Güncelleme Tarihi:
Mısır ile Katar'ın Gazze'de ateşkes ilan edilmesi ve rehinelerin serbest bırakılması amacıyla yürüttüğü arabuluculuk faaliyetleri devam ediyor. İsrail Başbakanlık Ofisinden yapılan açıklamada, İsrail müzakere heyetinin dün Katar'ın başkenti Doha'da arabulucularla yapılan 4'lü görüşmenin ardından gece saatlerinde ülkeye döndüğü belirtildi. Doha'daki görüşmede, rehinelerin serbest bırakılmasına ilişkin anlaşmanın maddelerinin ve taslağın uygulanmasının yollarının ele alındığı aktarıldı. Başbakan Binyamin Netanyahu'nun sabah saatlerinde İsrailli müzakere heyetiyle bir araya geldiği belirtilerek, “İsrail heyeti, İsrail Savunma Kuvvetleri (IDF) temsilcileriyle birlikte görüşmelerin devamı için bu akşam Kahire'ye gidecek” ifadeleri kullanıldı.
DOHA'DAKİ GÖRÜŞME
Öte yandan, İsrail'in müzakere heyeti dün Gazze'de ateşkes ve rehinelerin serbest bırakılması görüşmeleri için Katar'ın başkenti Doha'ya gelmişti. MOSSAD Başkanı David Barnea, Shin Bet Başkanı Ronen Bar ve İsrail Savunma Kuvvetleri'nin (IDF) kilit ismi Tümgeneral Nitzan Alon öncülüğünedeki İsrail heyeti ABD, Mısır ve Katarlı yetkililerle bir araya gelmişti.
Mısır basını, Gazze'de ateşkes ilan edilmesine yönelik müzakerelerin Katar'ın başkenti Doha'da yeniden başlayacağını ve Mısırlı heyetin görüşmelerine Doha'nın ardından bugün de Kahire'de devam edeceğini aktarmıştı.
Hamas müzakerelere yönelik açıklamasında, arabulucuların Gazze’deki ateşkes görüşmeleriyle ilgili henüz bilgi vermediklerini söyledi. İsrail’i zaman kazanmak ve görüşmelerin şu anki oturumu engellemekle suçlayan Hamas, "İşgal güçleri, müzakerelerin bu turunu engellemek amacıyla zaman kazanmak için oyalama politikasını sürdürüyor" dedi.
İran Cumhurbaşkanı Mesut Pezeşkiyan, Hamas Siyasi Büro Başkanı İsmail Haniye'ye mektup gönderdi. Pezeşkiyan mektubunda Filistin direnişine destek vermeye devam edeceklerini belirterek, İsrail katliamları karşısındaki direnişin amacına ulaşacağına ve Filistin'in özgürlüğüne kavuşacağına inandığını vurguladı. Pezeşkiyan, “İmam Humeyni'nin ilkelerine bağlı kalarak ve liderimiz Ayetullah Ali Hamaney'in önderliğinde, işgalci İsrail rejimi ile mücadeleyi ve Filistin halkını desteklemeyi insani ve İslami bir görev olarak görüyoruz” ifadelerini kullanarak, Kudüs ve Filistin özgürlüğüne kavuşana kadar Filistin direnişini desteklemeye devam edeceklerini sözlerine ekledi.
Arkeoloji alanında çalışan İsrailli sivil toplum kuruluşu Emek Shaveh’ın X sosyal medya hesabından yaptığı paylaşıma göre, İsrail Eski Eserler Kurumu’nun yetkilerinin işgal altındaki Batı Şeria'ya genişletilmesi yasa tasarısı mecliste 38 lehte ve 27 karşı oy ile ön oylamadan geçti.
Bakanlık yasama işleri komitesinin pazar günü onayladığı tasarı, “Oslo Anlaşmalarını açıkça ihlal edecek şekilde işgal altındaki Batı Şeria'nın B Bölgesinde arkeolojik faaliyetler yürütmesine izin veren” hükümet kararının devamı niteliğinde bulunuyor.
Emek Shaveh, açıklamasında, "İsrail’in, Eski Eserler Kurumu’nun işgal altındaki Batı Şeria’daki faaliyetlerini kademeli olarak genişletme yoluyla eski eserler alanındaki ilhakını ilerlettiği konusunda geçen iki yıl boyunca defalarca uyarıda bulunduklarına" da işaret etti.
