Güncelleme Tarihi:
Ürdün Kralı Hüseyin’in ‘tıbben öldüğü’ açıklandı. Kral’ın henüz ‘yaşam destek makinelerine’ bağlı olduğu, ancak bu bağlantının yakında kesileceği resmen bildirildi. 63 yaşındaki Kral Hüseyin ilik kanseri tedavisi gördüğü ABD’den yeni dönmüştü.
Ürdün Kralı Hüseyin'in yakalandığı amansız hastalıktan kurtulamayarak ‘tıbben öldüğü’ açıklandı. 63 yaşındaki Hüseyin, bir süredir, ABD'nin Rochester Kenti’ndeki Mayo Kliniği'nde lenf kanseri tedavisi görüyordu.
Ufak tefek oluşu ve krallığının küçük olması nedeniyle, kendisine ‘Küçük Kral’ adı takılan Hüseyin'in sağlık durumu, Mayo'da ilik nakli yapılmasına karşın iyice kötüleşti. Bunun üzerine, ‘ülkesinde ölmek isteyen’ Kral, önceki gün ABD'den ayrılarak dün Ürdün'e döndü. Oldukça ağır bir durumda başkent Amman'a gelen Hüseyin, derhal hastaneye kaldırıldı. Hastanede yaşam destek ünitesine bağlanan Hüseyin'in yaşamından umut kesildi. Kralın tıbben öldüğü yaşam destek ünitesinin de ‘yakında kapatılacağı’ açıklandı. 47 yıldır tahtta olan Hüseyin, yaşayan krallar içinde en uzun süredir iktidarda olan hükümdardı.
Uzun süren iktidarı boyunca birkaç savaş yaşamış, ayaklanmalar görmüş ve suikast girişimlerinden kurtulmuş olan Kral Hüseyin, ABD'de tedavi gördüğü sırada, geçen ay sonunda, ani bir kararla ülkesine dönerek, kardeşi Prens Hasan'ı veliahtlıktan azletti. Kardeşinin yerine, ikinci eşi İngiliz asıllı Prenses Mona'dan olma 38 yaşındaki büyük oğlu Prens Abdullah'ı veliaht, şimdiki eşi Amerikalı Kraliçe Nur'dan olma Prens Hamza'yı da Abdullah'ın veliahtı ilan etti.
Ürdün'de yapılan bu değişikliklerle ilgili çeşitli söylentiler çıkarıldı. Hatta, veliaht seçimi için, eski eşi Mona ile şimdiki eşi Kraliçe Nur arasında sürtüşme çıktığı bile iddia edildi. Bunun üzerine, Kral Hüseyin'in sarayından alelacele yapılan resmi bir açıklamayla gerçek ortaya çıktı. Açıklamada, Prens Hasan, sert bir biçimde, askerlerin işine karışmak ve devlet yönetiminde görevini kötüye kullanmakla suçlandı ve bu nedenlerden ötürü azledildiği duyuruldu. Kral Hüseyin, kapalı kapılar ardında ‘yokluğunda uslu durmadığı’ gerekçesiyle azarladığı kardeşinden bir ‘yıldırım operasyonu’ ile aldığı Kraliyet Nişanı'nı oğlu Abdullah'a verdikten hemen sonra, tedavisinin devamı için yeniden ABD'ye uçtu.
SON SEYAHAT
Aslında, ABD'yi son kez göreceğini, Kral Hüseyin de, yakın çevresi de biliyordu. ABD yönetimi, önceki gün Kral'ı son kez Ürdün'e uğurladı. Kral Hüseyin'i taşıyan uçağa, ABD Hava Kuvvetleri'nden iki jet eşlik etti. ABD'nin bu davranışı, diplomatik kaynaklar tarafından, ‘Kral Hüseyin, ya öldü, ya da çok ağır durumda. ABD, bu şekilde Kral’ı son kez selamlamak istiyor' diye yorumlandı.
Kral'ın tıbben öldüğün haberiyle, Ürdün yasa boğuldu. Ürdün Üniversitesi siyasal bilimler profesörü Lebib Kamhavi, ‘Ürdün halkı, genç Veliaht Prens Abdullah’ı devlet yönetiminde eğitebilmesi için, Kral Hüseyin'in yaşamasını diliyordu. Ancak, bu dilek tutmadı' diye konuştu.
