Güncelleme Tarihi:
İtalya Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Antonio Tajani, Ukrayna'ya sadece Birleşmiş Milletler’in (BM) barış koruma misyonunun bir parçası olarak tampon bölgeler için asker gönderilmesini değerlendirebileceklerini söyledi.
Ukrayna'ya Avrupa veya NATO askeri gönderilmesinin faydalı olacağını düşünmediğini dile getiren Tajani, "Eğer tampon bir bölge oluşturulacaksa buraya, BM bayrağı altında asker gönderilmesi gerekir." dedi.
Tajani, böyle bir gücün BM'ye bağlı olması gerektiğini, böylece tarafsız olunacağını vurguladı.
Bu arada, İtalyan ANSA ajansına konuşan hükümet kaynaklarının da İtalyan birliklerinin, Ukrayna'ya barışı koruma misyonunun parçası olarak gönderilmesi fikrinin şu an gündemde olmadığını söylediği bildirildi.
Hükümet programının uygulanmasından sorumlu müsteşar Giovanbattista Fazzolari de katıldığı bir etkinlikte, bu konunun hükümet içinde hiç tartışılmadığını belirterek, bu fikrin Fransa tarafından uzun zamandır desteklendiğini ancak İtalya’nın bunu etkili bir çözüm olarak görmediğini ifade etti.
Sağ koalisyon hükümetinin küçük ortağı aşırı sağcı Lig Partisi ise Ukrayna’ya İtalyan askeri gönderilmesine karşı olduklarını kaydetti.
ABD Başkanı Trump, "Zelenski’nin Cuma günü geleceğini duydum, eğer isterse benim için kesinlikle uygundur. Biz o parayı geri almak istiyoruz" dedi.
Beyaz Saray Sözcüsü Leavitt, düzenlediği basın brifinginde ABD ile Ukrayna arasında imzalanması beklenen kıymetli madenler anlaşmasına ilişkin değerlendirme yaptı.
Mevcut ABD yönetiminin bu anlaşmaya çok önem verdiğini ve bunun için Trump'ın Orta Doğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff'un Orta Doğu gezisini erteleyerek bu işe odaklandığını anlatan Sözcü, anlaşmanın hem ABD hem de Ukrayna'ya fayda sağlayacağını söyledi.
Leavitt, "Bu anlaşmanın imzalanması kritik önem taşıyor. Başkan Trump, Zelenskiy'nin bu anlaşmayı imzalamasını bekliyor. Bu anlaşma, Ukrayna'nın savunmasını finanse eden Amerikan vergilerini telafi edecek ve aynı zamanda savaş nedeniyle cehennemi yaşayan Ukrayna ile kalıcı bir ekonomik ortaklık yaratacaktır." değerlendirmesini yaptı.
Trump'ın Rusya-Ukrayna savaşının sona erdiğini görme konusunda kararlı olduğunu ifade eden Leavitt, "Kendisi kan dökülmesinin ve ölümlerin durduğunu görmek istiyor. Başkan, önceki yönetimin beceriksizliği nedeniyle bu karmaşayı miras aldı ve bunu düzeltmeye kararlı. Rusya ve Ukrayna'da ve ayrıca Orta Doğu'da bir barış anlaşması yapmaya çok kararlı." şeklinde konuştu.
Ukrayna ve ABD, değerli madenler, gaz ve petrol anlaşmasına vardı. Aktarılanlara göre ABD, 500 milyar dolar şartını kaldırdı, Ukrayna da imzayı kabul etti. Ayrıca anlaşma Ukrayna’nın halihazırda kazanç sağladığı projeleri de kapsamayacak. Gelecekte çıkarılacak maden, gaz ve petrolün %50’si olarak anlaşıldı. ABD anlaşma çerçevesinde Ukrayna’ya güvenlik garantisi sözü vermiyor.
TRUMP DUYURMUŞTU
ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Mike Waltz, dün Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy'nin ABD ile kıymetli maden anlaşmasını yakın zamanda imzalayacağına inandığını söylemişti.
ABD Başkanı Donald Trump, 3 Şubat'ta yaptığı açıklamada, Ukrayna'dan nadir toprak elementleri almak istediklerini ifade etmişti. Ukrayna'daki savaşın sona ermesi gerektiğini belirten Trump, ABD olarak Ukrayna'ya bundan sonra da destek sağlamaya devam etmeleri durumunda, bunun karşılığının olması gerektiğini vurgulamıştı.
