Güncelleme Tarihi:
Birden fazla TV dizisinde kıyamet sonrası senaryolarıyla karşımıza çıkan, görünümüyle insanı ürperten Küresel Tohum Deposu ile gündeme gelen Svalbard adası ile ilgili bir dosya hazırlamıştık. (Kaçıranlar aşağıdaki linkten ulaşabilir)
Norveç'in bu ilginç bölgesinin bir başka önemli özelliği daha var: Svalbard dünyanın en temiz havasına sahip kentine ev sahipliği yapıyor.
Arktik Okyanusu’ndaki Norveç takımadaları Svalbard'da bulunan Brøggerhalvøya yarımadasındaki Zeppelinfjellet dağının eteklerinde yer alan Ny-Alesund kasabası, dünyanın en temiz bölgesi olarak gösterilirken bugün küresel iklim krizi nedeniyle hızla kirlendiği açıklandı.
Modern dünyanın sağladığı tüm imkânlardan uzak “münzevi” bir hayat yaşayan kasabada, mağazalar, süper marketler ve internet dahi yok; ansızın bir köşeden belirebilecek kutup ayılarına karşı sığınaklar hazırlanırken, evlerin kapıları ise olası bir kaçış anı için kilitlenmiyor.
Ny-Alesund’da uzun ve sakin bir hayat yaşayan kasaba sakinleri, modern dünyanın yarattığı kirliliğin kendi hayatlarını tehdit ettiğini öğrendiklerinde ne yapacaklarını şaşırdı. 1989’da Zeppelinfjellet dağının eteklerinde kurulan Zeppelin Gözlemevi tarafından yapılan incelemelerde, Avrupa ve Kuzey Amerika'dan gelen atmosferik akımların hava kirliliğini taşıdığı ortaya çıktı.
Araştırmacılar, artan kirliliğin el değmemiş doğal alanlar üzerinde de olumsuz sonuçlar doğurduğunu gözlemliyor. Zeppelin Gözlemevi ve Norveç Hava Araştırmaları Enstitüsü'nün kıdemli uzmanı Ove Hermansen, “Gözlem evinin bulunduğu alan, kirliliğe neden olan ana merkezlerden uzakta. Bölgede çevreyi kirleten herhangi bir unsur olmadığından, burada en doğru ölçümleri yapabiliyoruz. Değişen atmosfer olaylarını incelemek için oldukça elverişli bir yer” ifadesini kullanıyor.
Peki ama dünyanın en temiz doğasına sahip olan bir bölge, kirlilikten nasıl etkilenecek? Svalbard, küresel kirlilikle boğuşan dünya için ne anlama geliyor?
BİLİM İNSANLARI, KUZEY KUTBUNDAKİ ISINMAYI ANLAMAYA ÇALIŞIYOR
Svalbard, dünya genelinden toplanan 1,1 milyondan fazla tohum çeşidinin saklandığı küresel tohum deposuna ev sahipliği yapan bir bölge. İnsanlık için umudu simgeleyen Norveç takımadaları birçok ülkeden 18 bilimsel kuruma ev sahipliği yapıyor.
Bilim insanlarının akın ettiği Svalbard’da bulunan Norveç Kutup Enstitüsü çalışanları haftada beş gün gözlem evine çıkarak hava örneklerini toparlıyor. Hava durumu modellerini kayıt altına alan bilim insanları, kuzey kutup bölgesinin neden gezegenin geri kalanından üç kat daha hızlı ısındığını anlamaya çalışıyor.
Toplanan veriler karşılaştırılmak için dünyanın başka noktalarında yer alan gözlemevlerinden gelen sonuçlarla karşılaştırılıyor ve kirlilik oranlarının artışı ortaya çıkartılmış oluyor.
BAZI AİLELER TEHLİKELERE RAĞMEN KASABAYI TERK ETMİYOR
Teknolojiden izole bir kasaba olan Ny-Alesund başka bir yüzyıla ait gibi görünse de, kasaba halkının büyük çoğunluğu bu ıssız kasabada yaşamaktan memnun. Fakat değişen doğa nedeniyle karşı karşıya kaldıkları tehlikeler karşısında da bir o kadar endişeliler…
2 bin 500'den az konutun bulunduğu Ny-Alesund, 1900'lerin başında bir maden kasabası olarak kurulmuş. Zaman içinde bilimsel çalışmaların merkezi haline gelen kasaba iklim değişikliğinin neden olduğu doğal afetlerle de karşılaşıyor.
Her geçen gün gittikçe ısınan Ny-Alesund’da geçtiğimiz yıllarda yaşanan çığ düşmesi sonucu biri erkek iki çocuğun hayatını kaybetmesi büyük üzüntü yaratmıştı. Bugün çığ tehlikesine karşı elinden gelen bütün önlemleri alan kasabadaki evler yüksek risk nedeniyle tahliye edildi.