Kral Hüseyin ülkesine dönmek üzere uçarken, en duygusal açıklamalardan biri de ABD Başkanı Bill Clinton'dan geldi. Clinton, ulusal sabah duasında, ‘Sizden, Kral Hüseyin için dua etmenizi istiyorum. Harika insan, barış savunucusu Kral Hüseyin, bugün yaşamı için savaş veriyor ve sizi temin ederim ki, en çok da barış için mücadelesini sürdürebilmek için bunu yapıyor’ dedi.
Çocuk yaşta tahta oturdu
Ürdün Kralı Hüseyin, Osmanlı'ya başkaldıran ve Arap çöllerinde binlerce Mehmetçiğin ölümünden sorumlu bir hanedandan geliyor. Ünlü İngiliz casusu Lawrence'nin dağıttığı altınların aşkına Osmanlı'ya kılıç çeken, peygamber soyundan geldiğine inanılan Mekkeli Şerif Hüseyin, Kral Hüseyin'in büyük dedesiydi ve Ürdün Krallığı'nın kurucusuydu.
Hüseyin, daha 16 yaşında, İngiltere'de eğitim gördüğü sırada, Ürdün'de tahtta oturan babası Tallâl'ın delirip Ortaköy Şifa Yurdu'na kapatılmasıyla, 1952 yılında kral ilan edildi.
Ortadoğu'nun en karışık olduğu dönemlerin birinde kral olan ve dedesi dahil bazı yakınları suikast sonucu öldürülen Hüseyin de, birçok suikast girişimi atlattı, birkaç kez şavaşmak zorunda kaldı. 1960 yılında Suriye kaynaklı bir suikastan zor kurtuldu. Doğal kaynaklar açısından pek zengin olmayan, çoğunluğu Filistinli 4.5 milyon nüfuslu ülkesi, Kral Hüseyin 1967 yılında İsrail ile savaşa girmeye karar verince batağa saplandı. Kısa süren savaşın sonucunda, Ürdün, Batı Şeria'yı ve Kudüs'ü kaybetti. Yerlerinden yurtlarından edilen 400 bin Filistinli, Ürdün'e sığındı. 1970 yılında, büyük bir Filistinli isyanı patlak verdi. Kral Hüseyin, buna çok sert yanıt verince, tam bir katliam meydana gedi. Şiddet olaylarında ölen Filistinli sayısı, 3 bini aştı. Olay, tarihe ‘‘Kara Eylül’’ diye geçerken, Ürdün ile Yaser Arafat'ın liderliğindeki FKÖ'nün arası açıldı.
Buna karşılık, Kral Hüseyin, Filistin davasına özenle sahip çıkmaya devam etti. 1974 yılındaki Arap zirvesinde Hüseyin, FKÖ'yü Filistin halkının tek temsilcisi olarak tanımaya zorlandı.
Çareyi barışı aramakta bulan Hüseyin, 1988 yılında ülkesinin Batı Şeria ile tüm bağlantısını kesti. 6 yıl sonra ise, Ürdün, İsrail ile barış anlaşması imzalayan ikinci Arap ülkesi oldu. 1990 yılındaki Körfez Savaşı'nda ise, Saddam'dan yana tavır takınınca, Arap ülkelerinin ve Batı'nın tepkisini aldı. İlerleyen yıllarda, ülkenin İsrail ile ilişkileri gerginleşmeye başladı. 1997 yılında İsrail'de muhafazakâr Benjamin Netanyahu'nun başbakan seçilip, barış girişimlerinin dondurulması ve Amman'da Hamas liderine suikast girişiminde bulunulması üzerine, İsrail ile gerginlik doruğa ulaştı.
İsrail ile Filistin arasında yapılan Wye River barış görüşmelerine davet edilen Hüseyin'in yapıcı çabaları, ABD Başkanı Bill Clinton tarafından takdirle karşılandı. 14 Kasım 1935'te Amman'da doğan ve Mısır'da İskenderiye'de eğitimine başlayan Hüseyin, İngiltere'deki Kraliyet Askeri Akademisi Sandhurst'te eğitimini tamamladı. Dört kez evlenen Kral Hüseyin'in, 5'i erkek, 6'sı kız 11 çocuğu bulunuyor.
