Cibaliya'nın en doğusundan başlayıp Beyt Lahiya beldesinin en batısına, deniz kıyısına kadar uzanıyor.
İsrail ordusunun hava saldırılarının yanı sıra Gazze'nin kuzeyine şiddetli kara saldırıları ve kuşatmasını başlattığı 5 Ekim'den bu yana, bölgedeki işgalini güçlendirmek için söz konusu koridorun bulunduğu bölgedeki evleri patlatarak ve buldozerlerle yıkıyor.
Mefalsim Koridoru'nun İsrailliler için yerleşim yeri hazırlığı yapmak amacıyla Filistinlilerin Gazze'nin kuzeyinden göçe zorlanmasını içeren "generallerin planı" olarak bilinen planı uygulamak için oluşturulduğu düşünülüyor.
İsrail ordusu söz konusu planı uyguladığını reddetse de bölgedeki gelişmeler, "generallerin planının" adım adım hayata geçirildiğine işaret ediyor.
NETZARİM KORİDORU
İsrail ordusu, 27 Ekim 2023'te Gazze Şeridi'ne kara saldırıları başlatmasının ardından Netzarim Koridoru'nu kurduğu bölgenin karadan işgaline girişti.
İsrail'in Gazze kenti ile bölgenin orta kesimini ayıran koridoru kurmasının hedefi Gazze Şeridi'ni ikiye bölerek askeri güç ile ayırma ve Filistinlilerin hareketine engel olmaktı.
Gazze'nin en doğu noktasından deniz kıyısına kadar uzanan Netzarim Koridoru, İsrail ordusunun kara saldırılarının başlangıcında yaklaşık 8 kilometre uzunluğunda ve birkaç yüz metre genişliğindeyken, koridorun genişliği yakın zamanda 7 kilometreye kadar yükseldi.
İsrail basınında son dönemde Netzarim Koridoru'nun genişlemesine ilişkin yer alan haberlerde, yolların yapıldığı, askeri alanların inşa edildiği, iletişim sistemleri kurulduğu, su ve elektrik hattının bağlandığı, gözaltı merkezleri ve İsrail askerleri için barınma tesislerin sağlandığı dikkati çekti.
PHİLADELPHİ KORİDORU
İsrail ordusu, Gazze Şeridi'nin dünyaya açılan tek sınır kapısı Refah Sınır Kapısı'nın bulunduğu Philadelphi Koridoru'nu mayıs ayının sonunda tamamen kontrol altına aldığını duyurdu.
İsrail basını, İsrail ordusunun Philadelphi Koridoru'nun işgaline başlamasından itibaren genişletme çalışmaları yürüttüğü ve yollar, askeri alanlar, gözlem noktaları ve çeşitli tesisler inşa ettiğini yazdı.
İsrail, 6 aydır işgal altında tuttuğu koridoru genişletmek amacıyla Gazze'nin güneyindeki Refah kentinde geniş bir yıkım gerçekleştirdi.
Uzunluğu 14 kilometreye ulaşan Philadelphi Koridoru, İsrail işgali öncesinde Hamas'ın kontrolündeydi.
İsrail, "bölgede inşa edilen dev bir tünel ağı üzerinden Filistinli gruplara silah kaçakçılığı yapıldığı" iddiasıyla koridoru işgal altında tutmayı sürdürüyor.
İsrail ile Hamas arasındaki ateşkes müzakerelerinde anlaşmazlık konusu olan Philadelphi Koridoru'ndan Netanyahu'nun İsrail ordusunu çekmeyi reddetmesi nedeniyle esir takası ve ateşkes anlaşması yapılamadı.
İsrailli haber siteleri ve sosyal medyada, İsrail'in Beyrut saldırısının arka planında Hizbullah lideri Naim Kasım'ı öldürmek olduğu iddia edildi.
Öne sürülen iddiada, İsrail ordusu düzenlediği saldırıda Hizbullah'ın yeni lideri Naim Kasım ya da Hizbullah'ın üst düzey yetkililerinden Talal Hamiya olduğu belirtildi.
Kasım, eski Hizbullah lideri Hasan Nasrallah'ın İsrail saldırısında öldürülmesinin ardından Hizbullah'ın lideri oldu. Hamiya ise, İsrail'in 20 Eylül'de Beyrut'ta düzenlediği bir saldırıda Hizbullah'ın askeri operasyonlarının başı İbrahim Akil'i öldürmesinin ardından operasyonlar bölümünün başına getirildi.
İsrail Savunma Kuvvetleri'nin (IDF) verilerine göre, Hizbullah Cuma günü Lübnan'dan İsrail'in kuzeyine ulaşan yaklaşık 80 roket fırlattı.
İsrail, Lübnan'a saldırılarını sürdürüyor. İsrail ordusu, yerel saatle 04.00 sıralarında başkent Beyrut'un merkezindeki Basta bölgesini hedef aldı. En az 4 füzeyle vurulan el-Mamun Caddesindeki 8 katlı bir bina yıkıldı. Hizbullah'a bağlı Al Manar televizyonunun Lübnan Sağlık Bakanlığı'na dayandırdığı haberine göre saldırıda en az 4 kişi hayatını kaybetti, 23 kişi de yaralandı.
İsrail ordusu, Lübnan'ın başkenti Beyrut'un şehir merkezinde bir binaya çok şiddetli hava saldırısı düzenledi.
Lübnan resmi haber ajansı NNA’ya göre, İsrail savaş uçakları Beyrut'un şehir merkezindeki el-Basta bölgesini hedef aldı.