İngiltere Başbakanı Keir Starmer, ABD'ye yapacağı resmi ziyaret öncesinde güvenlik ve savunma harcamaları konularına ilişkin İngiltere Parlamentosunda açıklamalarda bulundu.
Başbakan Starmer, konuşmasında Rusya-Ukrayna Savaşı'na değinerek bu zamanların birleşik bir İngiltere'yi ve güvenliği sağlamak için ülkesinin tüm kaynaklarını seferber etmesi gerektiğini belirtti.
İngiltere'nin, Ukrayna'daki savaşa verdiği tepkiden gurur duyması gerektiğini dile getiren Starmer, bu tepkinin İngiliz halkının Ukraynalılara kapılarını açmasını da içerdiğini söyledi. Starmer, İngiliz halkının savaşın etkilerini artan fiyatlar yoluyla hissettiğinin de altını çizdi.
"Rusya sularımızda, hava sahamızda ve sokaklarımızda tehdit." diyen Starmer, İngiltere'nin yeni küresel dönemi "birlikte ve güçlü şekilde" karşılaması gerektiğini ifade etti.
"SAVUNMAYA 13,4 MİLYAR STERLİN DAHA FAZLA HARCAMA YAPILMASI ANLAMINA GELİYOR"
Starmer, ülkesinin savunma harcamalarına ilişkin de açıklamalarda bulunarak "GSYH'nin yüzde 2,5'ini savunmaya harcama taahhüdümüzü yerine getireceğiz ancak bunu öne çekerek 2027'de bu seviyeye ulaşacağız." dedi.
İngiliz Başbakan, bunun 2027'den itibaren her yıl savunmaya 13,4 milyar sterlin daha fazla harcama yapılması anlamına geldiğini dile getirdi.
Ülkesinin istihbarat servislerinin katkısına da işaret eden Starmer, bu katkı da birlikte ele alındığında 2027'den itibaren savunmaya yüzde 2,6 harcama yapacakları anlamına geldiğini sözlerine ekledi.
Starmer, Batı'nın savunma harcamaları konusunda daha ileri gitmesi gerektiğinin altını çizerek ekonomik ve mali koşullara bağlı olarak savunma harcamalarının ilerleyen dönemde GSYH'nin yüzde 3'üne çıkarılması planlarını da ortaya koydu.
SAVUNMA HARCAMALARINDAKİ ARTIŞI FİNANSE ETMEK İÇİN DIŞ YARDIM KESİLECEK
İngiltere Başbakanı Starmer, ayrıca savunma harcamalarındaki artışı finanse etmek için dış yardım bütçesinin yüzde 0,5'ten yüzde 0,3'e düşürüleceğini duyurdu.
Starmer, "Parlamentoya, bunun yapmaktan mutlu olduğum bir duyuru olmadığını açıkça belirtmek isterim." diye konuştu.
Litvanya Cumhurbaşkanı Gitanas Nauseda, Ukrayna'ya RBS-70 kısa menzilli hava savunma sistemi sağlayacaklarını duyurdu.
Nauseda, "Litvanya tarafından Ukrayna için iyi haberler var. Yakında RBS-70 kısa menzilli hava savunma sistemlerini Ukrayna'ya teslim edeceğiz." ifadelerini kullandı.
Nauseda, "Rusya'ya yönelik yaptırım politikalarının sürdürülmesi gerektiğini" dile getirdiklerini söyledi.
Nauseda, dünyada birçok şeyin değiştiğini, benzer görüşteki ülkelerin bir arada olması gerektiğini belirtti.
Avrupa basınında yer alan haberlere göre, AB Komisyonu Başkan Yardımcısı Stephane Sejourne, AB'nin Ukrayna'ya iki tarafın da kazanacağı bir maden anlaşması teklifinde bulunduğunu açıkladı.nedeniyle dün Kiev'e gerçekleştirdiği ziyarette AB tarafının Ukraynalı yetkililere "rakip" teklifi sunduğunu belirtti.
