Kuzu: Hollanda bir kesimin değil, hepimizin

Güncelleme Tarihi:

Kuzu: Hollanda bir kesimin değil, hepimizin
Oluşturulma Tarihi: Mart 04, 2017 11:27

Rotterdam’da 4 yıl boyunca belediye meclis üyeliği yaptıktan sonra 2012’deki seçimde İşçi Partisinden (PVDA) milletvekili seçilen Tunahan Kuzu, Hollanda’da siyaseti ve yeni kurdukları Denk Partisini anlattı. İki yıl milletvekilliği yaptıktan sonra Selçuk Öztürk’le birlikte PVDA’dan ayrıldıklarını ve Denk Partisini kurduklarını belirten Kuzu, şunları söyledi:

Haberin Devamı

“AYRILMAMIZIN birinci sebebi, Başbakan Yardımcısı ve şu anda PVDA lideri olan Lodewijk Asscher’in Motivaction kurumuna yaptırdığı araştırma sonucunda Türklerin yüzde 87’sinin DEAŞ sempatizanı olduğu lekesini sürmeye çalışmasıydı. İkinci sebep ise Asscher’in iki profesöre görev vererek başlattığı ‘Türk İslami Kurumlar entegrasyona katkı sağlıyorlar mı’ araştırmasından istediği sonuçlar çıkmayınca beş sene boyunca bu kurumları gözetim altına alacağını söylemesiydi. Yapılanlar hukuk dışı olduğu için tepkimizi gösterdik. PVDA, ‘Yaptığımız eleştirileri geri çekiyor ve parti çizgisinin arkasında duruyoruz’ içerikli deklarasyon hazırlayıp üç gün içerisinde imzalamamızı istedi. Biz de buna karşı çıkarak partiden ayrılmak zorunda kaldık.”

AYRILDIĞIMIZ İÇİN PİŞMAN DEĞİLİZ

Haberin Devamı

“Partiden ayrıldıktan sonra bize, radikal, İslamcı, terörist damgası vurulmaya çalıştılar ama başaramadılar. İstedikleri kadar bizi lekelemeye çalışsınlar bizim niyetimiz belli, biz bu ülkeye katkı sağlamak için çalışıyoruz. Ayrıldığımız pişman değiliz. Aksine siyasi kariyerimde başıma gelen en güzel olay, PVDA’dan yaşadığım ayrılık oldu, çünkü neticesinde Denk Partisi kuruldu. Bu harekete iki kişiyle başladık. Biz inandığımız zaman, istersek bu ülkede bazı şeyleri değiştirebiliriz. Denk Partisi olarak azim ve gayretle nerede durduğumuzu belirterek bazı şeyleri yapabildiğimizi gösterdik. Hedefimiz 5 milletvekili çıkarmak. En önemli toplumsal sorumluluk, siyaset. Ayrımcılığa ve ırkçılığa karşı son 2 yıldır farklı topluluklardan azınlıkları bir araya getirdik. Bunlar arasında Hollandalılar da var. Yeni bir siyasi oluşumla ülkede yeni bir rüzgar esmesini sağlık. Tarih yazmaya başladık, seçimlerden sonra da yazmaya devam edeceğiz. Vatandaşımız duyarlı olursa büyük harflerle, duyarsız olursa küçük harflerle tarihe geçeriz.”

WILDERS BÖYLE GİDERSE...

“Son 15 yıldır yabancıları ve Müslümanları ötekileştirmek, son 2 yılda da özellikle Türk toplumu üzerinden siyaset yapmak Hollanda’da adeta normal bir hale geldi. Özgürlük Partisi (PVV) Lideri Geert Wilders, böyle devam ederse söyledikleriyle Hitler olmaya doğru gidiyor. Hitler, 1930’larda sinagogları kapatmaya, Tevrat’ı ve koşeri yasaklamaya çalıştı. Şu anda Wilders söylemleriyle camileri kapatmaya, Kuran-ı Kerim’i ve helal kesimi yasaklamaya çalışıyor. Başbakan da 15 Temmuz darbe girişiminden sonra Hollanda medyasında çıkan yalan haberleri protesto eden Türk asıllı bir gence ‘Defol git’ diyebiliyor. Şu anda Avrupa’daki bazı ülkelerde aynı durum mevcut ve bu ülkelerden de büyük ilgi görüyoruz. ABD Başkanı Trump’ın Müslümanlara karşı çıkarmak istediği kanunların, Avrupa’daki ırkçı ve sağ popülist partilere moral verdiği gibi Denk Partisinin de seçimlerde göstereceği başarı, Avrupa’da yaşayan azınlıklar için moral olacaktır. Hollanda bir kesim insanın değil, hepimizin. Onun için Hollanda’daki vatandaşlarımıza nereden geldik nereye doğru gidiyoruz, ‘DENK=DÜŞÜN’ diyerek gerçekleri görmelerini ve sandığa gidip oylarını kullanmalarını bekliyoruz.”

BAKMADAN GEÇME!