The Times of Israel gazetesinin haberine göre, söz konusu tasarı, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun liderliğini yaptığı Likud Partisi Milletvekili Amit Halevi tarafından sunuldu.
İsrail’in Filistin topraklarındaki ilhakını genişletmeyi öngören tasarının girişinde, işgal altında bulunan Batı Şeria’daki tarihi eserlerin "Filistin Yönetimi ile hiçbir tarihi ya da başka bağlantısı olmadığı" iddiasına da yer veriliyor.
Gazetenin haberinde, tasarının işgal altındaki Batı Şeria’da “arkeolojik alanların denetimini askeri birlikten sivil bir hükümet organına devrederek fiili ilhakı da güçlendireceği" belirtildi.
Filistin ile İsrail arasında 1995'te imzalanan "İkinci Oslo Anlaşması" çerçevesinde işgal altındaki Batı Şeria, A, B ve C bölgelerine ayrılmıştı.
Batı Şeria'nın yüzde 18'ini kapsayan "A bölgesi"nin yönetimi idari ve güvenlik olarak Filistin'e, yüzde 21'lik "B bölgesi"nin idari yönetimi Filistin'e güvenliği ise İsrail'e devredilirken, yüzde 61'ini kapsayan "C bölgesi"nin idare ve güvenliği İsrail'e bırakılmıştı.
İşgal altındaki Batı Şeria'da 451 bin, Doğu Kudüs'te ise 230 bin İsrailli, Filistin topraklarını gasbediyor. Uluslararası hukuka göre Batı Şeria ve Doğu Kudüs'teki bu yerleşimler yasa dışı sayılıyor.
İsrail Güvenlik Kabinesi, 28 Haziran'da Maliye Bakanı Bezalel Smotrich'in talebi üzerine Batı Şeria'nın "B bölgesi"nde bulunan 5 kaçak noktanın yasallaştırılmasını da onaylamıştı.
Filistin Sağlık Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, bölgede son 24 saatte düzenlenen iki saldırıda 50 sivilin hayatını kaybettiği, 54 sivilin ise yaralandığı aktarıldı. Saldırıların başladığı 7 Ekim 2023 tarihinden bu yana hayatını kaybedenlerin sayısının 38 bin 345’e, yaralıların sayısının da 88 bin 295’e yükseldiği ifade edildi.
İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik saldırıları ve bölgede esir ve ateşkes anlaşmaları müzakereleri de devam ediyor. ABD Ulusal Güvenlik Konseyi Stratejik İletişim Koordinatörü John Kirby yaptığı açıklamada, görüşmeler konusunda umut verdi. Kirby yaptığı açıklamada, “İşlerin iyi yönde ilerlediği konusunda ihtiyatlı bir iyimserlik içindeyiz” dedi. Hamas ile İsrail arasında hala bazı boşluklar olduğunu belirten Kirby, “Bu boşlukların kapatılabileceğine inanıyoruz ve Ulusal Güvenlik Konseyi Orta Doğu ve Kuzey Afrika Koordinatörü Brett McGurk ile ABD Merkezi İstihbarat Teşkilatı (CIA) Başkanı William Burns de şu anda bunu yapmaya çalışıyor” ifadelerini kullandı.
Sanchez, Washington'da düzenlenen NATO Atlantik Konseyi Devlet ve Hükümet Başkanları Oturumu'na katıldı. İspanya Başbakanlık kaynaklarına dayandırılarak İspanyol basınında yer verilen haberlerde, Sanchez'in, basına kapalı NATO toplantısında yaptığı konuşmada, "Ukrayna'ya desteğimizi zayıflatacak çifte standart uygulamakla suçlanamayız. Tam tersine Rusya'nın Ukrayna'daki işgaline karşı takınılan birlik ve tutarlığın aynısını Gazze için de talep ediyoruz." dediği kaydedildi.