"Avrupa'nın ihtiyaç duyduğu 30 kritik maddenin 21'i Ukrayna tarafından kazan-kazan ortaklığıyla sağlanabilir." ifadesini kullanan Sejourne, Avrupa'nın iki tarafa fayda sağlamayacak bir anlaşma teklifinde asla bulunmayacağını savundu.ABD Başkanı Donald Trump, ay başında, şimdiye kadar sağlanan yardımlar nedeniyle Ukrayna'nın ABD'ye yüzlerce milyar dolar borcu olduğunu ifade etmiş, Kiev'le 500 milyar dolarlık nadir toprak elementlerini talep eden bir anlaşma yapmak istediğini açıklamıştı.
Trump, Rusya-Ukrayna Savaşı'nı sona erdirmek için hem Rusya hem Ukrayna tarafıyla görüşmelerin sürdüğünü, kıymetli madenler anlaşmasını imzalamak üzere Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy'nin bu veya gelecek hafta Beyaz Saray'a geleceğini bildirmişti.Ukrayna'nın lityum, titanyum, uranyum ve manganez gibi çok çeşitli kritik ve büyük element ve mineral sahaları bulunuyor.
Ukrayna Hava Kuvvetleri, Rusya'nın gece boyu gerçekleştirdiği saldırılarda 213 İHA kullandığını ve yedi seyir füzesi ateşlediğini, hava savunma sistemlerinin altı füzeyi ve 133 İHA'yı etkisi hale getirdiğini duyurdu.
Rusya Savunma Bakanlığı da saldırıları doğrulayarak, Ukrayna'daki askeri hava üslerini hedef aldıklarını açıkladı. Bakanlıktan yapılan açıklamada, Rus ordusunun Ukrayna'ya yönelik eylemleri hakkında bilgi paylaşıldı.Rus birliklerinin Ukrayna'ya yönelik saldırılarına devam ettiği belirtilen açıklamada, "Rusya Silahlı Kuvvetleri, havadan yüksek hassasiyetli silah ve İHA'lar ile Ukrayna'nın askeri havaalanı altyapısına yönelik saldırı düzenledi. Saldırının hedefine ulaşıldı." ifadeleri kullanıldı.
Açıklamada, savaşın başlangıcından bu yana Ukrayna ordusuna ait 656 uçak, 283 helikopter, 44 bin 431 İHA, 596 hava savunma füze sistemi, 21 bin 734 tank ve zırhlı araç, 1521 çok namlulu roketatar, 22 bini aşkın obüs ve havan topu ile 32 bin 99 özel askeri aracın yok edildiği kaydedildi.
Ukrayna bugüne siren sesleri ile uyandı. AFP haber ajansının geçtiği bilgilere göre sabah saatlerinden itibaren ülkenin büyük bir bölümünde 'Rus hava saldırısı' uyarısı yapıldı. Kiev'den yapılan açıklamada vatandaşların tehlike sona erene kadar sığınaklarda kalması istendi.
Polonya Silahlı Kuvvetler Komutanlığı, Ukrayna'ya düzenlenen saldırılar nedeni ile alarma geçti ve savaş uçaklarını havalandırdı. Yapılan resmi açıklamada hava savunma ve radar keşif sistemlerinin hazır hale getirildiği belirtildi.
Polonya daha sonra Rus saldırısı sırasında hava sahasının ihlal edilmediğini açıkladı.
İngiliz Dailymail gazetesi Rusya'nın Ukrayna'daki hedefleri vurmak için 'Tu-95MS' nükleer kapasiteli stratejik bombardıman uçaklarını göndermesi üzerine üzerine Kiev'in alarm haline geçtiğini öne sürdü ve Kiev, Jitomir, Sumi ve Zaporijya bölgelerindeki birçok kasabada patlama sesleri duyulduğunu yazdı.
Gazetenin elde ettiği bilgilere göre, Varşova yönetimi Rus bombardıman uçakları ve füzelerinin Polonya sınırına yaklaşabilecekleri endişesiyle NATO jetlerine Polonya hava sahasında devriye gezme emri verdi.
Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, ABD'nin Ukrayna konusunda dengeli yaklaşım sergilediğini belirterek, "Bu Ukrayna meselesinin çözümüne yönelik girişimlere gerçekten yardımcı oluyor." dedi.Peskov, başkent Moskova'da gazetecilere yaptığı açıklamada, gündemdeki konuları değerlendirdi.