İsrail savaş uçaklarının 5 füzeyle hedef aldığı el-Memun Sokağı'ndaki 8 katlı bir bina yerle bir oldu.
Bölgedeki AA muhabiri, arka arkaya gelen çok şiddetli patlama seslerinin tüm Beyrut'tan duyulduğunu aktardı.
Yetkililerden saldırıda ölen ve yaralananlara ilişkin henüz bir bilgi paylaşılmadı.
İsrail basını, Gazze Şeridi ve Lübnan'ın güneyindeki çatışmalara katılan en az 6 İsrail askerinin psikolojik problemler sebebiyle yaşamına son verdiğini bildirdi.
Yedioth Ahronoth gazetesinin haberinde, son aylarda İsrail'in Gazze ve Lübnan'daki saldırılarında uzun süre görev aldıktan sonra psikolojisi bozulan en az 6 İsrail askerinin intihar ettiği belirtildi.
Yaşamına son veren İsrailli asker sayısının daha fazla olduğunun tahmin edildiği ancak İsrail ordusunun bu konudaki resmi verileri şu ana kadar paylaşmayı reddettiği ve yıl sonunda bu verileri paylaşacağını belirttiği kaydedildi.
Binlerce İsrail askerinin, sahada görevli psikologların yanı sıra İsrail ordusunun kurduğu ruh sağlığı kliniklerine başvurduğu aktarıldı.
İsrail'in Gazze ve Lübnan'daki saldırılarına katıldığı için psikolojisi etkilenen İsrail askerlerinin yaklaşık üçte birinin "travma sonrası stres bozukluğu" yaşadığına işaret edildi.
Savaş sebebiyle psikolojisi bozulan İsrail askerlerinin sayısının, yaralananlardan daha fazla olacağı tahmininde bulunuldu.
Askeri uzmanların, İsrail askerlerinin psikolojik durumuna ilişkin yaşanan krizin gerçek boyutlarının, çatışmaların sona ermesinin ardından İsrail ordusunun "yarı normal hayata" geçmesiyle ortaya çıkacağı tahmininde bulunduğu aktarıldı.
İsrail ordusu Filistin’de sivillere yönelik bir katliam daha gerçekleştirdi.
Yerel yetkililerden edinilen bilgilere göre, Gazze şehrinin kuzeyindeki Zeitoun Mahallesi'nde bulunan bir binaya yönelik saldırıda, aralarında çocukların da bulunduğu en az 7 kişi öldü. Han Yunus şehrindeki bir binaya yönelik saldırıda ise 3 kişinin hayatını kaybettiği bildirildi. Her iki saldırıda da çok sayıda kişinin yaralandığı açıklandı. İsrail’den saldırıların amacına ilişkin açıklama yapılmadı.
Hizbullah, İsrail'in Orta Doğu’daki saldırılarına karşılık yeni misillemeler yapıldığını duyurdu.
Hizbullah’tan yapılan açıklamada, Nebatiye bölgesinde bulunan Khiam kasabasında İsrail askerlerinin hedef alındığı bildirildi. Nebatiye yakınlarındaki bir diğer kasaba olan Deir Mimas’ta İsrail askerlerine roket saldırısı düzenlendiği belirtilen açıklamada, Sur bölgesindeki Shama kasabasında bulunan İsrail güçlerinin ise topçu atışları ile hedef alındığı kaydedildi.
İsrail Ordu Radyosu ise Hizbullah’ın İsrail’in kuzeyine 20 dakikadan kısa bir süre içinde toplam 30 füze ateşlediğini bildirdi. Can kaybı yaşanıp yaşanmadığına ilişkin bilgi paylaşılmadı.
UNIFIL tarafından yapılan açıklamada, Lübnan’ın güneyindeki Sur bölgesine bağlı Chama köyünde bulunan üslerine saldırı düzenlendiği bildirildi.
Açıklamada, “Bugün erken saatlerde Chama'daki Batı Bölgesi Karargahına 122 mm'lik 2 roket isabet etmiştir. Şu anda yaralanan 4 İtalyan barış gücü mensubu üs hastanesinde tedavi görmektedir. Neyse ki yaralananların hiçbirinin hayati tehlikesi bulunmuyor. Muhtemelen Hizbullah ya da bağlantılı gruplar tarafından fırlatılan roketler, bir sığınağa ve uluslararası askerler tarafından kullanılan bir alana isabet ederek yakınlardaki altyapıya ciddi zarar verdi” denildi.
Saldırının ardından yapılardan birinin alev aldığı aktarılan açıklamada, “Yangın üs personeli tarafından hızla söndürüldü. Bu, Şama'daki UNIFIL üssüne bir hafta içinde düzenlenen 3’üncü saldırıdır. Tarafları UNIFIL mevzilerinin yanında çatışmaktan kaçınmaya çağırıyoruz. BM tesislerinin ve personelinin dokunulmazlığına her zaman saygı gösterilmelidir” ifadeleri kullanıldı.
Açıklamada, UNIFIL askerlerine yönelik her türlü saldırının uluslararası hukukun ve Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin (BMGK) 1701 sayılı kararının ciddi bir ihlali olduğu vurgulanırken, “Güney Lübnan'da görev yapan barış gücü askerlerinin kasıtlı veya kazara hedef alınmasına, güvenliklerinin sağlanması ve uluslararası hukukun korunması için derhal son verilmelidir” denildi.