Tahtın varisi nasıl değişti
Kral Hüseyin’in ölümüne birkaç hafta kala ülkesine dönerek 34 yıldır veliaht olan kardeşi Prens Hasan’ın yerine büyük oğlu Prens Abdullah'ı getirişinin ardında ABD yönetimi ve Kraliçe Nur’un olduğu anlaşıldı.
Başkan Clinton'ın Ulusal Güvenlik Danışmanı Sandy Berger 2 ay önce Mayo Kliniği'ne yaptığı ziyaret sırasında majestelerinin bu dünyadan göçtüğünde Ürdün'de yaşanabilecek olası ‘siyasi vakumdan’ söz açtı. 34 yıldır veliaht olan Prens Hasan, Ürdün mirasını yüklenecek güçte değildi. Kral’ın suskunluğundan cesaret bulan Berger ağzındaki baklayı çıkardı: Prens Hasan görevden alınsa daha iyi olurdu. Bu sözlere öfkelenen Kral ‘Hasan benim gözbebeğim’ diye bağırdı.
NUR DA DEVREYE GİRDİ
Ancak iddiaya göre Kral da Hasan’ın orduda yaptığı temizlikten rahatsızdı. Zaten Pakistan asıllı eşi de şimdiden Basma Sarayı'nın dekorunu değiştirmeye hazırlanıyordu. Oysa Kral ve Amerikan asıllı eşi 18 yaşındaki büyük oğulları Prens Hamza'yı veliaht yapmak istiyordu. Şimdi ABD asıllı Nur'un bu arzusunu Amerikan yönetimine de ilettiği ve ABD heyetinin ziyaretinde Kraliçe'nin de etkili olduğu söyleniyor. Prens Hamza'nın da Prens Abdullah'ın veliahtı olması şartıyla Kraliyet Ailesi uzlaşmaya vardı. Ürdün'de bir dönemi kapayıp yeni bir sayfa açan Kral artık gönül rahatlığıyla gözlerini yumabilirdi.
Ölüm toplantısı
Tıbbi olarak öldüğü açıklanan Ürdün Kralı Hüseyin'in bağlandığı yaşam destek ünitesinden ne zaman çıkarılacağına karar vermek için, Kraliyet ailesi üyelerinin ve hükümet yetkililerinin katıldığı bir toplantı yapıldı.
Son derece üzgün oldukları belirtilen ve basının karşısına çıkamayan aile üyelerinin, yaşam destek sistemini ne zaman kaldırmak gerektiği üzerinde düşündükleri belirtildi. Bir hükümet kaynağı, aile üyelerinin toplantısının hastanede yapıldığını ve toplantıya Kral'ın karısı Kraliçe Nur ile oğullarının katıldıklarını söyledi.
Devlet Televizyonu da haberlerde, Kral'ın hala yaşadığını duyururken, bir yandan da dini ve Haşimi hanedanlığının 1916 Arap Ayaklanması’ndaki rolü konularında programlar yayınlandı.
Bu arada, üst düzey bir Ürdünlü yetkili de, Ürdün hükümetinin bugün, tıbben ölen Kral Hüseyin'in görevini yerine getiremeyeceği ve tahta Prens Abdullah'ın geçtiği yolunda bir açıklama yapabileceğini söyledi.
Ortadoğu'nun taşları yerinden oynayacak
Ürdün Kralı Hüseyin'in tıbben öldüğünün açıklanması, Ortadoğu'da üzüntüyle karışık endişe yarattı. Bu etki özellikle İsrail'de hissediliyor. İsrail-Filistin barış görüşmelerinin her kritik aşamaya girişinde devreye giren Hüseyin'in nüfuzundan yoksun bir siyasetin nasıl şekilleneceği henüz kestirilemiyor.
İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu, Hüseyin'in yaşam destek makinesine bağlı olduğu saatlerde yaptığı açıklamada, ‘‘Hepimiz, bir mucize olsun diye dua ediyoruz’’ diyordu. İsrail'de yaşanan endişeye rağmen resmi ağızlardan yapılan açıklamalarda farklı bir dil kullanılıyor.