ABD'nin, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu'nda tüm Rus birliklerinin Ukrayna'dan derhal çekilmesini talep eden karar tasarısına "hayır" oyu vermesini değerlendiren Peskov, "ABD'nin daha dengeli bir yaklaşım sergilediğini görüyoruz. Bu Ukrayna meselesinin çözümüne yönelik girişimlere gerçekten yardımcı oluyor." diye konuştu.
Bunu memnuniyetle karşıladıklarını vurgulayan Peskov, "Böyle dengeli bir yaklaşım, çözüme katkıda bulunma isteğinin olduğunu gösteriyor." değerlendirmesini yaptı.
Peskov, Avrupa'nın Ukrayna'daki yaklaşımına değinerek, "Brüksel ve Kiev'den yapılan açıklamalar, henüz denge konusunda sinyal vermiyor. Ancak Avrupalılar ve Amerikalılar arasındaki temaslar sonucunda Avrupa dengeye doğru yönelebilir." ifadelerini kullandı.
Kanada, Rusya'ya yönelik yaptırımları genişletti. Kanada Başbakanlık Ofisinden yapılan açıklamada, Moskova yönetimi üzerindeki baskıyı sürdürmek için Rus savunma sanayisine destek sağlayan, Ukraynalı çocukların zorla Rusya’ya transferinde yer alan ve aralarında üst düzey Rus hükümet yetkilileri ile oligarkların bulunduğu 76 kişi ve kuruluşun yaptırım listesine alındığı ifade edildi. Kanada'nın hidrokarbonlar da dahil olmak üzere yaptırıma tabi malların transferindeki rolleri nedeniyle 109 gemiye de yaptırım uygulayarak Rusya'nın gölge filosuna karşı harekete geçtiği aktarıldı. Gemilerin 92'sinin petrol tankeri, 9'unun LNG (sıvılaştırılmış doğal gaz) gemisi, 8'inin ise İran ile Kuzey Kore'den Rusya'ya silah ve diğer malzemeleri taşıyan gemiler olduğu belirtildi.Kanada’nın Ukrayna'nın egemenliğini ve toprak bütünlüğünü ihlal eden, ağır ve sistematik insan hakları ihlallerine ortak olan toplam 3 binden fazla kişi ve kuruluşa yaptırım uyguladığı vurgulandı.
Kremlin, Rusya'nın Ukrayna'ya Avrupa barış gücü konuşlandırılmasına açık olduğu iddialarını yalanladı ve böyle bir hareketin Moskova için kabul edilemez olduğunu bir kez daha hatırlattı. ABD başkanı Donald Trump dün yaptığı açıklamada hem kendisinin hem de Putin'in bu fikri kabul ettiğini öne sürmüştü.
Almanya'nın yeni başbakanı olması beklenen Friedrich Merz, seçim zaferinden hemen sonra yaptığı açıklamada Donald Trump'ın Amerika'sından kopuş sinyalleri verip İngiltere ve Fransa'ya nükleer korumalarını genişletmeleri konusunda çağrıda bulunmuştu. Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ise Beyaz Saray'a yapacağı kritik ziyaret öncesinde Friedrich Merz'i aradı. Liderlerin telefonda bu konuyu konuşup konuşmadığı bilinmiyor ancak İngiliz Telegraph gazetesinin elde ettiği bilgilere göre, Fransa, Avrupa'yı korumak için nükleer caydırıcılığını kullanmaya hazır.
Amerika Başkanı Donald Trump'ın Avrupa'daki güçlerini çekme tehdidinde bulunması üzerine harekete geçen Fransa Almanya'ya nükleer silah taşıyan savaş uçakları konuşlandırılabilir. The Telegraph'a konuşan Fransız bir yetkili, savaş uçaklarının konuşlandırılmasının Putin'e doğrudan bir mesaj olacağını savunarak "Almanya'ya birkaç Fransız nükleer jetinin yerleştirilmesi zor olmamalı ve güçlü bir mesaj gönderir" dedi. Berlin'deki diplomatlar ise bunun İngiltere Başbakanı Keir Starmer'a da aynısını yapması için baskı oluşturacağını öne sürdü.
Hem Fransız hem de Alman kaynaklar, ABD güçlerinin Almanya'dan çekilmediği sürece böyle hamlenin mümkün olmadığı konusunda hemfikir.
