Özdemir İnce
Oluşturulma Tarihi: Kasım 10, 2005 00:00
Paris’te varoşları dolaşarak nabız tutan Hürriyet yazarı Özdemir İnce, Fransa’da Müslüman cemaatin en üst otoritesi olan İslam Konseyi Başkanı Dalil Boubakeur ile isyanın perde arkasını konuştu. Boubakeur şöyle konuştu: ‘Bu olayların dini bir kaynağı ve nedeni yoktur. Ve bunu İslamcılar organize etmemişlerdir. Bu bir toplumsal patlamadır, laik gençlerin patlamasıdır.’
PARİS Camii Rektörü, Fransa İslam Konseyi Başkanı, Cezayir asıllı Fransa vatandaşı Dalil Boubakeur banliyö ayaklanmasının yatıştırılması için önemli rol oynayan kişilerden biri. Fransa’nın deniz aşırı topraklarından Reunion adasına hareketinden önce vakti dar olduğu için, telefon görüşmesi yapabildik. Boubakeur anlatıyor:
‘Bizim Paris banliyölerinde, sitelerde meydana gelen olaylarla ilgili görüşlerimiz şöyle: Bu olaylar çözümsüzlükten, ekonomik sorunların çıkmazlarından, konut sorunlarından ve yaşama amaçlarından kaynaklanmaktadır. Gençlerin içinde bulundukları durumu bildiğimiz için, biz zaten bunun her an olabileceğinden korkuyorduk. Bu isyan, Fransa’da yaşayan, Fransız vatandaşı olan, kendilerini Fransız kabul eden gençlerin kendilerini aynı zamanda toplumdan dışlanmış ve yüzüstü bırakılmış hissetmelerinden kaynaklanmaktadır.
ÇÖZÜM PROGRAMI BAŞLIYOR
Fransız hükümeti denetim altına alınması çok zor olan durumun önemini anlamış durumda. Sizden biraz önce Başbakan Dominique de Villepin ile bir telefon görüşmesi yaptım. Bu konuşmadan anladığıma göre, onlar da işin zorluğunu anlamış bulunuyorlar. Bu nedenledir ki bugün (önceki gün) bakanlar kurulu kararı ile hükümete sokağa çıkma yasağı koyma yetkisi verildi. Polisi güçlendirecekler ama banliyö geneliyle ilgili bir çözüm programı uygulamaya da başlayacaklar. Bu, eğitim ve istihdam destekli olacak, yani Fransa bu gençlerin maruz kaldıkları gecikmeleri telafi etmeye çalışacak.
Bu olayların dini bir kaynağı ve nedeni yoktur. Ve bunu İslamcılar organize etmemişlerdir. Bu bir toplumsal patlamadır, laik gençlerin patlamasıdır.
GAYRİ MÜSLİMLER DE VAR
‘Fransa İslami Kuruluşlar Birliği’ (UOIF) bir fetva yayınlayarak İslam ile vandalizm arasında bir amalgama yol açtı. Bu doğru değildir, yanlıştır. Banliyö olaylarını İslama bağlamak yanlıştır. Problemi sosyal planda görmek, değerlendirmek gerekir. Doğrudur, bu gençler arasında Müslüman gençler olduğu gibi gayri müslimler, kara Afrikalılar da vardır. Bu bir gençlik patlamasıdır. İslama bağlamak son derece yanlıştır. Olaylara İslamla bağlantı kurmadan uygun bir çözüm bulunması gerekiyor.
Fransa’da olan bu olaylar Avrupa toplumunun öteki ülkelerinde de olabilir. Zengin anakent ile fakir banliyöler arasındaki çelişki her ülkede giderek büyümektedir.’
CHIRAC-SARKOZY ÇEKİŞMESİ
Fetva yayınlayan Fransa İslami Kuruluşlar Birliği’nin, Müslüman Kardeşler’in görüşlerini savunduğu biliniyor. Banliyö olaylarına İslamı karıştırmasının nedeni kendilerini hükümete muhatap kabul ettirmek. İçişleri Bakanı Nicolas Sarkozy’nin bu birliği muhatap olarak tercih ettiği söylentileri çok yaygın.
Bir başka söylenti de Cumhurbaşkanı Jacques Chirac ve Başbakan Dominique de Villepin ikilisinin İçişleri Bakanı Nicolas Sarkozy’ye karşı banliyö ayaklanmalarını koz olarak kullanmak istedikleri yönünde. Olayların onuncu gününden sonra, gecikmeyle müdahale kararı almalarını da bu çekişmeye bağlayanlar çoğunlukta.
‘Selamünaleyküm’ dendiğinde ‘Bonsoir’ diye cevap veriyorlar
MÜSLÜMAN gençlere hitaben sükunet fetvası yayınladığı için eleştirilen Fransa İslami Kuruluşlar Birliği’ne (UOIF) yakın Müslümanlar geceleri olayları yatıştırmak için özellikle Rosny-sous-Bois’da ekipler halinde dolaşıyorlarmış. Le Monde’un yazdığına göre bu ikna seferlerine katılanlardan biri (Bachir Guerrad) ‘Gençlerle tartışıyoruz, grupları dağıtmaya çalışıyoruz. Evlerine götürüyoruz. Pazar günü, bir grubu, bir okulu ateşe vermekten caydırdık’ diyor. Bununla birlikte, yangıncı gençlerin camiyle ilişkilerinin hiç de sıkı olmadığını itiraf ediyorlar. Çoğu Müslüman değil. ‘Selamünaleyküm’ dendiğinde ‘İyi akşamlar’ (Bonsoir) yanıtı veriyorlar. Aralarında Magribli’den çok kara Afrikalı var. Bu ayaklanmada dinin hiçbir rolü yok. Çoğu, burunlarının dibinde bir cami olduğunun farkında bile değiller.