Güncelleme Tarihi:
Japonya seyahatinin ilk gününde Nikkei Gazetesi’nin paneline katılan Erdoğan, özetle şöyle konuştu:
HEDEFİNİ SÖYLEMEDİ
(2023 için siyasi liderlik öngörüsü) Çok zor bir soru. Partimizin 3 dönem kriteri var. Tabii bu benim 3’üncü dönemim milletvekilliğinde, birçok arkadaşımın durumu da bu. Dolayısıyla 3’üncü dönemde bizim milletvekilliğindeki sürecimiz, bu karara göre bitiyor. Siyaset sadece parlamentoda yapılmaz. İlla milletvekili olmak şart değil. Tecrübenizi bütün ülkenin değişik yerlerinde ama konferanslar vermek suretiyle, ama onların değişik çalışmalarında danışman olarak sürdürürsünüz. Hatta çeşitli vakıf çalışmaları, düşünce kuruluşlarının içinde yer alırsınız. Bu sizden sonra gelen politikacılara da siyasetçilere de ön açmaktır. Onların da yolunu açmaktır. Yani ‘Ölene kadar ben burada kalacağım’ mantığı doğru, düzgün bir mantık değildir.
ERDOĞAN JAPONYA'DA KONFERANSTA KONUŞTU / HÜRRİYET TV
ADALET VE VİCDAN
Dış politikada temel ilkelerimiz her zaman ‘küresel vicdan ve adalet’ oldu. Türkiye olarak, dünyada hiçbir krize çıkar odaklı bakmadık. Bölgesel ve küresel meselelere insani ve vicdani sorumlulukla yaklaştık. Terör örgütü komşu bir ülkede, Irak’ta, oradaki güvensizlik ve istikrarsızlık ortamından istifade etti. Ne yazık ki Batılı dostlar da buna çanak tuttular. Defalarca uyarmamıza, belgeleriyle ispat etmemize rağmen ülkemize yönelik teröre karşı uluslararası anlamda tatmin edici bir tepki göremedik. Suriye’de devlet terörü esmektedir. Şu anda ülkemde 700 bin Suriyeli vardır. Bunlarla ilgili olarak Birleşmiş Milletler dahi gerekli desteği vermemektedir.
TERÖRÜN İSTİSNASI YOK
‘Benim teröristim iyidir, senin teröristin kötüdür’ şeklinde bir anlayışı biz asla kabul etmeyiz. Terörü küresel bir tehdit haline getiren esasında işte böyle bir aymazlıktır. Terör örgütlerinin başındaki sıfatların hiçbir anlamı yoktur. Terörün başına bir dinin, mezhebin, etnik kökenin isminin getirilmesi teröre farklı boyut kazandırmaz. Özellikle inançların terör kavramıyla yan yana gelmesi su ile ateşin kucaklaşması kadar imkansızdır. Terör bir insanlık suçudur. İslami terör, Hristiyan terörü, Budist terör, Musevi terör diye bir şey olmaz.
UÇUŞ MESAFESİ 11 SAAT GÖNÜL MESAFESİ ÇOK YAKIN
AB BİZİ ANLAMIYOR
AB üyesi ülkeler, bizi anlayamadıkları için çok dertliyiz. AB, Türkiye’ye karşı ikircikli tavır içinde. Türkiye’yi 50 yıldır oyalıyorlar. Hiçbir ülkeye böyle bir oyalama taktiği uygulanmadı. Türkiye’nin bölgesel veya küresel güç olma gibi bir hedefi yok. Türkiye sadece üzerine düşen görevi yapmak suretiyle gerek bölgede gerekse uluslararası camiada bir yere oturtuluyor. Olan budur, olması gereken de budur. Diğeri ise bir hırs diye tanımlanır ki hırs her zaman tehlikelidir. Bizim böyle bir hırsımız yok.
BEŞAR’SIZ SURİYE
Şimdi Suriye’de 130 bin insan öldürülürken herhalde 911 kilometre sınırı olan bir Türkiye’nin buna sessiz kalmasını kimse düşünemez. Aynı şey Filistin, Irak, Libya, Tunus, Mısır ve Yemen için de geçerlidir. Onbinlerce kilometre uzaklıktan gelenlerin bu tür şeylere müdahale etmesi normal karşılanıyor da yanıbaşında bu tür olayların olduğu ülke buna sessiz kalabilir mi? Cenevre 1’de yapılan çalışmalarda belirli hatalar oldu. Cenevre 2’de bu hataların olmamasını temenni ediyoruz. İnşallah Cenevre 2’de başarılı bir netice alınır ve Suriye’de Beşar’sız bir dönemin başlaması için bir adım atılır.”
Cari açık tehlike olmayacak
İŞADAMLARI derneği Keidanren’i ziyaret eden ve Türk-Japon CEO Forumu’nda konuşan Erdoğan, “3-5 yıl içinde cari açık tamamıyla Türkiye için bir tehlike olmaktan çıkacaktır” dedi. Dev projeler için işbirliği çağrısında bulunan Erdoğan şunları söyledi: “Cari açığı Türkiye ekonomisini tedirgin edecek noktaya getirmedik, yatırımları sağlıklı sürdürdük. Cari açık Türkiye’nin doğalgaz, petrol gibi enerjide bağımlılığından kaynaklanıyor. Bugüne kadar bunu sübvanse edebildik. Bu alandaki açığı, gerek hidroelektrik gerek termik gerekse yenilenebilir enerjiyle kapatır hale geliyoruz. 3-5 yıl içinde cari açık tamamıyla Türkiye için bir tehlike olmaktan çıkacaktır.”
‘Ertuğrul Firkateyni’ anısına
BAŞBAKAN Erdoğan, Japonya Başbakanı Şinzo Abe tarafından resmi törenle karşılandıktan sonra temasları kapsamında, 1890 yılında Japonya açıklarında batan Ertuğrul Firkateyni’nde Türk denizcilerden bir kısmının kurtarılmasını sağlayan Japonların torunlarıyla da bir araya geldi. Görüşmede Erdoğan’a, firkateynin bulunduğu şehrin sembolik anahtarı hediye edildi. Erdoğan, firkateynde ölenler için “Allah’tan rahmet diliyorum” dedi ve tercümana dönüp bu ifadenin Japonca’da karşılığı olmamasına gönderme yaparak, “Çevirirken zorlanıyorsun değil mi?” diyerek espri yaptı. Erdoğan’ın bu sözleri salonda gülüşmelere neden oldu. Japonlar, Erdoğan’ın konuşmasını uzun süre alkışladılar.