ABD, uzun süredir yaklaşık 100 nükleer füzeden oluşan bir cephanelikle Avrupa'nın güvenliğini garanti altına alıyor ve bunların çoğu Almanya'daki bir ABD askeri üssünde bulunuyor. Fransa'nın nükleer caydırıcılığı şu anda NATO'dan bağımsızken, İngiltere'ninki ittifakın savunma stratejisinin önemli bir parçasını oluşturuyor.
Fransa'nın cephaneliğinde “force de dissuasion” programı kapsamında deniz ve havadan fırlatma kabiliyetine sahip tahmini 300 nükleer silah olduğu düşünülüyor, İngiltere'nin "Trident nükleer caydırıcı gücü" ise her biri 16 savaş başlığı taşıyabilen dört Vanguard sınıfı denizaltıdan oluşuyor.
Wall Street Journal (WSJ) gazetesinin haberine göre, ABD Başkanı Donald Trump'ın, Kiev'e yapılan yardımları kesmesi durumunda Ukrayna, en gelişmiş silahlarını kaybetme sıkıntısı yaşayabilir. ABD yardımı olmadan Ukrayna ve müttefiklerinin, ülkenin askeri ekipman açığını kapatmakta zorlanacağı belirtilirken Ukrayna'nın ABD yardımı olmadan mevcut gücünü "yaz aylarına kadar" sürdürebileceği ancak sonrasında mühimmat konusunda sorun yaşayabileceği vurgulandı.
Pentagon'dan eski üst düzey yetkili Celeste Wallander, Ukrayna'nın "mevcut savaş temposunu" yıl ortasına kadar sürdürme ihtimali olduğunu aktarırken bazı Ukraynalı uzmanlar ise bu silahların biraz daha uzun süre dayanabileceğini düşünüyor.
Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski'nin üst düzey yardımcılarından biri de Washington'ın askeri yardımının kesilmesinin "en kötü senaryo" olduğuna işaret ederek söz konusu durumda Ukrayna'nın kendi askeri üretimini artırması ve Avrupa'dan daha fazla destek alması gerekeceğini söyledi.Yetkililer ve uzmanlar, ABD'nin sevkiyatları bittiğinde Ukrayna'nın uzun menzilli saldırı yeteneklerinin ve arka hatlarını koruma kapasitesinin önemli ölçüde zarar göreceğini aktarıyor.
Hafta sonu Almanya'da gerçekleştirilen seçimler, Hristiyan Birlik (CDU/CSU) partilerinin zaferi ile sonuçlandı. Seçim sonuçlarının sadece Almanya'da değil Avrupa'da ciddi değişimlere neden olacağı düşünülürken, Hristiyan Demokrat Birlik Partisi (CDU) Genel Başkanı Friedrich Merz, Almanya'nun müstakbel Şansölyesi olarak hem Almanya hem de dünya gündemine oturdu.
KUMAR OYNAYABİLECEĞİNİ GÖSTERDİ
Hristiyan Demokrat Birlik (CDU) partisinin eskileri için tanıdık bir yüz olan Merz, siyasi kariyeri boyunca, hiçbir zaman heyecan verici bir isim olarak öne çıkmadı ancak BBC'ye göre bu durum artık değişti. Partisinin tabularını yıkma konusunda ürkek davranmayan Alman liderin göçmenlik yasalarını sıkılaştırma konusunda parlamentoda aşırı sağla işbirliği yapması, büyük bir tabuyu yıkarak kumar oynayabileceğini gösterdi.
MERKEL'İ YENEMEYİNCE ÖZEL SEKTÖRE GEÇİP MULTİ-MİLYONER OLDU
Hürriyet gazetesinden Ahmet Külahçı'nın haberine göre, 1955’te Kuzey-Ren Vestfalya eyaletinin Brilon kentinde doğan evli ve 3 çocuk babası Merz, hukuk eğitimi aldıktan sonra yargıç ve avukat olarak çalıştı.1989-1994 yıllarında Avrupa Parlamentosunda, 1994-2009 döneminde de Federal Mecliste milletvekilliği yaptı. Daha önce eski Başbakan Angela Merkel’e parti içi rakip olmaya kalktı ancak başarılı olamayınca özel sektöre geçip multi- milyoner olmuş bir isim.