Fakat bazı aileler tüm tehlikelere rağmen evlerini terk etmemekte kararlı. Kış aylarında 45 kişinin yaşadığı kasaba, yaz aylarında bilim insanlarının gelmesiyle kalabalıklaşıyor. Norveç Kutup Enstitüsü uzmanlarından olan Kim Holmén, dünya genelinde yaşanan kirliliğin yaşadıkları alanları ciddi oranda etkilemeye başladığını söylüyor ve devam ediyor:
“Bitki örtüsünün yaşadığı dönüşüme bakabilirsiniz. Yaşanan sıcaklık artışları nedeniyle toprak bile bozulmaya başladı. Bitki örtüsü gözle görülür ölçüde bozulmaya başladı. Ren geyikleri dahi burada otlayamaz hale geldi. Yani dünyanın nasıl bir yer haline dönüşmeye başladığını buraya bakarak anlayabilirsiniz. Küresel ısınma her şeyi değiştiriyor.”
‘BİZ SON NOKTADAYIZ!’
Artan sıcaklıklar ve artan buzulların erimesi vahşi doğayı fazlasıyla etkiliyor. Yaşanan dönüşüm, çoğu endemik tür yeterince hızlı uyum sağlayamamasına neden olurken, hayvanların büyük kısmının daha soğuk bölgelere göç etme imkânı da yok oluyor.
Holmén, “Biz son noktadayız. Canlıların artan sıcaklıklar nedeniyle kaçabileceği bir toprak kalmadı. Bunu söylediğimizde ilk akla gelen kutup ayıları olsa da daha birçok tür ısınmadan olumsuz etkileniyor” ifadesini kullanıyor.
‘GÖZLEM EVİNE GİDERKEN MUTLAKA AYILARLA KARŞILAŞIYORUZ’
Ny-Alesund halkı ve bilim insanları “münzevi” bir hayat yaşıyor desek de, kutup ayılarının bölgedeki varlıkları nedeniyle oldukça hareketli anlar da yaşanmıyor değil. Kasaba halkıyla içli dışlı olan kutup ayıları özellikle uzun kış günlerinde sokakları dolduruyor.
Yerleşim merkezinde dolaşan insanların karşısına çıkan kutup ayıları bir miktar endişe yaratsa da, çevre sakinleri vahşi hayvanların varlığına bir hayli alışmış. Fakat kasaba içerisinde kutup ayılarına karşı tedbirler de bir hayli sıkı.
Kasabada bir ayıyla karşı karşıya gelmeniz durumunda doğacak acil sığınma ihtiyacı için binaların kapıları kilitlenmiyor.
Norveç Kutup Enstitüsü uzmanı ve Zeppelin Gözlemevi'nde aktif görevi bulunan Christelle Guesnon, Ny-Alesund’da çalışmak için kutup ayılarına alışmak gerektiğini söylüyor ve devam ediyor:
“Ayılar nehir kenarlarından ilerlemeyi seviyorlar. Kasaba ile Zeppelin gözlemevi arasındaki yol da tam bu güzergâhta. Gözlemevine giderken mutlaka bir kutup ayısıyla karşı karşıya geliyoruz. Hemen sığınağa girip onların ortadan kaybolmasını bekliyoruz.”
KUTUP AYILARINI IŞILDAKLARLA UZAKLAŞTIRIYORLAR
Durum böyle olunca, kasabada kutup ayılarıyla insanların bir arada yaşamasına yardımcı olacak birlikler de kurulmuş. Sekiz kadın ve erkekten oluşan çevre koruma görevlileri hem insanların hem de kutup ayılarının güven içinde yaşamalarını sağlıyor. Ayrıca, olası yangınlar, elektrik kesintileri veya meraklı kutup ayılarının evlere girmelerini önlemek için gönüllüler 7/24 nöbetleşe çalışıyor.
Kutup ayıları toplulukları kasabaya doğru yaklaştığında teyakkuz haline geçen gönüllüler, tehlikeli bir durumun yaşanmaması için ışıldaklarla ayıları korkutup kaçırmaya çalışıyor. Şayet kutup ayılarını korkutmayı başaramazlarsa, bu sefer de devreye Svalbard Valisi’nin helikopteri giriyor. Alçak uçan helikopter kutup ayısı sürülerini korkutarak kasabadan uzak durmalarını sağlıyor.
Polar Bears International'ın Direktörü Krista Wright, “Ekibimiz sayesinde kutup ayıları ve insanlar birbirleriyle güven içinde yaşıyor. Yaptığımız çalışmalar, değişen iklim koşullarında kutup ayılarının nasıl güven içinde yaşayabileceğini göstermesi açısından mükemmel bir örnek” diyor.
KASABA, KÜRESEL BİR ŞEHRİ ANDIRIYOR
Vahşi doğanın içinde hayatlarını sürdürmekten büyük keyif alan bölge halkı, çok kültürlü bir merkez inşa etmiş. Ny-Alesund’a Fransa, Almanya, İngiltere, İtalya, Norveç, Japonya, Güney Kore ve Çin dâhil olmak üzere dünyanın her yerinden gelen bilim insanlarıyla kalabalıklaşan kasaba, yaz aylarında küresel bir merkez haline geliyor.