Sanchez, "Vatandaşlarımızın tutarlı bir siyasi duruşa sahip olduğumuzu, çifte standartların olmadığını anlamaları önemlidir. Uluslararası hukuku savunduğumuz için Ukrayna'yı desteklediğimizi söylüyorsak, aynısını Gazze'de de yapmalıyız. Ukrayna'da uluslararası hukuka saygı gösterilmesini talep ediyorsak, Gazze'de de buna saygı gösterilmesini talep etmeliyiz." diye konuştu.
İsrail savaş uçakları, Gazze şehrinin batısındaki er-Rimal ve Tel el-Hava mahallelerine yoğun hava bombardımanı gerçekleştirdi.Saldırılar sonucu bölgede büyük bir duman bulutu oluştu.
Gazze Sivil Savunma sözcüsü Mahmud Bassal, İsrail askerlerinin şehrin Tal al-Hawa mahallesine saldırması sonucu en az 30 Filistinlinin öldüğünü ve Gazze'de cesetlerin "sokakları doldurduğunu" söyledi.
İsrail ordusu dün sabah Gazze kentine havadan attığı broşürlerde, kentin "tehlikeli çatışma bölgesi" olacağı uyarısında bulunmuş ve bölgedeki Filistinlilerden Gazze Şeridi'nin orta kesiminde yer alan Deyr el-Belah'a göç etmelerini istemişti. Atılan broşürlerde yer alan ifadelere göre, İsrail güçlerince boşaltılması istenen bölgelerin Gazze kentinin tamamını kapsadığı görülüyor.
İngiltere Dışişleri Bakanı David Lammy, İsrail'in Gazze'de Filistinlilerin sığındığı bir okulun kapısına düzenlediği saldırının "şok edici" olduğunu belirterek, sivillerin korunması için önlemler alınması ve acil ateşkes sağlanmasını istedi.Lammy, X'teki hesabından yaptığı paylaşımda, okul saldırısında sivil can kayıpları yaşanmasını "şok edici" olarak nitelendirdi.
İngiltere'nin yeni Dışişleri Bakanı Lammy, "Gazze'deki yıkıcı şiddet çok uzun süredir devam ediyor. Sivillerin korunması için derhal önlemler alınmasını, acil ateşkes ve tüm esirlerin serbest bırakılmasını istiyoruz." ifadelerini kullandı.
İsrail ordusunun dün Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus kentinde yerinden edilmiş Filistinlilerin sığındığı okulun kapısına düzenlediği saldırıda 29 kişi hayatını kaybetmiş, en az 53 kişi yaralanmıştı.
ABD'de Biden yönetiminin, yaklaşık 2 aydır bir tonluk (2 bin pound) bombalarla birlikte sevkiyatını durdurduğu yaklaşık 227 kilogram (500 pound) bombaları, İsrail'e tekrar göndermeye başladığı belirtildi.AA'ya açıklama yapan ve ismini vermek istemeyen bir yetkili, söz konusu bombaların "nakliye sürecinde" olduğunu ve önümüzdeki haftalarda İsrail'e ulaşmasının beklendiğini kaydetti.
Yetkili, İsrail'in Refah kentine saldırı yapacağını açıkladığı dönemden asıl endişelerinin 227 kilogramlık bombalar değil, yoğun nüfusun olduğu alanlarda bir tonluk bombaların potansiyel kullanımı olduğunu aktardı.227 kilogramlık bombaların bir tonluk bombalarla aynı mühimmat sevkiyatında bir araya getirildiği için naklinin durdurulduğunu açıklayan yetkili, "Çünkü bizim endişemiz 227 kilogramlık bombalarla ilgili değildi, bunlar olağan sürecin bir parçası olarak ilerliyor." dedi.
Söz konusu yetkili, 227 kilogramlık bombaların ayrı olarak İsrail'e gönderildiğini teyit ederek, 1 tonluk bombaların sevkiyatının ise hala bekletildiğini vurguladı.ABD'de Biden yönetimi, mayıs ayında İsrail'in, nüfusun yoğun olduğu Refah kentine saldırı düzenleyeceğini açıklaması üzerine, sivil kayıpları engellemek için bir tonluk ve 227 kilogramlık bombalardan oluşan bir sevkiyatı durdurduğunu açıklamıştı.Söz konusu sevkiyatta 1800 adet 1 tonluk, 1700 adet de 227 kilogramlık bomba bulunduğu haberlere yansımıştı.