Mısır Devlet Başkanı Hüsnü Mübarek ise Umman'ı ziyareti sırasında bu ülkenin emiri Sultan Kâbus ile birlikte bir bildiri yayınlayarak Kral Hüseyin'in durumundan ötürü büyük üzüntü duyduğunu açıkladı.
Körfez Savaşı'ndan sonra bölgedeki ilişkileri Ürdün'le sınırlı kalan Irak da Hüseyin'in son saatlerinde alarm durumundaydı. Irak televizyonu kralın önceki gece ülkesine getirilmesinden başlayarak sürekli Hüseyin'in durumuyla ilgili bilgi verdi.
Yeni kral çok yaşa
Ürdün Kralı Hüseyin tarafından sürpriz bir şekilde görevden alınan amcası Hasan yerine veliaht ilan edilen Prens Ürdün'ün yeni kralı olacak.
Özel Kraliyet Kuvvetleri Komutanı olan Prens Abdullah 30 Ocak 1962 doğumlu. Kral Hüseyin'in İngiliz Antoinette Gardiner (Prenses Mona) ile ikinci evliliğinden dünyaya gelen Prens Abdullah, Kraliyet Ailesi’nin en büyük oğlu. Anayasa gereği Prens Abdullah, henüz bebekken veliaht ilan edildi.
1980 de İngiliz Sandhurst Askeri Akademisi’ne katılan Prens Abdullah, Oxford Üniversitesi ve ABD'deki Georgtown Üniversitesi'nde uluslararası ilişkiler eğitimi gördü. Babasının Kral Hüseyin olduğunu saklamayı tercih eden Prens Abdullah, iyi bir öğrenciydi. Sürat düşkünü Prens Abdullah, çapkınlıklarıyla ünlüydü.
Prensin bu hızlı yaşamı bir partide Filistin'in soylu ailelerinden birinin kızı olan Raina ile tanışana kadar sürdü. 1993 yılında Raina ile dünya evine giren veliaht prensin Hüseyin ve İman isimli iki çocuğu var. Evliliği sayesinde Ürdün halkının büyük bir kısmını oluşturan Filistinli asıllıların gönlünde taht kuran Prens 1994 yılında Özel Kraliyet Komutanlığı'na getirildi. Abdullah, bir siyasetçiden çok bir asker gibi yetişti. İç düzeni sağlamak için kurulan komando birliğine komutanlık eden Prens Abdullah, 1996 yılında Ürdün'ün güneyindeki isyanları bastırarak prim topladı. Geçen yılda Amman'da 8 kişiyi öldüren katillere düzenlenen operasyon da yine Prens Abdullah'ın popüleritesini artırdı. Ürdünlüler, ‘Prens Abdullah çok yaşa’ diye sokaklarda slogan attılar. Antika silah koleksiyonu yapan, dalgıçlık sertifikası ve helikopter brövesi bulunan Prens Abdullah'ın, dezavantajı Arapçası. Annesinin İngiliz olması ve yurtdışında eğitim görmesi açısından mükemmel İngilizce konuşan Prens Abdullah'ın Arapça bilgisi için aynı şeyi söylemek mümkün değil.
Ürdün’ün 46 yıl iktidarda kalan Kralı Hüseyin, arkasında dört eş ve 11 çocuk bıraktı. 1978 yılında evlendiği son eşi Kraliçe Nur, Kral Hüseyin’i hastalığından ölümüne giden yolda bir an olsun yalnız bırakmadı. Kral, sağlığı süresince Kraliçe Nur ile sürekli olarak basının karşısına çıktı. Kral Hüseyin kansere yakalanmasının ardından saçlarını ve kaşlarını kaybetti. Son günlerinde ise iyice çöktüğü yüzünden belliydi.
Kral Hüseyin’in yerine tahta geçecek olan en büyük oğlu Prens Abdullah, Kral’ın İngiliz asıllı eşi Mona’dan. Kraliçe Rania ile evli olan Prens Abdullah’ın, adı yine Hüseyin olan bir oğlu var. Ürdün halkı ise Kralları’nın yokluğuna uzun süre alışamayacağa benziyor.