Güncelleme Tarihi:
“Biz Türkiye ve Rusya Cumhurbaşkanları olarak, karşılıklı saygı temelinde, geniş bir yelpazede, yapıcı ikili ilişkiler geliştirmekteyiz. Bugün İstanbul’da açılışını gerçekleştirmekte olduğumuz TürkAkım Doğalgaz Boru Hattı da karşılıklı fayda sağlayan bu ilişkinin somut bir örneğidir.
HERKESE ZARAR VERECEK
ABD ve İran arasındaki gerilimin artmasından ve Irak’taki olumsuz yansımalarından derin endişe duyuyoruz. Kasım Süleymani’yi ve beraberindekileri hedef alan ABD hava operasyonunun, bölgedeki güvenlik ve istikrarı olumsuz etkilediğini değerlendiriyoruz. İran’ın Irak’taki koalisyon askeri üslerine gerçekleştirdiği balistik füze saldırıları ışığında, hangi tarafça yapılırsa yapılsın, karşılıklı saldırılar ve güç kullanımı, Ortadoğu’daki karmaşık sorunlara çözüm bulunmasına katkı sunmayacak, aksine, yeni bir istikrarsızlık döngüsüne yol açacak ve nihayetinde herkesin çıkarlarına zarar verecektir.
Dış müdahalelere, tek taraflı askeri eylemlere ve mezhepsel çatışmalara her zaman karşı olduk. Bu doğrultuda, bölgedeki mevcut gerilimin düşürülmesine dair bağlılığımızı ifade ediyor, tüm taraflara itidalli ve sağduyulu hareket etme ve diplomasiye öncelik verme çağrısında bulunuyoruz.
SURİYE’NİN TOPRAK BÜTÜNLÜĞÜ
Suriye’nin egemenliği, bağımsızlığı, siyasi birliği ve toprak bütünlüğünün muhafazasına olan bağlılığımızı teyit ediyoruz. Terörizmin tüm şekil ve tezahürleriyle mücadele etme ve Suriye’deki ayrılıkçı gündemleri boşa çıkarma yönündeki kararlılığımızı vurguluyor ve bu çerçevede, 17 Eylül 2018 ve 22 Ekim 2019 tarihli Muhtıraların tüm unsurlarıyla hayata geçirilmesinin önemini teyit ediyoruz. İdlip Gerginliği Azaltma Bölgesi’nde sükunetin, İdlip’le ilgili bütün anlaşmaların tüm unsurlarıyla hayata geçirilmesiyle sağlanması gerekliliğini vurguluyoruz. Astana Mekanizması çerçevesinde çalışmaya ve Anayasa Komitesi’ni destekleme taahhüdüne bağlıyız.
Başta Trablus çevresinde artan çatışmalar olmak üzere, uzun süredir savaştan mustarip olan Libya’daki gelişmeleri büyük bir endişeyle izliyoruz. Libya’da kötüleşen durum, geniş mücavir bölgenin, tüm Akdeniz bölgesinin ve Afrika kıtasının güvenliğini ve istikrarını sarsmakta, düzensiz göçü, silahların daha fazla yayılmasını, terörizmi ve yasadışı kaçakçılık dahil diğer suç faaliyetlerini tetiklemektedir. Libya’nın egemenliğine, bağımsızlığına, toprak bütünlüğüne ve ulusal birliğine olan güçlü bağlılığımızı yineliyoruz. Ülkede kalıcı barış ve istikrar, ancak Libyalılar arasında samimi ve kapsayıcı diyaloga dayanan, Libyalıların öncülüğünde ve Libyalıların sahiplendiği bir siyasi süreçle sağlanabilir.
Libya’da çatışmalara askeri bir çözüm sadece daha fazla acılara sebep olmakta ve bölünmüşlüğü daha da derinleştirmektedir. 2015 tarihli Libya Siyasi Anlaşması’na, 2259 sayılı BMGK Kararına ve diğer ilgili BMGK Kararlarına dayanarak, Libyalılar arasında BM himayesinde kapsamlı bir siyasi süreci başlatmak için en önemli önceliği, ateşkesin derhal sağlanması teşkil etmektedir.
Berlin Süreci’ne desteğimizi teyit eder ve sürecin ancak Libyalıların ve komşu ülkelerin katılımı ve bağlılığıyla somut sonuçlar verebileceğini hatırlatırız. Mevcut kritik şartlar altında ve ilgili BMGK kararlarının ortaya koyduğu amaçlar ışığında inisiyatif almaya karar verdik.
LİBYA’DA İNİSİYATİF ALIYORUZ
Arabulucular olarak, Libya’daki tüm taraflara çatışmaları 12 Ocak günü saat 00.00 itibarıyla durdurmak, sahada istikrarın sağlanması ve Trablus ile diğer şehirlerde günlük hayatın normalleştirilmesi için gereken önlemlerle desteklenen sürdürülebilir bir ateşkes ilan etmek, Libya halkının acılarına son vermek ve ülkeye barış ve refahı yeniden getirmek için derhal bir müzakere masasının etrafında bir araya gelme çağrısında bulunuyoruz. Libyalıların, bütün vatandaşlarının çıkarlarını hesaba katan ulusal diyalog çerçevesinde, vatanlarının geleceğine bağımsız bir şekilde karar verebileceklerine dair inancımız tamdır.”