Güncelleme Tarihi:
Anma töreni, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ve Kurucu Cumhurbaşkanı Denktaş’ın ailesinin çelenklerinin konmasıyla başladı. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı eşliğinde bayraklar göndere çekilerek yarıya indirildi. Cumhurbaşkanı Ersin Tatar anıt özel defterini imzaladı ve anıt özel defterine şunları yazdı;
“Kurucu Cumhurbaşkanımız Aziz Raif Rauf R. Denktaş, sevgi ve büyük bir özlemle anıyoruz. Kıbrıs’ta Türklüğün şerefi ile Kıbrıs Türk halkının özgürlüğü ve egemenliğini korumak, Kıbrıs’ın bir Helen adası olmasını önlemek amacıyla dava arkadaşlarınızla birlikte başlattığınız o büyük ve destansı direniş, mücadele azminiz ve kararlı tutumunuz asla unutulamaz. Önderliğinizde yürütülen bu direnişle Kıbrıs’ın bir Helen adası olması önlenirken, Kıbrıs Türk halkı özgürlüğüne, bağımsızlığına, kendi vatanına ve devletine kavuşmuştur. Kıbrıs Türk halkı size minnettardır. Kuruluşunda ve temellerinde büyük emeğiniz, alın teriniz ve destansı mücadeleniz bulunan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, bize en büyük emanetinizdir. Bu emaneti sonsuza dek koruyacağız. ‘Halkım beni Kıbrıs’a Türk askerini getiren adam olarak hatırlasın’ ifadenizi hatırlarken; ‘Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni yaşatın, Anavatan Türkiye’ye dört elle sarılın’ şeklindeki vasiyetiniz de en büyük şiarımızdır. Aziz liderimiz sizi unutmadık, unutmayacağız, halkımızın ve yüce Türk ulusunun yüreğinde sonsuza dek yaşayacaksınız. Ruhunuz şad olsun.”
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, anma töreninde yaptığı konuşmada, Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’ı, vefatının 11’inci yıl dönümünde büyük bir özlem ve minnetle andıklarını ifade ederek, Denktaş’ın ömrünü Kıbrıs milli davasına adamış olduğunu söyledi. Cumhurbaşkanı Tatar, “Rauf Denktaş’ın hayatı boyunca Anadolu, Türkiye sevgisi ile Kıbrıs Türk halkının bağımsızlığı için mücadelesini sürdürmüş bir lider olduğunu” belirtti.
“Denktaş, bir hukukçu olarak, Kıbrıs’ta bir anlaşma olacaksa İngiltere’nin adadan ayrılmasıyla Rum-Yunan ikilisinin adayı Yunanistan’a bağlama, Enosis hayallerinin gerçekleşmemesi için Kıbrıs meselesine Türkiye Cumhuriyeti’nin tarihten gelen haklarını kullanarak müdahale etmesini sürekli olarak vurguluyordu. Denktaş, hukukçu kimliğiyle, merhum Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Adnan Menderes ve Dışişleri Bakanı Fatih Rüştü Zorlu ile yaptıkları toplantılarda Türkiye Cumhuriyeti’nin mutlaka bir Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kuruluşu ile garantör ülke olması, Türk askerinin adaya dönmesi ve Türkiye Cumhuriyeti’nin garantör olarak tek taraflı müdahale hakkını vurguluyordu. Nitekim bu büyük bir başarı idi ve bu başarıyı birlikte anavatanın desteğiyle gerçekleştirdik ve Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kurucu ortağı olan Kıbrıs Türk halkı müktesep hak dediğimiz egemenlik temelinde şu anda sürdürmekte olduğumuz yeni siyasetin de temelleri atılmış oldu.”
‘RAUF DENKTAŞ, ŞU ANDAKİ SİYASETİN MİMARIDIR’
1974 öncesinde Kıbrıs Türk halkının direnişinin Rauf Denktaş önderliğinde ve liderliğinde gerçekleştiğini anlatan Cumhurbaşkanı Tatar, 20 Temmuz 1974’te Kıbrıs Barış Harekatı ile Mehmetçik’in adaya adım atmasının Kıbrıs Türk halkının tarihinde ‘en önemli bir gün’ olduğunu belirterek, Denktaş’ın halkın kendisini ‘Türk askerini adaya getiren bir lider olarak hatırlaması” temennisini hatırlattı.
“Bu mücadele sürecinin ardından 1983’te Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin kurulduğunu ve Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’ın federasyon temelinde görüşmeler sürerken o tuzakları gördüğünü ve Kıbrıs Türk halkının egemenlik hakkının gözetilmesi gerektiğini vurgulamaya devam ettiğini” anlatan Cumhurbaşkanı Tatar, “Kurucu Cumhurbaşkanımız Rauf Raif Denktaş, şu andaki siyasetin mimarıdır” dedi.
Cumhurbaşkanı Tatar, konuşmasına şöyle devam etti;
“Biz, onun öğrencilileriyiz, talebeleriyiz, onu dinledik, onu izledik. Ve şimdi de, büyük mutluluk içerisinde milli siyasetinin yürütülmesinde ortaya koyduğumuz irade, anavatanımız Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın New York’ta tarihi konuşmasında Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin tanınması çağrısı ve Özbekistan’da Semerkant’ta Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin Türk Devletleri Teşkilatı’na gözlemci üye olarak kabul edilmemiz, bizlerin bağımsızlık ve tanınma yolunda attığımız fevkâlade önemli ve tarihi adımlardır.”