Kürtlerin keçi peyniri ve balına hayran kaldım
Güncelleme Tarihi:
Oluşturulma Tarihi: Eylül 15, 2005 02:08
14 ay boyunca ABD’nin Irak valisi olarak görev yapan Paul Bremer’in bilinmeyen bir özelliği ortaya çıktı. Fransız mutfağı konusunda eğitim almış olan Bremer, İran ve Türk mutfağından etkilenen Irak mutfağını çok beğendiğini belirtirken, ‘Kürtler cennet bahçesinde yaşıyor gibi. Hayatımın en güzel keçi peyniri ve balını Kürtler’den yedim’ diyor.
ABD’nin işgali sonrasında 14 ay boyunca Irak’ta sivil temsilci olarak görev alan Paul Bremer’in en büyük hobisinin, aşçılık ve uzmanlık alanının da Fransız mutfağı olduğu ortaya çıktı.
Irak görevi sırasında hiç yemek pişirmemiş olan Bremer, ruhunun memleket hasretini ise ABD’deki evinin mutfağını hayal ederek bastırmış. Şimdilerde gününü Vermont’taki sayfiye evinde geçiren Paul Bremer, bir yandan Irak anılarını kaleme alırken, fırsat buldukça da mutfağa girip yeni tatlar deniyor. Bremer şöyle diyor: ‘Bağdat’taki bilgisayarımın masa üstünde bu evin bir fotoğrafı vardı. Birileri ‘bu nedir’ diye sorduğunda ise ‘hayalimdeki mutfağımı kurduğum yer’ diyordum.’
Paul Bremer, 1970’lerde Norveç’te diplomat olarak görev aldığı günlerde yemek yapmaya başlamış. Pazar günleri, büyükelçiliğin aşçısı izinli olduğundan Bremer, Oslo’da bulamadığı Çin yemeklerinden yapmaya başlamış. Çok geçmeden kendini arkadaşları için yemek pişirirken bulmuş. Francie Bremer, eşinin yemek yapma konusunda kendisinden daha hevesli olduğunu görünce mutfak işini de tamamen ona bırakmış. Hollanda’dan döndükten sonra Gaithersburg’daki L’Academie de Cuisine’de ahçılık dersi alan Bremer, New York’ta görevli olduğu dönemde de Alsace’lı şef Henri-Etienne Levy’den akşamları özel ders almış.
Çeşitli ülkelere yaptığı seyahatlerin aşçılık yeteneği üzerinde etkisi olduğunu söyleyen Bremer, Afganistan’da ‘dünyanın en iyi ekmeğini’ yediğini, Norveç sayesinde balıkla tanıştığını, Çin ile her şeyi deneme cesaretini bulduğunu söylüyor. Bremer, Irak mutfağına da değinmeden edemiyor ve ‘Irak mutfağı çok lezzetli. Pers ve Türk etkisiyle birlikte standart bir Arap mutfağı. Ve Kürtler cennet bahçesi gibi bir yerde yaşıyor - herşeyi yetiştiriyorlar: Ceviz, elma, armut, kayısı, üzüm, kavun, baharatlar. Harika keçi peyniri ve inek peyniri yapıyorlar, en iyi balı orada yedim’ diyor.
Irak görevi sırasında hiç yemek pişirmemiş olan Bremer, ruhunun memleket hasretini ise ABD’deki evinin mutfağını hayal ederek bastırmış. Şimdilerde gününü Vermont’taki sayfiye evinde geçiren Paul Bremer, bir yandan Irak anılarını kaleme alırken, fırsat buldukça da mutfağa girip yeni tatlar deniyor. Bremer şöyle diyor: ‘Bağdat’taki bilgisayarımın masa üstünde bu evin bir fotoğrafı vardı. Birileri ‘bu nedir’ diye sorduğunda ise ‘hayalimdeki mutfağımı kurduğum yer’ diyordum.’
Paul Bremer, 1970’lerde Norveç’te diplomat olarak görev aldığı günlerde yemek yapmaya başlamış. Pazar günleri, büyükelçiliğin aşçısı izinli olduğundan Bremer, Oslo’da bulamadığı Çin yemeklerinden yapmaya başlamış. Çok geçmeden kendini arkadaşları için yemek pişirirken bulmuş. Francie Bremer, eşinin yemek yapma konusunda kendisinden daha hevesli olduğunu görünce mutfak işini de tamamen ona bırakmış. Hollanda’dan döndükten sonra Gaithersburg’daki L’Academie de Cuisine’de ahçılık dersi alan Bremer, New York’ta görevli olduğu dönemde de Alsace’lı şef Henri-Etienne Levy’den akşamları özel ders almış.
Çeşitli ülkelere yaptığı seyahatlerin aşçılık yeteneği üzerinde etkisi olduğunu söyleyen Bremer, Afganistan’da ‘dünyanın en iyi ekmeğini’ yediğini, Norveç sayesinde balıkla tanıştığını, Çin ile her şeyi deneme cesaretini bulduğunu söylüyor. Bremer, Irak mutfağına da değinmeden edemiyor ve ‘Irak mutfağı çok lezzetli. Pers ve Türk etkisiyle birlikte standart bir Arap mutfağı. Ve Kürtler cennet bahçesi gibi bir yerde yaşıyor - herşeyi yetiştiriyorlar: Ceviz, elma, armut, kayısı, üzüm, kavun, baharatlar. Harika keçi peyniri ve inek peyniri yapıyorlar, en iyi balı orada yedim’ diyor.