Küresel bir şehri andıran kasabada bulunan otuz binanın adları ise şehir ve ülke isimlerinden oluşuyor. Meksika, İtalya başta olmak üzere Londra ve Amsterdam’ın da bulunduğu binalar, bilim insanlarına ve çevreci turistlere ev sahipliği yapıyor.
Bununla birlikte kasabada yaşayanlar geri dönüşümü esas alan bir hayat sürüyor. Cep telefonlarının ve internet bağlantısının olmadığı kasabada, bölgedeki hava akımlarının doğru şekilde kayıt altına alınabilmesi için radyo frekanslarına dahi izin verilmiyor. Öyle ki, herhangi bir ekipmanı çalıştırmak isteyen araştırmacılar özel izin alarak frekans sinyallerini kullanabiliyor.
Berrak gökyüzünün altında, elektriğin yaygın olarak kullanılmadığı bu kasabada sessizliği ise güçlü rüzgârlar bozuyor. Şiddetli fırtınalarla sallanan çatılar korkunç bir uğultuya yol açıyor. -37’ye kadar düşen hava sıcaklıklarına karşı konutları sıcak tutmak ise bir hayli zor. Yerel halk çoğu kış akşamı kat kat kıyafetlerle ve battaniyelere örtünerek ısınmaya çalışıyor.
KUZEY IŞIKLARI SESSİZ KASABANIN ÜZERİNDE DALGALANIYOR
Zorlu koşulların yanı sıra bitmek bilmeyen uzun kış akşamları nedeniyle güneşe hasret kalanlar depresif bir hava içinde günlerini geçiriyor. Öyle ki, aylar süren karanlık geceler kasaba sakinlerini bir hayli zorluyor.
Fakat bu karanlık ve kasvetli hava gökyüzünde dolaşan hayaletleri andıran ışık huzmeleriyle bozuluyor. Kuzey ışıklarının muhteşem dansı bu karanlık ve sessiz kasabanın üzerinde dalgalanıyor.
Bu kasvetli ortamı bozmak için kasaba sakinleri sosyal bir merkez oluşturmuş. Saat 16.30’da biten mesaiden sonra kasaba sakinleri, sosyal merkezde buluşarak hep birlikte yemek yiyor. Yemekten sonra düzenlenen partilerde ise bilimsel bulgular ve vahşi yaşamdan edinilen bilgiler, hikâyeler dilden dil aktarılıyor.
FUKUSHİMA FACİASI SVALBARD’A ULAŞTI
Peki, Ny-Alesund’a gelen bilim insanlarının tespit ettiği bulgular sadece küresel ısınmanın boyutlarını mı kapsıyor?
Zeppelin Gözlemevi’nde elde edilen birbirinden farklı sonuç bulunuyor. Örneğin, 2011 yılında Fukushima nükleer santral kazasından on gün sonra, Nükleer fisyon reaktöründen sızan radyonüklidlerin Svalbard’a ulaştığı tespit edilmiş. Bu da radyoaktif parçacıkların sadece birkaç gün içinde atmosferde binlerce kilometre uzaklığa taşındığını ortaya çıkarmış.
Zeppelin'deki araştırmacılar ayrıca, yaz aylarında bölgeyi ziyaret eden yolcu gemileri nedeniyle havadaki sülfat, nikel ve vanadyum gibi metal seviyelerinde ani artışlar gözlemlemiş.
MİKROPLASTİKLER KUZEY KUTBUNA VARDI!
Bu yıl yapılan araştırmalarda ise Kuzey Kutbu'nun uzak bölgelerindeki kar örneklerinde mikroplastik seviyelerinin hızla arttığı fark edilmiş. Bu konu üzerine çevredeki çalışmaları arttıran araştırmacılar, mikroplastiklerin Kuzey Kutbuna hava yoluyla taşınmış olabileceğini düşünüyor.
Endişe verici boyuttaki araştırmayı değerlendiren Norveç Hava Araştırmaları Enstitüsü uzmanı Dorte Herzke, “Mikroplastikler çok dayanıklı polimerlerden oluşması ve birçoğunun zehirli olan geniş bir kimyasal karışımı içermesi doğa için geri dönülemez zararlara neden olacak. Bu parçacıkların Kuzey Kutbu'na ulaşması ve kırılgan ekosisteme bir darbe daha indirmesinden endişe duyuyoruz” dedi.
Dünyanın yarattığı kirliliğe rağmen gökyüzüne bakmayı ve yaşanılabilir bir dünyayı düşlemeyi sürdüren Ny-Alesund sakinleri değişen doğanın ayırt edici özelliklerine tanık olmayı sürdürüyor. Ancak şimdilik, soludukları temiz havanın ender ve değerli bir kaynak olduğunu bilerek derin derin nefes alabiliyorlar.