CESUR KARARLAR ALABİLECEĞİ DÜŞÜNÜLÜYOR
Büyük şirketlerin yönetim kurullarında yer alan Merz’in cesur kararlar alabileceği beklentisi hakim. Öte yandan pilot lisansı bulunan kendi uçağını kullanan Merz’in varlıklı hayatıyla orta direğin gerçeklerinden uzak olduğu eleştirileri de var.Merz, Ukrayna’nın desteklenmesi konusunda eski Başbakan Scholz’a göre daha şahin, göç politikalarında daha katı, ekonomide ise daha liberal eğilimli.
View this post on Instagram
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un dün Beyaz Saray'a gerçekleştirdiği ziyaret bugün Batı medyasının en önemli gündem maddesi oldu. İki lider arasındaki iletişim ve Macron'un Trump'ın sözlerini düzelttiği anlar ise kritik zirveye damgasını vurdu. İşte Beyaz Saray'dan dikkat çeken detaylar...
HABERİN DEVAMI İÇİN TIKLAYIN
Almanya seçimlerinde zaferini ilan eden Hristiyan Birlik (CDU/CSU) partilerinin başbakan adayı Friedrich Merz, önceliğinin Avrupa'yı güçlendirmek olacağını böylece ABD'den bağımsızlıklarını elde edebileceğini söyledi.
Hristiyan Demokrat Birlik Partisi (CDU) Genel Başkanı Merz, ARD televizyonunda diğer Başbakan adaylarıyla yapılan açık oturumda ülkedeki seçim sonucuna ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Friedrich Merz, "Mutlak önceliğim Avrupa'yı güçlendirmek olacak. Böylece ABD'den bağımsızlığımızı elde edebiliriz.” dedi. Kendisi açısından önemli olanın Avrupalıların kendi aralarında birlikte hareket etmesi olduğunu kaydeden Merz, "Şu anda Avrupa siyasetinin çoğu Almanya olmadan gerçekleşiyor. Elbette bunun seçim kampanyası ve bu ara dönemle de ilgisi var. Ancak Avrupa Birliği'nin pek çok başbakanı, devlet ve hükümet başkanıyla yakın diyalog halindeyim." ifadelerini kullandı.
ABD Başkanı Donald Trump'ın geçen hafta yaptığı açıklamalardan sonra ABD yönetimin, Avrupa'nın kaderine büyük ölçüde kayıtsız kaldığının açık olduğunu savunan Merz, bu nedenle Haziran sonundaki NATO zirvesine doğru nasıl ilerleyeceklerini çok merak ettiğini belirterek, "Hala mevcut haliyle NATO'dan bahsediyor olacak mıyız? Ya da çok daha hızlı bir şekilde bağımsız bir Avrupa savunma kabiliyeti oluşturmak zorunda kalmayacak mıyız? Dolayısıyla bu benim mutlak önceliğim" değerlendirmesinde bulundu.
ABD Başkanı Trump, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ile Beyaz Saray'da ortak bir basın toplantısı düzenledi.Trump, Macron ile çok iyi bir görüşme gerçekleştirdiklerini ve Ukrayna'da barışı sağlamanın maliyetine ve bu ülkenin uzun vadeli güvenliğini sağlamaya Avrupa'nın çok daha büyük katkı yapacağı konusunda mutabık kaldıklarını belirtti.
"Ukrayna'da barışı yeniden tesis etmenin zamanı geldi ve bence bunu başaracağız." diyen Trump, bu kapsamda hem Rusya Devlet Başkanı Putin hem de Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy ile görüşmeler yaptığını ve sürecin çok olumlu seyrettiğini söyledi.
Moskova'nın da anlaşma yapmaya istekli olduğunu kaydeden Trump, "Bir anlaşma yapmak Rusya'nın da çok yararına olacaktır ve bunu yapacağımızı hissediyorum. Artık olan oldu. Bu hiç başlatılmaması gereken bir savaştı." yorumunu yaptı."Bu nedenle Ukrayna ile değerli madenler anlaşmasını yapmamız gerekiyor. Bu konuda çok ilerleme kaydettiğimizi düşünüyorum." diyen Trump, bu anlaşmanın hem ABD hem de Ukrayna'nın yararına olduğunu vurguladı.